“Whew, yoruldum. Linley nasil oluyorda sana hic birsey olmadi?“ Reynolds nefes almaya çalışırken, Linley sanki hic koşmamışlar gibi duruyordu.
“Ne, çoktan yoruldun mu yoksa?“ Linley gülmeye başladı. Ne kadar kisa bir mesafe koşmuşlardı? Linley Wushan`dan Ernst Enstitüsüne kadar koştuğunda bile yorgun hissetmemişti.
“Hey, koy oraya artık. Dogru. Kutuyu oraya birak. Dikkat et. Kırarsan onun maliyetini karşılamana imkân yok.“ Yurt 1987`nin içinden başka bir gencin sesi duyuluyordu. Linley ile Reynolds birbirlerine bir bakış attı ve sonra merakla içeri girdiler. Girdiklerinde pek cok kaslı adamın eşyaları yerleştirmekte olduklarını gördüler.
Cafcaflı giyinmiş bir çocuk odanin ortasindan durmus, adamlarin hareketlerini yönlendiriyordu.
Linley ve Reynolds`u görür görmez, genç adamin gözleri parladi ve heyecanla yanlarina kostu. “Haha, sizleri benim yurt arkadaşlarım olmalısınız, değil mi? Ne kadar zamandir burada sizi tek başıma bekliyordum. Izin verin kendimi tanitayim. Ben Yale ve Kutsal Birligin bir üyesi olarak ucu ucuna kayit olmayı başardım.“
“ Kutsal Birligin bir üyesi olarak ucu ucuna kayit olmaliyi basardim derken, ne demek istiyorsun?“ Reynolds mırıldandı. “Benim ismim Reynolds. O`Brien İmparatorluğundan geliyorum.“
“Ben de Linley. Kutsal Birligin Fenlai Krallığındanım.“ Linley de güldü. Yurt arkadaşı olarak cok uzun sure bir arada kalacaklardi.
“Oh, Reynolds, Linley, ikinizi gördüğüme cok sevindim. Hey, egzersiz aletlerim nereye gitti?“ Yale kafasini çevirip, hizmetçilere bakti.
“Egzersiz ekipmanlari?“ Reynolds da Yale`e bakti. “ Yale, bunlari ne yapacaksin? Savasci olmayı filan mı düşünüyorsun?“
Yale burnunu kırıştırarak güldü. “Şerefli bir magus olsamda, yine de calisip, iyi bir vücuda sahip olmam lazim. Diger turlu güzel kadinlari nasil cezbedebilirim? Büyücülerin her seviyesinde pek cok güzel kadin var. Ayrıca Ernst Enstitüsündeki bayanlar sadece güzel olmakla kalmıyor, ayni zamanda da zarifler. Ek olarak kiz arkadaşımın Ernst Enstitüsü’nün bir öğrencisi olmasi hava atmak için cok iyi birsey.“
“Uh…“ Reynolds ne diyeceğini bilemedi.
Linley`de ondan farksizdi. Egzersiz ekipmanlarını görünce, o da gidip kullanmak istedi ama Yale`in bunlari kızları tavlamak için kullanmayı planladığını hic ummamıştı.
“Ben sekiz yasindayim. Peki ya sen, Yale?“ Reynolds acik fikirli biriydi.
Yale epey uzundu. Dokuz yasindaki Linley zaten 1.5 metre boyu olmasina rağmen, Yale ondan yârim kafa daha uzundu.
“Ben? Ben on yasindayim. Haha, fakat daha da gençleşecek halim yokya. Büyük kardeşlerim bakirliklerini on iki
yasinda kaybettiler. Benimde bazi hazirliklari önceden yapmam lazim.“ Yale`in gözleri parladi. “Bakirliklerini kaybettiler.` ne demek?“ Reynolds sorgular bicimde Yale`e bakti.
Iki oda arkadaşına bakarken Yale`de ne diyeceğini sasirdi. Linley`nin yaninda, ruh formundaki Doehring Cowart gülmekten patlamak üzereydi. Bu Linley`i daha da meraklandirdi, “Büyük Baba Doehring niye gülüyorsun?“
“Genc efendi, herseyi ayarladık.“ Asiri kasli bir adam saygıyla söyledi.
“Mm. Tamam, ayrılabilirsiniz. Geri gidin ve babama, gelecekte acil bir sey olmadıkça beni rahatsız etmemesini söyleyin. Ah, doğru. Unutmayın… her yil, büyü kartıma para yollamayi unutmasin. Maguslarin ekipmanlar ve takilabilir değerli taslar için cok paraya ihtiyaci olduğunu biliyor olmasi gerekir.“ Yale gayet sıradan bir sekilde, yüksek sesle söyledi.
“Evet, genç efendi.“ adam saygıyla cevap verdi.
Yale memnun olmuş bir sekilde kafasini salladı ve sanki bir generalmiş gibi adamlara ayrılabileceğini gösteren bir el işareti yapti.
`Büyülükristal kart mı?“ Reynolds hayranlıkla Yale`e bakti. “Sadece dört büyük imparatorluğun birlesek kurduğu, `Dort Imparatorlugun Altin Bankasi` tarafindan verilen `Buyukristali karti mi? Sadece başvuru ücretlerinin yüz altin olduğunu duyduğum kart?“
“Tam üzerine bastin.“ Yale bu konuda epey bilgiliydi. “Kart için minimum baslangic limiti bin altın ama korkarım ki bin altının, benim bir aylik harcamam için bile yetmesine imkân yok.“
Linley bu sözleri duyunca… “Zengin çocuk.“ Linley bir ic cekti.
Kendi babasi ona bir yillik hacamalari için yuz altın vermişti. Aslinda, Linley`nin gözlerinde, yüz altin bile gereğinden fazlaydı. Sonuçta halkin cogu yil boyunca zor sartlar altinda calisarak sadece yirmi veya otuz altin kazanabiliyordu.
“Sen baya zenginsin, Babam yillik harcamam için yalnızca iki yuz altin verdi.“ Reynolds mirildandi. “Ve üstüne birde benden paramı büyü çalışmalarıma harcamamı istedi.“
“Benim içinse sadece yüz altin.“ Linley güldü. “Fakat basit bir hayat için, bu yeterli.“
“Bah, kardeşlerim, benim param sizin paraniz. Eger paraniz biterse, gelin beni bulun! Gelecekte onlarca yil muhtemelen beraber yasayacağız. Dolayisiyla yillarca beraber duracak kardeşler sayiliriz. Neden `Senin` ,
`Benim` gibi laflara girelim ki?“ Yale çok içten konuşuyordu fakat tam sözlerini bitirdiğinde… Linley ve Reynolds beraber havaya hopladı.
“Onlarca yil mi?“ Linley sok olmus Yale`e bakıyordu.
Yale gayet siradan ve doğal bir sekilde, “Linley, Ernst Enstitüsünden mezun olmak için en azından altıncı seviye olman lazim. Bir magus olarak ne kadar gelişirsen bir üst seviyeye geçmek o kadar zor olur. Çoğu insan ancak 2030 yilda altıncı seviye magus olabiliyor.“
Linley suratini astı.
Onlarca yil? Onlarca yil mali acidan babasina yük mü olacakti? “Büyük Baba Doehring, neden bunu bana söylemedin?“
Doehring Cowart`in sesi Linley`nin zihninde yankilandi. “Linley, sakinleş, cogu insan için gerçekten de altinci seviyeye ulaşmak onlarca yil alir, doğru. Ama benim yönlendirmem altinda, senin sadece on yilda altinci seviye magus olmani sağlayabilirim.“
On yıl.
On yılda, Linley on dokuz yasina girmiş olacakti. Bunu duyunca Linley biraz daha sakinleşti.
“Herkes geldi mi?“ bir çocuk daha odaya girerken, acik bir ses etrafta yankilandi. Bu Reynolds`la ayni boyda fakat biraz daha olgun görünümlü biriydi. “Merhaba millet. Ben George. On yaşındayım. Yulan
İmparatorluğundan geliyorum.“
Yale, Reynolds ve Linley, hepsi kisaca kendini tanitti. “Yulan İmparatorluğu?“ Linley irkildi.
Yulan İmparatorluğu, Yulan kitasindaki en eski imparatorluktu. On bin yil once Yulan takvimi ilk kullanılmaya başlandığında, Yulan İmparatorluğu bütün Yulan kitasini kontrol ediyordu. Ve sonra zaman ilerledikçe bütün Yulan kıtasının parçalara ayrilmasina neden olan savaşlar çıkmaya başladı.
Bu cağda ise, Yulan imparatorluğu sadece dört büyük imparatorluktan biriydi.
Fakat buna rağmen, Yulan İmparatorluğu ekonomik olarak en güçlü imparatorluk ve büyücüyle dolu bir yer. Yulan İmparatorluğundaki magus akademisi Ernst `ten sonra ikinci sırada geliyor.
“George, Yulan imparatorluğundaki magus akademisi de fena değil. Neden bu kadar yolu geldin ki?“ Yale hayretle sordu.
George güldü. “ Yulan İmparatorluğundaki magus akademisi gerçekten iyi olsa da Ernst Akademisinden biraz daha zayıf. Eger okula gideceksen, en iyisine gitmelisin. Evet, gerçekten de yolculuk uzundu, ama bunu eğitim olarak sayabiliriz.“
“George, gerçekten on yasinda misin? Benle ayni boydasın.“ Reynolds hemen yaninda dururken söyledi. George hemen gülmeye başladı.
Sekiz yaşındaki Reynolds ve on yasindaki George ayni boydaydı. Grubun en kisa iki kişisiydiler. Linley onlardan bir kafa uzundu, Yale ise en uzunlari.
“Bu konuyu kapatalım. Az once kabul bürosundan duydum, yeni gelen bütün öğrenciler en azindan yüksek elemental yatkinlik ve ruhsal esansa sahipmiş. Hatta olağanüstü elemental yatkinlik ve ruhsal esansa sahip olanlari bile duydum. Canavarlara bak.“ George bazi iyi bilgiler edinmiş gibiydi.
Yale dudaklarını büzerek, “Bu gayet normal. Ernst Enstitüsünde hangi öğrenci zayif ki? Benim kendi elemental yatkınlığım ve ruhsal esansımda yüksek seviye, bu da beni yüz öğrencinin en alt grubuna yerleştiriyor. Eger babamın Işığın Kilisesiyle olan ozel ilişkisi olmasaydı, muhtemelen burada bile olamayacaktım.“
Linley elinde olmadan, sok olmuş sekilde Yale`e bakti.
Bu Yale denen cocugun babasi Isigin Kilisesiyle bile ilişkili, kesin önemli bir kişi olmali.
“Odamızdaki en yüksek doğal yetenekli kişi Linley. Fakat Ernst Enstitüsünde okuyan emsalsiz yeteneği duydunuz mu?“ Yale diğer üçüne bakti.
Linley ve Reynolds kafalarını salladı.
Fakat George gülerek, “Ben duydum onu. Ernst Enstitüsünün bir numaralı dâhisi, Dixie, yüz yılda bir ortaya çıkan yetenek. Dualelemental esansa sahip ve olağanüstü elemental yatkinlik ile ruhsal esansi var. Fakat ruhsal esansi özellikle inanılmaz, kendi yaşındakilerden 62 kat daha fazla. Normalde 30 keze ulastiginda
`olaganustu` seviyesinde oluyorsun, yani tam olarak söylemek gerekirse o `süper olaganustu` gibi bir seviyede, fakat en yüksek seviye `olağanüstü` olduğu içinde o da bu grupta kaldi.“
Linley simdi daha net anliyordu.
Dualelement. Ayni zaman da olağanüstü elemental yatkınlık ve ruhsal esans.
“Ben yaşıtlarımdan sadece on kusur kez daha gucluyum, fakat o dahi 62 kat daha güçlü.“ Linley hayranlıkla bir ic cekti.
Ernst Enstitüsü gerçekten de gökyüzündeki bulutlar kadar yeteneğe sahipti. Yulan kitasindaki bütün büyülü dâhiler bir araya gelmiş gibiydi. Burada, Linley sadece ortalamanın üstünde biri sayılırdı. Ama yine de… Linley`nin arkasinda, bes bin yasinda Azizseviye bir Grand Magus vardı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..