Bölüm 4: Vilayet Lordu

avatar
7152 108

Desolate Era - Bölüm 4: Vilayet Lordu



Bölüm 4: Vilayet Lordu


Kar Tanesi Salonu’ndaki kutlama gece geç saatlere kadar devam etti. Gecenin ortasında, gökyüzü yıldızlarla kaplanmıştı. Ji Yichuan ve eşi, bebeği eve geri götürmeye koyuldu.


“Oaah!” Ji Ning zar zor ufak gözlerini açmış, yıldızlarla kaplı gökyüzünü seyretmeye başlamıştı.


Ah! Uyuyakalmıştı… Gerçekten de yarı yolda uyuyakalmıştı.


Gece boyunca olağanüstü performanslar, müzisyenler ve çıplak ayak dans eden kürklere bürünmüş kadınlar salonu doldurmuştu. Bahsi geçen bu performanslar dünyadakilere kıyasla bir hayli farklı olsa da izlemesi oldukça keyifliydi lakin Ji Ning henüz küçücük bir bebekti. Yarı yolda yorgunluğa direnememiş ve kapanan gözleri onu rüyalar diyarına yollamıştı.


“Yichuan?” diye seslendi Yuchi Kar hafif bir sinirle: “Kutlamada oğlumuzun altın kılıcı alacağını neden söyledin? Bunun ne kadar zor olduğunu bilmiyor musun?”


“Ben başarmıştım.” Yichuan’ın suratı ekşidi.


“Sen Batı Vilayeti’ndeki en güçlü insansın. Gençken bu başarıyı göstermiştin ancak sorarım sana, Ji Klanı’nın bin yıllık tarihinde kaç insan bu başarıyı gösterebilmişti?” Kar bir hayli öfkeliydi. Normalde kendisi zarif ve nazik bir insandı ancak oğlunun meseleye dahil olması onu endişelendirmişti: “Ayrıca bugün, oğlumuzun bir sonraki Vilayet Lordu olmasına beş üstat onay vermişti. Yalnızca bir üstat daha bulabilseydik meseleyi olaysız halledebilecektik. Bunun yerine sen gidip altın kılıç meselesini açtın. Söylesene neden böyle bir hareket yaptın?”


Altın kılıcı elde etmek gerçekten kolay bir iş değildi.


Yichuan başını iki yana sallayıp iç geçirmişti: “Anlamıyorsun.”


“Neyi anlamıyorum?” diye cevapladı Kar öfkeyle.


“Batı Vilayeti’nde uzun bir süre geçirmedin. Olayların arkasında yer alan gizli motifleri anlayamıyorsun. Batı Vilayeti’nin on üstadı Vilayet Lordu ve Ji Lee’nin tarafına ayrılmış durumda. Tarafsız olan da üç üstat var. Eğer kendi tarafımıza bir üstat çekmeye çalışsaydık, bunun için büyük bir bedel ödememiz gerekirdi.


“Büyük bir bedel ödemek zorundaysak ne olmuş peki?” Kar durumdan memnun sayılmazdı.


“Evet, eğer büyük bir bedel ödeseydik oğlumuzu bir sonraki Vilayet Lordu yapabilirdik.” Yichuan’ın suratı ekşidi: “Lakin oğlumuz yeterli gerekliliklere sahip olmazsa Vilayet Lordu pozisyonunu elde etse bile hayatı sayısız çile ve işkenceyle dolu olacak. Böylesine bir hayatı kim hak eder söylesene bana!”


Yuchi Kar şoke olmuştu.


“Oğlumuzun acı çekmesini istemiyorum.” Yichuan yavaşça söylendi: “Bu yüzden altın kılıç meselesini öne sürdüm.”


“Eğer oğlumuz akılalmaz bir öngörü ve yetenek göstermeyi başarırsa kendini geliştirip altın kılıcı alabilecektir. Altın kılıcı elde ettiği takdirde klandaki tek bir insan bile onun Vilayet Lordu olmasına laf edemeyecek.” Yichuan devam etti: “Ancak oğlumuz altın kılıcı alamazsa yine de hayatını keyif içerisinde yaşayabilir. Babası olarak ben, Yichuan, bütün hayatı boyunca onu korumaya gönüllüyüm.”


Kar meseleyi anlamışa benziyordu.


Vilayet Lordu olmak hayattaki zorluklardan kurtulmak anlamına gelmiyordu. Usta bir şahsiyet Vilayet Lordu pozisyonunu ele geçirirse doğal olarak hayatında büyük sıkıntılar yaşamaz ancak yeterli gerekliliklere sahip olmayan biri bu pozisyona erişirse… Zoraki bir şekilde pozisyonu alabilse bile hayatı sayısız zorlukla dolu olacaktı.


“Yichuan, seni suçladığım için üzgünüm.” dedi Kar, kısık bir sesle.


Yichuan başını eğip oğlunun suratını sevdi: “Gözlerine bak, uyanalı baya olmuş sanırım.”


“Doğru ya, oğlumuza ne isim vereceğiz?” diye sordu aniden Kar: “Hamileyken sana sormuştum; ancak benim bulduğum isimleri pek sevmemiştin. Artık doğduğuna göre ona uygun bir isim vermemiz şart.”


“İsmi de onunla beraber doğacak.” diye söylendi Yichuan: “Bu konuda tabii ki uzun zamandır düşünüyorum! Daha önce karar vermemiştim ancak şimdi, bir anda aklıma bir isim geldi… Oğlumuza ‘Sakin’ anlamına gelen ‘Ning’ ismini verelim. İster hayatını heyecan içinde ister sakince geçirsin. Dilerse bir usta olsun dilerse de köşede yaşayan sakin bir çiftçi. Ne olursa olsun sakin bir zihne ve barışçıl bir kalbe sahip olsun.”


“Ning?” diye kendi kendine söylendi Kar: “Ji Ning. Ji Ning…”


Ji Ning?


Annesinin kollarında duran bebeğin gözleri sonuna kadar açılmıştı. Acaba bu isim Birinci Yargıç olan Cui Sarayı’nın Lordu tarafından Yaşamın ve Ölümün Kitabı’na mı yazılmıştı? Yoksa yaşananlar tamamıyla bir tesadüf müydü?


Bu yeni hayatında da ismi Ji Ning mi olacaktı?


…..


Batı Vilayeti’ndeki Ji Klanı’nın en güçlü üyesi, Yağmur Damlası Kılıcı Ji Yichuan’dı.


İkincisiyle Kaplan İblisi Ji Lee’ydi…


Lee’nin vilayetinde….


“Tebrik ederim baba.” orta yaşlı bir adam söyledi: “O Yichuan’ın kibri resmen gözlerini kör etmiş, güya oğlu altın kılıcı alacakmış da… Batı Vilayeti nesillerdir Ji Klanı’nın kontrolünde. Daha önce altın kılıcı ele geçirerek Vilayet Lordu unvanını alabilen bir kişi bile olmadı.”


Kızıl saçlı yaşlı adam cevapladı: “Gençlik zamanlarımda Vilayet Lordu olma fırsatım vardı! Ancak fiyakalı gezdiğim ve meseleleri önemsemediğim için büyük kardeşim Ji Young’a yenildim. O yaşlı şerefsiz benim yerime Vilayet Lordu unvanını ele geçirdi ve seksen yıldır tahtından inmiş değil!”


“Koca seksen yıl!”


“Bunca zamandır bekliyorum. Her gün bir işkence gibi...” Lee dişlerini sıktı: “Yichuan gibi bir oğlu olacağını doğal olarak beklemiyordum! Genç adam gerçekten etkileyici ve olağanüstü bir yetenekti. Şans bu ki, ölümsüzlük yoluna adım atmayı seçerek Vilayet Lordu unvanını göz ardı etti. Yichuan bugün bile kibrinden bir gram kaybetmiş değil. Zamanında reddettiği ünvanı şimdi oğlu için istiyor.”


“Görünüşe göre Vilayet Lordu pozisyonunu almamız Gökler’in bize bahşettiği kaderin bir parçasıymış!” orta yaşlı adam heyecanla söylendi.


“Aceleci olma.”


Lee hemen araya girdi: “Gençken yaşadığım yenilgiden tecrübe ettiğim kadarıyla, bir işi başarmadan önce sevinmeyeceksin! Şu an için tek yapmamız gereken şey hazırlanmak!”


“Baba, yoksa sen…” orta yaşlı adam soru sormaya yeltendi ancak sonra duraksadı.


Lee’nin kaşları çatılmıştı.


Zaman yavaşça geçmiş, orta yaşlı adam bir köşeye kurulup babasını rahatsız etmemeye karar vermişti. Babasının bir şeyler düşündüğünü biliyordu.


“Tabii ya!” Ji Lee bir anda söylenmeye başladı: “Onu yapacağız!”


Orta yaşlı adam babasına döndü: “Baba, planın nedir?”


“Altın kılıcı elde etmek için kişinin kabilelerdeki ve Ji Klanı’ndaki yeni nesil üyelerini alt etmesi gerekiyor.” Lee hafif bir ses tonuyla söylendi: “Her ne kadar şu an için klanda fazla çocuk olmasa da olanların hepsi hazine ve gizli yazıtlara ulaşabilecek fırsatlara sahip. Bunun yanında, kabilelerdeki çocukların hazinelere erişme şansı yok denecek kadar az! Yine de bütün bunlara rağmen dört yılda bir gerçekleşen Altın Kılıç Seremonileri’nde yapılan her beş-altı seremoniden yalnızca birini Ji Klanı kazanabiliyor.”


Orta yaşlı adam başıyla onayladı: “Emrimiz altında bir sürü kabile var. Her zaman kalabalıktan yetenekli insanlar çıkıyor lakin ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, onlara Ji Klanı’nın gerçek sanatlarını öğretmiyoruz. Yalnızca düşük seviyeli sanatları öğretiyoruz, o kadar. Altın Kılıç Seremonisi’nde kabile gençlerinin güçlü olduğunu biliyorum lakin yetmiş ya da seksen yıl geçtikten sonra asıl güce erişen kısım Ji Klanı’ndaki insanlar oluyor.”


“Yapmayı düşündüğüm şey…” Ji Lee düşük bir ses tonuyla konuşmasını sürdürdü: “Kabilelerden yetenekli birkaç genci seçip onları eğitmek için hazinelerimizi ve kaynaklarımızı kullanmak. Daha düzgün bir eğitim bile almadan o kadar güçlü olan kabile gençleri bir de benim eğitimimi alınca kesinlikle güç konusunda zirveye fırlayacaktır! Yichuan’ın oğlunun bütün o kabile gençlerini yeni altın kılıcı alabileceğine inanmıyorum!”


“Doğru, doğru.” orta yaşlı adam heyecanla onayladı.


Normal koşullarda, kabile gençlerinin ve Ji Klanı üyelerinin gördüğü muameleler oldukça farklıydı.


Sonuçta, Ji Klanı gençleri tek bir aileye mensup olduğundan Ji Klanı onlara bonkör davranıyordu lakin bunun yanında kabile gençlerini öyle hoyratça eğitmek yerine, dikkatle işleyip kendi kontrolleri altına almaları gerekiyordu! Ancak bu sefer… Bu sefer yaşlı adam elinden geleni yaparak en yetenekli kabile gençlerini çatısı altına alacaktı!


“Baba, eğer bunu yaparsak Ji Yichuan’ın oğlu kesinkes kaybedecektir.” orta yaşlı adam kendinden emin bir şekilde söylendi.


“Ha hah!” Lee kahkahasına engel olamamıştı: “Unutma, Yichuan’ın yanına birkaç adam yerleştir de oğlunun gelişiminden haberdar olalım. Rakibin gücünü bilirsek daha iyi hazırlanabiliriz!”

 

“Tamamdır!”


……


Yuchi Kar narince oğlunu yatağa yerleştirmişti.


“Ning, uslu dur ve güzel güzel uyu bakalım.” Kar dikkatle oğlunun suratına bir öpücük kondurmuş ve onun yanına yatmıştı.


Ning’in suratında acı dolu bir ifade vardı.


Dudaklarının kenarlarını silmişti zira demin anne sütünün tadına bakmıştı. Ne garip bir hissiyat ama…


Son 24 saatte yaşadığı olaylar gerçekten akıl alacak gibi değildi. İlk önce Keder Köprüsü’nden geçmiş ve tam Büyükanne Meng’in iksirini içeceği sırada Yeraltı Krallığı’nda akılalmaz bir olay yaşanmıştı. Adeta dünya yerle bir olmaya yüz tutuyordu. Zamanında tepki verip Ölümlü Alemi’nin koridoruna atladığı için oldukça şanslıydı.


Ayrıca kafasında hala şu sorular dolaşıyordu: Kar beyazı kürklere bezenmiş bir köpeğe ‘Beyaz Amca’ mı diyecekti?


Birkaç yüz metrelik uzunluğa sahip ve istediği taktirde siyah saçlı, orta yaşlı bir adama dönüşebilen simsiyah bir yılana ‘Siyah Amca’ mı diyecekti?


Ve şimdi de Vilayet Lordu olmak için altın bir kılıcı mı elde edecekti?


Hey dostlar, insan bu ufağa da sorar değil mi yahu? Öyle ne oluyoruz hemen, izin verin de birkaç nefes çekelim ciğerlere!


“Peh! Bebeklerin cidden söz hakkı yok.” Ji Ning dudaklarının kenarlarında bulunan sütleri yaladıktan sonra düşünmeye koyuldu. Bütün bu yaşadıklarına rağmen gözlerinde heyecan dolu bir bakış yer etmişti.


“Pratik zamanı!”


Buraya geldiği ilk günde, doğduğu klanın güçlü bir klan olduğunu anlamıştı. Sonuçta, sayısız kabileye hükmedebilen bir klan nasıl normal olabilirdi ki? Yine de Vilayet Lordu pozisyonu için bir sürü insanın mücadele ettiğine şüphesi kalmamıştı. Özellikle de kulağına kızıl yılan takan o yaşlı herif…


Boş ver!


Ning henüz daha bir bebekti. Böyle meselelere kafa yormasına gerek yoktu. Şu an için yapması gereken en önemli şey pratikti. Tabii pratik yapacağı asıl olay da Hayal Tekniği olan Nuwa Resmi’ydi!


Cui Sarayı Lordu’na göre Nuwa Resmi onu olağanüstü bir figür haline getirecekti. Üstelik bu sözünü Ji Ning’in Cennet Alemi’nde reenkarne olacağını varsayarak söylemişti! Ölümlü Alemi’ndeyse bu tekniğin en üst tekniklerden biri olacağına şüphe yoktu. Bu denli değerli olan teknik, hatıralarına kazınmıştı.


Geçmiş hayatında, on sekiz yıl boyunca hastalıkla boğuşmuştu. Yarım saatliğine ayakta dikilmek bile onu yormaya yetiyordu. Gerçekten zayıflığı yeterince tecrübe etmişti! Hem de bu zayıflık onu ölümün kıyılarına götürmüştü! Yeteri kadar acı çekmişti! Yeteri kadar! Artık kaderini kendi ellerine alacak ve Cui Sarayı Lordu’nun ona söylediği yola, ölümsüzlük yoluna adım atacaktı!


Ölümsüz olmak genç adamın yegâne amacıydı!


Ning gözlerini kapayıp pratiğe başladı.


Bir parça doğal enerji Ji Ning’in vücuduna akın etmeye başlamıştı. Enerji Ji Ning’in bilincine çekiliyor ve çocuğun ruhunu güçlendiriyordu lakin şu an için ufak bir enerji çekebildiğinden dolayı ebeveynleri durumu fark etmişe benzemiyordu.


Hayal Tekniği doğal enerjiyi manipüle etme yeteneğine mi sahipti?


Gerçek gibi değil resmen…


Tabii bunun sebebi tekniğin aslen Ölümsüz Teknikler’den biri olmamasıydı. Bu teknik ölümsüzlerin pratik yaptığı bir teknik olsaydı, şüphesiz ki doğal enerjiyi vücuduna akılalmaz bir raddede emmesi gerekirdi. Lakin bu hayal tekniğinin ufacık da olsa bir doğal enerji emmesi… Gerçekten olağanüstüydü.


Vhoosh! Vhoosh!


Ufak enerji iplikleri Ning’in bebek vücuduna akın ediyordu.


Doğal enerji vücuduna giriyor ve vücudundaki saf olmayan yanları da onarıyordu. Tabii bebekler narin ve saf doğan canlılardı. Yalnızca hayatın lekelerini ve acılarını yaşadıktan sonra kirleniyorlardı. Lakin şu an için Ji Ning’in vücudunda bir hayli az saf olmayanlar vardı. Doğal enerjinin de yardımıyla artık vücudunda neredeyse hiç saf olmayan kalmamıştı!








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr