Bölüm 13: Beş Kadim Kılıç Tekniği

Suratındaki vahşi ifadeyle Lee, evinin yolunu tuttu. Arkasından da dört ayaklı yaratık geliyordu. İkili malikaneye adım attığı an hizmetçiler ve korumalar diz çöküp onlara selam vermişti. İçlerinden biri bile yüksek sesle nefes almaya cesaret edemiyordu zira ustalarının sinirden çılgına döndüğünü hemen anlamışlardı ve eğer olur da aralarından biri yanlış bir hareket yaparsa muhtemelen kendi ölüm fermanını imzalamış olacaktı.

“Baba.” uzaktan duyulan sesin ardından kürklere bürünmüş, saçlarını birkaç düzinelik örgülerle kuşatmış bir orta yaşlı adam belirdi.

Lee ona bir bakış attı. Bahsi geçen bu adam sahip olduğu en güçlü çocuktu ve aynı zamanda Xiantian Alemi’ne adım atmıştı. O Ji Jadewich’di. Lee, ekşi suratıyla: “Jadewich, duyduklarım doğru mu? Daha demin avlanmaya gitmiştim ve çok zaman geçmeden Yichuan’ın ufak veledinin ‘kılıçla bir’ seviyesine ulaştığını duydum. Gerçek mi bu haber?”

“Evet, baba.” Jadewich başını iki yana sallayıp iç geçirmişti: “Bugün, Ji Ning ve Dokuzdiş Savaşçıları’nın yaptığı mücadelede velet sınırlarını aşmayı başarmış. Haberin doğru olduğuna şüphe yok.”

“Argh!” Lee kükrediği gibi konuşmaya başladı: “Gökler yine bana karşı duruyor! Abim Ji Young benden daha güçsüzdü lakin kibrim yüzünden Vilayet Lordu pozisyonunu ona kaptırdım. Ardından herifin ailesinden çıkan Ji Yichuan’la birlikte olaylar daha da karıştı ancak şimdiyse babasından bile daha üstün başarılar sergileyen Ji Ning’le uğraşmak zorundayız. Altı yılda ‘Kılıçla bir’ seviyesine ulaşmak, insan mı bu çocuk?!”

“Altı yılda ‘Kılıçla bir’ seviyesine ulaşmak... Seçtiğimiz üç deha da onun yanında yetersiz kalıyor.” Jadewich başını iki yana sallamıştı.

Ning’in ilerlemesini engellemek için onun yaşlarında üç çocuk seçip küçük yaştan itibaren onlara eğitim vermişlerdi lakin buna rağmen seçtikleri üçlü Ning’le aşık atacak seviyeye ulaşamamıştı.

“Biraz daha olsaydı… Eğer Ayıoğul üç yaş daha küçük olsaydı…” Jadewich iç geçirdi.

“Ayıoğul?” Lee şaşırmıştı.

Ayıoğul, evlatlık olarak aldığı oğullarından biriydi.

Geçmişte, itaatsizlik gösteren büyük bir kabileyi cezalandırmak için gittiğinde bir Yabaniyaratık olan Altın Ayı’yla karşılaşmıştı. Vahşi, dehşet verici bir mücadelenin ardından Altın Ayı’yı öldürmeyi başaran Lee ayının mağarasına dalmış ve mağaranın içinde ufak bir çocukla karşılaşmıştı. Çocuk daha bir yaşına bile basmamış olsa da akılalmaz bir güce sahipti… Bu bebek Lee’nin bir hayli hoşuna gitmişti. O esnada konuştu: “Evlat, Altın Ayı tarafından kaçırılmışsın ancak seni öldürmek yerine seni yetiştirmiş, öyle mi? Hahah! Bugünden itibaren benim evlatlığım olacaksın. Sana… Ayıoğul diyeceğim!”

Olağanüstü yetenekleri olan bebeklerin başkalarına evlatlık olarak verilmesi sıradan bir olaydı.

Ayıoğul eve getirildiğinde çocuğun bir yaşında olduğu saptanmıştı. Şimdiyse on üç yaşına basmıştı. Lee, Ayıoğul’u vahşi bir yaratık gibi eğitmiş ve ufak çocuk küçük yaştan itibaren birçok yaratıkla mücadele etmişti. Doğal olarak evlatlık oğluna en uygun yetenekleri öğretmişti.

Geçen yıl yaşanan bir mücadelede Ayıoğul, “Sabreyle bir” seviyesine ulaşmıştı.

“Altın Kılıç Seremonisi her dört yılda bir yapılıyor. Bu sene bir seremoni yapılacak.” Jadewich gözlerini kıstı: “Bundan dört yıl sonra, bir başka seremoni daha yapılacak ancak o zamana Ayıoğul on yedi yaşına basmış olacak. Altın Kılıç Seremonisi’ne yalnızca on altı yaşında ya da on altı yaşından küçük olanlar katılabilir. Bundan dört yıl sonra Ayıoğul bırakın Ning’i durdurmayı, seremoniye bile katılamayacak!”

“Şu anki tek umudumuz, yanımıza aldığımız o üç veletten birini önümüzdeki dört yıl içerisinde Xiantian Alemi’ne sokmak.” dedi Lee.

“Evet.” Jadewich başıyla onayladı. “Gezdiğim onca kabile arasında, özellikle bu çocukları Ki Arıtıcılığı konusunda seçmiştim. Houtian Alemi’nin zirvesine çoktan ulaştılar. Eğer içlerinden biri Xiantian’a adım atabilirse işte o zaman zafer bizim olacaktır.”

Lee başıyla onayladı: ‘’Xiantian Ki Arıtıcısı büyülü eşyaları kullanabileceğinden zaferi kesinkes elde ederiz ancak kişinin Xiantian’a adım atması öyle kolay kolay olacak bir olay değil…”

“Yapabileceğimiz tek şey bekleyip kaderin bizlere ne tür bir gelecek hazırladığını görmek.” dedi Jadewich.

Lee hafifçe başını öne doğru sallamıştı.

Her ne kadar Vilayet Lordu pozisyonu için mücadele ediyor olsalar da Ji Lee ve Ji Jadewich bir kez bile olsun Ji Ning’i öldürmeyi düşünmemişlerdi. Sonuçta, bu devasa dünyada bir klanın hayatta kalabilmesi için birlik halinde hareket edip iç karışıklıklara meyil vermemesi gerekliydi! Eğer birileri Ji Ning’i öldürmeye kalkışırsa Ji Klanı’nın sahip olduğu Beş Vilayet’in bütün gücüyle bunu yapanı cezalandıracağına şüphe yoktu!

……

Kalın, uzun mumlar salonu aydınlatıyordu. Yichuan ana koltuğa kurulmuş, Kar ve Ning de onun yanına oturmuştu.

Üçlü masada yemek yemeye koyuldu.

“Yichuan.” Kar, et yediği için ağzı yüzü yağlarla kaplanan oğluna bir bakış attı. Gözleri gururla kaplıydı: “Oğlumuz üç yılda temelleri kavrayıp diğer üç yılda da ‘Kılıçla bir’ seviyesine ulaşmayı başardı! Görünüşe göre Vilayet Lordu pozisyonunu almak onun için pek de zor olmayacak.”

Elinde kadeh tutan Yichuan hafifçe başını salladı: “Ning diğerleriyle mücadele ettiğinde yalnızca iç gücüne odaklanıyordu. Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın sahip olduğu güçten herhangi bir parça kullanmasına izin vermemiştim! Bunun yanında, diğeriyle mücadele ederken her zaman tek bir kılıç kullandı.”

Diğerleri Ning’in ne kadar güçlü olduğunu bilmiyor olsalar da Yichuan ve eşi oğullarının aslında ne kadar güçlü olduğunu biliyordu.

Altını kılıcı almak mı?

Çocuk oyuncağı!

“Ning şu anki gücüyle rahatça altın kılıcı elde edebilecek durumda. Dört yıl sonraysa… Xiantian Alemi’nde olanlar bile onu durduramayacaktır.” Yichuan kendine bir kadeh daha şarap koydu.

Ning oracıkta oturup yemek yemeye devam ediyordu.

Bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme Tekniği olan Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nda çalıştığı için bir Habistanrı’nın iştahına sahipti. Her öğün kolayca onlarca kiloluk yaratık etlerini yiyebiliyordu. İki yıl önce Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın üçüncü seviyesine ulaşmıştı. Şu anda bir sınıra dayanmış durumdaydı ancak bu sınırı aştığı an dördüncü seviyeye ulaşabilecekti!

Dördüncü seviyeye ulaştığı an, bir numaralı tekniği kullanarak Xiantian Alemi’ne adım atmış olacaktı. Yani sahip olacağı savaş kabiliyetleri de normal bir Xiantian’dan yüzlerce, hatta binlerce kez daha fazla olacaktı!

‘’Gluk, gluk, gluk.” Ning ağız dolusu sıcak suyu içmiş ve ardından göbeğini kaşıyarak konuşmuştu: “İyi yedim ha.”

“Ning.” Kar oğluna bakar bakmaz bir kahkaha atmıştı.

“Anne.” Ning oldukça saygılıydı. Babasının ona ne denli iyi davrandığını anlıyordu ancak babası aynı zamanda klan meselelerine de önem veriyordu. Öte yandan annesi, bütün umutlarını ve endişelerini oğluna odaklamıştı. Annesinin gözlerinde belki de Ji Klanı’nın yok olması, Ji Ning’in benliği kadar önemli değildi!

Kar, oğluna bir bakış attı: ‘’Baban sana [Şeytanlar’ın ve Tanrılar’ın 108 Kılıcı]’nı öğrettiğinde, bu tekniğin öğrenebileceğin en karmaşık teknik olduğunu ve aynı zamanda ‘Kılıçla Bir’ seviyesine ulaşmak için sana en uygun teknik olduğunu biliyorduk lakin artık ‘Kılıçla Bir’ seviyesine ulaştığına göre, bu teknik fazla işine yaramayacaktır.”

“Evet.” Yichuan oğluna baktı: “Hadi bakalım Ning! Daha önce sana vücudunu ve zihnini hazırlaman gerektiğini söylediğimde bütün saldırılarının yıldırım gibi hızlı ve belirsiz olmasını istemiştim. Bu duyguyu ve hissiyatı kemiklerine kazımanı söylemiştim. Yalnızca bunları başardığında sana [Şeytanlar’ın ve Tanrılar’ın 108 Kılıcı]’nı öğretmeye başladım ve bu tekniği sana öğretmemin sebebiyse… Senin temelden başlayıp karmaşığa doğru gitmeni sağlamaktı!”

“Kılıç gelişimi ilk önce temelden karmaşığa, ardından da karmaşıktan temele gider. Yalnızca bunu başaran insanlar kılıçta ustalaşmış sayılırlar.” Yichuan oğluna baktı: “Artık ‘Kılıçla Bir’ olduğun için kılıcı kendi ellerin kadar kolay kullanabiliyorsun. Yani karmaşıktan temele ulaşmış sayılırsın.”

Ning başıyla onayladı.

Bu mantığı anlayabiliyordu. Eğer sürekli on üç temel hareketi çalışacak kadar aptal olsaydı bile usta bir kılıç ustası olarak görülebilirdi ancak “temelden karmaşığa ve karmaşıktan temele” ulaşamadığı takdirde hiçbir zaman “kılıçla bir” seviyesine adım atamayacaktı.

“Şimdi bir sonraki hedefin ‘Dünya ile Bir” seviyesine ulaşmak.” Yichuan iç çekti: “Bu oldukça zor bir seviyedir.”

“Dünya ile bir…” Ning heyecanlanmıştı.

“Daha önce öğrendiğin teknikler artık bir işine yaramayacak.” Yichuan oğluna bir bakış attı: “Şu anki gücün, Ji Klanı’nın en güçlü kılıç tekniklerini öğrenmen için yeterli.”

Ning’in gözleri parıldamaya başladı. Ji Klanı’nın en güçlü kılıç teknikleri mi?

“Ji Klanımızın bugunkü namına sahip olmasının tek sebebi kılıç oyunumuzdur.” Yichuan iç çekmeden edememişti: “Merkez Vilayeti şehrine ‘On Bin Kılıç Şehri’ adı verilmiştir zira Ji Klanı’nın ataları [On Bin Kılıç Melodisi] sayesinde ünlenmiş ve bu topraklara yerleşmiştir.”

(ÇN: On Bin Kılıç Melodisi, çok ünlü bir Taoist mitinde geçmektedir. The Taoist Myths adlı kitabı okuyarak daha derin bir bilgiye erişebilirsiniz. Sayfa 34-37 arasında Melody Of The Sword adlı hikayedir. Lai’de de kullanmıştım, hadi devam edelim yeter bu kadar bilgi.)

“Binlerce yılın ardından, Ji Klanı beş kadim kılıç sanatına sahiptir. Bunlar sırasıyla [On Bin Kılıç Melodisi], [Yıldırımalevi Kılıcı], [İllüzyon Sutra], [Yağmurdamlası Sutrası] ve [Gizli Yıldız Tekniği]’dir. Hepsi de birbirinden derin ve ‘Kılıçla Bir’ seviyesinin üstünde yer alan tekniklerdir. Eğer bunlardan birinde başarılara ulaşabilirsen o zaman tekniklerin sahip oldukları güçleri de anlayacaksın.’’ Yichuan oğluna bir bakış attı: “Ben [Yağmurdamlası Sutrası]’nda çalışıyorum. Çoğu insan, ‘Kılıçla Bir Seviyesi’ne geldiğinde tek bir teknik seçebiliyor çünkü zihni bölmek kolay bir iş değil lakin sen zihnini ikiye bölmeyi başarabildiğin için iki farklı teknik seçebilirsin.”

(ÇN: Servet bu sana gelsin.)

Hu!

Yichuan’ın elinde aniden beş farklı kitap belirmiş ve kitapları fırlattığı gibi aletler masaya inmişti.

“En yüksek kılıç teknikleri demek?” Ning kitaplara bir bakış attı. Bunların özet içerikler olduğunu biliyordu. Seçimini yaptığında, gerçek kopyalara ulaşacaktı.

‘’Seçimini yap.’’

Yichuan oğluna bir bakış attı: “Seçtiğin zaman, yaptığın seçimi Ji Klanı’nın Beş Vilayeti incelesin diye kaydedeceğiz! Eğer kaydetmezsek tekniği çalmış sayılırsın. Böyle bir suçu işleyen herkes tartışmasız olarak ölüm cezasına çarptırılır.”

“Ah!” Ji Ning meseleyi anlamıştı ancak yine de şaşırmadan edememişti: “Peki ya o zaman neden Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nda öyle bir yasak yok?”

“Her ne kadar Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı bir numaralı Habistanrı tekniği olsa da tekniği her yerde bulmak mümkündür. Emrimiz altında bulunan kabilelerde bile bu tekniğe rastlayabilirsin. Bu yüzden, kimin öğrendiğini de umursamıyoruz.” Yichuan oğluna baktı: “Çoğu Ki Arıtıcı tekniği ve Habistanrı tekniği değersizdir. Sadece kadim teknikler klan tarafından bizzat kontrol edilir. Önündeki beş teknik de bu kadim teknikler arasında. Kırlangıç Dağı bölgesinde, bu dört tekniğe sadece Ji Klanı sahiptir. Yalnızca [Gizli Yıldız Tekniği] Siyahalev Tarikatı’nda da bulunabilen bir tekniktir.”

Ning başıyla onayladı.

Kırlangıç Dağı’nda, Büyük Xia Hanedanlığı’nın askerlerinden başka toplamda beş farklı güç olduğunu biliyordu. Ji Klanı da bu güçlerden biriydi.

Bahsi geçen beş büyük güç sürekli mücadele içerisindeydi ancak içlerinden biri bile Büyük Xia Hanedanlığı’nın askerlerine bulaşmaya cesaret edemiyordu!

“Doğru ya.” Ning hemen başını eğip kitapları okumaya başladı. Eğer ‘Kılıçla Bir’ olmanın yanında bir de güçlü bir tekniğe sahip olursa gücünün akılalmaz bir artış yaşayacağına şüphe yoktu.

“Yağmurdamlası Sutrası…” Bu Ning’in okuduğu ilk kitaptı. Aynı zamanda bu teknik, babasına da ün kazandıran teknikti.

Sonuçta babasının lakabı “Yağmurdamlası Kılıcı”ydı!