Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

Bölüm 1026: Zafer Sonrası Jest Yapmak Gerekir

Beyaz Kabuslar agresif bir şekilde koşarken Şehir Efendisi kalesine savaşarak gireceklermiş gibi görünüyorlardı.

Ama blöf yaptıklarını kim düşünürdü? Yem olarak davranan çiçek ordularıyla temas ettikten hemen sonra geri çekilmeye karar verdiler!

Mavi öldürme diyagramı yine de devasa, kof ama güzel bir totem yarattı. Sınırlı hareket kabiliyeti olan küçük bir grup Beyaz Kabus yakaladı fakat onlar da egemen sınıfı Ölü Rüya ve gümüş şeytan adam tarafından kurtarıldı.

Çiçek öldürme diyagramının etkinleştirilmesi büyük bir çiçek tipi enerji tüketimi anlamına geliyordu. İmparatoriçe Cariye diyagramı başlatmak için biraz acele etmesine rağmen tek bir Beyaz Kabus'u bile öldürmemiş olması kabul edilemezdi!

Şu anda, İmparatoriçe Cariye çiçek tipi öldürme diyagramlarındaki kaynakların israfından endişe etmiyordu. Onun yerine, aklı gümüş şeytan adamdan nasıl kurtulacağıyla doluydu!

Ne yazık ki, uygulanabilecek yöntemleri sadece gelecekte işe yarardı. En azından şimdilik, tüm kibirli kabusların kuzey dış şehre uçtuğunu ve kukla çiçeği şeytanlarını temizlemeye devam ettiğini izleyebiliyordu.

Düşük sınıflı kukla çiçeği şeytanları dış şehirden bu kadar çabuk kaçamazdı. Bu kukla çiçeği şeytanları düşük sınıftı ama aynı zamanda ordunun büyük bir temeliydiler ve ortadan kaldırmaları zordu.

Sadece bu da değil, hain genç kadının şehirde hala yetişmeye devam eden bir sürü kukla çiçeği şeytanı tohumu vardı. Bu tohumlar Chu Mu tarafından bulunamazdı ama Ölü Rüya'nın tek bir Karanlık Soldurma'sı tüm bu zayıf tohumları ve çiçekleri öldürürdü.

Kuzey dış şehri anma anıtına en yakın oluşu kukla çiçeği şeytanı tohumlarının en çok orada olduğu anlamına geliyordu. Gerçekte, hain genç kadının çekemediği biraz imparator sınıfı kukla çiçeği şeytanı bile vardı.

Bir çiçek şeytanı imparatorluğu yaratmaya yetecek ordu artık yok edilmişti. Bu, İmparatoriçe Cariye'nin büyük tutkusunun ve on yıllık planının yok edildiği anlamına geliyordu, yani kayıpları felaketti.

Tabii ki, başka bir egemen sınıfı organizma yaratabilecek gizemli eşyayı da kaybetmişti!

    …

    …

“Kardeş çok sinir bozucusun, bizi böyle eğlenceli şey için çağırmıyorsun!”

Şehrin bir köşesinde saklanan Ning Maner kasvetli bir şekilde konuştu. Arenada insanlara zorbalık yapmak, şehir muhafızlarına kasıtlı olarak sorun çıkarmak, bunların hiçbiri bir şehre ateş etmek kadar ilginç değildi!

Aynı zamanda, Ning Maner'i korumakla görevli Beyaz Kabus İmparatoru ve Dördüncü Beyaz da arkadaşlarına bakarken huzursuz oluyordu.

“Küçük kafanın içinden neler geçiyor? İkiniz de sessiz olmalısınız.” Ye Qingzi, Ning Maner'in alnına fiske atıp huzursuz Beyaz Kabuslar'a baktı.

“Nie~~~~~”

Hemen iki Beyaz Kabus'un beti benzi attı. Artık büyük ordunun faaliyetlerine karışmayacaklarmış gibi görünüyordu çünkü kraliçe konuşmuştu.

Yaşlı kör bey her zamanki gibi sarmaşık sandalyesinde oturmuş, şehirde olan her şeyi biliyordu.

Artık yüz yaşındaydı. Beyaz Kabus ordusu ve çiçek şeytanı ordusunun savaşı gördüğü nadir muazzam savaşlardan biriydi. “Görebildiği” tek şey sesler, hava akışları ve uzamsal çarpıtmalardan oluşuyordu.

İnanması daha da zor olanın genç adamın kendi iradesiyle yarı şeytan olabilme gücüne sahip olmasıydı!!!!

Tahmin etmesine gerek kalmadan bu kişinin Tianxia Şehri'nin yeni kralı Chu Mu olduğunu anlamıştı.

Nedense, aklında bu düşünce varken kendisini sakinleştiremedi.

    …

Şehrin kuzeyinden sonra sırada şehrin doğusu vardı.

Üç büyük dış şehir bölgesini temizledikten sonra sonuç olarak fazla gerilim kalmamıştı. Ölü Rüya önceki gibi sayısız Siyah Peri Kelebeği'ne dönüşerek siyah enerjisini şehre yolladı ve tüm istilacıları öldürdü.

Chu Mu tüm şehri gezdikten sonra Beyaz Kabuslar'ı güney yakasına götürdü ve kukla çiçeği şeytanlarıyla kaplı merkezi şehri izledi.

Şehir merkezinde birçok gelişmiş kukla çiçeği şeytanı vardı. İmparatoriçe Cariye Beyaz Kabuslar'la başa çıkmak için onları göndermeye cesaret edemedi çünkü Ölü Rüya ve Chu Mu iki egemen sınıfı varlıktı. Onları kısıtlayacak kimse yokken üst kademe imparator sınıfı kukla çiçeği şeytanları anında öldürülüyordu. Böyle bir kayba dayanmak zordu.

“Nie~~~~~~~~~”

Can sıkıcı Kabus Hükümdarı aniden bağırıp Chu Mu'ya tüm Beyaz Kabuslar'a emir vermesi için yardım etti!

Ning Maner, bir savaşı kazandıktan sonra rakibe jest yapmak zorunda olduklarını ve bunun, daha önce ne kadar zorbalığa uğradıkları bakılmaksızın öfkelenmelerine neden olabileceğini söylemişti.

Beyaz Kabuslar'ın hepsi kafa karışıklığı içinde bir elleriyle başlarını ovuşturdu. Diğer elleri ise hükümdarın yaptığını taklit ederek başparmaklarını aşağıya doğru çevirdi.

Merkezi şehir sessizliğe gömüldü.

Yine görkemli ama tuhaf bir sahne ortaya çıktı! Bu sefer şehir merkezindeki Ruh İttifakı üyeleri bile ne diyeceklerini bilemiyor ve yüzleri seğiriyordu.

Zirvede durup olanları izleyen İmparatoriçe Cariye'nin göğsü inip kalkıyordu. Xia Zhixian'ın iyileştirmesinden sonra renk kazanan yüzü tekrar çelik kadar sertleşti!

“Bir gün... Bir gün Güney Yasaklı Bölge'yi yok edeceğim ve Beyaz Kabus İmparatoru'nu bu dünyadan sileceğim!” İmparatoriçe Cariye yemin etti!

    …

Chu Mu uzaklardan sinirden köpüren kadına baktı ve içinden başını salladı. Ning Maner bu sefer sorun çıkarmak yerine ona çok yardımcı olmuştu.

Ne zaman geri çekileceğini bilen Chu Mu, hain genç kadının kolayca yenilemeyeceğini biliyordu. Eğer çok uzun süre buralarda kalırlarsa Ruh İttifakı ordusu muhtemelen gelecek ve tüm Beyaz Kabus İmparatorluğu öldürülecekti.

Artık daha fazla kalmaya cesaret edemedi. Tüm Beyaz Kabuslar'ın mutlu bir şekilde jest yaptığını görünce emir verdi ve herkese Güney Yasaklı Bölge'ye doğru uçmasını söyledi!

Chu Mu, hain genç kadına Güney Yasaklı Bölge'ye döndüğüne dair bir yanılsama vermek zorundaydı, yoksa gelecekteki eylemleri kısıtlanacaktı.

Tabii ki, Beyaz Kabus ordusu da geri dönmek zorundaydı. Kâbus Hükümdarı'nı etrafta gezdirmek zaten Chu Mu için bir baş belası oldu. Eğer insan topraklarında büyük bir Beyaz Kabus grubu getirip Xiangrong Şehri gibi şehirlere kabadayılık yapabilseler bile insan alemi çok geçmeden bir araya gelir ve onları yok ederdi.

    …

Chu Mu birkaç yüz kilometre çekildikten sonra orduya durup dinlenmesini söyledi.

Beyaz Kabuslar'ın hepsi tüm mutluydu ama bu kadar dayanıklılık harcadıktan sonra dinlenmeye ihtiyaçları vardı.

    …

Kısa bir süre sonra, Beyaz Kabus İmparatoru ile Dördüncü Beyaz korudukları Ye Qingzi ve Ning Maner'le beraber geldi.

“Nie~~~~~~~~~~~~~~~”

Bu sefer, Kabus Hükümdarı çabucak tüm Beyaz Kabuslar'ı bir araya çağırıp kraliçelerine ve küçük prenseslerine saygılarını sunmalarını söyledi.

Başlangıçta Ye Qingzi, Chu Mu'nun kılığındaki on Beyaz Kabus'u gördü ve hangisinin o olduğunu anlayamadı. Şimdi, on bin Chu Mu'nun havada uçuyor olmasıyla başı ağrımaya başladı ve gerçek olanın yanına gitti.

“Yaralandın mı?” Ye QIngzi nazik bir eş gibiydi, şefkatle soruyordu.

“Hmm, hafif ve orta yaralar, bakmama yardım et.” Chu Mu bir ağaca yaslandı ve yaralarının tedavisi için yardım istedi. Sadece gözlerini kapatıp dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bu bir ruh öğretmeniyle evlenmenin faydası buydu.

“Çok memnun görünüyorsun, intikamını aldın mı, huh?" Ye Qingzi, Chu Mu'ya bir bakış attı ve gülümseyerek söyledi.

“Hmm, ancak öncekine göre başa çıkması çok daha zordu.” Chu Mu başını salladı.

“O zaman geri çekilmen iyi oldu, tüm gücünü kullansaydın...”

İkisinin de egemen sınıfı olmasıyla hain genç kadın devasa ordusu olmadan Chu Mu'yu öldürmekte zorlanırdı. Ancak, Chu Mu da sorun yaşardı. Çok agresif davranırsa kadının tuzağına düşerdi.

Ne kadar intikam almak istese de... Mantığını bu kadına karşı korumak zorundaydı. Sonuçta, kadın çok korkunçtu. Chu Mu'ya karşı gelecekte planları varsa savunması inanılmaz zor olurdu.

“Lafı açılmışken, neden bu kadar çok Beyaz Kabus geldi?” Ye Qingzi sordu.

“Bilmiyorum.” Chu Mu'nun kafası karışmıştı ve Kabus Hükümdarı çağırmaya karar verdi.

Kabus Hükümdarı hala küçük prensesin yanındaydı. Beyaz Kabuslar Ning Maner'in özel yakınlığını hissedebiliyordu ve önünde gösteriş yapmaya çalışıyorlardı. Ateş renklerinin haricinde hepsinin aynı göründüğünü bilmiyorlardı.

“Neden bu kadar çok Beyaz Kabus getirdin?” dedi Chu Mu.

“Nie~~~~~~~~~~” Kabus Hükümdarı kendisini işaret ederken heyecanla konuştu.

Ye Qingzi, Beyaz Kabus'u izlerken çiçek zehrinden çabucak kurtuldu. Ancak, ne söylemeye çalıştığı hakkında hiçbir fikri yoktu ve sadece Chu Mu'nun tercüme etmesini bekleyebilirdi.

Lakin Chu Mu'nun yüzü Beyaz Kabus'un açıklamasını duyduktan sonra dondu.

“Sorun nedir?” diye sordu Ye Qingzi.

Chu Mu acı bir şekilde güldü ve dedi ki, “Tesadüf eseri burada değillerdi. Güney Yasaklı Bölge Efendisi aslında insan alemini istila etmek istiyordu, bu akılsız Kabus grubu da efendilerince keşif için gönderilmiş...”

Ye Qingzi küçük ağzını açtı ve bir süre sonra şöyle cevap verdi: “Sırf keşif için böyle büyük bir ordu mu?”

“Birinci Beyaz'ın grubu çoktan bir imparatorluk büyüklüğünde. Tek eksikleri bir egemen sınıfı kral. Büyük Güney Yasaklı Bölge gerçekten bir kabus imparatorluğu olmalı. Bu on binlik Beyaz Kabus ordusu muhtemelen o imparatorlukta o kadar da fazla değildir." dedi Chu Mu.

Daha önce, yasaklı bölgenin imparatorluğu büyük olmanın da ötesindeydi. İnsan alemi bile onunla kıyaslandığında küçük bir araziydi.

Chu Mu güçlendikçe yavaş yavaş ruh hayvanı dünyasının gerçekten büyük olduğunu ve insanların bu dünyanın gerçek efendileri olmadığını keşfetti.