Cilt 1 Bölüm 23: İlk Bahar Bitiyor, Sonbahar Geliyor (Part 2)

avatar
6852 14

Coiling Dragon - Cilt 1 Bölüm 23: İlk Bahar Bitiyor, Sonbahar Geliyor (Part 2)


 

“Linley, hissedebiliyor musun?“ Doehring Cowart`in nazik sesi Linley`nin zihninde yankilandi.

 

“Büyük Baba Doehring, hissedebiliyorum. Cok fazla toprak renkli ışık noktası var. Çok fazla… cok. Asiri yoğun şekilde ic ice geçmişler, binlerce, hayır, on binlerce. Yüz tane toprak renkli isik noktasi simdi elimin üstünden uçtu. Cok fazla var.“ bu kadar fazla toprak renkli isigin etrafında dolandigini hissedince Linley cok mutlu hissetmişti.

 

Bunları duyunca Doehring Cowart`ta cok sevindi.

 

“Cok iyi. Simdi, yavaşça dediğimi yap. Hiçbir şey düşünme. Sakince…“` Doehring Cowart monoton, nerdeyse hipnotize edici bir sekilde Linley`e meditasyondan çıkmasında yârdim etti. Ayni anda kontrol ettiği toprak esansini serbest birakti. Aninda toprak yoğunluğu eski haline döndü.

 

Meditasyondan çıktıktan sonra Linley enerji dolu hissediyordu, öncekinden tamamen farkli. Tamamen uyandiginda bile, meditasyondaki hali kadar olmasa da yanindaki toprak esansinin titreşimlerini hissedebiliyordu.

 

“Büyük Baba Doehring, toprak renkli isik noktalarinin hareketlerini hissedebiliyorum. Gercekten! Şuan o kadar net olmasada, hala bir sekilde hissedebiliyorum.“ Linley asiri heyecanlanmisti.

 

Bu Linley`nin büyü dunyasina attigi ilk adim olduğu için heyecandan uçuyordu.

 

“Ne dedin? Hala hissedebiliyor musun? Doehring Cowart sasirmisti, çünkü şuan ortamın toprak esansi yoğunluğu normale dönmüştü ve Linley meditatif durumda da değildi. Eger hala yanindaki toprak esansini hissedebiliyorsa, uyanik olmasina rağmen hem de… o zaman toprak elementine olan yatkınlığı…

 

“Büyük Baba Doehring, neden konuşmuyorsun? Toprak elementine olan yatkınlığım ne seviyede?“ Linley tedirgin olmuştu.

 

Düzgün bir sekilde yapip yapmadigini merak ediyordu.

 

“Güzel. Cok güzel. Toprak elementine olan yatkinligin inanilmaz yüksek.“ Doehring Cowart`in yüzü gülücüklerle doldu, “Bilgilerime göre, ancak binde bir oranda bir büyücü seninki kadar toprak elementine yüksek yatkınlığa sahip olabilir. Gerçekten.“

 

Linley`nin kalbi yerinden cikacak gibiydi. Heyecandan ne diyeceğine bilemedi.

 

“Fakat doğal olarak element yatkınlığı işin sadece birinci kismi. Ruhsal enerji ise en önemli kismi! Sonuçta yeterli zaman verilirse büyü–gücü doğal olarak güçlenecektir. Fakat ruhsal enerjiyi güçlendirmek inanılmaz zordur.“ Doehring Cowart ciddiyetle söyledi.

 

Linley derin bir nefes alip, kafasini salladi.

 

 

“Simdi, ikinci teste geçme zamanı, ruhsal enerjini ölçelim.“ Doehring Cowart yine ciddi bir tavir takindi.

 

Linley`nin kendisi de bu ikinci testin aşırı önemli olduğunu biliyordu.

 

“Büyük Baba Doehring ne yapmam lazim?“ Linley direkt Doehring Cowart`a baktı, bir yandan da kendini zihinsel olarak hazırlamaya çalıştı.

 

“Hiçbir şey yapmana gerek yok.“ Doehring Coward bir kahkaha attı.

 

“Uh…“ Linley sasirdi.

 

“Ben Kivrilan Ejder Yüzüğünde bir ruhum, sense yüzüğün sahibi. Senin ruhunun gücünü cok acik sekilde zaten hissedebiliyorum. Teste hiç gerek yok. Sana hemen söyleyebilirim!“ Doehring Cowart gülmeye devam etti.

 

“Ben… nasil peki benim ruh enerjim?“ Linley nefesini tutmustu.

 

Bir ruhun güç miktarı insanin kaderini belirleyen bir şeydi.

 

“Ruhun senin yaşındaki bir çocuktan on kat daha güçlü.“

 

Linley`nin kalbi heyecanla dolmuştu. On kat!

 

Bu küçük bir miktar degildi.

 

Doehring Cowart sözüne devam etti, “Genel olarak konuşursak, magus olma ihtimali on binde birdir, çünkü gereken ruhsal enerji miktarı cok fazla. En azindan kendi yasindaki cocuklarin 5 kati ruhsal enerjiye sahip olman gerekir. On kat yaklasik olarak seni orta seviye buyucu sınıfına sokar.“

 

Linley`nin az onceki heyecani tamamen kacmisti.

 

“Eger bir baskasi ogretmenin olsaydi… en cok bes ya da altinci seviye büyücü olabilirdin. Ama… seni yonlendirecek kisi ben olduğuma göre, şuan durum farkli.“ Doehring Cowart gozlerinde kendine güvenen bir bakisla sakalini okşadı.

 

Linley de aniden ayni seyi hatirladi.

 

Dogru. Doehring Cowart aziz­seviye bir Grand Magustu.

 

“Sıkı calistigin surece, Linley, sekizinci seviyeye ulaşabileceğinden eminim. Fakat dokuzuncu seviye magus olup olamayacagin, hatta belkide aziz seviye? Bu senin anlayış ve tecrübelerine bağlı.“ Doehring Cowart ciddi bir şekilde söyledi. “Eger sıkı calismazsan korkarim ki altinci seviyeye bile ulasamazsin, o noktada keninden baska kimseyi suclama.“

 

Iyi bir hoca denklemin yalnizca bir tarafıydı.

 

En önemli kismi ise hala insanin kendi cabasıydı.

 

“Büyük Baba Doehring, endişelenme. Seni, babamı ya da Baruch klanini hayal kirikligina uğratmayacağım.“ Suanda Linley`nin kafasi atalarin salonunda duran ruh tabletlerinin üstündeki resimlerle doluydu. O meshur isimler ve arka tarafa kazinmis olan hikâyeler.

 

Baruch klaninin eski gorkemini kazanmak icin!

 

Linley`nin göğsünde sanki ates yaniyordu!

 

“Güzel. Yarindan itibaren, seni öğretmeye başlayacağım.“ Doehring Cowart Linley`e bakti. Gözleri parlıyordu. Suanda Doehring Cowart`in vucudu yine bir Grand Magusta, kendine olan güven ve gururunu yansitiyordu.

 

….

 

Hemen ertesi günden sonra başlayarak Linley`nin hayati cok sıkı ve zorlu bir hal aldi.

 

Linley Doehring Cowart`in varlığını babasina açıklayamazdı. Hâlâ her sabah ve aksam fiziksel eğitime katılmak zorundaydı, sabahın gec saatlerinde ise babasından politika, din, dinsel ayin, savaş sanatı, coğrafya, sanat… ve diğer butun dersleri aliyordu.

 

Önceleri onun bos zamanı sayılan öğleleri, Linley simdi sehrin güneyine, Wushan dagina doğru koşuyordu. Sakin bir yerde saklaniyor ve Doehring Cowart`in öğretmenliği altinda sihrin temel prensiplerini öğreniyordu. Meditatif pozisyondayken özümseme ve büyü gücü oluşturmak için cok sıkı çalışıyordu.

 

Buna ek olarak, Linley altı saatini uyuyarak geçiriyordu. Kalan bütün zamanini ise fiziksel eğitim, entelektüel dersler, büyü eğitimi ve meditasyona harcıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse günde alti saatlik uyku yeterli değildi. Gercekte cogu insan için meditatif pozisyona girmek cok zorlayici ve yorucu bir seydi. Her gün Linley bu alti saatte derin uykulara daldi.

 

Dolu. Linley`nin hayati dopdolu geçiyordu.

 

Boylece, günler birbirini izledi, Linley`nin gelişimi cok bariz görünüyordu. Hatta gelişmekten ziyade bir dönüşüm gibiydi.

 

Eğitimde cok sıkı calistigi gibi…

 

Ilk kez elemental esansi vücuduna özümseyip büyü gücüne çevirmenin zevkini yasadi.

 

Ilk kez bilincini kaybedecek kadar meditatif pozisyona geçmenin tecrübesini yasadi.

 

Ve her ne kadar yirmi santimlik küçük bir “Toprak Civisi“ olsada ilk kez toprak büyüsü yapmanin heyecanini yasadi.

 

…..

 

Gün ve gün sıkı çalışma…

 

Linley`nin cabalari ve gelişim hızı beş bin yaşındaki aziz­seviye Grand Magus Doehring Cowart`i bile şaşırtmıştı.

 

Fiziksel eğitimi sayesinde Linley`nin bedeni git gide daha sağlam bir hal aldi. Sürekli meditasyon yapıp, toprak elementini özümsediği için Linley daha huzurlu ve sakin bir hal aldi. Linley`nin dönüşümü babası Hogg ve Hillman`ide şaşırtıp ayni zamanda sevince boğmuştu.

 

….

 

Bahar bitti ve sonbahar geldi. Göz acip kapayıncaya kadar güz olmuştu.

 

Büyücü yatkınlık testi ve kayıtları için yalnızca bir ay kalmisti.

 

Baruch malikânesindeki atalarin salonunda…

 

“Whew, temizlik tamamen bitti. Gidip biraz büyü eğitimi yapma vakti. Dun gercektende basarili bir sekilde `Toprak Sarsintisi“ yapmayi basardim. Harikaydi.“ suanda Linley`nin ruh hali asiri iyiydi. Hemen atalarin salonundan cikip, kapiyi kapadi.

 

Mavi kareli basamaklardan yürürken Linley`nin adimlari sağlam ve hizliydi fakat cok az ses cikariyordu.

 

Bu neredeyse bütün toprak­stili büyücülerin sahip olduğu bir seydi. Güçlerini direk olarak yerden aldiklari için ayak seslerini neredeyse tamamen maskeleyebiliyorlardı.

 

“Eh?“ Linley durakladı.

 

Kulakları seğirdi, kafasını dondurup uzaktaki binaya bakti. “Bir şey mi duydum?“ Hemen sessizce o yöne yürüdü. Yürürken neredeyse hic ses çıkarmıyordu. Normalde yürürken zaten cok az ses çıkarıyordu, simdiyse isteyerek kendisi maskeliyordu. Hic ses cikmasini istemiyordu.

 

Adim adim daha da yakina geldi.

 

Linley binanın kapisina ulaşınca, içeri gizlice bir bakti …

 

“O da ne?“ Linley`nin gözleri bir anda fal taşı gibi acildi.

 

20 cm uzunluğunda bir fare yerdeki tas parçalarını cigniyordu. Ve bir anda, göz acip kapayinca kadar başka bir yönde onlarca metre ilerde yeniden ortaya cikti. Mavi bir karoyu kemirmeye başladı. Kürkü cok yumuşak görünüyordu. Gözleri cok masum ve küçük pençeleri ise epey tüylüydü. Kisaca cok sirin görünüyordu.

 

Eğlencesine iki ayaginin üstünde etrafta bile zipladi.

 

“Ne kadar sevimli, küçük bir fare ve ne kadar hızlı öyle!“ kapinin arkasinda saklanirken Linley kendi kendine söyleniyordu.

 

Çoğu fare bu boyuta ulaşamazdı ve ayrica tiksindirici olurlardi, ama bu fare bilhassa sevimli görünüyordu. Gözleri cok anlamli bakıyordu, sanki neredeyse dile gelip konuşacaktı. Hepsinden önemlisi… asiri hizliydi.

 

“Ne kadar hizli… bahse girerim altinci seviye savaşçı, Hillman Amca bile yakalayamaz onu. Nasil bu kadar hızlı olabilir?“ sevimli farenin bir anda onlarca metre ilerlediğini gören Linley sasirip kalmisti.

 

Doehring Cowart Kivrilan Ejder Yuzugunden dışarı uçtu. Linley`nin yaninda durarak, saskin bir sekilde siyah fareye bakti. “Bir sihirli yaratik, Gölgefare? Ve boyutuna bakilirsa bir bebek Gölgefare.“

 

“Büyülü yaratik? Gölgefare? Baksana ne kadar büyük! Nasil bebek olabilir?“ Linley Doehring Cowart`a bakarken saskinligini gizleyemedi.

 

Vampirik Demir Boga, Griffin ,Velocidragon ve Siyah Ejder`den sonra Linley`nin gordugu ilk sihirli yaratikti. Bu şirin fare gercekende bir sihir yaratik miydi? Hemde büyülü yetenekleri olan bir sihirli yaratık?

 

…………………..………………………….……………… 1. Kitabın Sonu……………………….…….…………………..………………






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr