Bölüm 69: Hortlak

avatar
4911 59

Desolate Era - Bölüm 69: Hortlak



Bölüm 69: Hortlak

 

 Alt kısımdaki karanlık boşluktan keskin ve sakin bir ses yankılandı. “Ufak Yedili, aralarında en akıllı olanı sensin. Meseleyi halledip şu yabancıdan kurtul.”

 

“Tamam, heybetli Efendi.” Yakışıklı genç, tereddüt etmeden saygıyla cevaplamıştı.

 

“Git o zaman.”

 

 Sözler sarf edildikten hemen sonra…

 

Kakaka….

 

 Metal tabakalar hemen kapanmış ve karanlık koridor bir kez daha mühürlenmişti. Koridorun kapandığı gören altı kadın ve erkek rahat nefesler almaya koyuldu. Her ne kadar bizzat efendilerinin öğrencileri olsalar da ne zaman efendileriyle karşılaşsalar korkularına engel olamıyorlardı zira efendilerine karşı çıkan her öğrenci akılalmaz işkencelere uğrayarak can vermiş ve hatta ruhlarını bile kaybettikleri için reenkarne olma şanslarını yitirmişlerdi.

 

“Kim bilir Usta şu an ne tür bir büyülü hazine hazırlıyor.” Kızıllara bürünmüş genç bir adam söyledi, “Şu ana kadar yüzlerce Xiantian yaşam formu öldürdük ve hatta kaç sıradan insanın ellerimizde can verdiğini bile saymayı uzun zaman önce bırakmıştım. Usta’nın dediklerine göre bu büyülü hazineyi bitirdiği takdirde Wanxiang Üstatları’ndan bile korkmasına gerek kalmayacakmış. Acaba nasıl bir büyülü hazine yapıyor?”

 

“Kesinkes dehşet verici bir büyülü hazinedir.”

 

“Şu anda, Usta’nın büyülü hazinesinin yarısı tamamlanmış durumda olsa bile Kırlangıç Dağı’ndaki Zifu Öğrencileri’ni umursamıyor. Büyülü hazineyi tamamladığında…” Altı kadın ve erkek muhabbete tutuşmuşlardı. Ustalarının ne tür bir büyülü hazine yaptığını merak ediyor olsalar da karanlık koridora adım atamadıkları için durumu öğrenme şansı yakalayamamışlardı.

 

 Voosh!

 

Aniden, sütuna bağlı Xiantianlar’dan birinin vücudundan gölgeye benzeyen vahşi bir hayalet fırladı. Sessiz bir çığlık attıktan sonra gölgeye benzeyen hayalet, aşağıdaki taşlara çekilmiş ve ardından dağın derinliklerinde yer alan o gizli odaya doğru ilerlemeye koyulmuştu. Bu manzarayı izleyen altı kadın ve erkek gerilmişti. Suratlarında korku dolu ifadeler seçilebiliyordu.

 

“Bir hortlak daha!”

 

Altı kadın ve erkek daha önce yanlarında olan ve ustalarına karşı çıkan ikinci öğrenci kardeşlerini hatırlamıştı. Bahsi geçen adam işkenceye uğradıktan sonra bir hortlağa dönüşerek büyülü hazine tarafından emilmişti. Hortlaklar bile hazineye çekiliyorlardı…ve açıkça görüldüğü üzere öldükten sonra tekrar reenkarne olma şanslarını yitiriyorlardı.

 

“Ufak Yedili, formasyondaki yabancıyla ilgilenecektin.” Öğrenci kardeşleri hatırlattı.

 

“Tamam tamam, acele ettirmeyin.” Yakışıklı genç yürümeye başlamıştı.

 

————————

 

Karanlık sis dört bir yanı kaplamıştı. Yakışıklı genç sessizce ilerliyor ve geçtiği her yerde siyah sis ona yol açıyordu.

 

Aniden yakışıklı gencin sol elinde bir Tao mührü belirdi. Mührün üstünde, kan damarlarını andıran karakterler bulunuyordu. Sol elindeyse bir atkuyruğu püskülü belirmişti.

 

(Bkz: Horsetail Whisk Atkuyruğu Püskülü  http://www.chinacart.com/bookpic/20113/2011338343.jpg)

 

“Hadi bakalım.” Atkuyruğu püskülünü savurduğu gibi yüzlerce beyaz ışık hüzmesi oluşmuş ve ışık hüzmeleri bağdaş kurmuş oturan Ji Ning’e doğru ilerlemeye koyulmuştu.

 

 Ji Ning bağdaş kurmuş oturuyordu. Aniden bir hissiyatı fark edince başını kaldırıp meseleye bir bakış attı.

 

 Etrafı beyaz ışık hüzmeleriyle kaplıydı.

 

“Parçalan.” Ning hafifçe kükredikten sonra etrafında dönen Suateş Nilüferleri genişlemeye başlamıştı. İki devasa nilüfer dönmeye başladıktan sonra Ji Ning’e doğru atılan beyaz ışık hüzmeleri adeta parçalanarak kaybolmuştu.

 

“Suyu ve ateşi kontrol ediyor demek?” Uzaktaki gencin gözbebekleri anında küçülmüştü. “Görünüşe göre Xiantian seviyesindeki bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası’ymış. İşim kolay olmayacak. Direkt olarak atkuyruğu püskülüyle onu yakalayayım dedim ama görünüşe göre bu düşündüğümü yapamayacağım.” Yüzlerce ışık hüzmesi çabucak geri dönmüş ve ortadan kaybolmuştu. Yakışıklı genç adamın sağ elinde uzun bir kırbaç belirdi.

 

“Formasyonumuza izinsiz giriş yaptın. Hemen adını söyle!” Yakışıklı genç kükredi.

 

Ning çoktan ayağa kalkmış ve yakışıklı gence bakmaya başlamıştı. “Burası Ji Klanı ve Demirağaç Klanı’nın sınır bölgesidir lakin sen iki tarafa da aitmiş gibi görünmüyorsun. Tam olarak kimsin sen?”

 

“Eğer sana söyleseydim, korkudan öteki dünyaya göçerdin.” Yakışıklı genç gülümsedi.

 

“Öyle mi? Neden söylemiyorsun bakalım.” Ning kılıçlarını kavradı.

 

“Yalnızca kırbacımla tanışmaya layıksın.” Yakışıklı genç konuşmaya devam etmemişti. Açıkça görüldüğü üzere nereden geldiğini söylemek istemiyordu. Hemen kırbacını ileriye savurmuş ve siyah kırbaç havayı delerek akılalmaz bir hıza ulaşmıştı. Kırbaç Ning’e ulaştığında çoktan siyah bir yılan başına dönüşmüştü.

 

Ning meseleyi izliyordu. Siyah kırbaç ateş nilüferinin ilk katmanını geçtikten sonra ikinci katmandaki su nilüferi tarafından durdurulmuştu.

 

 “O nilüfer nasıl bir teknik öyle?” Yakışıklı genç, daha önce gelen ruh yaratığına benzemiyordu. Hemencecik Ning’in suyu ve ateşi kontrol edebilen bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası olduğunu anlamıştı lakin Ning’in tekniğini tam olarak çözememişti.

 

Swoosh!

 

Daha önce sakin sakin kırbacı izleyen Ning, aniden Rüzgarkanat Atlatması’nı kullanmaya başladı. Göz açıp kapayıncaya dek yakışıklı gence doğru atılmıştı. Bir rüzgâr edasıyla ileriye zıpladığı esnada, Karakuzey Kılıçları Taşları Delen Yağmurdamlası tekniğiyle yakışıklı adama doğru ilerlemeye başlamıştı.

 

“Sıkıntı. Kaçmak lazım!” Olayın başından itibaren yakışıklı genç sol elindeki Tao mührünü bırakmamıştı. Aniden mührü aktif etmiş ve mühür gölgeye dönüşerek vücuduna girmişti…ardından yakışıklı genç bir anda ortadan kaybolmuştu.

 

Swoosh!

 

 Ning gencin kaybolduğu noktaya ulaştıktan sonra suratı ekşimişti. “Kaçış tekniği mi? Muhtemelen Tao mührünü kullandı. Xiantian Ki Arıtıcısı’nın böyle bir kaçış mührü olması pek de normal bir durum değil. Muhtemelen arkasındaki Zifu Öğrencisi ona baya dikkat ediyor olmalı.”

 

Tao mühürleri de seviyelere ayrılan kavramlardı.

 

İlahi Hız Mührü, Hafif Vücut Mührü, Elmas Mührü, Heybetli Güç Mührü ve diğer mühürler düşük seviyeli olarak görülüyor, kaçış mühürleri de daha üstün seviyeye ait olarak düşünülüyordu. Örneğin, “İz Tılsımı” da bir çeşit Tao mührüydü ve üstelik bu mühür istediğiniz zaman satın alabileceğiniz bir eşya değildi! Lakin ne yazık ki genç adam yanında “İz Tılsımı”nı getirmemişti. Getirmiş olsa bile, formasyonda neyin nerede olduğunu ve hangi yön olduğunu anlayamadığından doğru bir şekilde dağın orta yerine ışınlanması mümkün olmayacaktı. Öte yandan, genç adam doğal olarak mührü yanında getirmiş olsaydı istediği an formasyondan kaçabilecekti…

 

“Her ne kadar üstümde kaçış mühürleri olsa da bu formasyon beş elementi kullanıyor. ‘Kaçış’ı kullanamıyorum yani.” Ning bu konudan emindi. Uzunca bir süre meseleyi incelediği için formasyonlar konusundaki bilgileri fena sayılmazdı.

 

 Aynı zamanda içinde bulunduğu bu formasyon hakkında da bazı bilgileri kavramıştı.

 

Beş element kullanıldığında, formasyonun ustası istemediği sürece “kaçış” kullanılamıyordu. Ne yazık ki bu formasyonun ustası genç adamın ölümünü istediğinden, sıkıntı büyüktü.

 

———————

 

Yakışıklı genç çabucak dağın ortasına ilerlemişti.

 

“Ufak Yedili döndü.”

 

“Küçük öğrenci kardeş, yabancıyı öldürdün mü?”

 

“Küçük öğrenci kardeşimiz meseleye bizzat müdahale ettiğine göre yabancıyı kolayca yakalamıştır.” Tabii ki diğer öğrenciler yakışıklı gencin suratındaki ifadeyi görür görmez onun başarısız olduğunu anlamıştı. Bu yüzden hemen onunla dalga geçmeye başladılar.

 

Yakışıklı genç kükredi, “Sevgili öğrenci kardeşlerim, yabancının ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer kaçma konusunda biraz gecikseydim, muhtemelen hayatımı çoktan kaybetmiş olurdum.”

 

“O kadar güçlü yani?”

 

“Sağlam bir büyülü hazinesi falan mı var?” Diğer beşli şaşkına dönmüştü zira bu yakışıklı gencin ne denli güçlü olduğunu biliyorlardı.

 

 Yakışıklı genç konuştu, “Üstat öğrenci kardeşimize benziyor. Hem Ki hem de vücut konusunda kendini geliştiriyor! İki kavramda da Xiantian’a ulaştığı için yanıma fırlayabilmişti. Şans bu ki, başından beri elimde kaçış mührünü tuttuğum için tehlikeyi kıl payı atlattım. Sadece hızına bakarak bile onun Xiantian’ın zirvesinde olan bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası olduğunu söyleyebilirim.”

 

“Ah?”

 

“Xiantian’ın zirvesindeki bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası m?”

 

“Öyle güçlü bir figür nereden çıktı peki?” Diğer beşli şoke olmuştu.

 

Yakışıklı genç iç çekti. “Görünüşe göre üstat öğrenci kardeşimizi beklemek zorundayız. Kendisi çoktan Ki ve Vücut konularında Xiantian’ın zirvesine ulaşmış durumda ayrıca bir sürü büyülü hazinesi ve çeşit çeşit zehri de var…Xiantian yaşam formlarının çoğunu o yakalamıştı zaten.”

 

“Benden mi bahsediyorsunuz?” Düşük bir ses duyuldu.

 

 Altılı hemen dönerek sesin kaynağına bakmıştı. Dağın hemen ortasında duran mağara girişinin yanında, salık saçları ve siyah kıyafetleriyle bir adam yürüyordu. O soğuk, uğursuz aura heybetli efendilerinin aurasını andırıyordu. Herif sırtında taşıdığı bohçayı yere fırlattıktan sonra bohçanın içinden birkaç ayak fırlamıştı.

 

“Üstat öğrenci kardeş.” Altılı hemen saygıyla konuştu. Bu herifin ne denli güçlü olduğunu iyi biliyorlardı. Hepsi de efendileriyle birlikte kaçmıştı ve kaçış esnasında üstat öğrenci kardeşleri bir kereliğine de olsa Zifu Öğrencisi’yle kapışmış ve mücadeleden sağ çıkmıştı.

 

“Kou Klanı’nın bölgesine gidip üç Xiantian kaçırdım. Çoktan dantianlarını yok ettim, bağlayın şunları.” Siyahlı adam konuştu.

 

Çok geçmeden hizmetçiler ileri atılıp bohçadaki iki adam ve bir kadınla ilgilenmeye başlamışlardı.

 

 “Demek cezbedici güzellik, ‘Kou Hua’ bile kaçırılmış.”

 

“Üç kişi daha.”

 

“Hepsi Kou Klanı’ndan.”

 

 Kaçırılan Ji, Demirağaç ve Nehiryanı Xiantianları durumu izliyorlardı. Çok geçmeden siyahlı adamın suratında vahşi bir ifade belirmiş ve herifin gözlerinden yeşil ışıklar fırlamaya başlamıştı, “Akıllarını kaçırana kadar onlara işkence edeceksiniz demiştim. Yine de şuraya bak şu üçlünün hala bilinci yerinde görünüyor. Eğer onlara ölene kadar işkence edip hortlaklara dönüştüremezseniz o zaman onların yerine sizi kullanırım haberiniz olsun!”

 

“Tamam tamam tamam…” Hizmetçiler dehşete düşmüş ve hemen ileriye atılarak üç kişiyi sürüklemeye başlamıştı.

 

 Üstat öğrenci kardeşlerinin sinirli olduğunu gören altılı da korkmuştu.

 

 Siyahlı adam başını çevirip diğerlerine baktı, “Daha demin, benim hakkımda mı konuşuyordunuz?”

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr