Bölüm 76: Düşük Bin Kılıç Formasyonu, Öldür!

 Mavi Ateşkuşu ve siyah yılan o esnada gökyüzünde süzülüyor, ikili sabırsızca bekliyordu. Ji Ning’i bulmak için emirler almış olsalar da siyah yılan daha önce seslendiği üç seferde herhangi bir yanıt duymamıştı.

“Yoksa genç efendi burada değil mi?” diye telaşla konuştu siyah yılan.

“Siyah Kardeş, aşağıya bak.” Mavi Ateşkuşu insan diliyle konuşuyordu.

Siyah yılan aşağıya bakar bakmaz daha önceleri sakin ve sessiz görünen dağda akılalmaz bir Tao Askeri topluluğunun ortaya çıktığını fark etmişti. Dört bir yana saçılan buz parçaları ve alev dalgaları ortalığı adeta cehennem gibi bir manzaraya çeviriyordu…bahsi geçen Tao Askerleri ve Xiantian yaşam formları toplamda sekiz Dalga Ejderi illüzyonuna bürünmüş, illüzyonlardan etrafa yayılan aura siyah yılanı ve hatta Mavi Ateşkuşunu bile şaşkına çevirmişti.

“Tao Askerleri…hem de binlercesi?!” Mavi Ateşkuşu ve siyah yılan şoke olmuştu. Kırlangıç Dağı’ndaki hükümdarlar böylesine bir orduya sahip olabilecek güçler değillerdi. Yalnızca Büyük Xia Hanedanlığı’nın emri altında olan ve Doğuetek Şehri’ne yerleştirilen askerlerin bu tarz formasyonları bulunuyordu. “Şuraya bak…ikimiz birleşerek saldırsak bile kolayca bertaraf edileceğimize şüphe yok…”

“Baksana, genç efendi Ji Ning…”

O binlerce Tao Askeri’nin önünde kürklere bürünen ve vahşetin, çılgınlığın auralarıyla yıkanan genç bir adam duruyordu. Tabii ki bu genç adam Ji Ning’den başkası değildi!

“Genç efendi Ji Ning! O kadar Tao Askeri’ne nasıl karşı çıkabilir ki?!”

“Ji Ning, çabuk, kaç!” Siyah yılan telaşla kükrüyordu.

———————

Sütunlara bağlanan Xiantian yaşam formları da dağda yaşanan bu manzara gergin bakışlar fırlatıyorlardı. Dışarıda, akılalmaz buz ateş ikilisinin yaşattığı korku dolu anlar da onları şoke etmişti.

“Genç efendi Ji Ning, formasyonun arkasındaki Zifu Öğrencisi şu anda şeytani bir büyülü hazine yaptığı için dikkatini dağıtamıyor. Çabuk bu fırsatı kullanın, çabuk kaçın!” Körbalık çılgına dönmüş ve kükremeye başlamıştı.

“Ji Ning, çabuk kaç buradan! Eğer oyalanırsan öleceksin!!” Ji Jadewich de sakinliğini korumayı başaramamıştı.

“Çabuk, git artık!”

 Ji Klanı’na ait bütün Xiantian yaşam formları telaşla sesleniyorlardı! Sütunlarda çektikleri çileleri kim bilir kaç gündür tecrübe ediyorlardı ve bu zaman zarfı boyunca diğerlerinin konuşmalarına, hortlakların dağ derinlerine akın edişlerine şahit olmuşlardı. Yani uzun lafın kısası, hepsi de Zifu Öğrencisi’nin şeytani bir büyülü hazine yaptığını biliyordu! Bahsi geçen bu herif şeytani hazineyi bitirdiği takdirde kim bilir başlarına neler gelecekti?

“Nasıl?! Birleşen bin Tao Askeri mi?” Sütunlara bağlı Xiantian yaşam formları aniden, daha demin ateşlerle ve buzlarla çevrilen Tao Askerleri’nin birleşmeye başladıklarını görmüştü. Gördükleri kısım manzaranın bütününü kapsamıyor olsa da şoke olmadan edememişlerdi.

“Çabuk, kaçın!!”

————————

Gökyüzündeki siyah amcasının ve sütunlara bağlı duran Ustası Körbalık, Ji Jadewich, Zayıfteker, Ji Shan gibi isimlerin telaşlı seslerini duyan Ji Ning nasıl olur da çılgına dönmezdi? Kaçmak mı? Nereye kaçacaktı ki? Kaçmaya çalışsa bile öleceğine şüphe yoktu. En azından Zifu Öğrencisi’ne meydan okuduğu zaman hayatta kalmak adına bir umuda sahip olacaktı.

“Geberin!!” Ning önünde yükselen binlerce Tao Askeri’ni izliyordu. Tereddüt etmeyen genç adam bütün gücüyle en ölümcül yeteneğini aktif etti.

Tırırırım….

Üç yüzden fazla kılıç tipi büyülü hazine aniden Ning’in etrafında belirmişti. Kılıçların her birinde zar zor da olsa beyaz ışık hüzmeleri olduğu seçilebiliyordu ve kılıçlar dünyanın enerjisini çağırmaya koyulmuştu. Ning çoktan formasyonlar konusunda olan bilgilerini genişlettiği için [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’ndaki kavrayışını da bir üst seviyeye taşıyabilmişti. Artık mesele geçmişte olduğu gibi değildi artık genç adam kılıçları zorla ve zihniyle kontrol etmiyor, formasyonun arkasında yatan çeşit çeşit gizemleri de kavramaya başladığı için kontrolü daha muazzam bir şekilde sağlıyordu.

“Onlar ne öyle?!”

“Kılıçlar nasıl uçuyor?!”

“Uçan kılıç tipi hazineler mi?”

Binlerce Tao Askeri’nden sebep illüzyona benzer Dalga Ejderleri’ne bürünen 8 Xiantian yaşam formu şaşkına dönmüştü. Ning’in etrafında dönen yüzlerce uçan kılıcı gördüklerinde, akıllarında bu genç adamın…bir Zifu Öğrencisi olduğu düşüncesi belirmişti! Kişi büyülü hazineleri kullanıp onlarla uçabilmek için en azından Zifu seviyesine adım atmak zorundaydı lakin o esnada karşılarında duran genç adam büyülü hazinelerin üstünde süzülüyordu!

Lakin nasıl olur da bu grup Ning’in çoktan “ilahi irade” oluşturabilecek bir ruha sahip olduğunu bilebilirdi?

“Zifu Öğrencisi’ymiş, Efendi bu genç adam Zifu Öğrencisi’ymiş!” Bazı Xiantian yaşam formları çoktan korkmaya başlamıştı.

“Ölün.” Ning anında önünde süzülen, etrafa ışık hüzmeleri saçan kılıç ışığını kontrol etmeye odaklandı.

Swish!

 Süzülen kılıç ışığı muazzam bir kesik atarak arkasında heybetli, ıssız bir çizgi bırakmıştı. Havaya fırlayan ışık çizgisi kolayca yakışıklı gencin göğsünü kesmeyi başarmış ve yakışıklı gencin sonuna kadar açılan gözleri adeta durumu anlamakta güçlük çekmeye başlamıştı. “Zifu…Zifu…” Son nefesini verdiğinde bile yaşananlara kendini inandırmayı başaramamıştı.

“Hayırr!!” Uzun, kaslı herifin attığı acı dolu çığlıklar sonlanmadan herif kılıç ışığına can vermişti.

Aslen Tao Askerleri tam olarak Dalga Ejderi formuna bürünebilmiş sayılmazdı. Sonuçta yalnızca sekiz tane illüzyona benzer Dalga Ejderi oluşturmuşlardı ve oluşturulan her illüzyona benzer Dalga Ejderi’ne bir Xiantian yaşam formu ve yüzlerce Houtian Tao Askeri uyum sağlıyordu. Sadece savunma konusunda bile Yeraltı Malikanesi’nde barınan Xiantian Tao Askerleri’nden daha zayıflardı.

 Doğal olarak Ning’in kavradığı Yağmurdamlası’nın Gerçek Manası meseleyi halledebilirdi lakin bu hamleyi kullanmak hem onu yoracaktı hem de genç adamın karşısında yalnızca tek bir grup bulunmuyordu.

 Lakin artık Ning’in elindeki tek seçenek bu değildi…

[Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dördüncü seviyesini kullanarak adeta bir seviyeli büyülü hazine kullanan Zifu Öğrencisi’ne denk konuma ulaşmayı başarmıştı. Karşısında duran Xiantian yaşam formlarının aciz kaçış çabaları genç adam için herhangi bir şeyi değiştirmiyordu. Houtian Tao Askerleri de öne atıldıkları an küle dönüşüyorlardı.

“Zifu Öğrencisi!”

“Herif Zifu Öğrencisi’ymiş!”

 Kılıç ışığı yaptığı katliamın tam tersine bir görüntü sergiliyordu. O muazzam, fevkalade manzaradaki tek sıkıntı gökyüzüne yayılan acı dolu çığlıklar ve etrafa saçılan kan damlalarıydı. Daha önce “Ji Ning” adlı bu çocuğun aslen bir Zifu Öğrencisi olabileceğini kimse düşünmemişti! Zifu Öğrencisi’ne karşı dövüşmek mi? Böylesine bir aptallığı son nefeslerini verdiklerinde bile kabullenmek istemiyorlardı. Eğer daha önceden bu meseleyi biliyor olsalardı, zaten dışarıya tek bir adım bile atmaya yeltenmezlerdi!

—————

“Ne.”

“Bu…”

Gökyüzünde, Mavi Ateşkuşu ve siyah yılan yaşananları şaşkınlık dolu ifadelerle izliyorlardı. Hemen altlarında duran Ning havada süzülen yüzlerce kılıca hükmediyor ve kılıçlar form değiştirerek tek bir kılıç ışığına dönüşüyordu. Tabii ikinci kısmın, yani kılıç ışığının ne denli dehşet verici olduğundan bahsetmeye gerek bile yoktu! Xiantian Tao Askerleri… Houtian Tao Askerleri… Çoktan dev formasyonlarını kaybetmişlerdi!

“Ning…Zifu Öğrencisi mi yani…?” Siyah yılan bu çocuğu küçüklüğünden beri tanıdığı için şaşkına dönmüştü!

——————

Körbalık, Jadewich, Shan ve diğerleri bile manzaraya bakakalmıştı. Aslında bulundukları noktadan Ning’i göremiyorlardı lakin mağaranın girişinde duran onlarca Tao Askeri görüş alanlarındaydı. Siyah zırhlara bürünen, yani Xiantian seviyesinde olan Tao Askerleri’nin birer birer kolayca öldürülmeleri gerçekten hayallerinde bile gerçekleşebilecek bir durum değildi lakin o gün, o esnada bu hayal gibi bir tecrübe yaşanıyordu ve olayın arkasındaki asıl sebep o gözleri kör eden kılıç ışığıydı!

Üstelik, hayatını kaybeden Xiantian Tao Askerleri de kükrüyordu, “Zifu Öğrencisi!!!”

“Zifu Öğrencisi mi?” Körbalık ve diğerleri olayın gerçekliğini kavrayabiliyormuş gibi görünmüyorlardı yoksa Ning’in dışında mekâna bir Zifu Öğrencisi mi gelmişti?

Lakin tam o esnada….

Bang!

 Çoktan açılan tünel girişinden siyah bir gölge fırlamıştı. Figürün yeşil göz bebekleri mağarada bağlı duran Xiantian yaşam formların süzüyordu. Aralarında hala daha savaşa katılmamış köleler de bulunuyordu. Tünel girişine fazla yakın olan iki şanssız herif siyahlı figürden yayılan yeraltı aurasına can vermişti.

“Ahhhhhhh!!

“Ahhhhhh!”

Siyahlı figür çoktan bir adım atarak ileriye yönelmişti. Arka tarafta, henüz yeraltı enerjisine maruz kalan iki kölenin yavaş yavaş eriyerek sıvıya dönüşen vücutları manzarayı gören diğerlerini şoke etmişti.

 “Genç efendi, dikkatli olun!!” Körbalık da bu manzarayı görenlerden biriydi…

———————

Xiantian Tao Askerleri’nin öldüğünü gören Ning üç yüzden fazla kılıcını geri çağırmıştı sonuçta, genç adam henüz Xiantian’a adım atan bir şahıstı. Vücudundaki Xiantian Ki’si yeterli yoğunlukta değildi! Eğer saldırmak için binlerce kılıç kullanacak olsaydı, muhtemelen tek bir saldırıda vücudundaki Ki’nin hepsi kullanılacaktı. Eğer üç yüz civarı kılıç kullanmayı tercih ederse yalnızca on saldırı yapabiliyordu.

 Nihayetinde genç adamın asıl hedefi, o dehşet verici Zifu Öğrencisi’nden başkası değildi!

“Aaaaaarggggh!!” Öfke dolu bir kükremeye hemen ileriye fırlayan siyah bir gölge eşlik ediyordu.

“Zifu Öğrencisi mi geldi?” Ning’in kanat tipi büyülü hazineleri sarsılmış ve genç adam çabucak geniş bir çizgi şeklinde ilerleyerek siyahlı figürle arasına bariz bir mesafe koymuştu. Ufak bir patlama sesiyle yere inen siyahlı figür toprakta otuz metrelik bir çukur açmıştı. Ning bu manzaraya şahit olunca derin bir nefes çekmekten kendini alamamıştı.

Siyah kürklü zombi Ning’e bakıyor, vücudundaki kalın yeraltı aurası havaya saçılıyordu.

“Hem güçlü hem de hızlı.” Ning hala daha şaşkınlığından kurtulabilmiş değildi ve hatta genç adamın aklına, Yeraltı Malikanesi’nin üçüncü testinde ortaya çıkan o siyah kürklü figür gelmişti. Lakin, Ning’in önünde duran bu figür diğerine kıyasla beraberinde akılalmaz derecede şeytani, yeraltını çağrıştıran bir aura taşıyordu.

“Geber.” Siyah kürklü zombi anında ileriye atıldı.

 Swoosh! Swoosh! Swoosh! Kanat tipi büyülü hazineleri aktif eden Ning bir hayalet gibi ilerliyor, sürekli rakip hamleleri savuşturuyordu. Her ne kadar her seferinde zorlanıyor olsa da hamleleri bir şekilde savuşturabiliyordu. Arada sırada ellerindeki Karakuzey Kılıçları birkaç hamle yaparak siyah kürklü zombiye atılıyordu lakin nihayetinde saldırılar yaratığın kılına bile zarar veremiyordu.

“Bu yaratık daha önce Yeraltı Malikanesi’nde karşılaştığım siyah kürklü figüre benziyor. Gücü fazla, hızı yüksek ve vücudu da akılalmaz bir dayanıklılığa sahip. Yine de karşımda duranın gücü diğerinden daha az.” Hamle değiş tokuşu yaptıkları esnada Ning hemen siyah kürklü zombinin saldırılarındaki salaşlığı ve aptallığı fark etmişti. Yeraltı Malikanesi’ndeki siyah kürklü figür bu yaratığa kıyasla hem daha akıllı hem de teknik bakımından daha güçlüydü.

“Daha tekniklerinde gelişmiş seviyesine bile ulaşamadığına göre…Zifu Öğrencisi olmasına imkân yok. Muhtemelen vücudumdaki zehrin panzehri o Zifu Öğrencisi’ndedir. Herif dışarıya çıkmadığından, şu an için dikkatini dağıtamıyor olmalı. Bu fırsatı kullanarak ondan kurtulmam lazım.” Ning meselenin önemini kavramıştı.

 Madem adam yerinden çıkamıyordu, o zaman bu fırsatı kaçırmamalıydı!

Swoosh!

Kanat tipi büyülü hazineler titremiş ve Ning ileri atıldığı gibi zombiyi geride bırakmıştı. Zombi kükreyerek Ning’e saldırmaya çalıştı ancak nasıl olur da [Rüzgarkanat Atlatması] gibi bir ilahi tekniğe sahip olan Ning’i yakalayabilirdi?

“Ji Ning?” Vahşi, soğuk, keskin bir ses yankılandı. Ning anında dağın ortasında duran, tünel girişinde siyah cübbeli bir figürün görüntüsünü yakalamıştı. Herifin saçları salıktı ve suratında kan namına tek bir ize bile rastlamak mümkün değildi. Yağlı yeşil gözleri, Ning’in daha önce karşılaştığı siyah zombiden bile daha korkutucuydu.