Bölüm 92: Ji Klanı'nın Kararı

avatar
4393 56

Desolate Era - Bölüm 92: Ji Klanı'nın Kararı



Bölüm 92: Ji Klanı'nın Kararı

 

“Yağmur Çizgisi?” Dong Ziqi kendi kendine konuştu. Arkasında duran dört Zifu Öğrencisi hala daha şaşkınlıklarından kurtulabilmiş değillerdi.

 

“Ji Ning beklediğimizden güçlü çıktı.” Ziqi düşünüyordu: “Daha on altı yaşında olmasına rağmen, küçük kardeş Muse bile onu yakalayamadı! Büyük ihtimalle, aramızdan onu öldürebilecek bir tek ben varım.” Eğer kendisi saldırmak istiyorsa Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu’nu kullanması gerekecekti ve formasyonu kullandığında, iki taraf ölümüne bir mücadeleye tutuşacaktı.

 

Dong Ziqi kendine bir hayli güveniyordu lakin Ji Klanı’nın da zayıf bir klan olmadığını biliyordu. Eğer gerçekten ölümüne mücadele ederlerse Karejderi Dağı en azından birkaç Zifu Öğrencisi’ni kaybedecekti.

 

 Eğer karşı tarafı böyle bir mücadeleye sürüklemeden ikna edebilirse, durum onun çıkarları için en yararlı sonuca bağlanacaktı.

 

“Ji Ning, güçlenmişsin.”

 

“Aferin.”

 

 Ji Klanı’nın üyeleri Ning’e bakıyordu: “İyi misin?” diye sordu Ji Yichuan. Oğlunun yaralanmadığını görünce rahatlamıştı.

 

“Dong Ziqi!” Gölge Nine keskin bir ses tonuyla konuştu: “Ne yapmaya çalışıyorsunuz!? Hepimiz buradayız lakin buna rağmen bize aniden saldırabiliyorsunuz!”

 

“Karejderi Dağı düşündüğümden de vahşi ve başıboşmuş…”

 

Ji Klanı üyeleri sinirliydi lakin hala daha öfkelerini bastırıyorlardı. Sonuçta, karşılarında duran insanlar Karejderi Dağı’na aitti.

 

“Hahaha…” Dong Ziqi geniş bir kahkaha attı: “Aniden saldırmak mı? Öyle deyince kulağa hiç de güzel gelmiyor. Buradaki yanlış anlaşılmayı açıklayalım. Küçük kardeşim daha önce Ji Klanı’ndan olağanüstü bir dahi çıktığını duymuştu ve hatta Karejderi Dağı’ndan Bei Zishan bile o dâhinin ellerinde can vermişti. Doğal olarak karşımızda bahsi geçen dâhiyi görünce, ufak bir hamle değiş tokuşu yapalım dedik. Ne yani, Karejderi Dağı’ndaki Zifu Öğrencileri Ji Klanı’nın dehalarıyla böyle ufak hamle değiş tokuşları yapamayacak mı?”

 

“Buna ‘ufak hamle değiş tokuşu’ mu diyorsun?” Gölge Nine’nin sesi boğuk ve keskindi.

 

“Herhalde.” Ziqi konuştu. “Şimdiyse, söylentilerin doğruluğunu bizzat tecrübe etmiş olduk. Küçük kardeşimin tekniğini parçalayabiliyormuş. Olağanüstü, muazzam.”

 

“Sen…” Gölge Nine’nin öfkesi vücudunu adeta baştan aşağıya kaplamıştı. Kadın dört yüz yıllık hayatında daha önce bu kadar sinirlenmemişti. Eğer başka şeyleri düşünmek zorunda olmasaydı, çoktan saldırıya başlamıştı lakin Ji Klanı’nın iyiliği için şimdilik dişini sıkmak zorundaydı.

 

 Ziqi’nin gözlerinde beliren keskin ışığa, adamın ağzından dökülen kelimeler eşlik ediyordu, “Bırakın hamle değiş tokuşunu, Ji Ning’i gerçekten öldürsek bile ne yapacaksınız?” Dong Ziqi’nin soğuk, şeytani gözleri Ji Klanı’nı süzüyor ve adamın yukarıya bükülen dudaklarının oluşturduğu muzip gülümseme Ji Klanı’nı öfkeden deliye çeviriyordu.

 

Kibirli!

 

Ziqi’nin kibirli tavırları Ji Klanı’nı baskılamaya çalışıyordu!

