Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

925. Bölüm:Koruma, Qin'in Dövüşü!

Mu Qingyi'nin ruh andacı en yüksek olanıydı. Herkesi aramak için ruh andacını kullandığında kimse keskin algısından kaçamadı.

Chu Mu, ruh lordu ordusunun önünde duruyordu ve Ning Maner'e odaklanmıştı. Kılık değiştirme yeteneğini göremiyordu ama belki Mu Qingyi bir şeyler algılayabilirdi. Korktuğu şey buydu.

Neyse ki, Mu Qingyi gizlenmiş Ning Maner'in üzerinde çok uzun süre kalmadı. Görünüşe göre Ning Maner onu başarılı bir şekilde kandırmıştı.

Ancak, Mu Qingyi'nin ruh andacı ruh lordu ordusunu sardığında Chu Mu ruh andacının üzerinde durduğunu hissetti.

“Dört yaralı ruhun var. Neden hala bu ölüm kalım savaşına katılıyorsun?” Mu Qingyi onunla konuşmak için ruh andacını kullandı.

“Savaşlar bir eğitim şeklidir.” Chu Mu dürüstçe cevap vermedi.

Mu Qingyi başka bir şey söylemedi.

    ...

Ovaların ortasındaki Beyaz Kaplan yavaşça ileriye doğru ilerledi.

Söylemeye gerek kalmadan, her iki ordu da Beyaz Kaplan merkezden ayrıldığında ölümüne savaşmanın zamanı olduğunu biliyordu.

Şu anda, büyüler herkesin dilinin ucundaydı. Tüm ruh hayvanı eğitmeni orduları mücadeleye hazırlık olan formasyona dizildi!

Chu Mu ruh lordu ordusunda olduğundan bir orduyu nasıl çok iyi görevlendireceğini anlamıştı.

Eğer onları dövüş tarzlarına göre bölerse tüm ruh hayvanları ya saldırı, ya savunma ya da destek olarak ayrılırdı.

Bu üç kategoriye daha derinlemesine girilecek olursa saldırı tipi ruh hayvanları dörde ayrılıyordu; uçuş yeteneği olan hava ekibi, böcek ve canavar tipi ruh hayvanı olan yakın dövüş ekipleri, şeytan olan sinsi saldırı ekibi ve elementel ruh hayvanı olan uzun menzilli saldırı ekibi.

Savunma ruh hayvanlarının çoğu uzun menzilli ekibin ve ruh hayvanı eğitmenlerinin güvende olmasını sağlıyordu. Onlar da üçe ayrılıyordu; yakın dövüş savunma hatlarını oluşturan boynuzlu türler ve zırhlı türler, bitki savunmalarını oluşturan ağaç tipi ve sarmaşık tipi, son kale savunmasını oluşturan taş tipi ve su tipi elementel dünya yaratıkları.

Son olarak ise destek türleri vardı.

Pek destek ruh hayvanı eğitmeni yoktu. Gerçekten de, bu dünyada, her 100 ruh hayvanı eğitmeninden sadece biri destek konusunda uzmanlaşırdı. Dahası, çoğu kadındı.

Chu Mu'nun 200 ruh lordu arasında 10 destek ruh hayvanı eğitmeni vardı. Bu yüzden, onları ayırmak ya da ayırmamak arasında pek bir fark yoktu.

10 ruh hayvanı eğitmeninin çoğu kadındı ve Chu Mu'nun kütüphanede gördüğü Zhuo Wan liderleriydi. Hem onları hem de ruh hayvanlarını korumak önemli bir şeydi; düşman saldırılarının hedefi haline gelmeleri çok kolaydı.

Sadece 10 tanesinin olmasına rağmen etkileri ordudaki bir ekipten aşağı kalmıyordu. Chu Mu Ye Qingzi sayesinde savaş alanında, özellikle bu büyüklükteki bir savaş alanında, destek tipi ruh hayvanı eğitmenlerinin son derece önemli olduğunu çok iyi biliyordu. 

Beyaz Kaplan'ın figürü yavaş yavaş ovalardan kayboldu. Öyle gösterişli özel bir sinyale gerek yoktu. Tüm ruh hayvanları çağrılıp iki tarafı doldurduğunda, gerçek bir ruh hayvanı ordusu yaratmak için dizildiklerinde, ortaya çıkan öldürme niyeti bir kasırga gibiydi. Beyaz Kaplan'ın az önce durduğu yerde çarpışmalarıyla sıcaklık aniden düştü. Bu uçsuz bucaksız ovada her yerde beyaz kar olduğu görülebiliyordu fakat iki ordu arasına beyaz kar düşmemişti!

Ruh İttifakı ve üç büyük saray uzun bir süre Kar Şehri'nde savaştı ve birbirlerine karşı olan düşmanlıkları uç noktadaydı. Şu anda, bu düşmanlık sayısız ölümcül kılıç şeklindeki öldürme niyetine dönüşmüştü. Karlı topraklarda uğulduyorlardı. Ortada duran bir ruh imparatoru olsa bile her iki taraftan da heybetli aura yüzünden yere yığılırdı.

Öldür!

Bu farklılıkları, düşmanlıkları ve çatışmayı çözmek için en iyi yöntemdi!

Birkaç bin kişi aynı anda “öldür” kelimesini bağırınca cennetler ve yeryüzü titredi!

    ...

Şeytanlar gök gürültüsü gibi kükredi ve koştuklarında tsunami gibi saldırdılar. İleri dalgalanırken dünyanın şiddetle sallanmasına sebep oldular!

Uzun keskin çığlıklar kulakları tırmalıyordu. Uçsuz bucaksız gökyüzü on binlerce metreydi ve sınırı olmayan savaş alanını oluşturuyordu. Uçup öldürmek için mükemmel bir yerdi!

Elementel büyüler şarkılar gibi söyleniyordu. Bu elementel ellerde gizli yıkıcı güçleri temsil eden farklı özellikli ışıklar ise parlıyordu. Her an, bu muhteşem savaş meydanında çiçek açar gibi ölüm saçabilirdi!

Kalın dallar birbiriyle iç içe geçerek karlı toprağı kapladı. Pitonlara benziyorlardı ve öfkelenirse, hemen korkunç bir saldırı gerçekleştirebilirlerdi.

Zincirler sarmaşıkları kaplayıp bir sarmaşık ormanı oluşturdu. Yerde gizli zehirli iğneler düşmanı her an gübreye dönüştürebilirdi!!

Şimdiye kadar Chu Mu tek başına eğitim görmüş ve tek başına savaşmıştı. Kış Uykusu Issızlığı sırasında kopan savaşla ilk kez karşılaştığında imparator sınıfına ulaşmıştı.

Ancak, Kış Uykusu Issızlığı'na kıyasla belirleyici muharebe hayal ettiğinden çok daha şiddetliydi. Ruh imparatorları, ruh lordları ve ruh öğretmenleri. Bu insanların insanlara karşı olduğu bir mücadeleydi. Eğer biri egemen sınıfı ulaşmazsa kendine egemen diyebilir miydi?

Bu önemsiz bir duyguydu. Chu Mu yarı şeytan olmadan burada dururken kendini çok küçük hissediyordu. Buradaki çoğu ruh hayvanı eğitmeni ondan çok daha zayıf olsa da biraz zayıf hissediyordu.

Ancak, neden herkes, zayıf ve önemsiz olduklarını bilmesine rağmen hala burada durup cennetleri sarsacak şekilde naralar atıyordu. Düşmanın kötü niyetinin ve güçlü ihtişamının karşısında neden kimse geri çekilmiyor ya da korkmuyordu? Neden tatlı ve ürkek kadınlar bile kana susamış katliamın gerçekleştiği savaş alanında durmaktan çekinmiyordu...

Çünkü hepsinin ortak bir amacı vardı!

Yenilgi mutlak başarısızlık demekti!

Bu nedenle, kaybedecekleri bir savaşta savaşıyor olsalar da kazanmak zorundaydılar!

İnsan katliamının gerçekleştiği savaş alanında sakince dururken bu savaş nedensiz katılacak ilk kişi belki de Chu Mu'ydu.

Kendisi yarı şeytandı ve Mu Qingyi gibi gökyüzünde durup aralarındaki savaşı izleyebilirdi.

Ancak Chu Mu bu işe karışmamak istemedi. Çoktan Ruh Sarayı'na karşı bir bağı vardı ve bu bağ Ruh Sarayı'nı korumak için değerli kılıyordu!

İnsanlar taraf tutmalıydı. Birinin durduğu taraf tökezlese, kısıtlansa veya mahkum edilse dahi o tarafa onu bağlayan bir bağı olduğu sürece uğruna savaşmak için bir neden aramamalıydı!!!

“Qin!”

Belirleyici muharebe başlayınca Chu Mu bir büyü yaptı ve o sırada aklına hemen rüzgar kabilesini kaybeden Bağlayıcı Rüzgar Ruhu geldi.

Qin muhtemelen Kar Şehri'nin tüm ruh hayvanı eğitmenleriyle aynı düşüncedeydi.

“Qin!” Rüzgarda dans eden Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nun figürü ortaya çıktı. Gözleri canlıydı fakat onları "kaybolmuş" gibi gösteren derin bir yara taşıyordu.

Chu Mu, Qin'in ruhu için çoktan bir gözyaşı kristali kullanmıştı. Bir şeyi kaybetme hissini anlayan Qin, kan ve gözyaşlarının döküleceği bu kararlı savaşın anlamını anladı.

Rüzgar kabilesini çoktan kaybetmişti. Bu yüzden, efendisinin saraylarını korumak için savaşacaktı!