Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

Bölüm 949: Her Biri Diğerinden Daha Çok Cennete Meydan Okuyor (2)

“Bu veletin arkasında kim var?” Shen Mo'nun ifadesi ciddileşti!

Wanxiang Diyarı'nın tamamında, yüksek sınıf bir imparator olanların hepsi ünlü son sınıflardı. Yüksek sınıf bir imparatoru olan genç bir uzman olduğunu hiç duymamıştı.

Orta seviye imparatorların ortaya çıkışı Wanxiang Bölgesi'nin mutlak dahilerinin eşiğini aşıyordu. Yüksek seviye bir imparatorun ortaya çıkması neredeyse imkansızdı!

“Ben... Ben de bilmiyorum. Araştırmaları için adam gönderdim ama son derece gizemli biri. Etrafta hiçbir şey duymadım." Shen Yue bunun küçük bir mesele olmadığını biliyordu.

Yüksek seviye imparator, insanlığın en üst seviyesine adım attığı anlamına geliyordu. Dahası, bunu bu yaşta yapmıştı. Bu yüzden, zirve imparator sınıfına adım atmak onun için çok zor olmazdı ve insanlığın sınırını, imparator sınıfını aşıp egemen alemine ayak basma şansı dahi vardı!

Şok!!!

İnsanlar yüksek seviye imparatorun ortaya çıkışını yalnızca bununla tarif edebilirdi.

Shen Mo'nun da yüksek seviye imparatoru vardı ama çoktan genç neslin birkaç yıl ötesine geçmişti. Zamanında, genç nesil üyesiyken mutlak dahi olarak görülmüştü ve Kabus Sarayı'nda genç bir tanrısal varlıktı.

Ancak, aniden ortaya çıkıp cennetlerde fırtına estiren bu herife karşılık soluk kalıyordu!

“Bu meseleyi şimdilik bir sır olarak saklamalıyız. Bunu kimseye ifşa edemeyiz. Shen Yue, senden hoşlanmıyor mu? Neden onu tanımaya çalışmıyorsun ve geçmişini sormuyorsun? Eğer gizli bir uzmanın öğrencisiyse onu Kabus Sarayı'na çekmeye çalışmalısın!” Shen Mo çabucak tepki verdi ve Shen Yue ile ciddi bir şekilde konuştu.

“Kardeşim, bu piçle nasıl konuşmamı istersin?” Shen Yue hoşnutsuzca ayağını yere çarptı.

Shen Mo'nun ifadesi çok vahşiydi: “Piç? Bu dünyada yüksek seviye imparator sınıfına sahip piçler mi var? Potansiyelini anlamalısınız, hatta ne potansiyeli, çoktan kıdemlilerle aynı seviyede. Bu kişi Kabus Sarayı'mıza katılırsa, bu ne anlama gelir? Ama düşmana katılırsa o ne anlama gelir?"

İşin aslı, Shen Mo bunu önceden planlıyordu. Sonuçta, bu genç adamın orta seviye imparatoru vardı ve kesinlikle olağanüstü bir dahiydi. Kabus Sarayı'nın Veliaht Prensi ve Kâbus İmparatoru'nun gelecekteki kontrolörü olan Shen Mo, olayları bütünsel bir bakış açısıyla görebiliyordu. Bunun kız kardeşinin duygularını etkileyip etkilememesini göz önüne almadı.

Kabus Sarayı'nın üyesi olarak duygularıyla düşünmek yerine böyle düşünmeliydi. Dahası, Shen Yue bu adamdan nefret ettiğini ve onu sinir bozucu bulduğunu söylese de, belki gelecekte kalbi değişecekti.

Jian Qin sessizliğini korudu çünkü burada konuşma yetkisi yoktu.

Onun yerine, Ning Maner koca gözlerini kırptı, aslında Ye Wansheng'e bir ders vermeyi planlayan Shen Mo Kardeş'in neden aniden aklını değiştirip kardeşine adamı parmağına dolamasını söylediğini anlayamadı.

    ...

“Hala çekilmiyor musun?” Ye Wansheng Kılıç Böceği'nin yanında durdu kibirle Chu Mu'ya baktı.

Bu sefer çok düşüncesizce davrandığını biliyordu ve gerçek gücünü bu kadar kolay ifşa etmemeliydi. Ama bunu yaptığından, ona göre hareket etmek zorundaydı!

"Gerek yok. Galip kim üçüncü rauntta karar verelim!” Chu Mu büyü yapmaya başladı.

Rakibin ruh hayvanını çağırmakta ısrar ettiği gören Ye Wansheng çaresizce başını iki yana salladı.

Ye Wansheng rakibinin genç bir ruh hayvanı eğitmeni olduğunu görebiliyordu. Ama gençler böyleydi ve her zaman imkansızı yapabileceklerini düşünürlerdi. Rakibinin dengi olmadığını anladığında bile savaşmakta ısrar ederlerdi.

“Bilge bir adam bu şartlarda boyun eğerdi. Ama sen...” Ye Wansheng yaşından ve tecrübesinden gurur duyuyordu ve sanki düşüncesiz bir genç adama bir ders veriyormuş gibiydi.

Aynı zamanda, son derece soğuk bir aura onu selamladı ve Ye Wansheng'in konuşmayı bitiremeden aniden duraksamasına sebep oldu!

Muazzam bir soğuk aura vücudunu delip ruhuna kadar üşümesine sebep oldu. Kılıç Böceği'nin kalın savunmasına rağmen bu soğuk havada böcek tipi aurası bastırılıyordu!

“Bu... Bu... Bu... Bu... Nasıl... Bu nasıl mümkün olabilir!” Ye Wansheng hayrete düşmüştü!

Bu aura açıkça bir yüksek seviye imparator sınıfı buz tipi ruh hayvanından geliyordu!!

Ye Wansheng buz renkli desene baktı ve aniden soğuk havayı veren yaratığın bir Buz Perisi olduğunu keşfetti!

Yüksek seviye imparator Buz Perisi!!!

Bu sefer, Ye Wansheng olanlara biraz inanamıyordu! İki nedeni vardı: Birincisi, rakibinin yüksek seviye imparatora sahip cennetlere meydan okuyan genç bir adam olmasını beklememesiydi. İkincisi ve daha çılgınca olanı, bu savaşçı türü sınıfı Buz Perisi'nin yüksek seviye imparator oluşuydu!

Bu resmen gerçek dışıydı!

“Buz... Buz... Buz Perisi... Savaşçı sınıfı... Buz Perisi...” Shen Mo ve Shen Yue şaşkına döndü!

Orta seviye imparator sınıfı Şeytan Ağacı Askeri zaten beklentilerini aşmıştı ama Chu Mu daha da inanılmazı yapıp bir yüksek seviye imparator sınıfı Buz Perisi çağırmıştı.

Ancak, önemli kısım bu değildi. Önemli olan bu genç adamın yüksek seviye imparatora sahip olmasıydı.

Aradan biraz zaman geçmesine rağmen Shen Mo ve Shen Yue hala ne diyeceklerini bilmiyordu!

Biri önde diğeri arkada olan bu iki yüksek seviye imparator, kalplerinde durmaksızın büyük dalgaların yükselmesine sebep oldu!

“Chu Fangchen, Chu Fangchen!” Shen Mo biraz tanıdık gelen bu ismi tekrarladı.

Sonunda hatırladı!

Bu Chu Fangchen Kar Şehri'nde büyük bir başarı elde etmemiş miydi? Hani şu büyük belirleyici muharebede durumu tersine çevirmelerine yardım eden kişi değil miydi?

“Demek bu o!! Belli oluyor...!!" Shen Mo ani bir anlayışa varmıştı. Chu Fangchen'in daha önce cennetlere fırtınalar estiren ve aniden ortaya çıkan ultra güçlü bir genç adam olduğunu duymuştu. Onu birkaç gün tanıdıktan sonra bunu hatırlayamayacağını hiç beklemiyordu. Yaşlı Kıdemli Jiang'ın bile saygı duyup hayran olduğu Chu Fangchen oydu!

“Kardeşim, sorun nedir?!” Shen Yue, Ye Wansheng'in yüksek seviye imparatorunun şokundan kurtulamamıştı ve Chu Mu'nun yüksek seviye imparatoru ortaya çıktığında daha da şaşırmıştı.

“O Chu Fangchen! Ruh Sarayı'nın Veliaht Prens'inden bile daha çok potansiyeli olduğu söyleniyor!” Shen Mo, bu normal arena karşılaşmasında, biri gizemli geçmişe sahip ve biri Kar Şehri'ni aydınlatan şok edici genç adamların cennetlerde fırtınalar estirerek ortaya çıkmasını hiç beklemiyordu!

“Kardeşim, bu sefer Jian Qin'i feda etmeyi düşünüyor olamazsın, değil mi?” Shen Yue o kadar şaşırmıştı ki biraz sersemlemişti. Shen Mo'nun bakışlarının Jian Qin'e düştüğünü gördü ve aptalca bu soruyu sordu.

Jian Qin'in yüzü anında kızardı. Bunun onunla ne ilgisi vardı?

“Saçma sapan konuşmayı kes.” Shen Mo, Shen Yue'ye baktı ve Jian Qin'e dedi ki, “Sadece Chu Fangchen'i nereden tanıdığınızı merak ediyorum? Ruh Sarayı'nın iç üyeleri tarafından açıklananlara göre Chu Fangchen daha önce hiç ortaya çıkmamıştı ve sadece sürekli eğitimdeydi.”

Chu Mu, Kar Şehri'ndeyken, imparator sınıfına ulaşması hakkındaki bilginin geçici olarak bastırıldığından emin olmuştu. Bu yüzden, üç büyük saraydaki büyükler Chu Fangchen'in sadece yüksek seviye imparator sınıfına sahip olduğunu duyurdu.

Jian Qin, Chu Mu'nun gerçek kimliğini ifşa edemezdi ama aynı zamanda, Chu Fangchen'in kim olduğu ne yaptığını da anlamadı. Bu nedenle, Shen Mo'nun sorgusuyla yüzleşince tek yapabileceği geçmişte birkaç defa karşılaştıklarını söyleyerek geçiştirmekti.

“Neden bana bakıyorsun?! Hiçbir şey söylemeyeceğim! Kardeşimin sırrını saklayacağım!” Güzel genç kız, Ning Maner, ona baktıklarını gördü ve gururla konuştu.

Shen Mo acı acı güldü. Bu kız beklenmedik bir şekilde çok zekiydi. Onu reddetmeden önce sormayı başaramamıştı.

Ancak, Ning Maner kendi kendine konuşurken yüzü gülümsemelerle doluydu, "Bunun büyütecek neyi var ki? Ağabeyin küçük tilkisi ortaya çıkarsa yüzlerinizin nasıl olacağını merak ediyorum! Dahası, ağabeyin kendisi egemen sınıfında!”

“Güzel, güzel, güzel. Aslında, akran grubumda ölen kişi dışında başka bir rakip bulamayacağımı düşünüyordum. Seninle Ruh Şehri'nde karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Bu dünya gerçekten engin ve uzmanlar su gibi!!” Ye Wansheng aniden büyük bir kahkaha attı!!

Ye Wansheng'in gerçekten hayran olduğu çok fazla insan yoktu ve dehşet verici yoğunlukta eğitim gören Chu Mu onlardan biriydi.

Gerçekte, Ye Wansheng'in ruh hayvanı eğitmeni yeteneği her zaman olağanüstüydü. Ne yazık ki, bu olay yüzünden Chu Mu ile etkileşime girdiğinde gücü en düşük noktadaydı.

Sonrasında, sıkı çalışması, tesadüfi karşılaşmaları ve Ye Qingzi'nin sürekli ruh eşyası yardımı sayesinde, son dört yılda, bir zirveye çıkmasını sağlayan bir meteorik yükseliş yaşadı!

Ye Wansheng öğretmeninin ona bu dünyanın engin olduğunu ve her zaman ondan daha güçlü insanlar olacağını söylediğini hatırladı. Hiçbir şekilde kendine engel olmamalı ve kibirli davranmamalıydı.

Gerçekten de, gücü şok edici bir şekilde hızla artmış olsa da hala onunla aynı yükseklikte duran biri vardı. Bu kişi tam önünde duruyordu.

Bu şartlarda, Ye Wansheng kesinlikle kaybedemezdi!

“O zaman zafere bu savaşta karar vereceğiz!” Ye Wansheng'in gözleri kararlıydı ve yüzünde dikkatsizlikten eser yoktu. Tamamen bir savaş çılgınlığı haline girmişti!

Emri verdi ve inisiyatifi ele aldı çünkü elementel ruh hayvanlarının böcek tipi ruh hayvanları yaklaşamadan önce yaklaşmaları gerekiyordu.

Chu Mu dövüşürken kelimeleri boşa harcamaktan hoşlanmıyordu. Kılıç Böceği'nin uçtuğunu görünce Buz Perisi hemen onu dışarıda durduran devasa bir buz dağı bariyeri yarattı!

Chu Mu, zırhlı dikenli böcek tipi ruh hayvanlarının çoğunun savunmalarını görmezden gelebileceğini çok iyi biliyordu.

Bu yüzden, Buz Perisi'nin savunmasının zırhlı dikenlerin karşısında pek faydası olmazdı!

“Beng!!!!!!! Beng!!!!!!!!!

Tüm buz dağları parçalandı. Kılıç Böceği sağlam vücuduna güvenerek efendisinin yoğun dövüş niyetini hiç duraksamadan saldırmak için kullandı

“Buz Bataklığı!” Chu Mu Buz Perisi'ne emretti!

Kılıç Böceği'ni yavaşlatmak zorundaydı yoksa bu dövüş Buz Perisi'nin Kılıç Böceği'nin peşine düşmesiyle sonuçlanacaktı.