Bölüm 184: [Ruhsarsan Sanat]

avatar
4615 53

Desolate Era - Bölüm 184: [Ruhsarsan Sanat]



Bölüm 184: [Ruhsarsan Sanat]

 

“Usta, size bir sorum daha var.” Ji Ning hala daha dört yüz kilogram element özü emmesine rağmen, Zifu Gölü’nün neden büyümeye devam ettiğini bilmiyordu.

 

“Söyle.” Ölümsüz Diancai konuştu.

 

Ning hemen açıkladı. “Öğrenciniz [Akan Sukaynağı] tekniğinde çalışıyor. Toplamda, 440 kilogram sıvılaşmış element özü emdim. [Akan Sukaynağı] tekniğine göre 400 kilogramlık miktar, ‘Kutsal Ölümsüz temeli’ oluşturmak için yeterli ve kişi bu miktarın üstüne çıkarsa hızla sınıra ulaşıyor. Lakin, Zifu Mor Sarayı’m henüz limite ulaşabilmiş değil. Bunun sebebi nedir?”

 

“Oh?” Ölümsüz Diancai gülüyordu. “Hahaha, ölümsüzlük yolunda yürüyen insanların çoğu fazla element özü ememedikleri için isyan ediyor ve sen gelmişsin burada, fazla emebildiğin için şikayet mi ediyorsun?”

 

“Tabii hayır.” Ning konuştu. “Sadece aklım karıştı ve neden özel olduğumu anlayamadım.”

 

Ölümsüz Diancai gülümsedi. “Çünkü vücudun bir Habistanrı’ya ait! Sıradan bir Habistanrı vücuduna sahip olsan neyse lakin sen efsanevi, bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği’nde, [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda çalışıyorsun. Sahip olduğun Habistanrı vücudu, dünyadan doğan Habistanrılar’dan bile zayıf değil. Yani, Zifu Gölü’nün daha fazla element özüne ihtiyaç duyuyor olması gayet doğal.”

 

“Oh.” Ning meseleyi anlamıştı.

 

“Aslında, Ki tekniği ne kadar iyiyse kişinin temeli de bir o kadar sağlam olur. Belki Zifu ya da Wanxiang seviyelerinde daha uzun zaman geçireceksin ancak ilerlediğin takdirde, işin daha da kolay olacak.” Ölümsüz Diancai konuştu. “Ayrıca [Akan Sukaynağı]’ndan daha iyi teknikler de var. Örneğin bazı teknikler kişiye Zifu seviyesinde 500 kilogram element özü emme fırsatını sunuyor. Teknik ne kadar güçlüyse, kontrol edebileceği element Ki miktarı da fazla olacaktır.” Ölümsüz Diancai Ning’e bakıyordu. “Durumdan keyif duymalısın.”

 

“Öğrenciniz anlıyor.” Ning konuştu. “Lakin, Wanxiang’a ulaşmadan önce ne kadar element özü emmem gerekecek?”

 

Ölümsüz Diancai biraz düşündükten sonra cevapladı. “[Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’yla [Akan Sukaynağı] tekniğini bir arada çalışan çok insan yoktur. Biraz düşünelim. Mm… Mmm… Evet, sanırım sekiz yüz ile bin kilogram arasında.”

 

Bunu duyan Ning soğuk bir nefes çekti. Ölümsüz Diancai Ning’e bakıyordu. “[Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] dünyadaki en iyi Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği’dir. Dikkatli ve sabırlı çalışman lazım.”

 

“Tamam.” Ning onayladıktan sonra ekledi. “O zaman Tao Deposu’na gitme zamanım geldi.” Başını öne sallayan Ölümsüz Diancai. “Git.” dedikten sonra gözlerini kapattı.

 

Ning bölgeyi terk etmiş ve uçan teknesine atladığı gibi Tao Deposu’nun yolunu tutmuştu.

 

……….

 

Tao Deposu. Ning direkt ikinci kata, “sanatlar”ın bulunduğu kata çıktı. “Normalde, iki yüz siyah beyaz sikkem vardı. Tao Mücadeleleri’nden 600 siyah beyaz sikke elde ettim ve Kılıç Ölümsüzü yoluna adım attığım için okul bana iki bin sikke verdi. Toplamda 2800 siyah beyaz sikkem var.” Ning kitaplıklardaki kitapları dikkatle arıyordu. Ustasının ona verdiği deri parşömende yazan otuz altı kılıç sanatını arıyordu.

 

“Epeyi ucuzmuş. Bu yalnızca otuz sikke. Mm, bu da on sikke. Ah, bu biraz pahalıymış, yüz sikke.” Ning rüzgâr misali hızla araştırmaya devam ediyordu. Çabucak otuz altı kılıç sanatını toplamıştı. Bunlardan en ucuzu on, en pahalısı da yüz sikkeydi. Lakin, bunların hepsi de karmakarışık görünen şeylerdi. Garip kılıç sanatları, vahşi ve hızlı sanatlar…

 

“Kılıç sanatları arasından bu otuz altı tanesini seçtiğine göre, Ustam’ın kaç kılıç sanatı bildiğini düşünmek bile istemiyorum.” Ning hayranlık dolu ifadesiyle iç çekti.

 

Açıkça seçilebildiği üzere, gerçek bir Kılıç Ölümsüzü olmak adına kişinin çok sayıda kılıç sanatı okuması gerekiyordu. “Fena değil. Bu kılıç sanatı, [İkili Maviateş Kılıcı]’ndan bile daha iyiymiş.” Ning’in gözleri parlıyordu.

 

…………

 

Kılıç sanatlarını seçen Ning, farklı bir masanın önündeydi. Masanın üstünde beş özet kitap duruyordu. Bu kitaplar beş farklı ilahi yeteneğe işaret eden kitaplardı.

 

“İlahi yetenekler.” Ning kendi kendine konuştu. “2200 sikkem kaldı. İlahi yetenek mi seçeceğim, yoksa ilahi hissim için bir yetenek mi…” İlahi his yetenekleri, ilahi yeteneklerden bile daha nadir bulunan şeylerdi. Siyah Beyaz Okulu’nda sadece üç ilahi his tekniği vardı. [Ruhsarsan Sanat], [Ruhcezbeden Sanat] ve [Ruhkatleden Sanat].

 

İlahi yetenekler ve ilahi hisler Ning’i aynı düzeyde heyecanlandıran şeylerdi. İki kısmı da istiyordu. “Keşke istediğim her şeyi alabilseydim…” Ning dişlerini sıktı.

 

Beş kitaba pişmanlık dolu, son bir bakış attıktan sonra ilahi hislerin olduğu masaya gelmişti. Masanın üstünde üç kitap duruyordu.

 

Tereddüt etmeden kitaplardan birini alan Ning, Tao Deposu’ndan çıkmaya koyldu.

 

…….

 

Depodan çıkan Ning’i uzun, kaslı, zırhlı Tao Koruması karşılamıştı. “Seçtin mi?”

 

“Evet. Burada.” Ning kitapları verdiğinde, başını çevirip depoya bir bakış daha atmaktan kendini alı koyamamıştı. İlahi yetenekler! Gerçekten de birkaç tane ilahi yetenek elde etmek istiyordu.

 

Örneğin, [Parlak Kalp’in Gözü] adlı tekniğin ilahi hisse ait bir yan etkisi de bulunuyordu ve teknik akılalmaz derecede gizemliydi lakin ilk kısmı için beş bin sikke ödemek gerekiyordu. [Kadim Şimşek Gözü] tekniği ise kişiye üçüncü, ilahi bir göz açarak gökyüzündeki yıldırımları ve şimşekleri kontrol etme yeteneği bahşediyordu. Tek bir düşünceyle yıldırımları çağırabiliyordunuz!

 

“Şimdilik… Onları elde etme şansım yok.” Ning iç çekti. “Hem zaten bu yeteneklerden daha güçlü bir ilahi yeteneğe, [Yıldızkavrayan El]’e sahibim. Bana kalırsa, bu ilahi yetenekler sadece birkaç zayıf yönümü kapatmaya yarayacaktır. Öyle ciddi bir güç artışı yaşayacağımı düşünmüyorum.”

 

“Lakin, [Ruhsarsan Sanat] bana yeni bir ölümcül teknik kazandıracak.” Ning kendi kendine konuştu.

 

[Ruhsarsan Sanat]’ın gücü kişinin ilahi gücüne ya da element Ki’sine dayalı değildi. Bu teknik kişinin ilahi iradesine bağlıydı! İlahi irade ne kadar güçlü olursa teknik de bir o kadar güçlü olacaktı. Genç adamın ilahi iradesi, Kadim Taoistler’in seviyesindeydi ve sahip olduğu [Nuwa’nın Resmi] sayesinde ruhu gün geçtikçe güçlenecekti. Doğal olarak bir ilahi his tekniği seçmesi gerekliydi.

 

“İlahi yetenek seçmedin mi?” Tao Koruması Ning’in seçimlerini görünce şaşırmıştı. “Öğrenci yeğenim Ji Ning, bu [Ruhsarsan Sanat] kişinin yalnızca ilahi iradesine bel bağlıyor lakin diğer Wanxiang Üstatları’nın da ilahi iradeye sahip olduklarını unutmaman lazım. En fazla, diğerlerini hafiften etkileyebilirsin, o kadar. [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda çalıştığına göre, ilahi yetenek seçmen daha akıllıca bir karar olacaktır.”

 

Ning gülümsedi. Doğal olarak bu Tao Koruması’nın durumdan haberi yoktu zira Ning çoktan “ilahi his” seviyesindeydi. “Bunları seçeceğim.” Ning konuştu.

 

“Senin kararın.” Tao Koruması birkaç kelime söyledikten sonra daha fazla meseleyi üstelememişti.

 

“Toplamda 2800 siyah beyaz sikke ödeyeceksin. Teknikleri birazdan getiriyorum.”

 

…….

 

Çok geçmeden 2800 siyah beyaz sikkeyi ödeyen genç adam Karakuzey Tepesi’ne dönmeye koyuldu.

 

Tepeye döndükten sonra Ning sabırsızlanmaya başlamıştı. Birkaç talimat verdikten sonra özel odasına çekildi.

 

“Yine pratik odasına çekiliyor.” Bulutyeşim Ning’e bakarak dudaklarını büktü. Gözlerinde hüzün dolu ifadeler vardı. “Benimle konuşmuyor bile.”

 

Yanında duran Roch kadına bakarak içten içe gülümsemişti, Bulutyeşim’in Ning’i cezbetmeye çalıştığı çok açıktı! “Ne yazık. Kıdemli öğrenci kardeşim Ji Ning’in Tao Kalbi akılalmaz bir sağlamlığa sahiptir. Senin gibi birine kapılacak değil ya?”

 

Odasına geçen Ning, hemen bağdaş kurup [Ruhsarsan Sanat]’ın asıl kitabını araladı. Kitap fazla kalın değildi ve genç adam içeriği okuyunca meseleyi anlamaya başlamıştı… [Ruhsarsan Sanat] ilahi iradeyi özel bir yol aracılığıyla kullanmayı gerektiriyordu. Gerçekten de ilahi yeteneklere denk bir değeri vardı.

 

Ning gözlerini kapayıp okuduklarını düşünmeye başladı. Tırırım… Ning’in güçlü ilahi iradesi etrafa dağılıp bütün odayı kaplamış ve genç adam test etmeye başlamıştı.

 

Başarısız. Başarısız. Başarısız. Ning üst üste başarısızlıklar elde ediyor olsa da hevesini ve isteğini yitirmiş sayılmazdı. Her başarısızlığında hatasını fark ediyor ve bir sonraki denemesinde kendini geliştiriyordu.

 

……….

 

Kaşla göz arasında, Ning bu taş odada on beş gün geçirmişti. Diğerlerine rahatsız edilmek istemediğini söylediğinden, genç adamın geçirdiği günler huzur içerisindeydi.

 

Ning’in bilincinde, bağdaş kurmuş oturan ufak bir Ji Ning duruyordu. Bu Ning’in “İlahi ruhu”ydu. İlahi ruh oracıkta bağdaş kurmuş oturuyor ve göğsünde sürekli bir mühür belirip kayboluyordu.

 

“Whosh!” Mavi mühür birkaç saniyeliğine ortaya çıksa da bir kez daha kaybolmuştu.

 

Ning sakince yaptığı hatayı fark etmiş ve bir kez daha denemişti. “Whoosh!” Aniden, bir kez daha ilahi ruhun göğsünde mavi bir mühür belirdi. İlk bakışta bu mühür bir çeşit yazıya benziyordu lakin bu yazı ne Habistanrı karakterlerine ne de genç adamın bildiği dillere benziyordu. Mavi mühür, adeta kıyıya çarpan heybetli dalgaları andırıyordu.

 

“Hadi.” Ning tek bir düşüncesiyle ilahi ruhuna talimat vermiş ve ilahi ruh, mavi mühür aracılığıyla etrafa ilahi iradesini saçmaya başlamıştı. Ortaya çıkan ilahi irade, önceki denemelerdeki gibi kaybolmak yerine katman katman, dalgalar halinde yayılıyordu. İlahi hissi de dört bir yana saçılıyordu. Eğer Ning canlı bir varlıkla karşı karşıya geliyor olsaydı, işte bu yayılan dalgalar o canlı varlığa, adeta kıyıyı döven deniz dalgaları misali saldıracaktı.

 

“Nihayet, zar zor da olsa “Ruhsarsan Sembolü”nü oluşturmayı başardım.” Ning gülümseyerek gözlerini açtı. “Lakin, kitaptaki Ruhsarsan Sembolü’nü tam olarak oluşturabilmiş değilim.”

 

Sakin figürüyle odayı terk eden Ning bahçeye vardığında, havanın karardığını görmüştü. Gökyüzündeki yıldız denizi muazzamdı. Yıldızlara bakan genç adam gülümsedi. “Önümüzdeki süreçte, Tao’ya dair kavrayışıma ve kılıç sanatlarına odaklanmam lazım. Ustam onay vermeden dış dünyaya açılma şansım yok.”

 

…….

 

Zaman su gidi akıp gidiyordu. Ji Ning ve Mu Kuzeyoğul, bu iki yeni öğrenci huzur ve sıkı çalışmaysa dolu hayatlarına devam ediyorlardı. Tao’ya odaklanıyor, biri kılıca, diğeri yapılara çalışıyordu ve geçen zamanın ardından güçleri de durmaksızın artıyordu. Bu iki genç adam işlenmemiş yeşim parçalarından farksızdı lakin Siyah Beyaz Okulu, onları yavaş yavaş işleyerek asıl formlarına sokmaya uğraşıyordu.

 

Kaşla göz arasında üç yıldan fazla bir süre geçti. Yazın başlarıydı. Bu yıl, Ning yirmi yaşına basmıştı.

 

……

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr