Hillman kapının yananda, bir köşede bekliyordu. Gülerek, yakınlaşmaya başladı. “Ernst Enstitüsü’nün inanılmaz katı kuralları var. Girmeme izin vermediler ve bir tane korumayı seni bulmaları için yolladılar. Dışarıda olmanı beklemiyordum.“

Linley diğer çocuklara bakarak “Yale, siz çocuklar önden gidin. Ben size sonra katılırım.“ dedi.

Yale, George ve Reynolds Hillman`e gülerek, Ernst Enstitüsüne girdiler.

“Hillman amca, neden geldin? Sadece sömestr bittiğinde beni gelip alacağını düşünmüştüm?“ Linley meraklı bir şekilde sordu.

“Gel şurada konuşalım.“ Hillman Linley`i yana çekti, yüzünde durduramadığı bir heyecan vardi. “Linley, sana harika haberlerim var, inanılmaz iyi haberler.“

Linley`nin gözleri parladı.

“Ne haberleri?“ Linley sabırsızlanmaya başladı.

Hillman güldü. “Linley, Wharton`in doğum tarihini hatırlıyor musun?“

“Tabii ki. Ocak 3. Bu konunun Wharton`ın doğum günüyle ne alakası var?“

Hillman bir kahkaha atarak. “Şuan Aralik, yani küçük Wharton neredeyse altı yaşında. Gecen gece baban ataların salonunda, Wharton`in kanındaki Ejderkan yoğunluğunu test etti. Ve sonuç… haha…“Hillman kendini gülmekten alamıyordu.

Linley`nin kalp atışları hizlanmaya başlamıştı.

Ejderkan yoğunluğu…

Yoksa…

Linley hemen sordu, “Yoksa Ejderkan yoğunluğu yeterli seviyede mi çıktı?“

Hillman gülmeye devam ederken kafa salladı. “Doğru. Şuan baban mutluluktan uçuyor. Gece yarısına kadar heyecanla, beraber şarap içtik. Ikinizin onun için ne kadar büyük gurur kaynagi olduğunuzdan bahsetip durdu. Birisi güçlü bir magus, öteki Ejderkan Savascisi. Haha…“

“Harika.“

Linley`nin kalbi heyecanla dolmuştu.

Beş milenyum yaşındaki efsanevi Ejderkan Savascisi klanının yeniden dirilme şansı, Wharton test edilmeden önce tamamen Linley`nin omuzlarındaydı. Eski zaferler ne denli büyükse, Linley`nin omuzlarındaki yükte o derece büyüktü.

Fakat simdi…

Küçük kardeşinin damarlarındaki Ejderkan yoğunluğu yeterince yüksekti, bir kaç on­yillik sıkı çalışma ile dünya çapında ünlü bir Ejderkan Savaşçısına dönüşebilirdi.

“Bu gün buraya sana bu harika haberleri vermeye geldim. Şuan Wushan`daki en güçlü iki kişi benle baban. İkimizde altıncı seviye savaşçıyız. Bizim uzmanlık seviyemiz senin küçük kardeşine yeterli derecede eğitim vermeye yetmez ve ayrıca senin klanının yazılı eğitim metotları da cok net değil.“ Hillman`in yüzü ciddi bir hal almisti. “Bu yüzden baban küçük kardeşini eğitim görmese için O`Brien İmparatorluğundaki O`Brien Akademisi`ne göndermeye karar verdi. O güçlü askeri imparatorlukta, en iyi askeri akademide, senin küçük kardeşin mevcut olan en iyi eğitimi alabilir.“

Linley de ayni fikirdeydi.

Devasa, saf güce sahip fakat teknik ve deneyimden yoksun biri büyük, devasa bir gorilden başka bir sey olamazdı.

“Bekle.“ Linley Hillman`e bakarken somurttu. “Hillman Amca O`Brien Akademisin eğitim masrafları epey yüksek olmalı. Kendi öğrencilerini bedava alsalardı, imparatorluğun dışından gelenlere karsi merhametsiz olacaklarına şüphe yok.“ Linley Reynolds`un kabul edilirken ne kadar ödediğini net hatırlıyordu.

Hillman kafa salladı. “O`Brien Akademisinin yıllık eğitim ücreti yaklaşık bes bin altin. Baban Kâhya Hiri`yide onunla ilgilenmesi için yollamayı planlıyor. Eğitim ücreti epey fazla. On yil içinde, elli bin altın olacak.“

Elli bin altin para yaklaşık olarak Baruch klanının bütün eşyalarının satıldığındaki değerine eşitti.

“Doğru! Hillman Amca.“

Linley cebinden büyükristali kartını çıkarırken Hillman kafasında soru işaretiyle izliyordu. Hillman şok oldu. “Bir büyükristali kartı?“ Eskiden askerlik zamanında bu kartlardan o da görmüştü.

“Linley, sende büyükristali karti ne ariyor? Baban da bile yok.“ Hillman sasırmış sekilde Linley` bakıyordu.

Linley Hillman`i yanına çekerek “Bunu bana düelloda kaybeden zengin bir çocuktan kazandım. Hadi Dört İmparatorluğun Altin Bankasına gidelim.“ Şuanda kapıdaki korumalar Hillman`in geçişini durdurmak için herhangi bir harekette bulunmamıştı. Linley`i bu sabah ayrılırken hatırlıyorlardı.

Linley için bu eksta paranın hiç bir amaci yoktu. Eğer bunu ailesi için kullanabilirse bu onu fazlasıyla mutlu ederdi.

….

Wushan şehri, Baruch malikânesinin ana salonunda.

Hogg kara kara düşünüyordu.

Klani bir Ejderkan Savaşçısı çıkardığına göre, ona sağlayabileceği en iyi imkânları sağlamaylaydı. Şüphesizi dilenmek zorunda kalsa bile, buna değerdi.

“Yatak odasındaki tas oymasını kime satsam? Philip cok cimri, iyi bir teklifte bulunmaz.“ Hogg durmadan düşünmeye devam ediyordu.

Küçük Wharton`ı O`Brien Akademisine yollamak için gereken ücret asiri fazlaydı. Suan Hogg`un kafasındaki soru, kalan eşyalarını yeterince yüksek fiyata nasıl satacağıydı.

Aniden, ayak sesleri duyulmaya başlandı.

Hogg, arkasini döndü, “Hillman, geri gelmişsin. Uh, omuzlarındaki de ne?“

Hillman cantayi zemine attı. Çanta zemine vururken sağlam bir ses çıkarttı. Açıkça, cok ağırdı.

“Lord Hogg, Linley bunu size getirmemi istedi.“ Hillman çantayı açtı ve her şeyi dışarı döktü. Bir altın kesenin pesine diğeri zeminde küçük bir dağ oluşturdu ve sakırdayan altin paralarin sesleri net bir sekilde etrafta yankılanıyordu.

Bu altın keseler sadece Dort İmparatorluğun Altin Bankasi tarafından kullanılıyordu. Her çanta genel olarak yüz altından oluşuyordu.

“Altın paralar? Cok fazla altın. En az on bin altın var gibi görünüyor.“ Hogg şaşırmış şekilde Hillman`e bakıyordu. “Hillman, bunu buraya getirmeni Linley`nin istediğini söylemiştin?“

Hillman ciddi bir ifadeyle, “Toplam, dokuz bin dokuz yüz altin para, Linley getirmemi istedi. Ernst Enstitüsünde zengin bir arkadaş Linley ile düello yapmış ve kaybedince, on bin altin kaybetmiş. Linley de bunu büyükristali kartına koymuştu ve simdi bütün hesabi boşalttı.“

Hillman Linley`nin Dört İmparatorluğun Altin Bankasında görevliye söylediği sözleri hatırlıyordu.

“Her şeyi çekiyorum!“

“9900 altin para? Linley`nin?“

Altın renkli keselere bakarken, Hogg sessizliğe gömüldü.