Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 40


 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

“Tabii ki, sadece dönüşerek hiçbir şey çözemiyorum …”

 

Handaki odamda, Yuutarou’nun düellodaki rakibi Montavo’ya dönüşmüş haldeydim.

 

Bu adama dönüşerek onun gücünü anlamaya çalışıyordum.

 

Montavo şu anki planımda önemli bir piyondu.

 

Onun yeteneklerini tam olarak görmem lazımdı.

 

….Ancak, ayna yeteneğim hedefle alakalı her şeyi bilmeme izin verecek kadar güçlü değildi.

 

Dönüştüğümde dönüştüğüm bedenin sahibinin ne türden bir insan olduğunu az çok anlayabiliyordum ve bedenlerine kazınmış hareketleri taklit edebiliyordum ….ancak düşünceleri ve hatıraları kopyalayamıyordum.

 

Gerçek kişinin gücünün detaylarını bir kere öğrendikten sonra yeteneklerini ve büyülerini bile kopyalayabiliyorum.

 

“Emin olduğumuz bir şey varsa bu da onun şövalye olduğu, sanırım”

 

Montavo belinde bir kılıç taşıyordu ve şövalyelere özel nasırları vardı.

 

Ancak, bir şövalye olarak ona ait hiç bir özel yan yoktu.

 

Muhtemelen onun hiçbir dişe dokunur yeteneği yoktu.

 

… eğer öyleyse, o zaman bu embesil neden Yuutarou ile dövüşmeyi kabul etmişti?

 

“Sorun ne Motoki, sürekli hmm.. hmm… lıyorsun. Karnın mı ağrıyor? Karnın kara mı?”

 

//ÇN:Black Belly yada Black Bellied bir novel klişesi, gizli yetenekleri yada başkalarına göstermediği yönleri olan karakterler için kullanılıyor.

 

Bugün Liu neşeyle bana isimler takıyordu.

 

“… Siyah karınlı olduğumu reddedemem, ancak — söylesene Liu, bu Montavo denen kişi nasıl birisi sence? Sadece izlenimlerini söylemen yeterli.”

 

“Hmm, ana karakterin manganın ilk cildinde patakladığı anlaşılması kolay bir kötü adam, sanırım. Sonuna kadar böbürlenip savaşı kaybedecek ve manganın üçüncü cildinde dalga geçmek için tekrar gözükecek.”

 

“Evet, bana da başından beri şaka karakter izlenimi yaratıyor.”

 

“Şey, sanırım bir şaka karakter olarak ona kaybedemem. Son zamanlarda rolümü oynadığım için mutluyum. Bu nedenle lütfen bundan sonra Liu-chan’în, Motoki’nin hikayesine verdiği canlandırıcı etkiyi de gözlemleyin s’il vous plaît”

 

“Wow, ekstra bir sahnede yer almak için oldukça heveslisin, öyle değil mi?”

 

“Kaynar suyla dolu bir küvete atlayabilecek kadar kararlıyım.”

 

“Um, senden bu kadar ileri gitmeni istemiyorum …”

 

Konuşma böyle gelişmiş olsa da aslında Montavo hakkında konuşuyorduk.

 

İlerde bir şaka karaktere dönüşecek olsa da, Yuutarou’nun “Rakib”i olarak seçildiğine göre öne çıkan bir kabiliyetinin olması lazımdı.

 

Yuutarou’ya karşı direnmesini sağlayacak bir çeşit eşsiz yeteneğe sahip olmalıydı.

 

Yuutarou büyü tipi bir hilekardı.

 

Öyleyle Yuutarou’ya karşı gelebilmek için ….

 

“.... büyü-karşıtı güç, işte bu”

 

Montavo muhtemelen bir tür büyü direncine sahipti.

 

“Oooh, bir şey düşünmüş gibisin... Hm hm, iyi iş. O zaman sana bir ödül vereceğim. Gel şimdi, yasal karının göğsüne doğru uç!”

 

Liu tuniğinin ön kısmını katlayıp açarak, titreşen ikiz tepelerini ortaya çıkardı.

 

Belki de yaklaşan krizinden ötürü, son zamanlarda bana karşı oldukça iddialı davranıyordu.

 

Dışarıya doğru bakanlar oldukça cazip görünüyordu, ancak....

 

“Evet, birazcık Ruby’nin göğüslerine uçmaya gidiyorum.”

 

“YİNE İKİNCİNE Mİ GİDİYORSUNNNNN…!! Mesele memeler mi!? Memeler öyle değil mi!? Büyük göğüsler seni yakalamakta daha iyi olabilirler ancak göğüsler hava yastığı değildir biliyorsun …!”

 

Ben handan kaçarken, Liu sinirle yere vuruyordu.

 

*****

“Hoşge … oh, Motoki!”

 

Grimoire dükkanının kapısını açtığımda, dükkana bakan Ruby beni mutlulukla karşıladı.

 

“Yeni romanımı yeni bitirdim … Motoki, seks yapmadan önce biraz okuyamaz mısın”

 

“Şey, buraya seks yapmak için gelmedim … ah, yeni bir novel, ne hakkında?”

 

“Erkek arkadaşının başka kadınlarla yattığını öğrenen bir kadın hakkında ve ana karakter onu doğduğu güne pişman ediyor …”

 

“Anlıyorum … ilginç gözüküyor …. Ruby’nin neden böyle bir roman yazdığına dair hiç bir fikrim yok …. neyse Ruby, senden küçük bir şey isteyebilir miyim?”

 

“Yine mi dükkanda seks…? Geceye kadar bekleyemez misin Motoki …?”

 

“Hayır, seks istemiyorum … Ruby, bana hafif bir büyüyle vurmayı deneyebilir misin?”

 

Ayna yeteneğimi kullanıp, Montavo’ya dönüştüm.

 

Eğer Montavo büyü saldırısı atlatırsa, büyü direncini nasıl sağladığını bulabilirdim.

 

“Tamam … Motoki’ye büyüyle saldırabilirim, doğru. Bekle bir saniye.”

 

Ruby cevap verdi ve yere bir büyü dairesi çizmeye başladı.

 

Büyü dairesine dokundu ve bir büyü okumaya başladı.

 

“Oi, bekle, Ruby, bu kadar ciddi bir şey istemiyorum, sadece hafif bir büyü, hafif bir büyü …”

 

Ancak görünüşe göre sözlerim Ruby’nin kulaklarına ulaşmıyordu.

 

Büyünün arasında bir şeyler mırıldanıyor gibiydi.

 

“… Motoki son zamanlarda beni görmeye gelmiyor, romanlarımı bile okumuyorsun … Miria’yla yattığını biliyorum …! Yanarak can ver Motoki …!”

 

“…………!!”

 

Ruby’nin üstümde kullandığı büyü [Astral Cehennem Alevi], bana karşı güttüğü kinin büyüklüğünü gösteriyordu.

 

Kan kırmızısı alevler Montavo’nun bedenini sardı.

 

Başlarken, biraz yanar gibi oldum.

 

Ancak ….

 

“Eh …!?” Ruby’nin gözleri şaşkınlıkla açıldı.

 

Alevler bedenime değdikleri anda yok oldular.

 

“Bu çok havalı, Montavo. Yani büyüyü tamamen etkisiz hale getirebiliyordu.”

 

Demek bu sebepten, büyü tipi hilekâr Yuutarou’ya karşı bu düelloyu kabul etmişti.

 

O Yuutarou’nun karşılaşabileceği en kötü düşmandı.

 

Tanrıçanın yazdığı hikâye muhtemelen şöyle gidiyordu:

 

Yuutarou Kirisha’nın özgürlüğü için Montavo’yu bir düelloya davet eder.

 

Yuutarou, Montavo’yu yenmek için büyü kullanmaya çalışır, ancak ….

 

Büyülerin Montavo üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

 

Büyü saldırılarının işe yaramaması yüzünden, Yuutarou onunla alışık olmadığı şekilde kılıç kılıca çarpışmak zorunda kalır.

 

Yuutarou zor bir dövüş geçirir ve yavaşça köşeye kadar çekilir.

 

Ancak tam yenileceği anda Yuutarou uyanır.

 

Kirisha’nın umutları, bir yoldaşın duyguları ve kalabalığın tezahüratları tüm bunlar Yuutarou’nun gerçek gücünü uyandırmasına yardım eder.

 

Ardından Yuutarou savaşı kazanır.

 

Soylu kızı Kirisha’yı alıp para kazanmış olarak, Yuutarou sonunda Coura dışına seyahate çıkar.

 

“Klişe yaklaşık olarak böyle gelişecek olmalı …”

 

Bu arada, önemsiz bir şeyi belirtmek isterim, Yuutarou’nun Hikayesindeki Montavo gibi zorlu düşmanlara ‘Bekçi’ denir.

 

Bekçiyi yendikten sonra, ana karakterler daha geniş bir dünyaya olan yolculuklarına başlarlar.

 

Bu da demek oluyor ki, eğer Yuutarou Montavo’yu alt ederse Yuutarou çok ama çok uzak bir yerlere gidecekti.

 

Böylece onu sarmakta olan pençelerimden kaçabilirdi ve artık onu öldüremezdim.

 

“Buna izin vermeyeceğim,” yüzümde kocaman bir kötü adam gülüşü oluştu.

 

//ÇN:Ben ratel gençler bugün 6 bölüm yeter sanırım zaten okuyan 20 kişi var sitede xd

 

//ÇN:Bekçi olayıyla Krishna’nın nedensizce çok çok uzaklara gitme hayali birbirine çok uyuşuyor. Sizce de çok yazılmış gibi değil mi?

 

//ÇN:Hayın tanrıça…

 

&&Motoki şimdi ne yapacak?Ne gibi planlar yaptı?Ruby Motokiye neler yapmayı düşünüyor?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44357 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr