Bölüm 59: Kadim Kalıntılar

avatar
5281 64

Desolate Era - Bölüm 59: Kadim Kalıntılar



Bölüm 59: Kadim Kalıntılar

 

Yaşlı boğa, kıyafetleri ve suratı terleyen Ning’e bir bakış attı: “Aferin, aferin. Evlat, yaşına rağmen [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun beşinci seviyesini uygulayabiliyorsun. Sana kıyasla, dördüncü efendi Sur gerçekten devede kulak kalıyor! Yıllardır başıboş bir şekilde bekleyen bu ölümsüz malikanesinin senin gibi yontulmamış bir elmasa kavuşacağını hayal etmiyordum!”

 

Ning kendi kendine konuştu, “yontulmamış elmas mı?” bizzat daha önceki hayatının anılarına ve bu dünyada ona bahşedilen [Nuwa’nın Resmi]’ne sahipti. Bütün bu koşullar ve yetenekler yaşlı boğanın ona bu şekilde övgü dolu bir söz söylemesini sağlamıştı.

 

“Üstat, şu an için beşinci seviyeyi kontrol etmekte güçlük çekiyorum.” Ning başını iki yana salladı: “Sadece dördüncü seviyeyi istediğim gibi kullanabiliyorum.”

 

“İstediğin gibi kullanabilmen çok önemli.” Yaşlı boğa iç çekti: “Dördüncü seviyedeki [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun gücü, daha önce kullandığın binlerce hazineden bile daha fazlaydı…bunu fark ettin mi?”

 

 Ning şaşırmıştı: “Binlerce hazineden bile daha mı fazlaydı? Her ne kadar yarattığım kılıç ışınını kolayca kullanabiliyor olsam da, tam olarak nasıl bir güç barındırdığını bilmiyordum.”

 

Yaşlı boğa konuştu: “[Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun dördüncü seviyesini kullanarak Xiantian’ın zirvesinde yer alan çoğu canlıyı kolayca öldürebilirsin.”

 

Ning bunu duyar duymaz keyiflenmişti.

 

“Üstat.” Ning hemen sordu, “Acaba şu anki gücüm hakkında ne düşündüğünüzü sorabilir miyim? Zifu Öğrencileri’ne göre nasıl bir durumda bulunuyorum?”

 

“Şu an için iki ana savaş taktiğin bulunuyor. İlki Habistanrı vücuduna bel bağlayarak, yakın dövüş kılıç tekniklerini kullanmak.” Yaşı boğa konuştu. “Kılıç oyunun çoktan ‘Tao’nun Gerçek Manası'nın kırıntılarını barındırabilen bir seviyeye ulaşmış durumda. Çoğu Xiantian yaşam formu senin kadar yüksek bir kavrayışa sahip değil yani büyük bir çoğunluğu henüz ‘Dünya ile Bir’ seviyesinde. Sadece bunu düşünsek bile Xiantian’ın zirvesinde yer alan yaşam formlarından daha avantajlı bir durumda olduğunu söyleyebiliriz! Tabii karşılaşacağın rakip senin gibi canavarca bir yeteneğe ve kavrayışa sahip olursa, o zaman kimin kazanacağını söylemek kolay olmaz. Sonuçta daha önce söylediklerim ‘sıradan’ Xiantian yaşam formlarını kapsıyordu.”

 

Ning başıyla onayladı.

 

 Meseleyi anlamıştı. Örneğin, babası, Ji Yichuan…Muhtemelen hala daha kılıç oyunu bakımından babasını yakalayabilmiş değildi. Sonuçta, babası Xiantian’ın zirvesine ulaşalı uzun zaman olmuştu. Ning doğal olarak bu kadar kısa sürede babasını yakalayabilecek kadar gelişme gösterememişti.

 

“Eğer [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanırsan…” Yaşlı boğa konuşmaya devam ediyordu, “Güçlü Habistanrı vücudunu düşünürsek, yüzlerce kılıç kullanarak [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu oluşturduğun takdirde ortaya çıkan güç gerçekten muazzam olacaktır. Güç bakımından, Xiantian’ın zirvesinde yer alan yaşam formlarına üstün olacağına şüphem yok ve muhtemelen Zifu’ya yeni adım atmış kişilerin çoğuna da denk bir duruma gelirsin.”

 

“Sadece Zifu’ya yeni adım atan kişilere mi?” Ning yaşadığı gelişmenin bundan daha fazla olduğunu düşünüyordu.

 

Yaşlı boğa başını iki yana salladı. “Zifu Öğrencileri’ni küçümsüyorsun. Zifu Öğrencileri Zifuları’nı yani ‘Mor Saray’larını oluşturmayı başarırlarsa, vücutları element odaklı güç üretmeye başlar! Yumruk ve tekme gibi basit saldırıları bile Xiantian’ın çok ama çok üstünde bir güce ulaşır. Burada birbirinden tamamen farklı iki seviyeden bahsediyoruz! Üstelik daha da önemlisi, Zifu Öğrencileri seviyeli büyülü hazineleri kullanabilen kişilerdir.”

 

“Seviyeli büyülü hazinelerin sahip oldukları güçleri anlatmaya kelimeler yetmez evlat. Bu tür hazineleri kullanan Zifu Öğrencileri, Xiantianlar’ın hayal edebileceğinden bile daha üstün bir güce ulaşırlar. Xiantian’ın zirvesindeki biriyle, Zifu Öğrencileri arasındaki kıyaslama adeta bir bebekle yetişkin bir adamın arasındaki kıyaslamaya benzer.” Yaşlı boğa iç çekmişti.

 

Ning hemen meseleyi kavradı.

 

Doğru ya…Xiantian’dan Zifu’ya geçiş gerçekten bambaşka bir değişimdi. Bu değişim kişiye seviyeli büyülü hazineleri kullanma yeteneğini bahşediyordu. Mesele aynı Houtian ustalarını kolayca öldürebilen Xiantian yaşam formlarının durumlarına benziyordu. Doğal olarak, Zifu Öğrencileri de zorluk çekmeden Xiantianlar’ı öldürebilecek güce sahiplerdi.

 

“Unutma,” Yaşlı boğa başını iki yana salladı. “Ne olursa olsun, Zifu Öğrencileri’ni küçümsememen lazım. Her Zifu Öğrencisi’nin garip, olağanüstü yetenekleri vardır. Kimisi formasyonlarda, kimisi zehirlerde, kimisi golem yapımında ve kimisi de büyüde yeteneklidir…yani onları ‘genel’ bağlamda ele almak mümkün değildir. Eğer senin özelliklerini direkt olarak saf dışı bırakabilen bir güce sahip kişilerle karşılaşırsan hayatını kurtarman kolay olmayacaktır.”

 

“Kişi zayıf olsa da güçlüyü yenebilir.

 

“Eğer kötü bir eşleşmeye denk gelirse, üst seviye Zifu ustası bile Zifu’ya yeni adım atmış bir kişiye yenilebilir.” Yaşlı boğa iç çekti. “Ölümsüzlük yolunda dünyadaki bütün varlıklar yürüyor. Gerçekten bilinmeyen birçok teknik var…Zifu Öğrencisi olan bir şahıs zayıf olabilir lakin eğer zamanında milyonlarca zehirli yaratık yetiştirmişse, karşısına Wanxiang Üstadı bile gelse canlı canlı bu yaratıklara yem olabilir!”

 

Ning soğuk bir nefes çekti.

 

“Tabii bu oldukça nadirdir.” Yaşlı boğa hemen konuştu. “Yani her gün bir alt seviyedeki ustaların bir üst seviyedeki uzmanları öldürdüğüne şahitlik edemezsin. Örneğin, senin gibi akılalmaz bir ruha sahip olup yüzlerce kılıcı kontrol ederek [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanabilen bir kişi…bütün bu faktörlerden sebep hesaplanması güç bir savaş potansiyeline sahip oluyor. Uzun lafın kısası, senden tek istediğim şey rakiplerini -kim olurlarsa olsunlar- küçümsememen. Xiantian yaşam formları için bile bu söylediğim şeyler geçerlidir…”

 

Ning hafifçe onayladı: “Anladım.”

 

Zifu Öğrencisi seviyesine ulaşan her kim olursa olsun, gerçekten uğraşılması kolay biri olmayacağı kesindi!

 

——————————–

 

Yine de Ning içten içe hala çok mutluydu. Yeraltı malikanesine yaptığı bu yolculukta ölümcül bir saldırı tekniğini, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu elde etmişti!

 

“Ji Ning, evlat.” Yaşlı boğa konuşmaya devam etti, “Daha önce koridordaki mücadelelerini izlediğimde, sahip olduğun kılıçların gayet ortalama seviyede olduklarını gördüm. Yoksa ‘Habistanrı Kangelişim Tekniği’nden haberin yok mu?”

 

“Habistanrı Kangelişim Tekniği mi?” Ning şaşırmıştı, “Hiç duymadım.”

 

Yaşlı boğa demeden edememişti, “Habistanrı Çağı’nda, neredeyse herkes bu teknikten haberdardı. Tabii bunun asıl sebebi bu tekniğin Habistanrılar için olmazsa olmazlardan biri olmasıydı. Habistanrı Vücut Geliştirme ustası olduğundan eminim lakin Habistanrı Kangelişim tekniğini bilmiyor gibi bir havan vardı. Doğal olarak bu durum merakımı çekti.”

 

“Üstat, lütfen bana öğretin.” Ning konuştu.

 

Evde yaşlı bir adamın olması adeta bir servete bedeldi.

 

Tabii burada bahsi geçen yaşlı adam Habistanrı Çağı’ndan beri yaşadığı için bir sürü şey biliyordu!

 

“Habistanrılar insanlarla aynı değillerdir.” Yaşlı boğa konuştu. “Onlar Ki konusuna odaklanmadıkları için büyülü hazineleri kontrol edemezler lakin, silaha ihtiyaç duydukları da gayet açık bir gerçektir. Yine de, sürekli artan güçlerini göz önünde bulundurursak, nasıl kendilerine uygun bir silah bulabilirlerdi? İşte bu sebeple…Habistanrılar’ın içindeki heybetli güçler Habistanrı Kangelişimi Tekniğ’ini yarattı!”

 

“Kişi ilk olarak, bir silah bulup ardından da karmaşık Kangelişim Ayinleri’ni uygular! Kangelişim tamamlandığında silah çeşit çeşit aurayı; örneğin kötü auralar, iblissel auralar, ölümcül auralar ve daha nice aurayı emebilme özelliği kazanacaktır! Ne kadar düşman öldürürsen ve öldürdüğün düşmanlar ne kadar güçlü olursa, doğal olarak silahın da güçlenecektir. Ayrıca istediğin gibi ağırlığını ve boyutunu da değiştirebilirsin.”

 

“Bu tarz silahlara genelde ‘İlahi Silah’, ‘Şeytani Silah, ya da ‘Ölümcül Silah’ diye isimler verilmiştir.” Yaşlı boğa konuşmaya devam ediyordu. “Efendisinin gücü artıkça ve efendisi daha fazla düşmanı, güçlü varlığı öldürdükçe silahın gücü de artacaktır. Öyle ki, Habistanrı Çağı’nda bazı İlahi Silahlar ve Şeytani Silahlar, Ölümsüz seviye büyülü hazinelerden bile daha güçlü bir hale gelmiştir!”

 

Ning’in gözleri parlıyordu.

 

Doğru ya…Gökler herkese adil davranıyordu! Habistanrılar büyülü hazineleri kullanabilen varlıklar olmadıkları için onlara kendi tekniklerini yapma yeteneği bahşedilmişti. Kötü, şeytancıl ve çeşit çeşit aurayı emerek ilahi silahların güçlenmesi sağlanabiliyordu.

 

“Üstat, lütfen bana öğretin.” diye konuştu Ning.

 

“Sana bundan bahsettiğime göre herhalde öğreteceğim.” Yaşlı boğa konuşmaya koyuldu: “Kangelişim Ayinleri karmaşık şeylerdir. İyi dinle.”

 

Yaşlı boğa oracıkta dikilmiş, Kangelişim Ayinleri’ni anlatırken arada sırada yere birkaç diyagram çizmişti. Ning yalnızca dinliyor ve söylenenleri ezberliyordu.

 

Peki ya neden buna Kangelişim Ayinleri adı verilmiş?

 

Bunun asıl sebebi Ayin için gereken temel malzemenin Habistanrı kanı olmasıydı. Habistanrı Vücut Geliştirme tekniklerinde çalışan insanlar için, yalnızca kişilerin sahip olduğu kanlar ilahi dövemelere dönüşebiliyordu ve Xiantian’a ulaşmak bu işlem için yeterliydi zira insanlar Habistanrı teknikleriyle Xiantian’a ulaştıkları esnada Habistanrı vücuduna kavuşuyorlardı! Yalnızca bu aşamalardan geçen bir kişi Habistanrı Kangelişim tekniğini kullanabiliyordu. Hatta bazı düşük seviyeli Habistanrı Vücut Geliştirme ustaları bile bu tekniği öğrenemiyordu!

 

“Huahuahua…” Ning bir şişe çıkardı. Şişe normalde şarap saklamak için kullanılıyordu. Büyük görünmüyor olsa da aslında on ton şarap barındırabiliyordu! Ning şişedeki bütün şarabı, tek bir damlası bile kalmayıncaya dek yere dökmüş ve ardından parmağını şişeye sokmuştu.

 

Tıp! Tıp! Tıp!

 

Parmağından akan kanlar şişenin içine damlıyordu.

 

Uzun bir zamanın ardından…

 

“Bir ton kan yeterli.” Kenarda duran yaşlı boğa konuştu: “Bu kangelişim tekniği yalnızca Habistanrılar’ın kullanabileceği bir tekniktir. Sıradan Ki Arıtıcıları bu kadar kan kaybına dayanamaz…”

 

Ning bağdaş kurmuş oturuyordu. Parmağından ne zaman kan aksa, vücudundaki güçlü yaşam enerjisi direkt olarak kanını tazeliyordu. Bu süreçte kullandığı tek şey ilahi gücüydü. Ning’in vücudundaki ilahi güç yarısına kadar kullanıldığında, şişeye bir ton kan damlamıştı.

 

“Ayinin yedi aşaması var. Öncelikle, samimi ve içten olman gerekiyor.” Yaşlı boğa uyardı.

 

 Ning saygıyla eğilip üç gez başını yere koymuş ve kalktıktan sonra aynı işlemi sekiz farklı yöne, birer kez uygulamıştı!

 

“Hua…” Ning aniden elindeki şişeyi çevirdi. Şişedeki taze kan yere akmaya başlamıştı. Akan kanlar, Ning’in ilahi iradesi tarafından kontrol edilerek genç adamın etrafındaki iki yüz elli metrelik alanı kaplamaya başlamışlardı. Sayısız kan damlacığı devasa bir diyagrama dönüşüyordu. Diyagram adeta darmadağınık bir saçı andırıyordu.

 

Diyagram tamamlandığında…

 

Boom! Aniden gözle görülebilen kanlı bir aura parlamaya başlamıştı.

 

“Altsoy en içten duygularıyla Ata Tanrı’ya yalvarıyor.” diye kükredi Ning.

 

Kangelişim ayinlerinin ilk aşaması: Ata Tanrı’ya yalvarmak!

 

————————

 

Kangelişim Ayinleri’nin karmaşık aşamaları neredeyse on iki saat sürmüştü. Alandaki kanlı ışık hüzmesi çoktan garip bir karaktere dönüşmüştü. Yaşlı boğanın söylediklerine göre…bu tür karakterler Habistanrı karakterleri olarak biliniyordu! Göklerin doğal yoldan gebe kaldığı bir yazı şekliydi. Her ne kadar genç adam daha önce böyle bir karakter görmemiş olsa da karakteri gördüğü an anlamını hemen kavramıştı.

 

Karşısında duran Habistanrı karakterinin anlamı… “ÖLDÜR”dü!

 

“Huahuahua…” Aniden üç Karakuzey Kılıcı havaya fırladı. Kılıçlar havaya fırlar fırlamaz süzülmeye başlamışlardı. Ning’in Kangelişim Ayinleri’nde kullanmayı tercih ettiği silahlar Karakuzey Kılıçları’ydı! Zira, yaşlı boğanın söylediklerine göre her ne kadar Habistanrı Kangelişim tekniği silahların kalitesine çok önem vermiyor olsa da, temel materyal ne kadar kaliteli olursa, sonuç da bir o kadar iyi oluyordu. Genç adamın sahip olduğu diğer seviyesiz büyülü hazineler gerçekten Karakuzey Kılıçları’na meydan okuyabilecek parçalar değillerdi…

 

Yaşlı boğanın yaptığı yorumlar, Karakuzey Kılıçları’nın daha önce Gökyüzü seviyesindeki büyülü hazineler olduklarına yönelikti. Her ne kadar kılıçların üstünde yer alan semboller artık seçilemiyor olsalar da kangelişim tekniğinin asıl önem verdiği şey fiziksel materyallerdi. Yani semboller herhangi bir önem arz etmiyorlardı…

 

“Hua!” “Hua!” “Hua!”

 

Yere saçılan kan damlalarından sebep oluşan “Öldür” karakterinden etrafa gölgeler saçılmış ve gölgeler üç kılıca akın etmişti. Zaman geçtikçe havada süzülen “Öldür” karakteri de sönmeye başlamış ve ardından tamamen kaybolmuştu. Salon bir kez daha eski sakinliğine geri dönmüştü.

 

Ning geniş bir nefes verdi.

 

“Üstat,” Ning demeden edememişti. “Daha demin, Tao’dan bile daha üstün olan garip bir varlık sezdim sanırım…” Daha önce Tao’yla ilgili meditasyon yapmış ve Tao’nun kırıntılarını kavramaya başlamıştı lakin biraz önce Kangelişim Ayinleri’ni uyguladığı esnada ortaya çıkan doğal aura, Tao’dan bile daha kadim ve eskiydi.

 

Yaşlı boğa iç çekti: “Kangelişim Ayinleri esnasında bir şey söylemeye cesaret edemedim. Gerçekten şaşkına dönmüş durumdayım. Kılıçlarına bak bakalım nasıl görünüyorlar.”

 

Elini havaya savuran Ning, üç Karakuzey Kılıcı’nı yanına çağırdı. İçlerinden birini ilahi iradesiyle kontrol ederek kolunu kesmişti. Chi! Kolundaki deri, adeta bir demir parçası gibi önce kıvılcımlar saçmış ve ardından nihayet ayrılarak yaraya dönüşmüştü.

 

“Çok daha keskin.” Ning şaşkına dönmüştü.

 

“Karakuzey Kılıçları’n kaliteli materyallerden yapılmıştı.” Yaşlı boğa konuştu. “Şu an için, yakın dövüş potansiyelin büyük bir gelişme kaydetmiş durumda. Xiantian’ın zirvesinde yer alan çoğu usta sana karşı koyamayacaktır. Yakın dövüşte, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nu kullanırken elde ettiğin gücün en fazla 1-2 seviye altında olacaksın. Yine de bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği’nde çalışıyor olduğun gerçeğini iyi anlaman gerekiyor. Yani, gelecekte yakın dövüş potansiyelin akılalmaz bir artış yaşayacaktır. Örneğin, [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nın altıncı seviyesine ulaştığında elde edeceğin güç, [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun gücünü tamamen geçecektir! Özellikle de yakın dövüş tipi bir ‘ilahi yetenek’ öğrenirsen, işte o zaman kolayca senden güçlü olan insanlarla karşılaşabilirsin.”

 

Ning’in gözleri parlıyordu. “Üstat, ilahi yetenek biliyor musunuz?”

 

“İlahi yetenek mi? Onlar Habistanrı güçlerinin büyük bir özenle ve dikkatle koruduğu, dışarıya öğretmediği tekniklerdir.” Yaşlı boğa başını iki yana salladı. “Ölümsüz Juhua yalnızca tek bir ilahi yetenek biliyordu: ‘Gökyüzü Dönüşümü’ tekniği…Ne yazık ki, daha önce ona bu teknikle ilgili hiçbir şey sormamıştım. Merak etme…potansiyelini düşünürsek, gelecekte kesinkes bir ‘ilahi yetenek’ öğrenme fırsatı yakalacaksındır. Bu fırsatı yakaladığında, senden daha yüksek seviyeli kişilerle kolayca mücadele edebileceksin. İşte bu Habistanrılar’ın gerçek gücüdür!”

Ning başıyla onayladı.

 

Meseleyi kavramıştı. Habistanrı Vücut Geliştirme ustası olarak, sağlam bir temeli vardı. Birkaç yıl sonra altıncı seviyeye ulaşacaktı. Ayrıca ruhu geliştikçe [Düşük Bin Kılıç Formasyonu] da güçlenecekti ve yetenek konusunda sıkıntısı yoktu. Meseledeki tek sıkıntı [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun büyülü hazineler konusunda yüksek koşullara sahip olmasıydı. Zifu Öğrencisi olduğunda, yüzlerce seviyeli büyülü hazine bulmak zorunda kalacaktı ve bu durum ne zaman aklına gelse…başı ağrıyordu.

 

“Bu kadarı yeter, artık geri gidebilirsin.” Yaşlı boğa konuştu.

 

“Üstat, çok teşekkür ederim.” Ning [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun olduğu parşömenleri ve [Parlayan Güneş Ay Buda’sı] Hayal Tekniğini almıştı. Her ne kadar bu hayal tekniği onun işine yaramayacak olsa da ailesine ya da Ji Klanı’na verebilirdi.

 

“Hadi bakalım.” Yaşlı boğa konuştu.

 

Hua!

 

Ning daha önce gördüğü devasa gölgenin ağzıyla karşılaşmış ve ağız genç adamı yuttuğu gibi genç adam etrafındaki uzay zamanın değiştiğini anlamıştı. Yılanakanadı Gölü’ne dönmek üzere olduğunu biliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr