Bölüm 91: Özlem Duyan! Yağmur Çizgisi!

avatar
4423 60

Desolate Era - Bölüm 91: Özlem Duyan! Yağmur Çizgisi!



Bölüm 91: Özlem Duyan! Yağmur Çizgisi!

 

Tek bir bakışta, Dong Ziqi Ji Klanı’nın zayıf noktasını görmüştü. Adamın düşünceleri bir hayli doğruydu zira Ji Ning gerçekten de Ji Klanı’nın geleceğini temsil ediyordu! Ji Klanı üyelerinin arasında… Ji Dokuzateş ve Gölge Nine ölmek zorunda olsalar bile Ning’in ölmesine izin vermeyeceklerdi!

 

Dokuzateş, sana dediğim gibi, uslu uslu ver şu resmi rozeti.” Ziqi’nin suratı ekşidi.

 

“Klanım gerçekten de ufak ve güçsüz bir oluşumdur. Zaten bu yüzden element madenini, herhangi bir parçasını istemeksizin sizlere sunuyoruz. Lakin buna karşılık siz gelmiş, bizden resmi rozetimizi istiyorsunuz… Belki de işleri fazla abartıyorsunuzdur! Resmi rozet Ji Klanı’nın temelidir. Nasıl olur da Ji Klanım…” Dokuzateş’in sözleri aniden kesilmiş ve adam başını eğip yere bakmadan edememişti.

 

Toprak titriyordu.

 

Dong Ziqi’nin beş kişilik grubu mesafede dikiliyordu ve ortalarında duran gri cübbeli adamın gözlerinde aniden bir ışık hüzmesi belirmişti. Vücudundaki ki yeryüzüne nüfus etmiş ve Ji Klanı’nın Zifu Öğrencileri meseleye anlayıncaya dek teknik çoktan aktif hale gelmişti!

 

“BOOM!”

 

Yerden fırlayan yeşil, ahşap sarmaşıklar beraberlerinde koyu yeşil bir ışık hüzmesi taşıyorlardı. Uzun, ince sarmaşık parçaları adeta halatlara benziyordu. Aniden yerden fırlayan bu sarmaşıklar Ning’in bacaklarına dolanmaya başlamıştı!

 

Hızlı!

 

Tamamen hazırlıksız yakalanmışlardı!

 

“Ne!” Dokuzateş, Gölge Nine ve diğerlerinin suratlarındaki ifadeler değişti. Daha demin yanlarında duran Ji Ning, kaşla göz arasında sarmaşıklar tarafından kaplanmıştı.

 

“Çabuk, Ji Ning’i kurtarın!” Gölge Nine kükredi.

 

“Çok geç!” Dong Ziqi geniş bir kahkaha savurdu.

 

Bang!

 

Sayısız sarmaşıklar Ning’in etrafını sarmalamış ve genç çocuğu yere çalmıştı. Ufak bir patlama sesiyle yerde açılan çatlağa, Ning’i çevreleyen sarmaşıklar onunla birlikte akın ediyordu.

 

Karejderi Dağı, ciddi ciddi…” Dokuzateş’in suratında vahşi bir ifade vardı.

 

“Oğlumu bırakın.” Ji Yichuan da endişelenmişti.

 

Ji Klanı’ndaki herkes Ning’i kurtarmak istiyordu lakin sarmaşıkların aniden ortaya çıkarak çocuğu mesafedeki çatlağa götürmesi karşısında ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

 

“Hahaha…” Dong Ziqi kahkaha atmaya devam ediyordu. Başını gri cübbeli adama çevirdikten sonra konuştu: “Küçük kardeş Muse, Ji Ning’i buraya getir…” Dong Ziqi’nin suratı aniden değişti zira adam yanına duran gri cübbeli adamın terlemeye başladığını görmüştü. Açıkça görüldüğü üzere Muse bütün gücüyle mücadele veriyordu.

 

“Ji Ning şu anda tekniğimi parçalıyor…” Gri cübbeli adamın gözleri kan çanağına dönmüş ve adam vücudundaki bütün Ki’yi tekniğe odaklamıştı.

 

………

 

Yeraltında…

 

 Ning’i çevreleyen binlerce sarmaşığın ortasında bir tohum belirmişti. Sarmaşıkların hamlelerine karşılık Ning’i çevreleyen Suateş Nilüferleri durmaksızın dönüyor ve sarmaşıklara direniyordu. Bir bir ölen sarmaşıklar tekrardan hayata dönüyorlardı.

 

“Ölümsüzlük yoluna adım atan kişilerin çeşit çeşit teknikleri var. Örneğin bu teknik sahip olduğumuz bilgilerde bahsedilen bir teknik değildi. Acaba hangisi kullandı.” Ning o kadar hızlı bir saldırıya uğramıştı ki, tepki verecek zamanı bile bulamamıştı.

 

Sarmaşıkların yapılarından sebep Ning’in hareket edebileceği alan kısıtlıydı bu yüzden genç adam [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanamıyordu.

 

 Bu yüzden Ning’in aklına gelen ilk şey Suateş Nilüferleri’ydi.

 

Suateş Nilüferleri dönüyor, Ning’e doğru atılan sarmaşıkları toza çeviriyordu. Genç adam Bei Zishan’la mücadele edeli beş yıl olmuştu ve bu beş yıl boyunca, Ning’in Tao konusundaki ilerlemesi de gitgide artmıştı.

 

Eğer daha önce sahip olduğu Tao bilgisini bir ipliğe benzetirsek, şu anda o iplik sayısını epeyi artırmış olduğunu söyleyebilirdik.

 

Bu çok sayıdaki ince iplikler… Birleşerek büyük bir ipliğe dönüşüyordu.

 

Ning’in Yılankanadı Gölü’nde geçirdiği zamanlar, adeta doğayla kaynaşmasını sağlamıştı… Bu yüzden de genç adamın meseleyle ilgili kavrayışı akılalmaz bir seviyeye ulaşmıştı. Aslında, bu yalnızca üst seviye bir kavrayışa sahip olanların yapabileceği bir meseleydi. Kişi doğayla bir olarak her zaman Tao’yla iç içe yaşayabilirse, işte o zaman Tao’nun Gerçek Manası’yla ilgili de birçok şey öğrenebilirdi.

 

 Kavrayışı yükselmişti.

 

Bu yüzden, şu an sahip olduğu Suateş Nilüferi de geçmiştekine kıyasla bambaşka bir seviyeye yükselmişti. Yaprakların dönerek çıkardığı akılalmaz derecedeki ezici güç, Xiantian üstatlarını bile resmen toz parçalarına dönüştürebilecek güce sahipti.

 

“Karakuzey kılıcı.” Suateş Nilüferi’nin içinde, Ning Karakuzey Kılıcı’nı çekti.

 

“Özlem Duyan! Yağmur Çizgisi!”

 

Ning kendi kendine konuştu.

 

Ne zaman bu tekniği kullansa aklına annesi geliyordu. Zaten bu tekniği de annesine olan duyguları sayesinde geliştirebilmişti! Özlemle dolu her bir yağmur damlası birleşerek bir yağmur çizgisi oluşturuyordu…Ning geçirdiği 5 yılda bir sürü teknik geliştirmişti lakin aralarındaki en güçlü olanı bu teknikti.

 

 Bahsi geçen bu tekniğin içinde sınırsız, güçlü bir özlem duygusu yer alıyordu. Teknik [Yağmurdamlası Sutrası]’ndan doğmuştu lakin sutranın gücünü geride bırakmayı başarmıştı.

 

“Swish…”

 

Ning aynı anda iki Karakuzey Kılıcı’nı havaya savurduğunda, Suateş Nilüferi adeta bir gölge edasıyla kılıçların vücudunu delip geçmesine izin vermişti. Ning’in kılıçları adeta bir anne şefkatine benziyordu. Beraberlerinde akılalmaz bir özlem taşıyorlardı… Kılıçlar direkt olarak dünyanın enerjisini kendilerine çekmeye başlamıştı.

 

Bu tekniğe şahit olan herkes ister istemez kalplerinde güçlü, sonsuz bir özlem hissediyordu.

 

“Tak…” Çok sayıda sarmaşık parçalanmıştı. Her ne kadar sarmaşıklar sert olsalar da yine de parçalanmışlardı. Ning’in en güçlü yakın kılıç tekniğine karşı Zifu Öğrencisi Muse’un tekniği işe yaramıyordu.

 

Aslında bunun ilk sebebi, Ning’in kılıç oyununda çoğu Zifu Öğrencisi’ni geride bırakmış olmasıydı. Büyük ihtimalle Wanxiang Üstaları bile bu konuda onunla aşık atabilecek seviyede değillerdi.

 

 İkinci sebepse Ning’in sahip olduğu akılalmaz Habistanrı vücuduydu. Genç adamın vücudu Zifu’ya henüz adım atmış bir Habistanrı Zifu Öğrencisi’yle denk güce sahipti. Gücü heybetli ve kılıç oyunu muazzamdı doğal olarak bir tekniğin onu tutsak etmesi de neredeyse imkansızdı!

 

Kılıç ışığı dans ediyor, durmaksızın sarmaşıkları parçalıyordu. Ning kılıç ışığını takip ederek toprağı delmiş ve yüzeye çıkmıştı.

 

………

 

“Bang!”

 

Ji Klanı’ndaki üyeler telaşlı bakışlarla yeri izlemeye başladıkları esnada, sarmaşığın oluşturduğu çatlak kaybolarak aniden yüzlerce metre uzaktaki topraktan gökyüzüne bir kılıç ışığı fırlamıştı. Ardından, kılıç ışığı yavaşça yere inerek kürklere bürünmüş, ellerinde iki kılıç tutan ve etrafında Ateş Su nilüferleri bulunan bir genci açığa çıkarmıştı.

 

“Yok artık!” Dong Ziqi’nin surat ifadesi değişmişti. Diğerleri tam olarak meseleyi bilmiyor olsalar da adam küçük öğrenci kardeşinin tekniğinin ne kadar güçlü olduğunu iyi biliyordu.

 

“Ji Ning kurtuldu mu?” Ziqi’nin arkasındaki kaslı adam konuştu: “Bu nasıl mümkün olabilir? Habistanrı ustası olmama rağmen ben bile büyük kardeş Muse’un tekniğinden kurtulamıyorum.”

 

Küçük öğrenci kardeş Ju San beşli arasındaki en genç Zifu Öğrencisi’ydi.

 

Daha Mor Sarayı’nı oluşturalı çok olmamıştı lakin kendisi bir Habistanrı ustasıydı! Bu yüzden sahip olduğu savaş gücü inanılmazdı. Diğerlerinin onu yaralamasına önem vermiyordu zira karşı tarafa vurabildiği takdirde, rakibini kesinkes öldürüyordu! İşte bu Habistanrı ustalarının sahip olduğu avantajdı. Olur da bu adam ileride üst seviye bir Habistanrı Zifu Öğrencisi olmayı başarırsa, Dong Ziqi bile ona “kıdemli öğrenci kardeş” demek zorunda kalacaktı.

 

“Kurtuldu mu?”

 

“Kaç yaşında bu çocuk?”

 

“Kıdemli öğrenci kardeş Muse’un “İllüzyon Kadim Sarmaşıklar” tekniği öylece… Parçalandı mı yani?” Yeşil saçlı adam kadın çifti de yaşananlara inanamıyordu.

 

 Gruplarında Muse’un pozisyonu, Ziqi’nin hemen ardından ikinci sıradaydı zira Ziqi’den sonraki en güçlü isim kendisiydi! Özellikle de sahip olduğu “İllüzyon Kadim Sarmaşıklar”ı kullanarak insanları tutsak almak konusunda üstüne yoktu. Yanında duran Habistanrı Zifu Öğrencisi bile bu sarmaşıklardan kurtulamadığına göre tekniğin ne kadar güçlü olduğu gayet açıktı!

 

Lakin buna karşılık tekniği parçalayan kişi… Yalnızca on altı yaşındaydı! Ne kadar deha olarak görülürse görülsün, bu birazcık….

 

…….

 

“Ji Ning.”

 

“Ji Ning.” Ji Klanı üyeleri keyif ve şaşkınlık dolu bakışlarla Ning’e bakıyorlardı. Dokuzateş’in gözleri kısılmıştı zira gitgide bu çocuğun daha da güçlendiğini ve gizemlerle dolduğunu hissediyordu.

 

Ning’i çevreleyen Suateş Nilüferi kaybolmuş ve genç adam yürümeye başlamıştı.

 

“Ji Ning!” Boğuk bir ses duyuldu.

 

Ning başını çevirip sese doğru baktı.

 

Uzakta, gri cübbeli, soluk suratlı adam Ning’e bakıyordu: “Senin…o kılıç tekniğinin adı ne?”

 

“Özlem Duyan.” Ning hafifçe konuştu: “Yağmur Çizgisi!”

 

“Yağmur Çizgisi mi?” Gri cübbeli adam şoke olmuştu: “Ji Klanı’ndaki [Yağmurdamlası Sutrası]’ndaki bu teknik o kadar güçlü mü yani?!” Herif [Yağmurdamlası Sutrası]’nı iyi biliyordu.

 

“Bilmediğin çok şey var.” Ning doğal olarak meseleyi adama açıklayacak değildi.

 

Bu teknik Yağmurdamlası Sutrası’ndan doğmuştu lakin artık eski Yağmur Çizgisi tekniğiyle uzaktan yakından alakası kalmamıştı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr