Bölüm 150: Gölü Dalgalara Boğan Ufak Çakıl taşı

avatar
4505 53

Desolate Era - Bölüm 150: Gölü Dalgalara Boğan Ufak Çakıl taşı



Bölüm 150: Gölü Dalgalara Boğan Ufak Çakıl taşı

 

Proofreader: Wias

 

Ji Ning’in Yağmursuyu Kılıç Bölgesi’nin heybetini sergilediğin gören Beyazcadı şaşırmıştı. Suratında soğuk bir bakış vardı. “Yaşamama izin mi vereceksin? Öyle bir şansım mı var sence?” Kadın aniden vücudundaki gizli tekniği aktif etmeye koyuldu. Kanındaki bütün element Ki’si ve özü yoğunlaşarak etrafa yayılmaya başlamıştı.

 

Zifu Gölü’nde, on iki Gu Böceği hareket etmeye başlıyordu. Böcek yuvasında tuttuğu böcekler de harekete geçmişti.

 

“Yazık.” Mesafedeki Ning başını iki yana salladı. Görünüşe göre bu kadın Kuzeydağ Tilki tarafından ölümüne mücadele etmeye zorlanmıştı. Ning hemen Suateş Nilüferi tekniğini kullanmaya koyuldu. Kadını bir an önce öteki dünyaya göndermek istiyordu.

 

Lakin aniden…

 

“Pes ediyoruz!” Derin bir ses yankılandı. “Eh?” Ning başını kaldırmış, şaşkın suratıyla sesin geldiği yöne bakmıştı. Özel odasında duran Kuzeydağ Tilki’nin suratında sakin bir ifade vardı. Hatta Ning’e gülümseyerek bakıyordu. “Bugün, genç efendi Ji Ning gibi canavarvari bir yetenekle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Zifu’ya yeni adım atmış olmana rağmen Tao Bölgesi seviyesine ulaşmışsın… Etkileyici, etkileyici! Bendeniz Kuzeydağ Tilki, bütün kalbimle genç efendi Ji Ning’e kaybettiğimi kabul ediyorum.”

 

Beyazcadı da şaşkın suratıyla Kuzeydağ Tilki’ye bakıyordu. Bu adamın ne denli vahşi bir ruh haline sahip olduğunu biliyordu ve bu mücadeleye çıkmadan önce, genç kadına Ji Ning’i öldürmek içinden elinden geleni yapması gerektiğini söylemişti. Lakin kaşla göz arasında, daha genç kadın mücadeleyi kaybetmeden Tilki pes mi etmişti? Bu mücadelede genç kadın Tilki’yi temsil ediyordu ve bahse giren isim de Tilki’den başkası değildi. Yani, onun kelimeleriyle mücadele hemen sonlanmıştı.

 

Whoosh. Beyazcadı’nın saçı eski haline döndü…

 

“Genç efendi Ji Ning kazandı.” Bayan Ziyi hemen kazananı açıklamıştı. Ning’e hitabı değişmişti daha önce ona “Kuzeydağ Baiwei’nin yolladığı insan” diyordu lakin artık bu hitabını “Genç efendi Ji Ning” olarak değiştirmişti. Tabii ki bu kadın da Zifu seviyesinde Tao Bölgesi’ne sahip olmanın ne anlama geldiğini iyi biliyordu!

 

Tao Bölgesi… Genel bağlamda, yalnızca Kadim Taoistler’in öğrenebildiği bir kavramdı. Zifu seviyesindeki birinin Tao Bölgesi’ni öğrenebilmesi… Şüphesiz ki bu kişinin canavarvari bir yeteneğe sahip olduğunu ve belki de kadim bir gücün reenkarne olmuş halini temsil ettiğini gösteriyordu! Bu tür insanlarla ilgili duyduğu söylentilere göre, Ji Ning gibi canavarca figürler yaşadıkları sürece en kaliteli Ki tekniklerini çalışıyor ve kesinkes Kadim Taoist seviyesine ulaşabiliyorlardı!

 

Eğer Kuzeydağ Baiwei ve Kuzeydağ Tilki’ye sahip oldukları güçlü aile üyelerinden sebep iyi davranıyorsa artık Ji Ning’e de sahip olduğu korkunç yetenekten sebep iyi davranıyordu.

 

 Şu bilinmelidir ki… Kadim Taoistler gerçekten önemli figürlerdi. Aralarından biri Ölümsüzlük’e ulaşırsa Sakinsu Marki bile bu insanla dost olmak için harekete geçmekte tereddüt etmeyecekti. Bahsi geçen böylesine bir figür, Sakinsu Eyaleti’ndeki büyük güçleri değiştirebilecek bir etkiye sahipti. Ning gibi canavarvari bir yetenek… Hayatta kalabildiği takdirde, kesinkes Kadim Taoist seviyesine ulaşabilecekti. Peki ya Ölümsüz olmak? Ölümsüz olma şansı da epeyi yüksekti.

 

“Genç efendi Ji Ning, mücadeleye devam edecek misiniz?” Bayan Ziyi Ning’e doğru gülümsedi, tilki ruhu olduğu için gülümsemesi cezbediciydi.

 

“Haha, genç efendi Ji Ning Tao Bölgesi’ni sergiledikten sonra, onunla kim mücadele etmeye cüret edebilir ki?”

 

“Tao Bölgesi’ne sahip başka bir Zifu Öğrencisi bulmamıza imkân yok. Kim çıkarsa çıksın, kesinkes kaybedecektir.”

 

“Bugünlük mücadeleler sonlansın.”

 

“Bugünün Ruhmeyvesi şarabı genç efendi Baiwei’ye ve genç efendi Ji Ning’e verilsin.”

 

Özel odalardan kahkahalar yankılanıyordu. Ning’le aralarında herhangi bir nefret bağı olmadığına göre neden onu gücendirecek bir şey yapacaklardı ki? Her ne kadar bu insanlar kendi tarikatlarında, kendi okullarında heybetli olan ve Wanxiang seviyesinde bulunan insanlar olsalar da Wanxiang Üstadı seviyesinden Kadim Taoist seviyesine adım atmak çoğu insan için zordu. Aslında, kalabalık henüz Ning’in sahip olduğu ruhun “ilahi his” seviyesine ulaştığından haberdar bile değildi. Eğer haberdar olsalardı, ne diyeceklerini bile bilemeyeceklerdi!

 

 Ning Yağmursuyu Kılıç Bölgesi ve ilahi hissine bel bağlayarak Taoist Üçhayat’ın geride bıraktığı “İlahi Yetenek Salonu”ndaki testi bile geçmeyi başarmıştı. Taoist Üçhayat denilen şahıs, koskoca Kosmos’un en kadim figürlerinden biriydi!

 

Lakin tabii, Ning bugünlük sergilediği gücün yeterli olduğunu düşünüyordu. Sahip olduğu ilahi yetenekten, [Yıldızkavrayan El]’den… Kesinkes diğerlerinin haberdar olmamaları gerekiyordu. Eğer bu durum öğrenilseydi, resmen kendi hayatını tehlikeye atmış olacaktı! Tabii yine de bu tekniği kullanabilecekti. Sonuçta, sahip olduğu canavarvari yeteneği sergiledikten sonra, diğerlerinin beklentilerini alt üst eden bir hamle yapsa bile seyirciler bu duruma belli kılıflar uyduracaklardı. Örneğin bazıları Ning’in özel bir ilahi yeteneğe sahip olduğunu, ya da değerli bir büyülü hazineyi kullandığını söyleyebilirdi. Uzun lafın kısası, her şey genç adamın sergilediği canavarvari yeteneğin koruması altındaydı.

 

“Genç efendi Ji Ning.” Kuzeydağ Tilki özel odasından, gülümseyerek sesleniyordu. “Kuzeydağ Baiwei’yle aramızda uzun zamandır süregelen bir mesele vardır. Daha önceleri, sizi gücendirdim lakin bunun sebebi siz değil, Kuzeydağ Baiwei’ydi. Yine de bu durum sizi gücendirdiğim gerçeğini değiştirmiyor ve umarım, beni affedebilirsiniz. Tabii sizi bir konuda uyarmadan da edemeyeceğim, Kuzeydağ Baiwei iki yüzlü bir kaplandır. Ona kanmayın!”

 

Ning başını kaldırarak adama bir bakış attı. Ne Kuzeydağ Tilki ama! Etkileyici! Daha önceleri, kibirden sebep etrafını bile görmüyordu lakin Ning’in Yağmursuyu Kılıç Bölgesi’ne tanıklık ettikten sonra adeta herifin başından aşağıya soğuk sular boşalmıştı. Bu yüzden hemen eski hareketlerinin aslen Kuzeydağ Baiwei’yi hedeflediğini ve Ning’le ufacık bile olsun bir sorunu olmadığını açıklama gereği duymuştu. Aynı esnada, Ning ve Baiwei’nin arasındaki ilişkiyi de bozmaya uğraşıyordu.

 

“Ve genç efendi Ji Ning, eğer Gökyaran Kılıç Tarikatı’na girmek istiyorsanız… Herhangi bir sorunla karşılaşmayacağınıza dair size söz verebilirim.” Tilki gülümseyerek konuştu. Daha önceleri, bütün heybeti ve kibriyle Ji Ning’e, Gökyaran Kılıç Tarikatı’na girmesine imkân olmadığını söylemişti ancak kaşla göz arasında bütün tavrı değişmişti. Ning gerçekten de bu Marki’deki genç efendilerin küçümsenemeyecek figürler olduklarını düşünüyordu.

 

 “Kuzeydağ Tilki, cidden utanmaz herifin tekisin. Okula girmek mi? Kardeşim Ji Ning’in canavarvari yeteneğiyle giremeyeceği okul var mı?!” Baiwei hemen gülmeye başladı. “Ha bir de aramızı bozmaya çalışıyorsun. Sana soruyorum Kuzeydağ Tilki, Sakinsu Şehri’nde senin kötü namını duymayan biri kalmış mıdır?”

 

Kişi yalnızca belirli bir zaman geçirdiği insanların kalplerini anlayabilir. Seni iki yüzlü kaplan, ne yapmaya çalıştığını görmüyor muyum sanıyorsun?” Tilki soğuk bir kahkaha attı. Baiwei başını iki yana salladı. “Oh? Merakla bekliyorum bakalım.”

 

………..

 

Aniden, özel odalardan birinden bir ışık hüzmesi fırladı. Büyük mühür formasyonu çoktan dağıldığı için figür hemen Ning’in yanına ulaşmıştı.

 

“Eh?” Ning bu kadına bakıyordu. Kadın on yaşlarında görünüyordu ve beraberinde soylu bir hava taşıyordu. “Genç efendi Ji Ning, adım Hu Shui. Büyükbabam Bin Nehir Okulu’nun lideridir. Sahip olduğunuz yetenekle, genç efendi Ji Ning… Bin Nehir Okulu’muza girmeye niyet ettiğiniz takdirde, sanırım okulumuzun Ölümsüz Atası bile sizi öğrencisi olarak almak isteyecektir.” Güzeller güzeli, ufak kadının suratında geniş bir gülümseme vardı. Sesi insana huzur veriyordu.

 

Ning genç kadına şaşkınlık dolu suratıyla bakıyordu. Bin Nehir Okulu mu? Bu okul da neyin nesiydi? Daha önce böyle bir okulu duymamıştı. Gerçi, Ji Ning’in Sakinsu Eyaleti’nde bildiği okul sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyordu… Genç adam Kırlangıç Dağı’ndan geldiği için henüz bölgeyle ilgili yeterli tecrübeye ve bilgiye sahip değildi.

 

“Bayan Shui, Bin Nehir Okulu’nuz, Sakinsu Eyaleti’ndeki en iyi on okul arasında bile değil. Buna rağmen genç efendi Ji Ning’in size katılmasını mı istiyorsunuz? Haha… Bence haddinizi aşıyorsunuz.” Siyah cübbeli adam mekâna ulaştı.

 

Swoosh! Swoosh! Swoosh! Birbiri ardına inen figürlerin arasında Kuzeydağ Baiwei ve Hun Wuji de vardı. Baiwei hemen zihinsel yoldan Ning’e konuştu. “Ji Ning, şimdilik teklifleri geri çevir.”

 

“Tamam.” Ning acele etmemesi gerektiğini biliyordu. Sakinsu Eyaleti’nde çok sayıda okul vardı ve bu güçlerin birbirleriyle olan ilişkileri karmakarışıktı. Genç adam için bir okul seçmek büyük meseleydi ve doğal olarak böyle önemli bir konuyu aceleye getirmemesi gerekiyordu.

 

Ning hemen etrafındaki güçlü figürleri süzdü. Aralarından yalnızca belirli bir kısmı büyük okulların yan oluşumlarına aitti, diğerleriyse tarikatların ve kabilelerin üyeleriydi. Bazıları Ning’le dost olmak istiyordu. Onun gibi kahraman gibi bir figürle… Kim dost olmak istemezdi ki? Peki ya kıskançlık? Evet, belki de bazı insanların kalpleri kıskançlıkla doluydu lakin herkes, Sakinsu Eyaleti’nde sayısız dehanın olduğunu biliyordu. Yani, insanları kıskanmaya başlarlarsa bu işin sonu gelmezdi.

 

“Öhöm.” Ning konuştu. “Sakinsu Eyaleti’ne henüz geldim sayılır. Benim için okul seçmek büyük bir meseledir ve bu meseleyi dikkatle düşünmem lazım. Şu an için, bu kadar kısa sürede karar vermem mümkün değil.”

 

“Ah, doğrusunuz. Kişi böyle bir meseleye dikkatle yaklaşmalıdır.” “Genç efendi Ji Ning, bendeniz Meng Klanı’ndan Meng Shan.” “Genç efendi Ji Ning…”

 

 İnsanlar kendilerini tanıtmaya başlamıştı. Ölümsüzlük yoluna adım atan kimselerin olağanüstü hafızaları olduğu için Ning hızla çevredeki herkesin adını ezberlemişti. Aslında, daha önce kendilerini belli etmeyen çok sayıda figür vardı. Şimdiyse, o figürler Ning’le birer birer tanışıyordu. Genç adam o esnada, Sakinsu Eyaleti’nin çok sayıda çöken kaplana ve gizlenen ejderhaya sahip olduğunu anlamıştı.

 

(Çn: Çöken kaplan, gizlenen ejderha. Crouching tigers and hidden dragons. Bir Çin deyimidir dostlarım. Kendi gücünü gizleyen ve ortalıkta görünmeyen heybetli figürlere işaret eden bir sözdür…)

 

…………

 

“Ji Ning? Kılıç oyunu?” Ebedi Ateşin Oğlu, Ning’le birkaç kelime ettikten sonra mekânı terk etmişti. Kaygısız Mağarası’ndan çıktığı esnada kaşlarını çatarak Ning’le ilgili düşüncelerini tartıyordu. “Sakinsu Eyaleti’ne reenkarne olmayı seçtiğine göre… Eğer heybetli bir güce aitse, o zaman geçmiş hayatında da Sakinsu Eyaleti’nde yaşamış olsa gerek. Lakin geçtiğimiz yıllarda, heybetli güçler arasında, kılıç oyununa dair bu kadar yeteneğe sahip birinin reenkarnasyon döngüsüne girdiğini duymamıştım. Reenkarne olsalar bile onları Ölümsüzler’in karşılaması lazım… Neden okula katılmak istesinler ki?”

 

“Yoksa reenkarnasyon sürecinde gerçekleşen bir sıkıntıdan dolayı, aslında daha önce burada yaşamamış olmasına rağmen Sakinsu Eyaleti’nde mi doğdu? Ya da başka bir neden mi var?” Ebedi Ateşin Oğlu hala daha bu soruyu düşünüyordu.

 

Reenkarne olan Ölümsüzler’den biriydi ve bu hayatına başlayalı çok olmamıştı. Bu sebeple, geçmiş hayatından kalan anıları allak bullak ve karışıktı. Arada sırada zihninde tanıdık bir anı beliriyor ya da gördüğü bir şeyin akılalmaz derecede tanıdık olduğunu hissediyordu! Her ne kadar geçmiş hayatındaki anıları tam anlamıyla uyanmamış olsalar da formasyon konusundaki yeteneği ve Tao kavrayışı olağanüstü bir şekilde artıyordu. Açıkça anlaşılabildiği üzere, geçmiş hayatındaki anılarından yararlanıyordu. Gücü arttıkça geçmiş anıları da netleşecekti, ta ki bir gün bu anıları tamamıyla hatırlayana dek…

 

Lakin tabii, direkt olarak bütün anılarını uyandırabilen bazı kadim figürler de yok değildi. Sadece böyle figürlerin acayip nadir olduğu bilinen bir gerçekti.

 

………

 

Kuzeydağ Tilki de Ning’e birkaç söz söylemişti. Baiwei’yle ufak bir ağız dalaşına tutuştuktan sonra mekânı terk etti.

 

Aracın içinde, Tilki tek başına oturuyordu. Suratındaki ekşi ifadeden, Kaygısız Mağarası’nda gerçekleşen olayları hatırladığı anlaşılabiliyordu…

 

“Kuzeydağ Baiwei’ye karşı mücadele etmek farklı bir meseleydi… Bu Ji Ning nasıl araya kaynadı? Görünüşe göre o adamın akılalmaz bir potansiyeli var. Gelecekte, Sakinsu Eyaleti’ndeki büyük güçleri değiştirebilecek kadar etkili bile olabilir ve hatta, babamın Sakinsu Marki olup olmamasını bile etkileyebilir…” Tilki meseleyi düşündükçe sinirleniyordu. Bir sonraki Marki için aslen Kuzeydağ Klanı’nda birden çok aday vardı.

 

Kişi ne kadar güçlü olursa takipçileri de bir o kadar güçlü olacaktı! Aynı şekilde büyük güç demek, bir sonraki Marki olmak adına sağlam bir şansa sahip olmak demekti!

 

“Ugh! Kuzeydağ Baiwei ciddi ciddi onun gibi canavar bir figüre rastlamış. Şanslı şerefsiz.” Tilki dişlerini sıkarak başını iki yana salladı.

 

……….

 

Ning Hun Wuji’ye veda etmiş, ardından Kuzeydağ Baiwei’yle birlikte Dokuzyıldız Ölümsüz Aracı’na binmişti.

 

Aracın içinde… Beyazsu Tazısı kenarda uzanıyor, Baiwei ve Ning oturuyordu. Baiwei’nin suratında adeta çiçekler açıyordu. “Ji Ning, sergilediğin Yağmursuyu Kılıç Bölgesi herkesi şoke etti. Kuzeydağ Tilki’nin değişen yüz ifadesini görmedin. O herifi iyi tanıyorum. Acımasız ve kibirli olsa da yeri geldiğinde tavrını hemen değiştirebilir. Bugün de o nadir anlardan birine tanıklık ettik.”

 

“Şimdilik, benimle kal. Malikanemde misafirler için hazırlanmış çok sayıda oda var. Bugün yaptıklarınla ünleneceğine şüphe yok. Kaygısız Mağarası’nda epey insan vardı ve sergilediğin yetenek çok geçmeden çoğu okula yayılacaktır. Senin gibi bir dehayı aralarına katmak isteyen organizasyon sayısının az olacağını düşünmüyorum. Eğer benimle kalırsan bu tür meselelerden sebep rahatsız olmazsın. Yarın, sana Sakinsu Eyaleti’ndeki büyük güçleri anlatan bir bilgi raporu yollayacağım. Doğal olarak bu raporda çeşit çeşit okulun bilgileri de yer alacak. İnceleyerek karar verebilirsin.”

 

Ning onayladıktan sonra gülümsedi. “O zaman sizi uğraştıracağım, Kardeş Baiwei.”

 

.................

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr