Bölüm 6: İşte bir Dünyalıyı Böyle Öldürürsün

avatar
1227 1

Chikyuu Tenseisha no Koroshikata - Bölüm 6: İşte bir Dünyalıyı Böyle Öldürürsün


Bölüm 6: İşte bir Dünyalıyı Böyle Öldürürsün

 

 

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

 

“Şimdi İlk Strateji Toplantımız başlasın!”

 

“Whee―! Ben de bunu bekliyordum! Strateji toplantıları en iyisi!!”

 

“Liu, biraz fazla hevesli değil misin?”

 

“Kendimi hevesli olmaya zorlamazsam kalbim ezilip kalacak! ….Ah, garson! Biramı tekrar doldurur musunuz lütfen! İçkisiz buna dayanamayacağım, lanet olsun!! 

 

Yüksek Elf kızı Ka’Liu umutsuzca birasından bir yudum aldı.

 

Luna’nın şatosundan ayrılalı bir hafta olmuştu.

 

Liu ve ben İnsan kasabası Coura’ya varmıştık.

 

Bu adada ortaya çıkan dünyalı yeniden-doğanların çoğu Coura’ya yerleşiyordu.

 

Bizim hedefimiz olan yeniden-doğan-kun da kesinlikle bu şehirde bir yerlerde yaşıyordu.

 

Şu andan bir seferdeydi ama kesinlikle geri dönecekti..

 

İnsanlar kendilerine yerleşecek bir yer buldular mı orayı kolay kolay terk etmezler...

 

Ve biz de hedefimizle tekrar karşılaşmayı beklerken, strateji toplantısı adı altında bir içme partisi vermekteyiz.

 

“Bu kasabaya geri döndükleri zaman, sonunda suikast planına başlayacağız, değil mi? O zaman bu kaderimizin burada sonlandığı anlamına geliyor, değil mi? Uu … her türlü öleceğimi bilseydim Kraliçe Luna’nın sakladığı içkileri çalıp içerdim …”

 

Hedefimizin gerçek gücünü kendi gözleriyle gören Luna tamamen hayal kırıklığa uğramıştı ve depresyona girmişti.

 

Ona karşı kazanamayız, diye düşünüyordu.

 

Liu göğsünü koluma doğru bastırırken titriyor ve ürperiyordu.

 

Arada elbiseler olmasına rağmen göğüs uçlarını tenimin üzerinde hissedebiliyordum.

 

Çok iyi hissediyordum, ama şimdi çok heyecanlanmamam gerekiyordu, sakince konuşmaya devam ettim.

 

“Hey Liu, sakinleşip biraz düşünmeni rica ediyorum, sence yeniden-doğanların güçlü olmalarının nedeni nedir?”

 

“Hmm …? Çünkü onları destekleyen bir tanrıça var di mi? Bunu sen söylememiş miydin?”

 

“Yep, bu doğru.”

 

Dünyada genç ölmüş olan bazı insanlar tanrıçalar tarafından avlanıyor.

 

Sen, başka bir dünyada yeniden-doğmak ister misin? Şimdi kabul edersen sana tamamen hile sayılabilecek bir yetenek vereceğim!, yada böyle bir şey.

 

Bunun gerçekleştiğine dair hiç hatıram yok, fakat diğer yeniden-doğanlar tekrar doğmadan önce tanrıçayla yüz yüze konuştuklarını söylüyorlardı.

 

“Peki, Liu sence tanrıça neden tüm bu zahmete giriyor? Sence ne sebepten dolayı bizim gibi gençlere farklı farklı güçler verip bu dünyaya gönderiyor?”

 

“Mmm … evet, sanırım bu dünyadaki tüm Orkları ve Goblinleri öldürmenizi istiyor.”

 

“Belki de, ama o zaman bizim gibi gençleri farklı bir dünyaya göndermelerinin bir mantığı yok ki. Yarı-insanları temizlemek istiyorsa ölmüş askerleri yada komutanları göndermesi daha doğru olmaz mıydı?”

 

“Tanrım! Lafı dolaştırmayı bırak….! Kafandakini söyle s’il vous plaît!”

 

“Tamam, tamam, … düşüncem şu: tanrıça bizi izlemekten zevk alıyor.”

 

Hayat deneyimi kısıtlı olan gençlere büyük güçler verip onları başka bir dünyaya gönder.

 

Sonra onları gözlemle.

 

Peki aniden verilen bu güçle ne yapacaklar? Kafaları buna alışacak ve en güçlü olmaya mı çalışacaklar? Yoksa harem mi kuracaklar ー Ah, bu eğlenceli

 

“Diğer bir deyişle biz yeniden-doğanlar tanrıların eğlencesi için varız. Bu benim varsayımım, ama yanıldığımı zannetmiyorum.”

 

“Güvenli bir yerde eğlenip insanların çırpınışlarını izlemek çok harika, çok havalı, tanrıça tamamen kafayı sıyırmış olmalı.”

 

Liu tiksintisini dışarı vurdu.

 

“Bu kadar eğlenceli olan ne. Yeniden-doğanlara tanrıçayı eğlendirmeleri için fazladan güçler verilmiş, hepsi bu. Tanrıça sadece patronluk yapıyor. …. işte bu yüzden kötüye kullanılabilecek bir açığımız var.”

 

Ona doğru sırıttım.

 

“Patronlar korkunç tiplerdir bilirsin. Onların desteğini alacak şekilde hareket etmediğin ilk seferde seni kapının önüne koyarlar.”

 

Bu seferki hedefimizin ismi Yuutarou'ydu.

 

Tüm elementlere hükmetmesine yarayan bir hile yeteneği vardı.

 

Ona bu yeteneği veren tanrıça Yuutarou’dan ne bekliyor olabilir?

 

Muhtemelen, kusursuz olmasını ve onu kendinden geçirecek bir harem kurmasını.

 

Ondan ona bunu göstermesini istiyor.

 

Bu durumda ….

 

“Yuutarou’yla yüz yüze dövüşüp kazanmamıza gerek yok. Eğer kusursuzluğune ve harem kurmasına gölge düşürürsek ….eğer Hikaye’sini yok edersek, tanrıça onu fırlatıp atacaktır.”

 

Onun eşsiz kuvvetine karşı durmak zor olacaktır.

 

Bu durumda yapmamız gereken…..

 

“Direk onun haren-kuruşunu engellemeliyiz. Onun kadınlarını çalmalıyız!”

 

Böylece tanrıça ona karşı hayal kırıklığı yaşayacak.

 

Şöyle bir şey,Hey hey, şu Yuutarou veledi, ona verdiğim her şeye rağmen bir harem kuramıyor mu yani? Ne hesap hatası ama….

 

Sonra Yuutarou güçlerini kaybettiğinde, onu öldüreceğim.

 

“Zekice bir strateji, sence de öyle değil mi? … eh”

 

Ben kendi kendime konuşurken Liu bir yerde sızmış olmalı.

 

Biraz rahatsız olmuş vaziyette, onun savunmasız göğüslerini dikizledim ve sütyensiz ikiz tepeler manzarasının keyfini çıkardım.

 

&& Suikast başarılı olacak mı?Kraliçe Suikast başarılı olursa ne diyecek?

 

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın;)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44363 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr