Cilt 7 Bölüm 3: Kesinlikle Ölmeli?

avatar
6377 10

Coiling Dragon - Cilt 7 Bölüm 3: Kesinlikle Ölmeli?


Cilt 7 Bölüm 3: Kesinlikle Ölmeli? 

 

 

Işık Tapınağı’nın üst katında bulunan herkes sersemlemişti. Linley’in ruhu kristalleştirilme düzeyinden oldukça uzaklıktaydı. O yedinci seviye büyücüden başka bir şey değildi. Dokuzuncu seviye Baş Büyücü olsa bile Işık Hükümdarının İlahi Vaftizine karşı koymasının mümkünatı yoktu.


“Bu nasıl mümkün olabilir?” Herkesin aklından bu soru geçmekteydi ve hepsi gördüklerine inanamıyorlardı.

“Bu gerçekten de başarısız oldu. İlahi nimet ile gerçektende yeni bir Kutsanmış Kişi’yi yaratmakta başarısız olundu. O zaman.. Şimdi bu Linley sorununu nasıl çözeceğiz? ”Heidens, havada asılı olan Linley’e baktı. ”Bunun gibi gerçek bir dahi, yüz yıl içerisinde kesinlikle yüksek-aşama Aziz seviye savaşçı olacaktır. Belki de benden bile daha güçlü bir hale gelecek. O zaman Işık Kilisemizin şanı daha geniş bir bölgeye yayılacaktır.”

Heidens gerçektende Linley gibi bir dahiyi öldürmeye kıyamıyordu.

“Kutsal Efendimiz?” Guillermo yumuşak bir ses tonuyla seslendi.

Heidens’in kaybolmuş kafası karışmış görüntü anında keskinleşti. Kararını sonunda vermişti.

“Kutsal Efendimiz, Linley, Kutsanmış Kişi olmadı. O zaman biz…?” Guillermo sordu.

Heidens, Linley’e baktı. Onun kontrolünde, asılı olan Linley’in vücudunu yavaşça indirdi. Üst katın zeminine indikten sonra Linley kendini ayağa kaldırdı. Şu an Linley’in vücudu tamamiyle yaralardan kurtulmuştu. Bir bakışta İlahi nimetin tamamiyle Linley’in yararına olduğu söylenebilirdi.

Linley etrafını saran insanlara göz gezdirdi.

“Bu insanların hepsi en azından dokuzuncu seviye savaşçılar. Eğer onlara karşı mücadele edersem kesinlikle herhangi bir şansım olmayacaktır.” Linley, soğukça Heidens’e ve diğerlerine baktı.”Kutsal Efendimiz, tam olarak benimle ilgili ne yapma niyetindesiniz?”

Aniden Heidens’in yüzünde bir gülümseme göründü. ”Çok soru sormana gerek yok. Uygulayıcılar(Executors), Linley’i özel odasına götürün.” “Evet, Kutsal Efendimiz” 6 özel Uygulayıcılar başlarını salladı.

Linley’in karşılık vermesini beklemeden, hemen Linley’e doğru ilerlediler ve içlerinden biri bağırarak “Yürü, ya da seni sürüklememizi mi tercih edersin?”

Linley, Uygulayıcıların kendisine karşı tutumlarını gördüğünde dediklerini yapmaktan başka bir şansı yoktu.

“Tamam.” Linley, kapıyı açtı ve merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı. Altı Uygulayıcı hemen arkasından Linley’i takip ediyorlardı. Linley merdivenlerden inerken farketti ki yol üzerinde gördüğü tüm korumalar, bu Uygulayıcılara karşı oldukça saygılı davranıyorlardı.

Bu altı özel Uygulayıcının hepsi mavimsi-mor cüppe giyiyorlardı. Buz gibi gözleriyle Linley’e baktıklarında Linley hissediyordu ki… Eğer herhangi bir şekilde ters bir hareket yaparsa, bunlar anında onu öldürecekti.

Linley uzaklaştıktan sonra Kadın Kardinal Melina, sordu ”Kutsal Efendimiz, bu Linley, Kutsanmış Kişi  olmadı. Her ne kadar bunun nedenini bilmesek de şimdi bir karar vermeliyiz, Linley ile ilgili kararımız ne olacak?”

Guillermo ve diğerleri, Heidens’e doğru baktı.

Linley bir dahiydi. Hepsi bunu çok iyi biliyorlardı. Ama Linley Kutsanmış Kişi olmadı ve onun annesi Işık Kilisesi tarafından öldürüldü. Kilise bir karar vermek zorundaydı: Ya Linley’in annesi hakkında gerçekleri öğrenmemesini umarak bir risk alacaklardı ya da Linley’i öldüreceklerdi.

Her ne kadar annesi hakkındaki gerçekleri saklamak şu an için mümkün olsa da ama ne zaman Linley, Işık Kilisesinde üst mevkilere geldiğinde bunu saklamak artık imkansız olacaktı.

Heidens’ın suratı çok soğuktu. Ve soğuk bir ses tonuyla konuştu. ”Ölüm!”

Guilermo ve diğerleri ‘ölüm’ kelimesini duyduğnda kalplerinde bir titreme oluştu.

“Birkaç gün içerisinde, Yulan Kıtasının 10000. Yıldönümü kutlamaları olacak. Linley’in idamını bu kutlamalar sonrasına ayarlayalım.” Heidens bildirdi.

Linley ile çok yakın bir ilişkiye sahip olan Guillermo olayların buralara kadar gelmesi üzerine içinden çok üzüldü.

Tüm kıtaya hükmedebilecek bir dahinin kaderi kısa olacakmış gibi görünüyordu. Guillermo çok iyi biliyordu ki Linley, Işık Tapınağı tarafından hapsedilmesinden sonra kaçabilmesinin imkanı yoktu.

“Cesar, Linley ile bir çeşit ilişkiye sahip, ama Cesar’ın bile Işık Tapınağını aşarak Linley’i kurtaracak bir yeteneği yok.” Guillermo, gizlice iç çekti.

Linley kesinlikle ölecek!

Işık Tapınağının dokuzuncu katındaki özel bir hücre.

“Gir içeri”

Linley hücreye girdi ve altı Uygulayıcı kapıyı arkasından kapattı.

Onlar döndü ve hemen ayrılırırken içlerinden biri, gümüş saçlı eleman Linley’e baktı. ”Velet, sana hatırlatayım, her ne kadar eski gücünü elde etmiş olsan da hücreden kaçmak gibi bir hayalin olmasın.”

Diğer beş Uygulayıcı da durdu ve yaşlı kel bir Uygulayıcı kahkaha attı, ”Hücreden kaçmak mı? Velet, eğer bu hücreden kaçmayı başarabilirsen bu senin gücünün Kutsal Efendimiz ile eş değer anlamına gelir.”

“Bununla ne demek istedin?” Linley, sordu.

Linley bu hücre hakkında herhangi bir özellik göremiyordu. Ne zaman ejderha formuna geçip Dokuzuncu seviye olursa bu hücreyi anında yok edebileceğine inanıyordu.

“Işık Tapınağının en mükemmel yapısına Işık Kilisesi sahiptir. Tüm tapınağın içinde,Işık Hükümdarımızın Şanını korumak için devasa bir büyülü formasyon  vardır. İster içerde ol ister dışarda, bu formasyona en ufak bir çizik atmak senin için imkansızdır.” Gümüş saçlı eleman övünerek söyledi. ”Velet,bu hücreden çıkmanın tek yolu hücre kapısının kildini kırmaktan geçiyor ama sana bunuda söyleyeyim, bu kapı kilidi bazı adamantine alaşımlı metallerden yapıldı.”

Konuşmayı bitirdikten sonra, altı Uygulayıcı yüksek sesle kahkaha atarak ayrıldı.

Linley sessizdi.

Linley adamantine kelimesi duyduğu anda anlamıştı burdan kaçmanın neredeyse imkansız olduğunu. Efsaneye göre toprak-stili büyü Toprak-Koruması(Eartguard), İlah seviyesine ulaştığı zaman, Toprak-Koruması zırhı adamantineden oluşuyormuş. Gücü ve dayanıklılığı öyle yüksekmiş ki İLah-seviye savaşçılardan bile gelen  birçok darbeye dayanmasına olanak sağlıyormuş. Durum böyleyken Aziz-seviye bir savaşçının bunu başarabilmesinin herhangi bir yolu yoktu.

Linley toprak-stili bir büyücü olması nedeniyle Toprak-Koruması zırhının efsanelerde bahsedildiği gibi olduğunu çok iyi biliyordu.

Aziz seviye Grand Magus olduğunda, Toprak-Koruması zırhı elmastan oluşacaktı ama Aziz-seviyeye çıktığı zaman ise elmasdan yapılmış olan zırh artık adamantineden oluşacaktı. Gücü ve dayanıklılığı kat be kat artacaktı.

“Linley sanıyorum ki Işık Kilisesi bu hücreyi dokuzuncu seviye ve belki de Aziz-seviye savaşçıları hapsetmek için kullanıyorlar.” Doehring Cowart konuştu. “Her ne kadar bu kilit adamantine den yapılmış olsa da tamamiyle saf adamantine den yapılmamışlar. Ama yinedeAziz-seviye bir savaşçının bile bunu kırması kolay görünmüyor.”

Linley başını salladı.

Uygulayıcıların söylediklerini duyduktan sonra Linley buradan kaçamayacağını anlamıştı. Dedikleri gibi burdan kaçmak için Heidens’e denk bir gücünün olması gerekiyordu.

Sonraki öğleden sonra.

Monroe Dawson, Yale, Reynolds ve George hep beraber oturdukları masa kahvaltı malzemeleriyle kaplıydı. Bu zaman boyunca Yale, Reynold ve George, Linley için endişelenmekten kendilerini alakoyamıyorlardı. Kutsal Kilise,Monroe Dawson’un bile görünmesi karşısında geri atmamıştı. Onlar ne yapabilirdi ki?

Linley’i kurtarmak için Işık Tapınağına sızmak? Monroe Dawson bile böyle bir şeye cesaret edemezdi.

“Yale, iki gün içerisinde 10000. Yulan festivali olacak. Bu Festival hayatımızda sadece bir kere görebileceğimiz  festival olacak. Siz üçünüz iyi bir vakit geçirebilirsiniz.” Monroe Dawson güldü.

Monroe Dawson, Yale’nin bu iki kankasına oldukça dostça davranıyordu.

Bunun nedeni Yale’nin kankalarının hepsi oldukça sıra dışıydı. Linley, George ve Reynolds. Reynold’ın klanı O’Brien İmparatorluğunun Askeriyesinde inanılmaz derecede bir güce sahipti. George’ın klanının Yulan İmparatorluğundaki etkisi Leon klanından aşağı değildi.

Linley’e gelirsek de onun klanı şuan zayıf olmasına rağmen yinede bir zamanlar aşırı derecede güçlü olan EjderKan (Dragonblood) savaşçıları klanının adı bile yetiyordu ve ayrıca Linley’in kendi potansiyeli sınırsızdı.

Aniden, ayak sesleri duyuldu.

“Lordum, Işık Kilisesi’nin bir elçisi geldi.” Bir hizmetçi saygıyla dedi.

Işık Kilisesi kelimelerini duyunca Yale, Reynolds ve George’ın gözleri bir anda parıldadı ve hizmetçiye doğru baktılar. Monroe Dawson oğlunun ne düşündüğünü biliyordu ve  aniden gülerek ”İçeri alın.”

“Evet.”

Kısa bir süre sonra, papaz yardımcısı içeri girdi. Saygılı bir şekide ”Başkan Dawson, Kutsal Efendimiz bu mektubu size ulaştırmam için bana talimat verdi.”

Hizmetçi hemen mektubu aldı ve Monro Dawson’a verdi.

Monroe Dawson hemen mektubu açtı ama mektubun içeriğini görünce yüzü biranda değişti. Soğuk bir ifadeyle konuştu.”Gidebilirsin şimdi.”

Papaz yardımcısı başını eğdi ve ayrıldı.

“Baba. Mektupta ne yazıyor?” Yale hızlıca sordu.“ Üçüncü kardeş ile alakalı değil mi?” Reynolds ve George ikisi de umutlu bir şekilde Monroe Dawson’a baktılar.

Monroe Dawson başını salladı.

“Kutsal İmparator, mektupta Işık Kilisesinin Linley hakkında aldığı kararı bana bildiriyor. Onlar gizlice Linley’i idam edecekler.” Monroe Dawson’ın kelimeleri yıldırım gibi Yale, George ve Reynold’ın kulakları çınlattı anında suratları beyaza döndü. Uzun bir süre oldukları yerde donakaldılar.

“Hayır, imkansız.”

Yale ilk konuşmaya başlayan kişiydi. Hemen babasının elinden mektubu kaptı ve elleri titreyerek okumaya başladı.Reynolds ve George da hemen Yale’nin yanına gelerek mektuba baktılar.Ama ne zaman mektubun içeriğini gördüler anında kalpleri inanılmaz bir korkuyla doldu.

“Hayır!!!”

Yale oturduğu koltuktan dırlayıp salonun sonuna doğru hızlıca ilerlemeye başladı. ”Yale!” Monroe Dawson kaşlarını çattı ve soğukça bağırdı.

“Durdurun onu.”Monroe Dawson emir verdi.

Yale başını döndürdü babasına doğru baktı. Çılgına dönmüş bir şekilde ”Baba, sana yalvarıyorum. Üçüncü Kardeşi kurtarmaya çalış. Eğer gerekliyse, Şirket bazı değerli şeylerden vazgeç. Işık Kilisesinin, Şirketimize karşı gelebileceğini sanmıyorum. Baba, yalvarıyorum sana.”

“Hmph, sen ne biliyorsun ki? Eğer anlaşma ile çözülebilecek olsaydı Kutsal İmparator çoktan başlamıştı anlaşma yapmaya. Linley ile Işık Kilisesi arasındaki anlaşmazlık bizim düşündüğümüz kadar basit değilmiş gibi görünüyor. Yoksa Işık Kilisesi onun gibi bir dahiyi idam etme kararını almazdı. Yeter! korumalar genç efendinizi odasına kadar eşlik edin.Sakinleşinceye kadar iyi bir vakit geçirmesini sağlayın.”

Hemen korumalar Yale’ye odasına kadar eşlik etti. Yale ne kadar çıldırmış olsada ne kadar sinirli olsada yapacak birşey yoktu.

Reynolds ve George sadece sesizliklerini korudular.

Sonuçta onların Monroe Dawson ile herhangi bir ilişkileri yoktu ama kalplerinin içinde Linley için çılgına dönmüşlerdi.

Linley’in hücresine bir ziyaretçi geldi. O ziyaretçi Guillermo idi.

“Guillermo” Linley Guillermo’ya şaşkın bir şekilde baktı.

Guillermo almış olduğu oldukça pahalı yemekleri hücre kapısının üzerinde küçük açıklıktan ona teslim etti.

Guillermo Linley’e baktı ve iç çekti.” Linley gerçekten de ben senin hakkında hep olumlu düşündüm. Ama… kahretsin. Senin Işık Kilisesinin bir üyesi olamaman belki de böyle olması gerekiyordu. Her neyse tamam, afiyet olsun. Yemeklerin hepsini bitirdiğinden emin ol.”

Bu kelimeleri duyunca Linley sersemlemişti.

“Lord Guillermo, bunları söylerken ne demek istediniz?” Linley, Guillermoya bakarak sordu.

Guillermo iç çekerek “İki gün içerinde, söylemek gerekirse 2 Ocak’ta  senin varlığının son günü gelmiş olacak.” Guillermo gerçektende bu genç adamı seviyordu. Linley’in, Clayde’yi neden öldürmek istediğini tam olarak öğrendiğinde, Guillermo, Linley için pişmanlık hissetmişti.

Linley mükemmel bir geleceğe sahip olabilirdi ama ebeveynlerinin ölümleri yüzünden intikam için herşeyi terketti.

Guillermo her ne kadar göstermese de kalbinde hala Linley’e karşı hayranlık duyuyordu.

“2 Ocak?”

Linley ifadesi birçok kez değiştikten sonra sonunda gözlerini kapattı. O çoktan her şeyi anlamıştı. Şüphesiz, iki gün içerinde ölmüş olacaktı.

“Teşekkür ederim, Lord Guillermo. Eğer siz olmasaydınız, hala yaşamak için bir umuta yapışmış olacaktım.” Linley, sakince güldü.

Guillermo, Linley’e baktı. İç çekerek başını salladı ve başını döndürüp ayrıldı.

“2 Ocak. Beni öldürmek için Yulan Festivalinin bitmesini bekleyecekler ha? Yarın Yulan festivalinin olduğu gün. Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam Alice ve Kalan’ın evlenecekleri gündü, değil mi? ” Öleceğini öğrenmesinden sonra Linley nedense daha önce olmadığı kadar sakin ve rahatlamış hissediyordu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr