Bölüm 7: Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı

Birbiri ardına masaya yerleştirilen kitapları incelemeye koyulan Ning, tek tek kitapların isimlerini irdeliyordu.

[Felaket İblisi] [Yokedilemez Kan İblisi] [Cehennem’in Şarkısı] [Vajra Budist Sutralar] [Özgürform Ruhu] [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı] [Sarı Toprağın Ebedi Gizemleri] [Ruh Tilki Sutraları] [Geleceğin Budası’nın Sutraları] …

Her kitap kadim ve garip görünümlü karakterler içeriyordu. Şans bu ki Ning doğduktan sonra bu dünyanın dilini öğrenmişti.

Ning derin bir nefes çekti. Kritik bir karar vermek üzereydi! Bu karar geleceğini belirleyecekti!

Kitaplardan birini alıp okumaya başladı.

[Felaket İblisi]. Bu tekniği uygulamak adına kişinin vücudunu büyülü dövmelerle kaplaması ve organlarını cehennem ateşi kullanarak güçlendirmesi gerekir. Akılalmaz derecede acılara sebebiyet verebilen bir tekniktir. Vücudu dokuz farklı büyülü dövmeyle kapladıktan ve organları 81 kez cehennem ateşiyle güçlendirdikten sonra vücut başkalaşım geçirerek Xiantian yaşam formuna dönüşür. Bu sayede akılalmaz bir güç elde edebilir. Kopan uzuvlarınızı tekrar büyütebilir ve cehennem ateşi üfleyebilirsiniz. Bu oldukça zor ve bir o kadar da hızlı bir tekniktir. Teorik bağlamda kişinin Xiantian Alemi’ne ulaşması için yalnızca 81 gün gereklidir.

[Yokedilemez Kan İblisi]. Bu tekniğin sebep olacağı acılar [Felaket İblisi]’nden bile daha yüksek olacaktır. Üç yıl boyunca büyülü dövmelerin ve cehennem ateşinin gerekliliği söz konusudur.

[Cehennem’in Şarkısı]. Bu teknikte ustalaşmak için cehennem ateşini andıran bir fırtınaya girip fırtınada kaybolmak, ardından da volkan lavlarına zarar görmeden girebilmek gerekmektedir. Kişinin ateşle bir olmasını amaçlar. Kişi ateşi kontrol etmeye başladığında Xiantian Alemi’ne adım atmış sayılır.

Bu üçlüyü okuyan Ning’in suratı ekşimişti.

Neden bu Habistanrı tekniklerinin hepsi acı çekmeyi gerekiyordu? Çoğu işkenceden bile daha kötüydü!

“Akılsız çocuğum.” Kar söylenmeden edemedi: “Habistanrı yöntemlerinden sadece bir kısmı acı çekmeyi gerektirir. Önündeki on dokuz kitabın yalnızca beş tanesi bahsi geçen acılara sebebiyet veriyor. Diğerleri bunlardan daha iyidir. Seçtiğin ilk üçlünün bunlar olacağını tahmin edememiştim…”

“Oh!” Ning rahat bir nefes çekti.

Kenarda oturan Yichuan soğuk bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı: “Habistanrı Vücut Geliştirme yöntemi Ki Arıtıcılığı’dan daha zordur. Ölümlü birinin Xiantian yaşam formu haline gelmesinin evrenin kanunlarına aykırı olduğunu daha önce söylemiştim. İşte bu seviyeye ulaşmak için seçebileceğin en zor yol, Habistanrı Vücut Geliştirme yoludur… Ayrıca, bu acı içeren teknikler insana büyük bir hız kazandırsa da sağlam bir temel oluşturma konusunda zayıf kalıyorlar.”

Ning başıyla onayladıktan sonra okumaya devam etti.

[Vajra Budist Sutraları]. Bu Budist Vajra tekniklerinden biriydi.

[Özgürform Ruhu]. Bu teknik de akılalmaz bir zaman gerekiyordu; lakin Xiantian Alemi’ne bu tekniği kullanarak adım attığınızda, vücudunuzu istediğiniz gibi değiştirebiliyordunuz. Ufak parçalara ayrılsanız bile tekrar birleşmekte sıkıntı çekmiyordunuz!

[Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]. Şüphe yok ki bu yöntem bir numaralı Habistanrı Vücut Geliştirme yöntemiydi!

“Ne?”

Ning’in gözleri kan çanağına dönmüş ve ufak çocuk hemen [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nı incelemeye koyulmuştu.

Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın dokuz farklı seviyesi vardı:

İlk üç seviye Houtian…

Ortadaki üç seviye Xiantian…

Son üç seviye Zifu…

“Gerçekten bambaşka bir teknik. Diğer teknikler kişiyi en fazla Xiantian seviyesine kadar geliştirebiliyor ancak Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı kişiyi Zifu seviyesine kadar götürebiliyor.” Ning heyecan dolu gözleriyle okumaya devam etti.

Xiantian Alemi’ne adım atıldığında kişi suyu ve ateşi kontrol edebiliyor, bunun yanında sağlam bir vücuda sahip oluyordu. Kişinin vücudu hafif ve çevik olmanın yanında altı duyu konusunda da inanılmaz bir keskinlik kazanıyordu. Kopan uzuvlar tekrar büyüyebilirdi.

Zifu Alemi’ne adım atıldığında, kişi tek bir kan damlasından bile hayata dönebiliyordu. Wanxiang seviyesinde kişinin akılalmaz güçler elde ettiği biliniyordu. Örneğin üç baş ve altı kola sahip olunabilir, Parıldayan Ejder Gözleri gibi yetenekler öğrenilebiliyordu. Tabii bu yetenekler için gerekli koşullar yerine getirilmeliydi.

Habistanrı Vücut Geliştirme ustaları aynı seviyedeki Ki Artıcıları’nı kolayca yenebiliyordu.

Lakin Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı diğer bütün Habistanrı tekniklerini geride bırakıyordu!

Bu bütün dünya tarafından kabul edilmiş bir gerçekti!

Tartışmaya açık değildi!

Yine de böylesine bir tekniğin ustalaşılması en zor teknik olması da şaşırtıcı değildi.

“Bunu seçeceğim!” diğer kitapları da inceleyen Ning tereddüt etmeden kararını Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’ndan yana kullanmıştı.

“Seçtin mi?” Yichuan oğluna bir bakış attı.

“Evet.” Ning başıyla onayladı.

Yichuan yavaşça: “Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı, çoğunluk tarafından en güçlü Habistanrı Vücut Geliştirme metodu olarak kabul edilmiştir. Bu tekniğin yalnızca Zifu seviyesi bile etkileyicidir. Diğer seviyeleriyse derin ve bilge sırlarla doludur. Eğer Zifu öğrencisi olabilirsen, üst seviyelere de daha kolay ilerleyebilirsin.”

“Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı dünya çapına yayılmış ve kitleler tarafından ulaşılması en kolay olan teknik haline gelmiştir.” Yichuan oğluna baktı. “Ancak aynı zamanda en zor tekniktir!”

Ning gülümsedi.

Burada geçirdiği zaman boyunca bir sürü kitap okumuştu. Bu yüzden tekniklerin inanılmaz önem arz ettiğini öğrenmişti! Teknik ne kadar derinse ustalaşılması da bir o kadar zor oluyordu. Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın üst seviye kitaplarına daha kolay ulaşılabildiğinden, Ning’in işi de kolaylaşacaktı!

“En güçlü ve rakipsiz tekniktir!”

“En yaygın tekniktir!”

“En kolay elde edilebilen tekniktir!”

Yichuan oğluna bir bakış attı: “Tekniğin bir sürü artısı ve tek bir eksiği var: Teknikte ustalaşmak inanılmaz derecede zordur! Bütün Ji Klanı’nda bile bu tekniğin dördüncü seviyesinde ustalaşıp Xiantian Alemi’ne adım atan tek bir kişi bile yoktur!”

“Ne? Tek bir kişi bile yok mu?” Ning şoke olmuştu.

Zifu seviyesine ulaşamamış olsalar bu gayet normal karşılanabilirdi.

Ancak Xiantian yaşam formu seviyesine bile ulaşamamak…

“Aynen öyle.” Yichuan söylendi: “Tek bir kişi bile yok. Çünkü bu teknik hayal ettiğinden bile daha zordur. Yine de en gizemli ve en güçlü teknik olduğunu söylemeden geçmeyelim. Habistanrı efsanelerinde bile bu tekniğin en güçlü teknik olduğu anlatılmıştır!”

“O zaman bunu seçeceğim!” Ning tereddüt etmemişti.

Bu dünyaya [Nuwa’nın Resmi] gibi en üst Hayal Teknikleri’nden biriyle doğmuştu. Böylesine sağlam bir temele sahip olduğuna göre, öylece bu tekniği denemeden geçecek miydi? Başarısız olsa bile meselenin fazla bir önemi olmayacaktı zira tekniği bırakıp yeni bir tekniğe geçebilirdi.

“Tamam!” Yichuan nadir gülümsemelerinden birini savurdu. Oğlunun gösterdiği kararlılık onu mutlu etmişti: “O zaman gidip Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nı sana getireceğim.”

“Teşekkürler baba.” Ning oldukça heyecanlanmıştı.

…..

Gece…

Odanın kapısı kapatılmış, içerideki kalın mumlar yakılmıştı. Odada yalnızca üç kişi duruyordu. Yichuan, Kar ve oğulları Ning.

Ning üstünde kızıl kelimeler yazan kalın bir kitap tutuyor ve okuyordu. Bu kitap var olan tekniklerin en güçlüsü, efsanevi Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’ydı.

“Gerçekten zor.” Ning okudukça suratı ekşiyordu.

Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın yedi ana zorluğu vardı.

Bunların ilki başlangıç kısmıydı. Teknikte ustalaşmaya başlamak için kişinin “Büyük Yang”ı (Güneş) ve “Büyük Yin”i (Ay) hissedebiliyor olması gerekiyordu. Diğer Habistanrı teknikleri element enerjilerine; örneğin ateş, su gibi enerjilere odaklanıyordu ancak Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nda ustalaşmak için kişinin iki büyük İlahi Varlığı hissedip onların enerjisini emebilmesi gerekiyordu.

Tekniği seçenlerin çoğu Güneş’i ve Ay’ı hissedemiyordu ve ayrıca bu daha ilk adımdı!

Ardından, Ay’ın ve Güneş’in enerjilerini emen kişinin vücudunu ilahi dövmelerle kaplanıyordu. İşte bu ikinci kısımdı! İlahi Güneş Dövmesi ve İlahi Ay Dövmesi tamamıyla oluştuktan sonra kişi Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın ilk seviyesini tamamlamış sayılıyordu! Aslında, yalnızca ilk seviyeye bakarak tekniği ne kadar heybetli olabildiği görülüyordu. Sonuçta diğer tekniklerin gerektirdiği dövmeler basitçe vücuda çizilen dövme paçavralarıydı!

Lakin mesele Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’na geldiğinde, tekniğin gerektirdiği dövmeler doğal yollarla oluşuyor ve bu dövmeler de Ay ve Güneş’i temsil ediyordu!

İlk seviye tamamlandıktan sonra kişi rahatça üçüncü seviyeye ulaşabiliyordu.

Ancak dördüncü seviyeye geçerek Xiantian yaşam formu olmak daha da zordu!

Bu adım için kişinin “Yin ve Yang”ı karıştırması, Ateş’i ve Su’yu birleştirmesi gerekiyordu. Yalnızca bunları yaparak kişi Xiantian yaşam formuna dönüşebiliyordu!

Diğer zorluklarsa… Onlar henüz Ning’in düşünmesi gereken şeyler değildi.

“Whew!” Okumayı bitiren Ning derin bir nefes verdi.

Yichuan ve Kar oğullarına bakıyordu.

“Baba, lütfen Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın ilk seviyesindeki gizemler konusunda beni aydınlat.” Ning babasına bir bakış attı.

“Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nı anlamak oldukça kolaydır.” diye söze başladı Yichuan. “Yapman gereken tek şey resimlerde tasvir edilenleri takip etmek. İlk seviyede dokuz farklı resim var. Gördüğün gibi, gayet kolay.”

Ning başıyla onayladı. Bu dünyaya geldiğinden beri birçok kitap okumuştu ve bu kitabı da incelediği an meseleyi kavramıştı. Yine de önemli bir şeyi gözden kaçırmadığına emin olmak istemişti. Sonuçta, geliştirme teknikleri kişinin bütün dikkatini vererek uygulaması gereken şeylerdi. Babası kitaptaki uygulamaların gayet net açıklandığını söylediğinde, Ning başlama zamanının geldiğini anlamıştı.

Ning gözlerini kapayıp yumruklarını kaldırmış, ardından eğilmişti… Bu, ilk diyagram: Ay’a ve Güneş’e selamı tasvir ediyordu!

Resimlerde tasvir edilen pozları aynen taklit etmiş ve adeta bir ritüel dansına kapılmıştı, vücudu garip ve kadim bir aura taşıyordu.

“Hmm?” Yichuan şaşırmıştı.

“İlk denemesi olsa bile hareketleri yerinde ve keskin.” Kar da şaşırmıştı. Her ne kadar insanların çoğu hareketleri gerektiği gibi yapmaya çalışıyorsa da çoğu istedikleri şekilde bu ritmi yakalayamıyordu. Ning ise doğduğu günden itibaren [Nuwa’nın Resmi]’ndeki yöntemleri uyguladığı için güçlü bir ruha sahipti. Ayrıca vücudu da doğanın enerjisi tarafından temizlendiği için ruhu bir bebeğinki kadar temizdi. Yani bu şekilde hareketler yapması fazla şaşırtıcı sayılmazdı.

Hua!

Ning’in yaptığı son hareket diz çökerek ellerini önüne uzatmaktı. Adeta kollarının birinde güneş, diğerindeyse ay duruyordu.

Sessizlik.

Yichuan ve Kar nefeslerini tutuyordu. Bu hareketin en kritik hamle olduğunu gayet iyi biliyorlardı. Oğullarının daha önce yaptığı dans figürlerinin amacı “Büyük Yang”ı (Güneş) ve “Büyük Yin”i (Ay) hissetmekti.

Her ne kadar bu kavram Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın girişini oluşturuyor olsa da sayısız insan başlangıç kısmında başarısız olmuştu.

Yichuan ve Kar Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı’nın dünyadaki en zor Habistanrı tekniği olduğunu biliyorlardı ve dört yaşındaki oğullarının tekniğin başlangıcını başarıyla bitirebilme olasılığının da çok düşük olduğunun farkındaydılar. Yine de ebeveynler her zaman çocuklarının başarıya ulaşmasını umut ederdi. Büyük bir sürpriz yaşanması için bekliyorlardı…