Cilt 8 Bölüm 55: Aziz Seviyede Bir Dövüş

avatar
7621 5

Coiling Dragon - Cilt 8 Bölüm 55: Aziz Seviyede Bir Dövüş


 

Çeviri: Gin Düzenleme: Dr. Hiluluk

 

Başkentin sakinleri, Savaş Tanrısı’nın son beş bin yıldır seçtiği ilk öğrenci olan 27. Kişisel öğrenci için kutlamalar yaparken, Kuzeybatı İdare Bölgesinin uzak bir köşesinde Linley ve Aziz seviye Usta McKenzie şarap içip sohbet ediyorlardı. Bu gece yapacakları dövüş için hazırdılar.

 

Gece, kavisli ayın parıltısı dünyayı sarmalarken, yeryüzünü puslu bir tabaka sarmalamış gibi gösteriyordu.

 

Basil eyalet başkentinin dışındaki küçük ıssız dağın tepesinde, Linley ve McKenzie omuz omuza yürüyorlardı. Bebe, Linley’in omzunda otururken, diğerleri gelmemişti.

 

Bu savaşın tek şahidi Bebe olacaktı.

 

Küçük dağ son derece ıssızdı. Üzerinde neredeyse yaşam barındırmıyordu.

 

Birkaç seyrek ağaç dışında, dağın zirvesi boş ve kuraktı.  Kasvetli esen dağ rüzgarları elbiselerini hışırdatıyordu.

 

Linley ve McKenzie birbirlerine bakarken, ikisi de diğerinin bakışında yatan gizli anlamların farkındaydı.

 

Bebe sakince Linley’in omzundan atlarken, Linley üzerindeki kıyafetleri çıkartıp boyutlar arası yüzüğüne gönderdi. Siyah pullar hızlıca vücudunu kaplarken, alnı, sırtı, dirsekleri ve dizlerinden sivri kazıklar uzamaya başladı. Demir bir kırbacı andıran kuyruğu arkasında sallanırken, gözleri aniden acımasız, siyah altınımsı formuna dönüştü. Pullarının üzerinde belli belirsiz mavimsi bir aura belirdi. Vücudundan engin bir güç yayılırken, etrafındaki toz toprak güç akımının etkisine kapılmıştı.

 

“Yüce Savaşçılar unvanlarını hak ediyor!” McKenzie’nin gözleri parlıyordu.

 

“Vızz!”

 

Linley ve McKenzie aynı anda arkalarında birer gökkuşağı bırakarak dağın üzerine doğru yükseldiler. Birbirlerinden yaklaşık yüz metre mesafede havada asılı duruyorlardı.

 

McKenzie’nin bir el hareketiyle elinde gök mavisi bir mızrak belirdi. “Bu mızrağı dövmek için gerekli cevherlere yirmi milyon altın harcamak zorunda kaldım. Dövüldükten sonra adını Gök mavisi Alev koydum.”

 

Linley’in elini kaldırmasıyla Kanlı Menekşe* Esnek Kılıç beliriverdi.

*Dn: Bloodviolet kılıcı işte :d

 

“Bu kılıcı oldukça tehlikeli bir bölge olan Sihirli Canavarlar Sıra Dağlarında elde ettim. Adı Kanlı Menekşe.”

 

Kanlı Menekşe’yi kullanma konusunda Linley dördüncü seviye olan ‘Rüzgarın Engin Gerçekleri’ seviyesindeydi. Buna rağmen Rüzgarın Engin Gerçekleri’nin sadece en temel düzeyi olan, kendisinin ‘Dalgalanan Rüzgar’ olarak adlandırdığı evresindeydi.

 

Yine de, Kanlı Menekşe’nin sıra dışı özelliklerini de hesaba katınca, Mckezie’yle baş edebileceğine inanıyordu.

 

“Aziz seviyeye ulaşmış olmak, sınırsız güce sahipmişim gibi hissettiriyor.” Kanlı Menekşe Tanrı Kılıcını ellerinde tutarken kendine son derece güveniyordu. “Eskiden Kanlı Menekşe’yi kullanarak Aziz seviye bir dövüşçüyü yaralamam imkansızdı. Bunun sebebi kılıcın yeterince keskin olmaması değil, benim Savaş Ki’min ve gücümün yetersizliğiydi.”

 

Çoğu ustanın kullandığı sıradan silahlar, keskinlik konusunda Kutsal Hazine Kanlı Menekşe Tanrı Kılıç ile nasıl karşılaştırılabilirdi ki?

 

Kanlı Menekşe o kadar keskindi ki, Savaş Ki’si ile beslenmese bile, sadece keskinliği ile çoğu 7. Seviye sihirli canavarın savunmasını delip geçebilirdi. Kaç silah böylesi korkutucu bir keskinlikle yarışabilirdi ki?

 

Aziz seviye Savaş Ki’si ile beslendiğinde keskinliği ve gücü daha da akıl almaz boyutlara ulaşıyordu.

 

“O halde, başlayalım!”

 

McKenzie’nin vücudundan sınırsız bir savaşma arzusu yayılmaya başladı. Havada süzülüp, cüppesi rüzgarlarla uçuşurken, vücudunu birden çatırdayan bir alev tabakasıyla sarmalandı. Elindeki Gök mavisi Alev mızrağı da etrafına ateşler salıyordu.

 

Sanki bütün vücudu alev almıştı.

 

Alevlere bürünmüş halde, mızrağı saldırmaya hazırdı, McKenzie savaş tanrısının vücut bulmuş hali gibiydi.

 

“Demek Savaş Ki’si böylesi bir seviyeye ulaşıyor. ” Linley’in gözleri parladı.

 

“Bom!”  Gök mavi – siyah karışımı savaş ki’si pullarını sarmalarken, Linley’in, savaş ki’si de patlayıcı bir güçle ortaya çıktı. Kanlı Menekşe elinde aktifleşti. Gök mavisi – siyah pullar, gök mavisi – siyah savaş ki’si ile tamamen kaplandığında, Linley artık Cehennem Diyarı’ndan çıkan bir iblisi andırıyordu.

 

McKenzie’nin dudakları bir sırıtışla kıvrıldı.

 

Aniden..

 

“Fışş!”

 

McKenzie havada kendine doğru hamle yaptığında Linley’in tek gördüğü bulanık bir şekildi. McKenzie’nin elindeki alevler içindeki mızrak, Linley’e doğru tarif edilemez bir güçle gelirken, çevresindeki uzayı kilitlemiş gibiydi.

 

O noktada, yeryüzünde var olan tek şey sanki o mızraktı.

 

“Çınn!”

 

Garip, şeytanımsı mor ışık, kilitli uzayı zarifçe keserken, kılıcın ucu, mızrağın ucuyla buluştu. O anda Linley ve McKenzie’nin savaş ki’leri silahlarının ucundan rakiplerine doğru patladı.

 

“Boooom!!”

 

Aziz seviyedeki iki ustanın çarpışmasından doğan güçle korkunç bir patlama sesi dört bir yana yayıldı. Yayılan savaş ki’si altlarında bulunan dağdaki kayaların bile çatlamasına neden oldu.

 

Çarpışmadan sonra hızlıca birbirlerinden ayrıldılar.

 

“Hm” Linley, McKenzie’ye şöyle bir baktı. “Savaş ki’si benimkinden biraz daha güçlü.” Ejderkanı Savaşçılarını doğal yetenekleri oldukça inanılmazdı. Erken aşama Aziz seviye Ejderkanı savaşçıları bile herhangi bir orta aşama aziz seviye savaşçısından birazcık daha az savaş ki’sine sahipti.

 

Dört Yüce Savaşçı türü arasında, Ölümsüz savaşçılar savunması en iyi olanlardı. Kaplan Çizgili Savaşçılar en hızlılarıydı. Mor Alev savaşçılarının iyileşme yetenekleri en ileriyken, en büyük saldırı gücü Ejderkanı savaşçılarınındı.

 

Ejderkanı savaşçıları şakaya gelmezdi.

 

“Harika! Bir saldırımı daha karşıla bakalım!” Linley’e doğru son hız saldırırken, üç surete bölündüğünde kahkahalar atıyordu.

 

“Hız üzerinden mi çarpışmak istiyorsun?”

 

Linley sırıttı.

 

Linley’in vücudu bulanıklaştı, ardından McKenzie’ye doğru saldırıya geçtiğinde, onun vücudu da üç surete bölündü.

 

“Haaarg!”

 

Suret sayısı üçten dokuza çıkarken, önceleri oldukça kibar biri olan Mckenzie, şu an vahşi ve pervasız görünüyordu. Ayrıca bir şekilde, bu dokuz suretin hepsi elindeki mızrağı farklı bir tarzda tutuyordu.

 

“Bam!”

 

Dokuz suret, mızraklarını farklı şekillerde çevirdikten sonra Linley'ye doğru sapladı.

 

Başlangıçta Linley,  yalnızca dokuz mızrak görmüştü ancak mızraklar gizemli bir şekilde dolandığında, bütün dünya sayısız mızrak gölgesi ile dolmuş gibiydi.

 

Sınırsız sayıda mızrak gölgesi, Linley'e kaçacak yer bırakmamıştı.

 

“Ha ha…” Linley kahkahayla karşılık verirken, bir kasırga gibi dönerek harekete geçti. Göz açıp kapayıncaya kadar Linley’in tüm vücudu bir hortum gibi dönmeye başladı. Hortumun içinde şeytanımsı mor ışıklar çakıyordu.

 

Sayısız mızrak gölgesinin hepsi, sayısız mor ışık tarafından engellendi.

 

McKenzie şaşkındı.

 

“Kasırga Tekniği – Parçala!”

 

Linley yüksek sesle haykırarak Mckenzie'ye dev bir savaş çekiciymişçesine saldırdı. Aniden elindeki Kanlı Menekşe kılıcı on bin farklı kılıç darbesine dönüştü.

 

Kılıç darbeleri zarif ve hafif görünse de, mızrakla buluştukları anda McKenzie her birini, üzerine düşen bir yıldırım gibi hissetti.

 

Aslında hafif bir şeyi ağırmış gibi kullanmak!

 

“Bam!” “Bam!” “Bam!” “Bam!”

 

McKenzie karşısındaki kasırgayı karşılamaya çalışırken, sanki gökler rakibine yardım ediyormuş gibi hissediyordu. Garip olan, Linley’in elindeki kılıç sanki isteğine göre kaybolup tekrar belirebiliyordu.

 

Bu sürekli saldırı karşısında McKenzie uçmayı bırakıp yere inmek zorunda kaldı.

 

“Bam!”

 

McKenzie sert bir şekilde yere indi. İndiği yer çatırdayıp toz bulutları her yeri kapladı. Vücudunu kaplayan alevler güçlenip ısınırken, gözlerindeki savaş arzusu daha da vahşileşmişti.

 

Ardından Linley de sert bir iniş yaptı. Gök mavi–siyah savaş ki’si ile kaplı halde Linley’in aurası McKenzie’nin tam zıttıydı.

 

Birisi gaddar ve hükmeden, diğeri karanlık ve gizemli..

 

McKenzie göğsüne bakmak için başını eğdi.. Giysilerinin altından sızan kan, alevlerle buharlaşıp gitse de, lekeli kıyafeti yaralanmış olduğunu ele veriyordu.

 

“Linley hareketlerini anlayabiliyorum. Ancak anlamadığım tek şey senin şu Kanlı Menekşe Tanrı Kılıcı nasıl rüzgarla bu kadar iyi kaynaşabiliyor?” McKenzie oldukça deneyimli bir Aziz seviye dövüşçüydü.

 

Kılıcın kullandığı ‘Etki’ seviyesi, Göklerin ve Yerin ‘etki’sine benziyordu.

 

Linley'in saldırısını desteklemek için kullandığı doğal güç miktarı gerçekten korkutucuydu.

 

“Tabii ki Göklerin ve Yerin bana verdiği güç miktarının bir sınırı var.. Savunmakta zorlanmanın sebebine gelince..” Linley gülümseyerek Kanlı Menekşe’yi havaya kaldırdığında kılıç aniden garip, tarif edilemez şekillerde kıvrılmaya başladı.

 

Bir kılıcın yeterince sert ve keskin olmasını isterseniz, bunun ön koşullarından biri kılıcın çok esnek olmamasıdır.

 

"Bu...bu esnek bir kılıç mı?" McKenzie çok şaşırmıştı.

 

Az önce, Linley onunla vuruşurken, Kanlı Menekşe’yi kullanarak kavisli darbelerle saldırmıştı. Ancak Linley’in etki kullanması sebebiyle McKenzie’nin gördüğü, kılıcın aniden kaybolup, bir başka yerde ortaya çıkmasıydı.

 

Bu etki’nin kullanılış yollarından biriydi.

 

“Doğru. Bu bir esnek kılıç.” dedi Linley.

 

“Nasıl olur da bir esnek kılıç benim Gök Mavi Alev Mızrağımla kafa kafaya dövüşebilir!?” McKenzie şok olmuştu.

 

Bir esnek kılıcın düzleşip sertleşebilmesinin sebebi savaş ki’si idi. Ancak nasıl olur da sertleşebilmek için savaş ki’sine ihtiyaç duyan bir silah, zaten sert olan bir silaha karşı durabilirdi?

 

McKenzie’nin Gök Mavisi Alev Mızrağı’ da oldukça değerli ve güçlü bir silahtı.

 

“Bu bir Kutsal Hazine.” Linley saklama ihtiyacı hissetmemişti.

 

“Bir Kutsal Hazine!” McKenzie heyecanla karşılık verdi, ardından gülerek: “Harika, Linley şimdi en güçlü saldırımı kullanacağım. Dikkatli ol.”

 

“Benim de henüz kullanmadığım özel bir saldırım var.” Linley kendine güveniyordu.

 

Şu an iki adam da yerde, birbirlerine bakıyorlardı.

 

“Haaaargh!”

 

McKenzie aniden harekete geçti. Mızrağını kaldırıp gökyüzüne doğrulttu. Birdenbire McKenzie odak noktası olacak şekilde, her yöne genişleyen sonsuz bir alev dalgası ortaya çıktı.

 

Yüzlerce metre içerisindeki her şey bir alev alemine dönüşmüştü.

 

Linley de bu alemin içinde hapsolmuştu. Siyah-altın gözleri duygusuzca etrafı süzdü. Alev aleminin içindeki her yerde elinde mızrağı ile McKenzie’nin sureti belirdi.

 

Ezici!

 

Alev Alemi Linley'i baskılıyor gibiydi. Sanki etki gücünü kullanamıyordu.

 

“Gümbür!” Belli belirsiz mızraklar birbiri ardına Linley’e doğru fırladı. Daha sonra birleşerek alevlerin arasında kıvrılıp kükreyen, neredeyse gerçek görünen bir Ateş Ejderhasına dönüştüler.

 

Aynı anda..

 

Birdenbire Linley’in arkasında beliren McKenzie, elindeki mızrağı ileri doğru sapladı..

 

Önden ve arkadan gelen saldırılar karşısında kaçacak yeri yoktu!

 

“Dalgalanan Rüzgar!”

 

Linley harekete geçti. Kanlı Menekşe aniden sayısız yılana dönüşerek üzerine yağan sayısız mızrak gölgesine karşı saldırdı. Kılıcın mızrağa değdiği her an gök gürültüsünü andıran sesler çıkıyordu. Şaşırtıcı derecede güçlü Ateş Ejderhası yılanlar tarafından sarmalanmış gibi görünüyordu. Yılanlar onu sıkarken sonunda vahşi bir biçimde patladı..

 

“Vızz!” McKenzie mızrağını arkadan Linley’e doğru sapladı.

 

Ancak Kanlı Menekşe Kılıcı çevik bir biçimde kıvrılarak mızrağı engelledi. Kılıç mızrağı savururken, Linley de gerilerip McKenzie’den uzaklaştı.

 

“Bam!” “Bam!” “Bam!” “Bam!”

 

McKenzie şaşkınlıkla Linley’in etrafındaki alanda sayısız miktarda fırtına rüzgarının oluştuğunu fark etti. Bu arada Linley’in elindeki Kanlı Menekşe her yöne çakan mor bir yıldırıma dönüşmüştü. Kısa süre sonra Alev Alemi dağılmaya başlamıştı.

 

Linley çoktan McKenzie’nin gerçek yerini tespit etmişti.

 

“Vızz!” “Vızz!” “Vızz!” Kanlı Menekşe rastgele kaybolup yeniden ortaya çıkıyordu. McKenzie’nin tek gördüğü sayısız kılıcın ona doğru hamle yaptığıydı.

 

Basit tanımlıyla hızlıydı. O kadar hızlı ki McKenzie hepsini bloklayamadı. Tek seçeneği savunmasını geçen saldırıları savaş ki’si ile karşılamaktı.

 

Sayısız kılıç darbesi koruyucu ki katmanına saplanmaya başladı. Her darbe inanılmaz bir güçle geliyordu. Sonunda ani bir patlamayla ki katmanı paramparça oldu. Patlamadan açığa çıkan güç yerin sallanıp, on korkunç derin kanyonun oluşmasına neden oldu. Toz toprak her yeri sardı.

 

Uzun bir zaman sonunda etraf tekrar sakinledi.

 

McKenzie’nin kıyafetleri onarılamayacak kadar harap görünüyordu.

 

McKenzie Linley’e bakarak başıyla onayladığında gülüyordu: “Kaybettim.”

 

Ancak Linley şüpheyle McKenzie’ye bakıyordu:”McKenzie neden Alev Alemindeki mızrak gölgelerin o kadar güçsüz ve saydamdı? Eğer bütün o ataklar gerçek olsaydı çoktan kaybetmiştim.”

 

Linley yüksek seviyede bir anlama kapasitesine sahipti. O mızrak gölgelerinin gerçek saldırılara dönüşebileceğinin farkındaydı. Başka bir deyişle o mızrak gölgelerinin hepsi aynı zamanda gerçek birer mızrak olabilirdi. Öyle olsalardı, onları savuşturması oldukça zor olurdu. Ama az önce saldırıların hepsini kolaylıkla savuşturabilmişti.

 

“Haha! Hepsi gerçek olsaydı o zaman en üst aşamada bir aziz seviye usta olurdum. Şu anki Alev Alemimin ulaşabildiği en üst seviye bu.”

 

“Nasıl oluyor da Dalgalanan Rüzgar tekniğin bu kadar hızlı olabiliyor? Başlangıçta kullandığından çok daha korkunçtu.” McKenzie şaşkınlıkla sordu.

 

Linley açıkladı; “İlk dövüşmeye başladığımızda yalnızca rüzgarın etki gücünü kullanmıştım. Dalgalanan Rüzgar tekniğine gelince, “Rüzgarın Engin Gerçekleri’nde edindiğim iç görüleri içeriyordu. Kılıç, rüzgarla birleşebilir; rüzgarın olduğu her yerde kılıç ortaya çıkabilir.”

 

Dalgalanan Rüzgar gerçekten hızlıydı. Korkutucu derecede hızlı!

 

Linley bu korkunç tekniği Kanlı Menekşe’nin özellikleri sayesinde geliştirebilmişti. Bu tekniği Kanlı Menekşe ile kullanarak göz kırpıncaya kadar on milyon kılıç darbesi oluşturmak Linley için hiç de zor değildi... 

 

              #################

Çevirmen Notu: Merhabalar. Ben Gin. Bundan sonra CD çevirilerini ben yapacağım. Bazı kelimeler şu ana kadar alıştıklarınızdan farklı çevrilmiş olabilir. Umarım çok yadırgamazsınız ve hoşunuza gider. İyi okumalar..

Düzenleyici Notu: Merhabalar. Ben de Hiluluk. Beni tanıyorsunuz, düzenleyiciyim. Bu kadar :D İyi okumalar…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr