Bölüm 42: Geri Dönüş

avatar
5385 74

Desolate Era - Bölüm 42: Geri Dönüş



Bölüm 42: Geri Dönüş

 

“Rüzgâr Kanadı Atlatma Tekniği Yuchi Klanı’mızın temelidir. Yabancılara öğretilemez!”

 

Altın yaprakları açıktan sonra gördüğü ilk kelimeler Ji Ning’i şaşkına çevirmişti. Yuchi Klanı mı? Annesinin adı Yuchi Kar’dı. Yani annesi Yuchi Klanı’na mı üyeydi? Bu devasa dünyada, fakir kökenlere sahip ve sıkıntılı durumlarda dünyaya gelen insanların çoğu “Karadiş”, “Karataş”, “Demirbaş” gibi rastgele isimler seçiyordu. Genel bağlamda, sadece geniş çaplı klanların doğru düzgün isimleri vardı!

 

“Annem daha önce Yuchi klanından bahsetmemişti.” Ning kendi kendine konuştu: “Onun oğlu olduğuma göre damarlarımda Yuchi kanı da dolaşıyor demektir. Yine de tam olarak Yuchi klanına üye olduğum söylenemez. Buna rağmen annem bu kitabı bana verdi lakin, doğduğum günden itibaren Yuchi Klanı’yla ilgili hiçbir şey duymadım.”

 

 Ning’in okuduğu kitap sayısı gerçekten insanı hayrete düşürecek cinstendi ancak kitapların hiçbirinde Yuchi Klanı’ndan bahsetmiyordu. Muhtemelen bahsi geçen bu klan yakın bölgelerde yer almıyordu.

 

Durum gayet mantıklıydı…

 

Sonuçta annesi ve babası uzak diyarlardaki Kara Kuzey Denizi’nde tanışmış ve birlikte maceralara atılmıştı.

 

“Annemin Yuchi Klanı’ndan bahsettiğini hiç duymadım. Belki de annem klanı terk etmiştir ya da…Yuchi klanı dağılmış olabilir mi? Unut gitsin, şimdilik düşünmenin bir manası yok.” Ning başını eğip kitabı okumaya devam etti. Kitap [Rüzgârkanadı Atlatması]’nın detaylı tarihini anlatıyordu.

 

Yuchi Klanı’nın Ata’sı Yuchi Anton, bir köle olarak dünyaya gelmişti.

 

Günün birinde, dağda ava çıktığı esnada ağır yaralı bir çocuğu kurtarmıştı. Çocuğa bakmak için büyük çaba sarf etmiş ve çabalarının sonucunda çocuk iyileşmeye başlamıştı. Altı ay geçtiğindeyse, çocuk asıl kimliğini ortaya çıkarmıştı…meğerse dışarıdan çocuk olarak görülen bu şahıs, gerçekte yıllardır antrenman yapan ve çoktan Üç Alem’den kaçmış olan bir Kutsal Ölümsüz’müş! Yaşadığı faciadan sebep bütün gücüyle dağ bölgesine kaçmış ve oracıkta gücünü yitirmeye koyulmuş. O acizliğinde, sıradan bir yaratığa karşı bile kendini savunmayı başaracak güce sahip değilmiş.

 

Çocuk kendine Suhuan diyen ve Habistanrı Çağı’ndan beri ölümsüz olduğunu iddia eden bir kişilikmiş.

 

Ardından, Suhuan isimli ölümsüz, Anton’a pratik metotlarını öğretmeye başlamış. Anton’un Habistanrı Vücut Geliştirme tekniklerinde yetenekli olacağı kimsenin aklına gelmeyen bir gerçekmiş ve durum böyle olunca…Suhuan yüz yıl boyunca Anton’un yanına kalarak onu eğitmiş ve aynı zamanda ilahi yeteneği, [Rüzgarkanadı Atlatması]’nı ona öğretmiş. Tekniği öğrettikten sonra Suhuan: “Karmamız burada sonlanıyoruz. Umarım güzelce yetişebilirsin!” diyerek mekânı terk etmiş…

 

—————————-

 

“Kutsal ölümsüz?” Ning şaşkına dönmüştü, “İlahi yetenek?”

 

Bu…bu…

 

Yeraltı Krallığı’ndaki Cui Sarayı’nın Lordu’nun söylediklerine göre, Cennet Alemi’ndeki kutsal askerlerin ve generallerin bile [Nuwa’nın Resmi] gibi hayal tekniklerini aldıktan sonra Kutsal Ölümsüz olmak için sayısız testten geçmeleri gerekiyordu! Koca Büyük Xia Hanedanlığı’nda, geçen milyon yılda bile bir Kutsal Ölümsüz ortaya çıkmayabiliyordu. Bu tür canlılar gerçekten Üç Alem’in zirvesine çıkan ve artık Yeraltı Krallığı’nın zincirlerinden kaçan kimselerdi. İstedikleri gibi hareket edebiliyorlardı.

 

“Annemin Yuchi Klanı’na bir ölümsüzün yardım ettiğini kim düşünebilirdi ki.” Ning şaşkına dönmüştü: “Sahip oldukları tarih Ji Klanı’mızınkinden bile daha heybetli…”

 

“Ayrıca, [Rüzgarkanadı Atlatması] bir ilahi yetenek!”

 

Ning nefes almakta zorlanıyordu.

 

İlahi Yetenek…

 

 “Kuafı Güneşkovalayan”, “72 Dönüşüm”, “Üç Baş, Altı Kol”, “Houyi Güneş’i Vuruyor” gibi ünlü ilahi yetenekler kadim, heybetli Habistanrılar’ın yarattığı doğal yeteneklerdi. Sadece bu tür yeteneklere “İlahi Yetenek” adı verilebiliyordu! Yalnızca Habistanrı Vücut Geliştirme ustaları bu tekniklere çalışabiliyordu ve Zifu’ya adım attıkları takdirde eğitime başlayabilirlerdi.

 

Her bir “İlahi Yetenek” paha biçilemez birer hazineydi. Zifu Öğrencisi seviyesine ulaşan çoğu Habistanrı Vücut Geliştirme ustaları ilahi yetenekleri öğrenebilecek potansiyele sahip oluyordu ancak yetenekleri bulmak öyle kolay değildi!

 

“İlahi yetenekler yalnızca Zifu seviyesinde kullanılabiliyor olmalıydı ancak annem bana bu tekniği Xiantian’a adım attığımda öğrenmeye başlamamı söylemişti. Neden ki acaba?” Ning [Rüzgarkanadı Atlatması]’nın detaylı ayrıntılarını incelemeye devam ediyordu.

 

Hua!

 

Altın yaprakları çevirdiği esnada karşısında diğerlerine benzemeyen bir sayfa çıkmıştı. Altın sayfanın üstünde garip bir yıldız ışığı bulunuyordu ve sayfanın üst kısmına bir diyagram çizilmişti. Diyagramda uçan bir Anka resmedilmişti…

 

Yaratık bazı zamanlar kanatlarını açıyor, bazı zamanlar alçalıyor, bazenleriyse Dokuz Gökler’e doğru uçuyordu. Denizlere daldığı, yeryüzüne indiği ve yerin derinliklerine daldığı da oluyordu.

 

Ning diyagramı görünce etkilenmeden yapamamıştı. Adeta devasa bir Anka Kuşu gözleri önünde uçuyordu. Üstelik, kuşun vücudu yıldız ışıklarıyla kaplıydı ve bu ışıklar…yaratığın vücudundaki kritik bölgelerden sızan ilahi gücü andırıyordu.

 

 Özellikle de yıldız ışıkları yaratığın kanatlarına yoğunlaşmıştı.

 

“Anka Kuşu kanatlarını açar ve uçtuğu gibi yüz bin kilometre mesafe kateder!”

 

“Usta Suhuan’ın söyledikleri bu şekildeydi ancak ne yazık ki bu seviyeye ulaşmak için daha kırk fırın ekmek yemem gerekiyor. Yuchi Klanı’mın yeni nesilleri bu ilahi yeteneğe odaklanmalı. Umarım bir gün, içlerinden biri en üst seviyeye ulaşabilir. [Rüzgarkanadı Atlatması]’ndaki seksen bir Anka Kuşu diyagramı akılalmaz sırları barındırıyor. Bu sırlar üzerine meditasyon yapmak şart! Elde edilecek getiriler muazzam!

 

[Rüzgarkanadı Atlatması] birçok seviyeye ve katmana ayrılmış durumda. Kişinin vücudundaki ilahı güç, kanatlara meyil verecek seviyeye ulaştığında kişi ancak o zaman ilahi yeteneği geliştirmeye başlamış sayılıyor lakin, [Rüzgarkanadı Atlatması] bir ilahi yetenek olduğu için Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki büyük kabilelerin ilgisini çekecektir. Bu yüzden, yeni neslin bu ilahi yeteneği kullanırken yanında kanat tipi hazineleri kullanması şart. Böylece yalnızca kanat tipi hazinelerin yardımıyla hızlanmakla kalmayıp diğerlerinin dikkatlerini de çekmeyeceklerdir…”

 

Ning kitabı kapattı…

 

Sakinleşmesi için aradan uzun bir süre geçmesi gerekmişti.

 

“Annemin kökenleri gerçekten olağanüstüymüş.” Ning’in suratı ekşidi: “Ama açıkça görebildiğim üzere kitabın sayfaları altın renkli olsa da Anka Kuşu’nun bulunduğu seksen bir sayfa diğerlerinden farklı. Üstelik, bu diyagramların Ölümsüz Suhuan tarafından bizzat bırakıldığına da şüphe yok.”

 

“Ölümsüz Suhuan, [Rüzgarkanadı Atlatması]’nı öğretmiş olsa bile geriye yalnızca tek bir kopya bırakmıştır diye düşünüyorum. Yani diğer bir deyişle, Yuchi Klanı’nda sadece tek bir gizli kitap olması gerekiyor!” Ning teori üretmeye başladı.

 

Her ne kadar ilk kez Anka Kuşu diyagramlarını inceliyor olsa da Ning bu diyagramların akılalmaz sırlar barındırdığını anlamıştı. Diyagramlara bakarken kalbini kaplayan his adeta…Tao’nun sınırlarına dokunduğunda tecrübe ettiği hisse benziyordu. Büyük ihtimalle meselede en üst seviyeye ulaşan şahıs bu diyagramları kendi elleriyle çizmişti.

 

“Yuchiler’in Atası yalnızca tek bir kopyaya sahip olmasına rağmen neden bu kopya annemin elinde ki?” Ning düşündü. “Klan yok olmuş olabilir mi? Yoksa başka bir sebep mi var?”

 

Her ne kadar annesinin ebeveynleri için biraz endişelenmiş olsa da Ning’in Yuchi Klanı’yla alakası olmadığından meseleyi üstelememeye karar vermişti.

 

“Dikkatle meditasyon yapmam lazım.”

 

Gökyüzünü Ay devralmış ve Ning sessizce göletin yanına kurulup kitaptaki Anka Kuşu diyagramlarını incelemeye koyulmuştu.

 

[Rüzgarkanadı Atlatması]’nın birçok katmanı ve evresi bulunuyordu.

 

Kişi yalnızca ilahi gücü kullanarak kanat oluşturmaya başladığında bu tekniği öğrenmeye başlamış sayılıyordu lakin ilahi güç için gerekli koşullar bir hayli sertti. Yalnızca Zifu Öğrencileri bu seviyeye ulaşabiliyordu.

 

“Annem Xiantian’a ulaşınca oku demişti.” Ning gülümsedi: “Her ne kadar ilahi gücümü kullanarak kanat yaratamayacak olsam da seksen bir Anka Kuşu diyagramı içlerinde akılalmaz sırlar, gizemler barındırıyor. Bu gizemleri çözebilirsem vücudumun da gelişeceğine şüphe yok.”

 

Ning çoktan Tao’nun gerçek manasının bir kısmını öğrenmeye başlamıştı.

 

Kişinin aydınlanma seviyesi ne kadar yüksekse, Anka Kuşu diyagramlarında yer alan gizemleri ve bunlara benzer şeyleri kavraması da bir o kadar kolay oluyordu. Durum böyle olunca, genç adam hemen kitaba odaklanmıştı.

 

————————–

 

Zaman geçti.

 

Altın Karga çekilmiş, Ay Tavşanı yükselmişti.

 

Birbiri ardına geçen günler boyunca Ning dağ ormanının içinde, bütün odağını [Rüzgarkanadı Atlatması]’na vermişti. Vücudu zaman zaman ormana atılıyor ve her yeni deneyişinde katettiği mesafe de artıyordu.

 

“Bir aydır buradayım.” Ning aniden gökyüzündeki güneşe bakıp konuştu: “Eğer dönmezsem, muhtemelen Güz Yaprağı ve diğerleri durumu Batı Vilayet Şehri’ne bildirmek durumunda kalacaklar.”

 

“Geri dönme zamanı.”

 

 Suratına bir gülümseme takınan Ning, başını çevirip her zamanki sakinliğinde süzülen gölete bir bakış attı.

 

“Bu son bir ayda, akılalmaz derecede gelişme yaşadım.” Ning keyifliydi. İster Ki ister Habistanrı ister Ruh ister de yeni öğrendiği [Rüzgarkanadı Atlatması] ilahi yeteneği olsun, akılalmaz bir gelişme yaşamıştı.

 

“Gitme zamanı.”

 

Ning aniden havaya zıpladı.

 

Swoosh!

 

 Bulanık bir figürü ya da uçan bir kuşu andıran vücudu göz açıp kapayıncaya dek bir kilometre ileride belirmişti. Artık sahip olduğu hız, “Hafif Vücut Mühru” ve “İlahi Hareket Mührü” kullanan Demirağaç Zhan’inkinden bile daha üstündü.

 

……….

 

Vahşi doğadaki ıssız kabilenin içinde, salaş görünen bir sürü taş oda duruyordu. Kabile ıssızlığın orta yerindeydi ve açıkça görüldüğü üzere kabile üyeleri mekânı çoktan terk etmişti.

 

Lakin kabilenin uçlarında, pırıl pırıl duran birkaç düzine taş ev görülebiliyordu. Evlerin çevresini siyah zırhlı korumalar çevirmişti.

 

Güz Yaprağı taş bir oturağa kurulmuş, sessizce mesafeye bakarak beklemeye koyulmuştu.

 

Daha önce, Yabaniyaratık Yılankanadı’nın ortaya çıkmasından sebep Ning, Güz Yaprağı ve Mowu’yu Metaltaşı Kabilesi’nden farklı bir yere götürmüştü…lakin Yılankanadı meselesi sonlanınca Ning Güz Yaprağı ve Mowu’ya buradaki zırhlı korumalarla kalmaları için izin vermişti.

 

Ji Klanı’nın hükmettiği bölge oldukça genişti…

 

Bu yüzden, bölgeye yerleştirilmiş siyah zırhlı koruma ekipleri bulunuyordu. İhtiyaç duyulduğu takdirde bu korumalar kabilelere gerekli müdahaleleri yapabiliyordu.

 

“Genç efendi.” Güz Yaprağı keyifle ayaklandı.

 

Siyah zırhlı korumalar ve Mowu da mesafeye odaklanmıştı. Uzaktan onlara doğru gelen figür hızla mesafeyi aşmış ve ardından yürüyerek gülümsemeye başlamıştı.

 

“Huh?” Güz Yaprağı şaşırdı. Önünde duran genç efendisinin değiştiğini anlayabiliyordu. Vücudu adeta gökyüzünün ve yeryüzünün özleriyle birleşmiş, heybetli bir aura saçıyordu lakin tabii ki bu durumu yalnızca o fark etmişti zira Ning doğduğu günden itibaren onun yanından ayrılmamıştı.

 

“Genç efendi.” Mowu öne çıkarak saygıyla selam verdi.

 

“Genç efendi.” Yakındaki siyah zırhlı koruma grubu tek diz üzerine çökerek selamlamıştı.

 

“Hazırlıklarınızı yapın. Dönüş zamanımız geldi.” Ning gülümsedi.

 

Güz Yaprağı şaşırmıştı: “Geri mi dönüyoruz?”

 

“İlk önce Yılankanadı Gölü’ne gideceğiz.” Ning’in gözlerinde beklentinin yarattığı ışık parçaları yer etmişti. Bu macerasında, Xiantian’a adım attığı takdirde gidip Yılankanadı’nın işini bitireceğine karar vermişti. Her ne kadar Yılankanadı şu anda Xiantian’ın zirvesine yer alıyor olsa da Ning’in kendine olan güveni tamdı.

 

“Genç efendi, siz…” Güz Yaprağı’nın suratında şaşkınlık ve keyfin birleştiği bir ifade belirdi. Doğal olarak, Ning’in Xiantian’a adım atar atmaz Yılankanadı’yla uğraşmaya gideceğini biliyordu.

 

“Evet.” Ning başını öne salladı.

 

 Güz Yaprağı oldukça dikkatliydi. Tek bir kelime bile etmemiş ve hemen başını öne doğru sallamıştı.

 

“Mowu, çabuk eşyalarımızı topla. Gidiyoruz.”

 

Dakikalar sonra…

 

 Üç siyah yaratığa binen Ning, Güz Yaprağı ve Mowu bu terk edilmiş kabileden ayrılmaya koyuldu…

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44315 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr