Bölüm 90: Konuşmalar

Ji Dokuzateş, Gölge Nine ve diğerleri çoktan Ji Ning’i Ji Klanı’nın gelecek lideri olarak belirlemişlerdi! Doğal olarak bölgedeki kadim yaratıklar ve Zifu Öğrencileri’yle ilgili bilgileri onunla paylaşmışlardı. Ning, Dong Ziqi’nin Zifu’nun zirvesinde olan ve ana tarikattan buraya gelen bir adam olduğunu biliyordu. Dong Ziqi’nin en güçlü yeteneğiyse “Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu”ydu!

Bu diğer formasyonlar gibi önceden hazırlanması gereken bir kavram değildi. “Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu” daha çok [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’na benziyordu. Kişi isteği gibi formasyonu aktif edebiliyordu. Belki de Sekiz Diyagramın Kan Ejderi Formasyonu, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu] kadar üst seviye ve güçlü değildi ancak burada formasyonu kullanacak olan adamın Zifu’nun zirvesinde olduğunu hesaba katmak gerekiyordu. Böyle bir adam formasyonu kullandığında, muhtemelen bir Wanxiang Üstadı’yla bile başa baş mücadele edebilirdi. Bu kesinkes Bei Zishan gibi tiplerle karşılaştırılabilecek bir adam değildi.

 “Böyle görüşmemiz pek de sık gerçekleşen bir olay değildir, Taoist dostum Dong.” Dokuzateş gayet saygılıydı: “Taoist dostum Dong, neden geldiğini sorabilir miyim?”

“Ji Dokuzateş.”

Perdeye benzeyen büyülü hazinenin üstünde duran beşli yere indi. Ji Klanı’nın üyelerini süzüyorlardı. Gözlerindeki kibir dolu ifadelerden, Ji Klanı’nı pek de umursamadıkları anlaşılıyordu. Bu durum Ning ve diğerlerini sinirlendirmişti lakin bu sinirlerine hâkim olmaları gerektiğini iyi biliyorlardı.

“Ji Klanı’nızın kontrol ettiği bölge resmen kutsanmış bir alanı kaplıyor. Ciddi ciddi bir element madenine sahipmiş.” Ziqi’nin soğuk, şeytani gözleri Dokuzateş’e odaklanmıştı: “Eğer iki gün önce ortaya çıkan element dalgaları olmasaydı, meseleden haberimiz olmayacaktı. Hmph. Sanıyorum ki buradan baya element taşı çıkarmışsınızdır. Cesaretinize diyecek yok.”

Klan üyeleri gitgide sinirleniyordu lakin Dokuzateş ki’yi kullanarak diğerlerine zihinsel mesajlar yollamıştı: “Hepiniz, sıkın dişinizi!!”

“Biz de yeni fark ettik.” Dokuzateş gülümseyerek konuştu.

“Yeni mi fark ettiniz?” Ziqi Ji Klanı’nı süzüyordu: “Tam boyutlarını araştırdınız mı?”

“Henüz değil.” Dokuzateş başını iki yana salladı: “Tek bildiğimiz madenin zengin kaynaklar barındırdığı.”

Ziqi soğuk ses tonuyla konuştu: “Madem bilmiyorsunuz, size söyleyeyim. Bu maden zengin olmakla kalmayıp dört bin kilometre uzunluğa ve üç yüz kilometre derinliğe sahip! Yani sizin gibi ufak bir klanın böyle büyük bir lokmayı yutmasına imkân yok!”

“Sorun değil.” Dokuzateş gülümsedi: “Nihayetinde, Ji Klanı’m madeni Büyük Xia Hanedanlığı’na sunabilir. Böylece %30’unu biz, %70’ini de Büyük Xia Hanedanlığı alır. Üstelik, Büyük Xia Hanedanlığı’nın korumasına sahip olacağımızdan, kimseden korkmamıza gerek kalmayacaktır.”

Ziqi sinirlenmişti.

Bu yerli bozuntuları!

 Her ne kadar bu yerliler tarikatlardan gelmiyor olsalar da aralarında dört yüz yıldır yaşayan Zifu Öğrencileri yer alıyordu doğal olarak dört yüz yılın ardından kurnazlıkları derin kökler salmıştı. Daha demin, Ziqi kibirli davranıyor olsa da Dokuzateş, gülümsemesini takınmayı ihmal etmemişti lakin konuşmanın kritik noktasında, Dokuzateş direkt olarak Karejderi Dağı’nın en çok korktuğu olasılığı dile getirmişti.

“Dinleyin!” Dong Ziqi’nin soğuk sesi yayılıyordu: “Bu element madenini Karejderi Dağı alacaktır! Eğer beni sinirlendirirseniz… Ji Klanı’nı yok ederim!”

Dokuzateş’in suratı değişti.

 Gölge Nine ve diğerleri bunu duyar duymaz sinirden deliye dönmüştü. Ning’in kalbinde de öfke dolu bir hissiyat belirmişti. Açıkça bilindiği üzere, Büyük Xia Hanedanlığı’nın kanunları gereği bu bölge Ji Klanı’na aitti! Lakin Karejderi Dağı’ndan gelen bu insanlar madeni ellerinden almak istiyorlardı ve üstelik takındıkları tavır da bu denli umursamaz ve kibirliydi!

“Taoist dostum Dong.” Dokuzateş öfkesini bastırıyordu.

Daha demin en önemli kozunu oynamıştı… Böylece karşı tarafla konuşmalara, tartışmalara başlamak istiyordu lakin görünüşe göre karşı tarafın onlarla konuşma isteği yoktu! Direkt olarak Ji Klanı’nın zayıf noktasını kullanıyorlardı!

“Kırlangıç Dağı’ndayız.” Dokuzateş konuştu: “Karejderi Dağ Tarikati buradan milyonlarca kilometre uzaklıkta lakin Ji Klanı’m gerekli raporu iletirse birkaç güne kalmadan Büyük Xia Hanedanlığı’nın Kutsal Elçisi buraya ulaşacaktır. Aslında, Ji Klanı’mızın fazla hırsı ve isteği yok sadece hayatta kalmak istiyoruz!”

“Hayatta kalmak mı?” Ziqi soğuk bir gülümseme savurdu: “En azından sınırlarınızı biliyorsunuz!”

Dokuzateş: “Karejderi Dağı bu madeni işlemek için gerekli insanları ayarlayabilir. Ji Klanı’mız kesinkes işleme ve çıkarma aşamasına karışmayacaktır. Maden işini bitirdiğinizde… Sizden tek istediğimiz güçlerinizi Ji Klanı’nın bölgesinden çıkarmanızdır. Element madenindeki taşlardansa tek bir tanesini bile istemiyoruz! Ji Klanı’m bu meseleyle ilgili sizlerle bir Cennet Kanunları’nın Yemini ayarlayabilir!”

Cennet Kanunları’nın Yemini?

Bu bahsi geçen kavram ölümlüler için pek bir anlam ifade etmiyordu lakin ölümsüzlük yoluna adım atan kişiler Cennet Kanunları’nın üstüne edilen yeminleri çiğnemeye cüret edemiyorlardı!

“Oh?” Ziqi tereddüt etti.

 “Büyük kardeş Ziqi.” Hemen yanında duran kaslı adam Ki’yi kullanarak ona bir mesaj yolladı: “Şartlar hiç fena değil. Zaten Ji Klanı’nın kontrol ettiği bölgeyi umursamıyoruz. Asıl mesele element madeni. Madem Ji Klanı madeni çıkarmamıza izin veriyor…  Eğer Cennet Yemini ederlerse, bu yemini bozmaya cüret edemeyeceklerdir.”

“Aptal.” Yanında duran yeşil saçlı kadın da zihninden mesajlar yolluyordu: “Bu Ji Klanı’nın geciktirme taktiklerinden birisi! Tabii bizimle bir Cennet Yemini yapmak istiyorlar lakin burada durup beşimizle anlaşma yapacak halleri yok ya!? Kesinkes Ana Tarikat’ten üst düzey bir yetkilinin gelmesini isteyeceklerdir. Sonuçta, bizimle yemini imzalasalar bile üst düzey yetkililerimizden biri gelerek Ji Klanı'nı yok edebilir. Bu yüzden meseleyi bizlerle halletmeyeceklerdir. Tabii bizim ana tarikattan üst düzey bir yetkili gelene kadar… Ji Klanı çoktan Büyük Xia Hanedanlığı’yla anlaşma imzalamış olur.”

 “Doğru diyorsun.” Gri cübbeli adam zihin yoluyla konuştu.

Dong Ziqi başıyla onayladı.

Ji Klanı onlardan cevap bekliyordu.

“Ji Klanı’nız Kırlangıç Dağı’yla bir Cennet Yemini etmek istiyor demek… Peki Kırlangıç Dağı’ndan hangi üyenin gelmesini isteyeceksiniz?” Ziqi Dokuzateş’e baktı.

Dokuzateş gülümsedi: “Wanxiang Üstadı olduğu sürece kimin geldiği fark etmez. Ji Klanı’mızın geleceği bu anlaşmaya bağlı olduğundan dikkatli olmak durumundayız. Kırlangıç Dağı’ndaki Zifu Öğrencileri bu mesele için yeterli gelmeyecektir… Ve tam olarak güvenmemiz de söz konusu değildir. Sanıyorum ki, bir Zifu Öğrencisi’nin yemininin Karejderi Dağ Tarikati’nde pek de geçerli olmayacağını sen de biliyorsundur.”

Dong Ziqi gözlerini kıstı.

Zifu Öğrencisi mi? Ana tarikat düşünmeden böyle bir öğrenciyi feda edebilirdi.

 Lakin Wanxian Üstatları farklıydı. Ana tarikatta yalnızca belirli bir sayıda Wanxian Üstadı vardı ve bu üyelerden birinin ettiği yemin, ana tarikatın de yemin etmesi anlamına geliyordu! Eğer bir tarikat Wanxiang Üstatları’nı bile feda etmeye yeltenirse, kim bilir diğer üyeler bu durumla ilgili ne düşünürdü? Bütün Wanxiang Üstatları’nın klana olan sadakatlerini, bir element madeni için harcamaya değmezdi. Bu yüzden, yemini etmek için bir Wanxiang Üstadı’nın gelmesi en mantıklı çözüm yoluydu.

“Ji Dokuzateş!” Ziqi soğuk sesiyle konuştu: “Bir Wanxiang Üstadı’nın gelip sizinle Cennet Yemini etmesini mi istiyorsunuz? Burada, bizlerden milyonlarca kilometre uzaklıkta olan ana tarikattaki üst düzey yetkililerden bahsediyoruz! Mesajı yolladığımızda, Wanxiang Üstadı’nın buraya ulaşması en azından on günü bulacaktır! On gün içinde Ji Klanı’nız gizlice Büyük Xia Hanedanlığı’yla anlaşma imzalarsa ne yapacağız?”

“O zaman…” Dokuzateş tereddüt etti.

“Bana kalırsa, resmi sembolü bana versen daha iyi olur!” Ziqi kükredi: “On Bin Kılıç Şehri’nin resmi rozetini bize ver! Karejderi Dağı sizlerin şehirde yaşamasına izin verecektir ve her şey değişmeksizin devam edecektir… Madeni tamamen çıkardığımızdaysa resmi rozeti geri veririz!”

Dokuzateş telaşlıydı: “Bunu nasıl kabul edebiliriz?”

“İmkânı yok.” Gölge Nine sinirlenmişti: “Resmi rozet Ji Klanı’mızın ana temelidir.”

Ning yalnızca izliyordu.

 Karejderi Dağı’ndan gelen bu adamlara… Ellerini verdikleri takdirde karşı taraf onlardan resmen kollarını istiyordu. Ayrıca meseleyi süsleyip adeta altın tepside sunmaya çalışıyorlardı. Madeni çıkardıktan sonra resmi rozeti geri mi vereceklerdi? Peki ya vermezlerse? Üstelik, Ji Klanı çoktan koca madeni Karejderi Dağı’na verme isteklerini dile getirmişti. Nasıl olur da Karejderi Dağı bunun üstünde resmi rozeti isteyip gelecekte “geri verecekleri”ni söyleyebiliyordu?

“Hmph.” Ning’in suratında çirkin bir ifade vardı. Diğer Ji Klanı üyeleri de sinirlenmişti.

 “Koca Karejderi Dağı’mızın sizin gibi ufacık bir klana yalan söyleyeceğini mi sanıyorsun?” Ziqi kükredi.

“Görünüşe göre birkaç tane klandan yararlanmışsınız.” Dokuzateş öfkeliydi: “Yoksa niye ana tarikatınız buraya bir yan oluşum açsın ki!!”

Ziqi’nin suratı değişti.

Bu ne cüret!

Dokuzateş bir anda tavır değiştirmişti! Ziqi, Ji Klanı’nın üyelerini süzdüğünde oracıkta duran en genç, kürklere bürünen figürü fark etmişti. Hemen Ki’yi kullanarak diğerlerine aklından mesajlar yollamaya başladı: “Küçük kardeş Muse, Ji Klanı’nda yalnızca birkaç tane Zifu Öğrencisi var. Potansiyeli en yüksek olanıysa Ji Ning. Söylediklerine göre bu çocuk Zishan’ı öldürmüş.”

“Ji Ning.” Gri cübbeli adam da kürklü genci fark etmişti.

 O yıl Bei Zishan’la yaptığı mücadele…

Ning’in namı çoktan Kırlangıç Dağı’nın dört bir köşesine yayılmıştı. Sonuçta, Zishan’ın formasyonundan kurtulduktan sonra kendi klanlarına geri dönen insanlar Ji Ning’in ne kadar heybetli olduğunu ve aslen onun bir Zifu Öğrencisi olduğunu düşündüklerini diğerlerine anlatmışlardı! On bir ya da on iki yaşlarındaki bir Zifu Öğrencisi… Gelecekte kim bilir ne kadar dehşet verici bir figür olacaktı? Çeşit çeşit güçler de Ning’in farkına vardığından, genç adamla ilgili bilgiler epeyi genişti.

Küçüklüğünden beri yaşadıkları, hobileri ve görünüşü… Hepsi kayıt altına alınmıştı.

Dong Ziqi’nin Ji Klanı’nda tek önemsediği ve umursadığı kişi Ji Ning’di! Şu anki Ji Ning’den korkmuyordu korktuğu asıl şey Ji Ning’in gelecekte dönüşebileceği kişiydi! Ji Ning’in yeteneği düşünülürse… Gelecekte muhtemelen bir Wanxiang Üstadı olacaktı.

“Küçük kardeş Muse, unutma! Ji Klanı’ndaki en büyük potansiyele sahip ve olası tehdit Ji Ning’dir! Bütün Ji Klanı ona bir hazineymiş gibi davranıyor.” Ziqi zihinsel yoldan mesaj yollamaya devam ediyordu: “Bir hayli genç lakin, şu an için fazla güçlü olmasa gerek. O Zishan aptalı… Büyülü hazineler konusunda iyi olsa da aslen fazla güçlü biri değildi. Üstelik o savaşın sonuçları da muhtemelen ortaya çıkan Wanxiand Üstadı’yla bağlantılı. Ji Ning’in söyledikleri kadar güçlü olduğunu düşünmüyorum.”

“Küçük kardeş, sürpriz bir saldırı yaparak Ji Ning’i yakala! Böylece, Ji Ning’i tutsak alırsak Ji Klanı isteklerimize karşı çıkamayacaktır! Baktık Ji Ning’i önemsemiyorlar, çocuğu hemen öldürürüz. Hem o olmadan gelecekte Ji Klanı başımıza bela açamaz.”

“Doğru.” Gri cübbeli adam onayladı.

Ning gerçekten de onlara doğrultulan ufak bir mızrak gibiydi. Yine de gün geçtikçe bu mızrak da büyüyordu…

“Küçük kardeş, aniden büyülü tekniğini kullanırsan ben bile karşılamakta zorluk yaşarım. Bu yüzden Ji Ning’i yakalaman zor olmayacaktır.” Her ne kadar Ziqi’nin gücü Muse’dan üstün olsa da adamın Sekiz Diyagramın Kanlı Ejder Formasyonu’nu aktif etmesi için biraz zamana ihtiyacı vardı. Doğal olarak bu zaman zarfında Ji Klanı gerekli tedbirleri alacaktı.

Bu yüzden, sürpriz bir saldırı yapmak zorundaydılar! Bunun için de Muse’dan daha iyi bir seçenek yoktu.

“Bana bırak. Daha geçenlerde tekniğim bir seviye ilerledi.” Muse kendine güveniyordu.

“O zaman seni bekleyeceğiz. Ji Ning’i alırsan… Mesele bitmiş demektir.” Ziqi konuştu.

..............