 

“Patrik.” Dikduran bağırmadan edememişti: “Ji Klanı’mız bu kadar aşağılanmaya karşı sessiz duracak bir klan değildir. Diz çökeceğime, ölümüne savaşırım daha iyi! Ji Klanı’mız birbiri ardına önerilerde bulunuyor lakin bu heriflerin bizimle anlaşma yapmaya falan niyetleri yok. Ne yani, bizi öylece şekillendirebilecekleri bir toprak parçası falan mı sanıyorlar? İzin ver gebertelim şunları! Bugün beş tanesi gelmiş, en azından yarısını öldürmeden rahat edemeyeceğim!”

 

“Ölümüne...”

 

“Patrik, izin ver…”

 

“Madem bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar, karşılığını canlarıyla ödeyecekler.” Aniden Ji Klanı üyeleri öfkeyle ileriye atılmıştı.

 

Tabii bu durum Dong Ziqi ve diğerlerini biraz şaşırtmıştı. Karejderi Dağı gerçekten de söyledikleri kadar heybetliydi lakin bunun tek sebebi arkalarında duran ana tarikattı! Kırlangıç Dağı’ndaki Karejderi Dağı yalnızca ana tarikatın yan oluşumlarından biriydi ve evet, gerçekten de güç bakımından Ji Klanı’ndan biraz üstünlerdi lakin… Sonuçta, buradaki en güçlü insan Zifu Öğrencisi seviyesindeydi! Eğer ölümüne bir mücadele yaşanırsa sonuç olarak Karejderi Dağı, Ji Klanı’nı paramparça etmeyi başarsa bile kesinkes büyük kayıplar yaşayacaklardı.

 

“Kapayın çenenizi.” Dokuzateş başını çevirerek, heybetli figürüyle klan üyelerine mesajlar yollamıştı.

 

Klan üyeleri Dokuzateş’e bakıyordu.

 

…….

 

“Ne tartışıyorlar?” Kaslı adam, zihninden diğer Karejderi Dağı üyelerine sordu.

 

“Yerli bozuntuları…” Gri cübbeli Muse zihninden cevapladı. “Kabilede yaşamaya alıştıklarından, boyun eğmek yerine ölmeyi yeğliyorlar. Eğer onlarla fazla uğraşırsak ölümüne savaşacaklar…”

 

 Dong Ziqi kendine güveniyordu: “Endişeye lüzum yok. Dokuzateş dört yüz yıldır yaşayan bunağın teki. Kurnazlığını takdir ediyorum. Bu yüzden klan üyelerini kontrolü altına alacaktır.”

 

……….

 

 Ji Klanı üyeleri kendi aralarında konuşuyordu.

 

“Karejderi Dağı gerçekten fazla ileriye gidiyor, evet…” Dokuzateş konuştu. “Lakin ne kadar kibirli davranırlarsa davransınlar, buna dayanmak zorundayız. Yoksa… Ciddi ciddi onlarla savaşacak mıyız?”

 

“Ama Patrik, Büyük Xia Hanedanlığı’yla bir anlaşma imzalayabiliriz. Bu şekilde sadece Büyük Xia Hanedanlığı’nın korumasını almakla kalmayıp madenin %30’unu da kendi klanımıza çekebiliriz.” diye konuştu klan üyelerinden kaslı olanı.

 

“Aptal!” Dokuzateş kızgındı: “Büyük Xia Hanedanlığı’yla anlaşma imzalamak için önce durumu rapor etmemiz gerekiyor, ardından Kutsal Elçi’yi yollayıp durumu kontrol edecekler. Bu adımlar gerçekleşmeden anlaşmayı imzalayamayız! Bunların gerçekleşmesi için de bize zaman gerekiyor. O kadar uzun süre içerisinde klana ne olacak sanıyorsun!”

 

“Sırf madenin %30’unu alacağız diye, Klanı riske atmak mı istiyorsun?” Dokuzateş kükredi: “Aptallık, aptallık!!! Ve anlaşmayı imzalasak bile Büyük Xia Hanedanlığı klanımızı yalnızca bin yıl koruyacak… Peki bin yıl geçtikten sonra ne olacak? Zamanı geldiğinde Karejderi Dağı kesinkes intikamını alıp Ji Klanı’nı bölgeden silecektir! Bu yüzden madeni Karejderi Dağı’na vermeyi tercih ederim.”

 

“Ama…”

 

“Sinir bozucu…”

 

Ji Klanı üyeleri sinirliydi.

 

“Ne kadar istemiyor olsak da Ji Klanı için, her şeye katlanmamız gerekiyor.” Dokuzateş iç çekti. “Ji Klanı dağılmadan yaşamaya devam ettiği sürece, biraz aşağılansak ne olur ki?”

 

 “Eğer birini suçlamak istiyorsanız size söyleyeyim. Tek suçlular, yeterince güçlü olamayan bizleriz! Burada gökyüzünün bahşettiği bir lütfu bulmuş olsak da bunu alabilecek kadar gücümüz yok.” Dokuzateş Ning’e baktı. “Ji Ning, klanın kurulduğu günden itibaren sahip olduğumuz en olağanüstü yetenek sensin. Eğer gelişmeye devam edersen, Wanxiang Üstadı olacağına şüphem yok.”

 

Ji Klanı üyeleri Ning’e umut ve arzu dolu bakışlar fırlatıyordu.

 

Doğru…

 

Ji Klanı’nın gelecekte yükselmesi için bütün umutlar Ji Ning’in omuzlarına yüklenmişti! Merkez Vilayeti’ndeki Xiantian yaşam formlarının Ning’in gücüyle ilgili şüpheleri vardı zira çoğu Ning’i yalnızca söylentilerden sebep öğrenmişti… Lakin şimdi, bizzat Ning’in gücüne tanıklık ettikleri için durum değişmişti. Önlerinde duran bu genç adam Karejderi Dağı’ndan gelen bir Zifu Öğrencisi’nin büyülü tekniğini bile alt etmişti! Üstelik Ning daha on altı yaşındaydı! Ning’in geleceğini düşündüklerinde, umutla dolmadan edemiyorlardı.

 

“Lakin, kişi ne kadar deha ve zeki olursa olsun, öldüğü takdirde hiçbir şeyin anlamı kalmaz.” Dokuzateş, Ning’e baktı. “Ji Klanı’mız için hayatta kalıp yaşamaya devam etmen gerekiyor.”

 

Ning hafifçe onayladı.

 

Aklına…mSualtı Malikanesi’nin dördüncü efendisi, Sur gelmişti. O kadar rakibe rağmen bütün engelleri aşarak Ölümsüz Juhua’nın öğrencisi olmayı başaran o adam… Sur’un yeteneğinin ne denli canavarca olduğu ortadaydı... Lakin Wanxiang Üstadı olduktan sonra hayatını kaybetmişti.

 

“Ji Klanı olarak bugün yaşadığımız aşağılanmayı unutmayacağız.” Dokuz ateş klan üyelerine bakıyordu: “Güçlenmemiz lazım. Güçlendiğimiz takdirde kimse bizlere küçümseyici gözlerle bakamaz.”

 

“Haklısın.” Klan üyeleri onayladı.

 

……….

 

 Dong Ziqi ve yanındaki Zifu Öğrencileri meseleyi izliyorlardı. Ji Klanı’nın bastırmaya çalıştığı öfke ve aşağılanma dolu ifadeleri keyifle izliyorlardı. Kim bilir bu tarz bir manzarayı kaç kez izlemişlerdi? Geçmişte, ana tarikatın emirleri üzerine yola çıktıklarında, bu ufak ve değersiz klanlar onlara boyun eğmekten başka hiçbir şey yapamamışlardı!

 

 “Dong Ziqi.” Dokuzateş, başını çevirerek Ziqi ve diğerlerine baktı.

 

“Konuşmayı bitirdiniz mi?” Ziqi Dokuzateş’e bakıyordu: “Yine de Dokuzateş, şu konuyu netleştirelim, ne olursa olsun On Bin Kılıç Şehri’nin resmi rozetini bize teslim edeceksiniz! Teslim etmediğiniz takdirde klanınızı yok etmek durumunda kalacağız!”

 

Ji Klanı üyelerinin öfke dolu kalpleri meseleye daha fazla dayanabilecekmiş gibi görünmüyordu.

 

Resmi rozeti kesinkes teslim mi edeceklerdi?

 

Yani uzun lafın kısası, bu herifler Ji Klanı’nın kendi bölgesini onlara vermesini mi istiyordu?

 

Dokuzateş dişlerini sıktı. Suratında çirkin bir ifade vardı. Başını yukarıya kaldırarak konuştu: “Ji Klanı’m resmi rozeti vererek bu diyarı terk edebilir! Böylece bölge size ait olacaktır!”

 

“Ne…”

 

 Herkes şaşkına dönmüştü. Ning şaşkın ifadesiyle Patriği izliyordu.

 

Dokuzateş konuşmaya devam ediyordu: “Lakin Karejderi Dağı’nız da Ji Klanı’na resmi bir rozet verecek! Böylece başka bir bölgeye göç edebileceğiz! On Bin Kılıç Şehri’nin rozetine karşılık Büyük Xia Hanedanlığı’na ait başka bir eyalet şehri alacağız. Bu koşullar sağlandığı takdirde, Ji Klanı’mız bölgeyi sizlere teslim etmeye niyetli ve razı olacaktır…”

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr