Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 28


 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

“Bu ıssız kiliseyi insanlarla doldurmak için … hm, ilk olarak şu ana kadar öğretileri yaydığın yolu gözden geçirelim. Buranın bomboş olma nedeni yapmakta olduğun şeyin yanlış olması, Miria onee-san”

 

Miria ile birlikte bir strateji toplantısı yapıyorduk.

 

Quira’nın takipçilerini nasıl attırırız ve bu kiliseye nasıl insan çekebiliriz.

 

//ÇN:Quira bir duck face atsın instagrama bak bakalım neler oluyor.

 

//DN:Ben söyleyeyim ne olacağını orayı yıkarlar Ne anlamda acaba ;)

 

İkimiz bunun üzerine düşünüyorduk.

 

“Ore ore, çok sertsin öyle değil mi küçük kuzu … peki ne yapmam lazım?”

 

Miria beni dikkatlice dinliyordu.

 

“O zaman, ben kiliseye yeni gelen bir ziyaretçi gibi davranacağım ve sen de bana normal bir şekilde beni cezbetmeye çalışacaksın.”

 

“Evet, anladım!”

 

Bir anlığına kiliseden dışarı çıktım ve tekrar içeri girdim.

 

Kiliseye ilk defa gelen bir ziyaretçiyi kafamda modelleyerek, huzursuz bir şekilde etrafıma baktım.

 

Miria bana doğru gülümseyerek geldi.

 

“Ore ore, iyi günler kayıp küçük kuzu.Bugün buraya seni ne getirdi? Hayır, cevap vermene gerek yok. Tamamen anlıyorum. Sorunların var ve Tanrıça Quira’nın seni rahatlatabileceğini umuyorsun, evet öyle olmalı! Gel şimdi, beni takip et. Tanrıça Quira’nın değerli öğretilerini iyice anladığından emin olacağım.”

 

Miria sürekli ama sürekli konuşarak beni ders verilen odaya sürüklemeye başladı.

 

“Dur …! Onee-san DUR! Bu kesinlikle hiç iyi değil!!”

 

Yapmaya çalıştığı şeyi durdurdum.

 

“Huh … Nerede başarısız oldum? Öğretileri yaymak için elinden gelen her şeyi yaptığımı düşünüyorum …”

 

“Öğretileri yaymak tabii ki amaçlardan biri ama deminki …”

 

Derin bir nefes aldım.

 

“… Onee-san, şimdi bir saniyeliğine konuşalım. Bu çok korkunçtu.”

 

“Ore ore … ama anlatmak istediğim çok fazla şey var. Kayıp kuzunun kulaklarına Leydi Quira’nın öğretilerinin daha fazla ulaşmasını istiyorum …”

 

“Eğer dinlemezsen bu anlamsız öyle değil mi? Onee-san, insanların söylediklerini daha fazla dinle. Şimdi tekrar konuşmaya çalış ancak sadece seninle konuşulduğumda cevap vereceksin. Kendi başına konuşman yasak!”

 

“Tamam … bunu yapmalıyım. Sör Silva’nın beni dün gece o konuda azarladığı bir gerçek. Ancak … insanların benle konuşmasını nasıl sağlayacağım … küçüklüğümden beri insanlar bana karşı hep mesafeli davrandılar.”

 

“Belki de kötü olan şey ağırbaşlılığındır. Seni daha yaklaşılabilir yapalım. Bunun gibi aptal bir gülümseme yapabilir misin onee-san? Böyle! gül”

 

“Aptal bir gülümseme mi …? Böyle mi? … g, gül…”

 

Miria’nın gülümsemesi katıydı.

 

Ağırbaşlı yetiştirilme şekli ona engel oluyordu.

 

“Hayır, öyle değil! Daha boş vermiş gülmelisin, böyle! gül”

 

“G, gül …!”

 

“Hiç işe yaramıyor. Bi kere daha dene!”

 

“Uu … bugün çok acımasızsın, küçük kuzu …”

 

Miria ağlamak üzereymiş gibi görünse bile, gülümseme egzersizine devam etti.

 

Çalışkan olmasının yanı sıra, bitmez tükenmez bir azmi vardı.

 

….Üç gün sonra

 

“Bu nasıl, küçük kuzu, gülümsemem!”

 

Miria’ın yüzü insanın içini açan bir gülümsemeyle ışıldıyordu.

 

“Evet, bence gerçekten iyi!”

 

Alışıldık şefkatli gülüşü aslında kötü değildi, ancak nasıl anlatabilirim, içinde dinsel bir duygu vardı ve bu insanların ona yaklaşmasını zorlaştırıyordu.

 

İnsanların onunla konuşmak isteyeceği sıcak bir gülümsemeye ihtiyacı vardı.

 

“Söylesene küçük kuzu, böyle gülümsediğim zaman insanlar benimle gerçekten konuşmak isteyecek mi? Leydi Quira’nın öğretilerini daha kolay yayabilecek miyim?”

 

“H—m …”

 

Miria’nın tüm bedenine tekrar göz attım.

 

Hala yaklaşılması zor biriydi.

 

Fazla basit ve ahlaklı giyiniyordu.

 

Muhtemelen rahibe kıyafetinin gitmesi gerekiyordu.

 

Bu çok kaliteli bir kumaştan yapılmış kutsal rahibe kıyafetiydi.

 

Tek parça halindeydi, Miria’nın tüm cildini kaplıyor ve tek bir boşluk bırakmıyordu.

 

Üzerindeki süslemeler bile sadeydi.

 

“Biliyorum! Onee-san, hiç makasın var mı?”

 

//ÇN: :D:D:D:D:D:D:D:D:D:D:D::D:D:D:D:D

 

“Hm? Evet, var ama …”

 

Miria bana makası getirdi.

 

“Öyleyse hadi keselim. Bu tehlikeli olabilir, hareket etme.”

 

“Eh…!? Bekle, küçük kuzu!? Ne yapıyorsun!?”

 

Şaşkına dönmüş Miria’yı görmezden gelerek, makası Miria’nın elbisesinin etek kısmına vurdum.

 

Ayak bileklerinden kalçasına kadar ulaşan bir kesik attım, elbisesine derin bir yırtmak eklemiştim.

 

“Kutsal elbiseme n, ne yapıyorsun …! Küçük kuzu gerçekten kötü bir çocuk … Hemen tövbe et! Sana bir vaaz vereceğim!”

 

Beni azarlarken Miria utangaç bir şekilde eteğini tutuyordu.

 

Yüzü kıpkırmızı olmuştu.

 

Gururla gülümsedim.

 

“Şimdi bu yırtmaçla beraber, onee-san utangaç ve kıpır kıpır olacak. Tatlı ve konuşması kolay bir insan olacaksın. Aynı zamanda, böyle utangaç hissederken nasıl kendi kendine konuşacaksın, değil mi, onee-san? Bir taşla iki taş vuracağız.”

 

“A, ama … geleneklere saygısızlık …”

 

“Dün gece seni ziyaret eden yüce azizimiz sana daha esnek olmanı ve değişmeni söylemedi mi? O zaman rahibe elbisenin tasarımını biraz değiştirmek sıkıntı olmayacaktır, değil mi?”

 

“B, bu doğru … ama, bu …”

 

Aklıma bir fikir geldi ve konuştum, “Onee-san, külotunu da çıkart!”

 

“K, külotum mu …? N, neden külotumu çıkarmak zorundayım ki!”

 

“Eğer çıkartırsan, daha utanış ve kıpır kıpır olacaksın, öyle değil mi? Bu da konuşulması daha kolay biri olman demek. Ve kendi kendine konuşman daha zor olacak Yep, bu öğretileri yaymak için iyi bir şey”

 

“A, ama öğretileri yaymak için bile olsa, dışarıda iç çamaşırlarım olmadan dolaşamam…! Bunu yapamam! O kadar utanmaz bir kız değilim!”

 

“Oh? Demek senin öğretilere karşı duyduğun aşkın da bir limiti varmış. Ne hayal kırıklığı ama...” soğuk bir ses tonuyla konuştum.

 

“B, bu doğru değil … ama yine de, iç çamaşırlarımı çıkarmak …”

 

“Hayır, bu çok fazla değil. Eğer utandığın için külotunu çıkartamıyorsan bunun tek nedeni Leydi Quira’ya duyduğun sevginin buna yetmiyor olmasıdır. Eğer Leydi Quira’yı gerçekten seviyorsan külotunu çıkartırsın!!”

 

Benim tarafımdan baskıya uğrayan Miria’nın gözleri kocaman açılmıştı.

 

“Evet … haklısın. Utanmamı tanrıça sevgimin önüne koymak benim hatam. Söylediklerin doğru, küçük kuzu. Söylediklerin doğruydu, küçük kuzu, çıkartacağım!”

 

“Ah, o zaman bu konuda sana yardımcı olayım”

 

İki elimi de Miria’nın eteğindeki yırtmaçtan içeri soktum.

 

“Eh … be, bekle küçük kuzu … hayııır! … d, dokunduğun yer…!”

 

Kafa karışıklığını kullanarak çaktırmadan Miria’nın özel bölgesine elledim, ardından külotunu iç taraftan kavradım.

 

Yavaşça ve zevkini çıkartarak külotunu aşağıya çektim.

 

Saklı kalmış bölgeleri artık açıktaydı.

 

Ooh, Miria … bu yaşta bile pürüzsüzsün.

 

“Uu … bu utanç verici, ama bu öğretiler için … bu Leydi Quira için”

 

//DN:Resmen kızın saf ve temiz duygularıyla oynuyor yazık kıza bunun ellerine düştü:)

 

Miria gözlerini sımsıkı kapattı ve külotunun çıkartılmasının utancını bastırmaya çalıştı.

 

Artık öğretilerle ilgili hiçbir şey yapmadığımızın farkında değildi.

 

//ÇN:Dinin içini boşalttın pezevenk herif...

 

Külotu sonunda Miria’nın bacaklarına indiğinde, gerçekten kıpır kıpır bir vaziyet almıştı, eteğindeki yırtmaçtan özel bölgelerinin görülebileceğinden endişeleniyordu.

 

Onu ilk gördüğüm zamanki aura tamamen ortadan kaybolmuştu.

 

“Söylesene, küçük kuzu … ben … değiştim mi …?”

 

“Evet! Onee-san gerçekten harika!!”

 

“Ore, öyle mi? Çok teşekkür ederim küçük kuzu. Bu tamamen senin sayende!”

 

Ah, aptal kızlardan faydalanmak dünyadaki en güzel şey.

 

//ÇN:Bu bölüm sayesinde çıkarmış kadar olduk. Ben tatmin oldum :D

 

//DN:Burdan alınacak ders ne kızlar erkekler saf ve temiz duygularınızla oynayabilir dikkatli olmakta fayda var;)

 

&&Motoki pis davranışlara devam edecek mi?Rahibe bu işi bu kadar kolay nasıl kabul etti?Rahibe tanrıça ayağına yatıp aslında bu işten zevk mi alıyor?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44365 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr