Cilt 6 Bölüm 20: Zehir

avatar
6845 11

Coiling Dragon - Cilt 6 Bölüm 20: Zehir


 

Linley gördüğü sahneyi sıkı bir şekilde aklına kazıdı.

 

Cesar'ın sorularının karşısında, Linley kafasını salladı. "Çok karizmatik. Şimdiden görüntüyü aklıma kazıdım bile. Fakat, üzgünüm benim için "Rüyadan uyanış" la tamamen aynı seviyede yeni bir heykel yaratmak gerçekten çok zor olacak."

 

Dünyada büyük usta seviyesinde bir heykelin görülmesi gerçekten çok nadir olan bir şeydi.

 

Geçmişte, Linley kendisini her şeyi unutarak en gizemli(mistik) duruma getirmiş bir kalp kırıklığı yaşamıştı. Sadece bu şekilde heykeli tamamlamayı başarabilmişti. Onun için, şu anki durumunda aynı seviyede başka bir heykel yaratmak fiilen imkansızdı.

 

"Usta Linley, Heykel ustası siz olduğunuz sürece ben tatmin olacağım. "Rüyadan Uyanış" la aynı seviyede bir şey talep etmiyorum, sadece çoğu usta seviyesindeki heykellerden birinin seviyesinde olması yeterli." Cesar yüzünde küçük bir gülümsemeyle söylemişti.

 

Linley kafa salladı.

 

Durumun bu şekilde olduğunu düşünerek, Linley yeteneklerine tam olarak güvenebilirdi.

 

"Bay Cesar, şuna ne dersiniz. Ben sizin istediğiniz gibi bir heykeli bir ay içinde üretebilirim. Ne dersiniz?" Aslında, Linley'in sadece 3 güne ihtiyacı vardı, fakat kendine yeterli zamanı vermek istedi.

 

Cesar kafasını sallayarak; "Tamamdır. Bir ay çok kısa bir zaman. Acelem yok. Ben tüm dünyadaki zamana sahibim. Haha."

 

"Usta Linley, size yardım edebileceğim bir şey varsa bana söylemekten çekinmeyin. İstediğiniz şeyi tamamlayabileceğim sürece kesinlikle istediğinizi yaparım." diyerek lafını bitirdi Cesar yüce gönüllülükle.

 

Linley elinde olmadan birden stresli hissetmişti.

 

Kendi ellerinden Patterson un ölümüyle şu an Linley'in aklındaki tek hedef Clayde. Onu öldürmek ya da kaçırmak bile o an için Linleyin yapabileceği şeyler değildi.

 

Fakat Cesar, Katilleri Kralı, kesinlikle bunları yapabilirdi.

 

"Bay Cesar, Eğer size Kutsal Birliğe bağlı krallıklardan birini yöneten bir kralı kaçırmanızı isteseydim, kabul eder miydiniz?" Linley acele etme isteğine direnip, yerine Cesarın ağzını aramayı denedi.

 

Cesar irkildi. Meraklı bir şekilde Linley'e baktı. "Bir Kralı kaçırmak?"

 

Linley ağır şekilde kafasını salladı. "Evet."

 

Cesar kaşlarını çattı. Kısa bir aradan sonra, tekrar Linley e baktı. "Şuna ne dersin. Sana bir şey sormama izin ver. Eğer sana bu yöneticiyi yakalamanda yardım edersem, onu öldürür müydün?"

 

"Büyük ihtimalle!" Linley dürüstçe cevap verdi.

 

Katillerin Kralına yalan söylemek büyük ihtimalle hiçte akıllıca olmazdı. Özellikle Clayde ı öldürmeyi düşünürsek, eğer annesi Clayde'in ellerinde öldüyse, nasıl Linley intikam aramazdı.

 

Lİnley karanlık bir önsezisi var. Ve annesinden bunca yıldır hiç bir iz kalmayınca, büyük ihtimalle ölmüştü veya bir yerde hapsedilmişti. Durum ne olursa olsun, annesi için intikam arayacaktı.

 

Bir kralı öldürmek ha? Cesar Linley'e baktı.

 

Linley de Cesarın gözlerinin içine umutla baktı.

 

Cesar kalbinde, statü bakımından bir kardinalin herhangi bir kraldan çok daha yüksek olduğunu bilse de kral öldürmenin bir kardinale göre daha büyük etkiler yaratacağını da biliyordu.

 

Ölü bir Kardinal hemen Işık Kilisesi tarafından değiştirilebilir, yeri doldurulabilirdi.

 

Fakat bir kralın ölümü sayısız savaşa ve krallıktaki büyük bir karışıklığa sebep olurdu. Aynı zamanda, Işık Kilisesi yeniden ona karşı soğuk bir tavır takınabilirdi.

 

"Senden gelen bu isteği...gerçekleştiremeyeceğim için beni affet." Cesar ciddi bir şekilde Linley e baktı.

 

"Linley, bir kralı öldürmekten doğacak etki çok büyük olur. Ve, tüm bu zaman boyunca, Işık Kilisesi bana gerçekten baya iyi davrandı. Sadece bir heykel için Işık Kilisesiyle şu anki organizasyonumun arasında düşmanlık yaratmak istemiyorum."

 

Katillerin Kralı olan Cesarın arkasında Dört Süper kiralık katil organizasyonundan biri olan Saber Kuruluşu vardı.

 

Cesar neyin gerçekten önemli neyin gerçekte önemsiz olduğunu biliyordu.

 

Işık Kilisesiyle kendisi arasındaki arkadaşça ilişkiyi parçamak hem de bunu tek bir heykel için yapmak akıllıca değildi. Geçen tüm yıllar, Işık Kilisesi ona kalbinde artık iyice anladığı bir nezaketle yaklaşıp davranmıştı

 

"İsteğini değiştir." Cesar özür dilercesine söyledi.

 

Linley aniden güçsüz hissetti. Muhtemelen güç konusunda, Cesar Clayde'i umursamazdı, ama Clayde ın statüsü Cesar'ı olduğu yerde kalmaya ikna etmişti.

 

Linley kendini sakin kalmaya zorladı.

 

"Bay Cesar, sormak zorundayım elinizde 7. seviye bir magus'un 9. seviye bir savaşçıyı öldürmesini sağlayacak bir yönteminiz var mı? Linley çekinmeden sordu.

 

Cesar Linley e kısa bir bakış attı. Ve kısa bir sessizlikten sonra söyledi, " Benim pek çok suikast yöntemim var. Fakat 7. seviye bir magus un 9. seviye bir savaşçıyı öldürebilmesini sağlayacak?..bu...zor bir şey." Konuşmasının başından itibaren Cesar düşünüyordu. Uzun zamandır kimseyi öldürmemiş olsa da, Katillerin kralı olarak , aklında bir yöntemden diğerine geçiyordu.

 

Linley Cesar düşünürkenona müdahale etmeye cesaret edemedi. Sessizce olduğu yerde bekledi.

 

Aniden Cesar Linley e baktı. " 9. seviyede bir savaşçı olarak, bu bir büyücü mü yoksa savaşçı mı? Eğer bu bir büyücüyse bir metodum var."

 

"Savaşçı." Linley anında söyledi.

 

Bir savaşçıyla ilgilenmekle bir büyücüyle ilgilenmek tamamen farklı şeyler gerektirir. Linleyden bu 9. seviyenin bir savaşçı olduğunu duymak Cesarın başına ağrı soktu.

 

Linley in aynı şekilde beklemekten başka çaresi yoktu.

 

"Oh. Bir fikrim var." Cesarın gözleri aniden kalktı ve Linley e yöneldi. "Haha, uzun zaman önce bu metodu yanlışlıkla kullanmıştım. 800 yıldan sonra hala hatırlayacağımı düşünmemiştim. Ama hala hatırlıyorum."

 

"Ne metodu?" Linley anında heyecanlanmıştı.

 

Cennetler!!!

 

Bu Katillerin Kralı gerçekten bir 7. seviye büyücünün 9. seviye bir savaşçıyı öldürmek için yöntemi vardı.

 

"Katillerin Kralı gizli katil teknikleriyle dolu biriydi. Hatta bildikleri bu kara parçasındaki herkesle birlikte benden de fazla. 5000 yıl fazla yaşasaydım bile muhtemelen ondan daha çok şey bilemezdim!" Doehring Cowart ın sesi Linleyin aklında yankılandı.

 

Linley gülüşünü durduramadı. Büyükbaba Doehring asla kendi düşüklüğünü kimseye karşı kabul etmeyi sevmezdi.

 

"Bu metod..." Cesar Linley'e gülümsedi. "Zehir kullanmak!"

 

"Zehir kullanmak mı?!"

 

Linley ürktü. Bu tekniğin bir çeşit gizli ve güzel bir teknik olacağını düşünmüştü...fakat kralın yemeği her zaman tadılır ve test edilirdi. Nasıl zehir kullanmak işe yarayabilirdi ki?

 

"Usta Linley, sakın zehir kullanmanın gücünü küçümsemeyin.Zehir kullanma sanatı aşırı derin, dengesiz ve sınırsıza yakın ölümcül sanatlarla doludur. Bu dünya sayısız doğal malzemelerle dolu ve bu malzemelerin karışımları sayılamaz sayıda zehir yaratımında kullanılabilir. Bu dünyadaki kim tüm zehir çeşitlerini bildiğini söylemeye cüret edebilir ki? Ya da tüm zehirleri tespit edebildiğini..."

 

Linley elinde olmadan kafa sallamak zorunda kaldı.

 

Bu sözlere katılmıştı. Mesela Doehring Coward Mavikalp Yosununun Ejder kanına karşı etkili olduğunu biliyordu.

 

"Bu bahsettiğim zehir özellikle savaşçılara karşı kullanılmak için dizayn edildi. Savaşçı seviyesi Aziz seviyesinde olmadığı sürece, hedef kesinlikle etkilenir, gücü %90 oranında azalır. Dahası bu zaman kadar da hiç bir antidotu yapılmadı. Sadece bir sene boyunca durmadan savaş qi'si ile eğitim yapanlar bu zehri sistemlerinden yavaşça atabilirler." Cesar açıkça bu zehride içine alan çok keskin bir hafızaya sahipti. "Ve bu zehir hem tatsız hemde kokusuz. Tespit edilmesi kesinlikle imkansız. Sadece yemeği yiyen kişi yemeği sindirdikten sonra tespit edebilir.

 

Sadece %10'dan az gücü mü kalıcak? Tespit etmenin hiç yolu yok mu?

 

Linley 'in gözleri sarhoş gibiydi.

 

Clayde 9. seviye bir savaşçıdan fazlası değildi. Bir kez bu zehirle zehirlendiğinde, Linley in şu anki seviyesini düşünürsek, Clayde'in kolayca yere kapaklanması içten bile değildi.

 

"Sizde bu zehirden var mı, Bay Cesar?" Linley anında sordu.

 

Linley bu zehrin aşırı nadir ve değerli olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu zaten sorulmaz bir gerçekti. Aziz seviye harici tüm savaşçılara karşı etkili tatsız, kokusuz ve tespit edilemeyen bir zehir mutlaka değerli ve nadir olmalıdır. Eğer olmasaydı şu anda dünyadaki tüm savaşçılar zaten ölü sayılırdı.

 

"Usta Linley, demin söylediğimi duymadınız mı? Bu benim 800 yıl önceden hatırladığım bir şey. Ben o zaman sadece tarifine bir anlık bakmıştım.Her şeyi geçersek bu zehir bana karşı bir tehdit de değildi kullanabileceğim bir şey de." Cesar kaşlarını çattı. "Ben sadece bu zehrin 8 ana malzemeyle yapılabildiğini hatırlıyorum ama ana malzemeler neydi net şekilde hatırlamıyorum."

 

"Hatırlamıyor musunuz?" Linley çok çıldırmıştı, birini bile öldürebilirdi.

 

Cesar Linleye bakarak güldü. "Usta Linley çok endişelenmeyin. Tam emin olmasam da bu zehir için gereken tarif benim organizasyonumda kaydedilmiş olmalı. Birkaç kişiye bir kopyasını yapıp bana getirmelerini söyleyebilirim. Fakat benim Saber organizasyonumun merkezinde gerçekten çok az kişi var. Şu andan ve bulunduğumuz yeri de düşünürsek büyük ihtimalle bunun olması 1 veya 2 aylık sürede gerçekleşir. "

  

Bir veya İki ay. Bu kabul edilebilirdi!

 

Linlet Cesar a doğru kafasını salladı. "Bay Cesar, sizin organizasyonunuzun bu zehre depolarınızda zaten sahip olup olmadığını sorabilir miyim?" Linley zehri yaratmak için malzemeler içinde çok zaman kaybetmek istemiyordu.

 

"Sahip değiliz." Cesar kafasını salladı. "Tüm dünyada, belki de sadece Ölüm Tanrısının Elleri depolarında bu zehre sahiptir."

 

"Ölüm Tanrısının Elleri?"

 

Geçmişte Yale ile sohbet ederken konuşmanın konusu 4 büyük Katil klanına gelmişti. Bunlar Saber, Kanlı Gül, Kızıl Ay ve Ölüm Tanrısının Elleri idi. Her kiralık katil Klanı kendine has bir özelliğe ve uzmanlığa sahipti. Ölüm Tanrısının Elleri özellikle egzotik ve tuhaf öldürme tekniklerinde uzmandı.

 

"Evet. Geçmişte benden bir istek istemek için olmasaydı muhtemelen bu kadar değerli bir zehrin kopyasını göstermezlerdi." Cesar kafa salladı.

 

Aziz seviyesi aşağısındaki her savaşçıyı öldürebilecek bir şey. Böyle bir zehrin değeri hayal bile edilemez seviyede olmalıydı.

 

"Peki...benim için bu zehri Ölüm Tanrısının Ellerinden satın almam mümkün mü?" Linley umutla sordu.

 

"İmkansız." Cesar güldü. "Ölüm Tanrısının Ellerinin 10 Üstün Zehri asla başka organizasyonlara vermedikleri bir şey. Bana da tarifi göstermelerinin sebebi muhtemelen... asla kullanmayacağımızı tahmin etmeleridir."

 

"Asla kullanmamak?" Linley soru dolu gözlerle Cesar a baktı.

 

"Değeri basitçe aşırı yüksek olduğu için. Kullanmak gerçekten değmez." Cesar güldü. Sadece tarifteki iki malzemeyi bile markette kendi ellerinde tutarak, zehrin kullanılacağı görevlerdeki kazancı karşılamayacak kadar pahalı olması sağlanabilir.

 

Linley anlamıştı.

 

Fakat onun için, ne kadar altın tutarsa tutsun bu zehir değerdi.

 

"Şuna ne dersin. Şimdi geri döneceğim ve adamlarım arasında gerekli ayarlamaları yapıp tarifin sana ulaşması için yapıcam. Fakat Usta Linley şu an dan itibaren bir ay içinde benim heykelimi yapmalısın." Cesar Linley'le konuşurken kısa bir anlığına güldü.

 

"Tabi ki." Linley kalbini aniden kavrayan garip bir düğüm hissetti.

 

Cesar'ı gönderdikten sonra tüm zamanını nasıl Cesar'la ilgileneceğni düşünen Liney sonunda rahatladı. O gece sonunda rahat ve güzel bir rüya gördü. Bu oldukça nadir bir durumdu.

 

Ertesi gün öğleden sonra.

 

Linley çimlerin üzerinde rahatlamış şekilde bacaklarını çaprazlamasına bağdaş kurmuş Ejderkanı savaş Qi'sini yeniliyordu. Vücudundaki siyah renkli EjderKanı savaş Ki sürekli hareket ediyor ve eşsiz gücüyle Linleyin kemiklerini, kaslarını, tendonlarını, yani vücudunu daha ve daha da güçlü hale getiriyordu.

 

Linley bu hızda devam ederse vücudunun gerçek ve güçlü Aziz seviye bir Ejderha kadar güçleniceğine inanıyordu. Yerlere düşmüş EjderKanı klanını yenileyebilirdi.

 

"Lord Linley." Kadın hizmetçilerden birinin sesi duyuldu.

 

Linley derin bir nefes alıp EjderKanı Savaş ki sinin dağılmasına izin verdi.

 

"Girin." Linley sakince söyledi.

 

Ancak Linley'i duyduktan sonra servis elemanı içeri girdi. Saygılı şekilde konuştu. "Lord Linler Debs Klanından birkaç tane misafir dışarıdalar. Size teşekkür etmek için geldiklerini söylüyorlar Lord Linley."

 

"Bana teşekkür etmek mi?" Linley bir saniyelik yerinde durdu.

 

Ama hemen ardından da hızlıca anlamıştı. Clayde onu dinleyip Kalan Debs'i salmıştı.

 

"Bana teşekküre etmek ha? Üzgünüm bu o kadar da basit bir şey değil." Linley kendi kendine konuştu.

 

Hala Debs klanının gelme sebebi olarak %80 %90 lık bir ihtimal vardı ve bu da onların hala utanmazca yardım istemeye gelmiş olabilecekleriydi.

 

"İçeriye girmelerine izin ver." Zehrin varlığını bilerek, Linley o an çok daha sakin ve kendinden emin hissediyordu. Sakinleşmiş aklıyla, şu an sakin ve kontrollü şekilde Debs klanının ihanetleriyle ilgilenebilirdi.

 

"Debs Klanı? Yok olmamış olsalar bile kesinlikle yenilicek ve harcanıcaklar." Linley şimdiden Debs Klanının geleceğini tahmin edebiliyordu.

 

Ana Salonun içinde.

 

Nimitz bu heyetin lideriydi. Kalan'ın iki amcası, Kalan'ın kendi, Rowling ve Alice hepsi 6 kişilik heyetin içindeydi. Heyetteki kimse oturmaya cesaret edemedi. Hepsi ayakta saygılı şekilde beklediler.

 

Linley i uzaktan kendilerine doğru yürürken görünce hepsi birden gülümsemeye başladı. Nimitz hatta elleriyle Linleyi selamladı. "Lord Linley!"

 

"Eğitim egzersizlerimi henüz bitirdim. Kısa bir süre bekleyebilirseniz önce hızlıca bir duş alıp kıyafetlerimi değiştiricem." Linley soluk bir gülümsemeyle bunları söyledi. Ve daha fazla gelenlere ilgi göstermeden Nimitz ve kafilesini orada bırakıp direk odanın diğer tarafındaki başka bir tarafa yöneldi.

 

Nimitz ve diğerleri kısaca hayrete düşmüştü, fakat sadece gülümseyip, saygıyla Linley'in dönüşünü bekleyebilirlerdi...

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr