Bölüm 902: Öğretmenim mi Olacaksın? Hayal Kurmaya Devam Et!

avatar
1400 28

Charm of the Soul Pets - Bölüm 902: Öğretmenim mi Olacaksın? Hayal Kurmaya Devam Et!


Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa



902. Bölüm: Öğretmenim mi Olacaksın? Hayal Kurmaya Devam Et!

 

“Hala dövüşebilir misin?” Chu Mu, Ning'in şirin kafasını ovuşturdu ve konuştu.

 

“Ying~~~~~~” Ning başını salladı. Sınıf atlamasının iyileştirme ve yineleme etkisi güçlüydü. Dövüş gücünü tamamen yenilememesine rağmen artık iyileşmek için ruh hayvanı uzayına dönmek zorunda değildi.

 

Bu buzlu bölgede, Chu Mu'nun diğer ruh hayvanlarının kullanımı çok sınırlı olacaktı. Ning parlama zamanının geldiğini biliyordu. Artık yüksek seviye imparator sınıfı olduğundan heyecanı yaralarını doğrudan görmezden gelmesine sebep oldu.

 

Chu Mu, Ning'i buz topraklarının sınırından geri getirdiğinde Teng Lang dışında diğer üç kadının savaşı bitmek üzereydi.

 

Doğal olarak ne kadar yıkıcı olduğunu görmek için yüksek seviye imparator sınıfı olduktan sonra Ning'in gücünü denemek istiyordu. Teng Lang hala düşmanıyla beş ruh hayvanıyla çarpışırken Chu Mu Ning'e büyü yapmasını söyledi.

 

Soğuk Yıldız Şelalesi!

 

Buz Dağı Aslanı'na kilitlendikten sonra elleri etrafındaki havayı işaret etti!

 

Sayıları yıldızlar kadar çok olan buzlar Buz Dağı Aslanı'nın vücuduna düştü. Devasa Buz Dağı Aslanı'nın dikkati beş ruh hayvanı tarafından dağıldığından ufacık buz tanelerini fark edemedi.

 

Ancak, buz ağırlaşıp sayıları çoğaldıkça Buz Dağı Aslanı'nın hareketleri giderek yavaşladı!

 

Soğuk Yıldız Şelalesi'nin buzu savunma derisinden geçip düşmanının kaslarına, kemiklerine, kanına ve organlarına girebilirdi. Hala orta seviye imparator sınıfıyken Soğuk Yıldız Şelalesi en fazla yüksek seviye imparator sınıfının anlık olarak sertleşmesine neden olabilir ama önemli hasara veremezdi.

 

Ancak, yüksek seviye imparator sınıfından sonra, Ning'in Soğuk Yıldız Şelalesi fark edilmeden Buz Dağı Aslanı'nı yavaşça tamamen dondurmaya başladı. Yaraları sürekli soğukluk yayıyordu.

 

Teng Lang savaşta durakladı ve Buz Dağı Aslanı'nın güçlü bir teknik kullandığında izleniminde bulunup beş ruh hayvanına da geri çekilmesini söyledi.

 

Ama sonra hiçbir şey olmadı. Teng Lang yakından baktı ve sonunda Buz Dağı Aslanı'nın büyük bir buz heykeli haline geldiğini keşfetti. Garip bir soğukluk yayıyordu ve artık içinde hayat yoktu!

 

“Bu da ne?” Teng Lang'in kafası çok karışmıştı.

 

Bu savaşı kazanabileceğine güveniyordu ama bu yüksek seviye imparatoru gerçekten öldürmek için biraz daha yıpratma savaşı vermesi gerekliydi. Nasıl aniden donarak ölmüştü?

 

“Buz Meteoru!” Birden arkasından soğuk bir emir geldi.

 

Teng Lang arkasını döndü ve hayatta kalan Ning ile birlikte Chu Mu'yu görünce şaşırdı.

 

Daha önce neredeyse ölü olan Ning orada dikilmiş bir büyü yapıyordu. Bu, Soğuk Yıldız Şelalesi'nin de onun işi olduğu anlamına geliyordu!

 

“Beng!!!!!!!!!”

 

Teng Lang döndüğü an Buz Dağı Aslanı'nın başının üstünde büyük bir buz meteoru belirdi ve donmuş bedenine ağır bir şekilde çarptı!

 

Bu darbe Buz Dağı Aslanı'nın sayısız parçaya bölünmesine ve toprağa gömülen korkunç meteorun etrafına buz parçaları olarak dağılmasına sebep oldu...

 

Teng Lang afalladı. Cesede baktı ve tekrar Chu Mu ile Ning'e baktı!

 

Ning'in büyük yıkıcı yetenekleri vardı fakat yaralı Buz Dağı Aslanı'nı iki teknikle öldüremezdi. Buzdağı Aslanı yüksek seviye imparator sınıfıydı!

 

“Chu Kardeş, Ning'in...” Sonunda Teng Lang, Ning'deki değişimi fark etti. Bu değişiklik görünüşte değildi, bunun yerine buz tipi aurası'nın kalitesindeydi. Resmen korkunç bir öldürme niyeti kazanmıştı!

 

“Sınıf atladı, hiç ruh eşyası olmadan...” Göksel Cariye, Ning'in aurasındaki değişimin farkına varan ilk kişi oldu fakat o bile bu Ning'in bu kadar erken yüksek seviye imparator sınıfına girmesini beklemiyordu!

 

Göksel Cariye'nin gizemli buz şeytanı da kendi sınıfının ötesinde bir düşmana meydan okumuş olsa da  garip şeytan imparatoru öldürdükten sonra bir aşama atlamamıştı. Ning ise orta seviye imparatordan doğruca yüksek seviye imparator sınıfına geçti.

 

Yalnızca bir sınıf farkı olsa da ikisi arasındaki fark koskocamandı. Hem güç hem de eğitmen konumu bugünden itibaren farklı olacaktır.

 

En azından Teng Lang, Guanguan ve Küçük Tong bir süredir orta seviye imparator sınıfında sıkışıp kalmıştı.

 

Chu Mu'nun Ning'i yüksek seviye imparator sınıfına yükseltmesine Teng Lang'ın tepkisi şaşkınlık ve kıskançlık oldu. Kibirli davranıp başta Chu Mu'ya sıkıntı çıkaran Guanguan ve Küçük Tong ekşi suratlar takındı, kıskançlıkları ta öteden yüzlerinden görülüyordu!

 

Kendi kendini güçlendiren bir savaşçı sınıfı ruh hayvanı, neden bu adamın başına böyle saçma bir şey geliyordu?

 

O anda, iki hoşgörüsüz kadın Chu Mu'nun Ning'inin tek başına yüksek seviye imparator sınıfını öldürebileceğini unutmuş gibiydi. Onun yerine bir savaşçı sınıfı ruh hayvanının imparator sınıfına ulaştıktan sonra bile kendi kendini güçlendirebilmesine odaklanmışlardı. Bu tamamen mantıksızdı ve en önemlisi, Ning'in sınıf atlaması dolaylı olarak onlardan kaynaklandı!

 

“Ning'in çok iyi. Beladan iyilik çıktığına göre, geçmişi arkamızda bırakalım." Savaş bittiğinde, Göksel Cariye Chu Mu'ya doğru yürüdü ve dedi ki:

 

“Evet, ben de orada yanlış değerlendirmişim.” Chu Mu başını salladı ve onlarla hiçbir şekilde laf dalaşına girmedi.

 

Chu Mu görünüşte çok cömertti ve iki kadınla tartışmadı. Ancak, içten içe onlara en acı verici ölümü nasıl tattıracağını merak ediyordu. Chu Mu pek affedici biri değildi.

 

“Kimin öğrencisisin sen?” Göksel Cariye birden tekrar sordu.

 

“Ruh Sarayı'ndan Kıdemli De.” Chu Mu cevap verdi.

 

“O mu?” Göksel Cariye bunu düşündü ve o kişiyi tanımadığını fark etti. Chu Mu'ya bakarak şöyle devam etti: “Şu anki gücünle çoğu kıdemliye rakip olabilirsin. Sana daha fazlasını öğretemez, değil mi?”

 

"Evet.” Chu Mu başını salladı. Kadına bakınca neden bunu sorduğunu tahmin etmeye başladı.

 

“Sana daha fazlasını öğretebilecek bir öğretmene ihtiyacın var.” Göksel Cariye bunu söyledikten sonra geri çekilip arkasında kokusunu bırakarak ekibin önüne gitti.

 

Chu Mu durakladı. Başlangıçta ne dediğini anlamadı ama çabucak farkına vardı...

 

Bu kadın onu öğrencisi olarak almak istiyordu!

 

Teng Lang da Göksel Cariye'nin ne demek istediğini anlamadı fakat Guanguan ve Küçük Tong, yıllardır Göksel Cariye'yle beraber olduklarından ağızlarını açıp donakalmışlardı!

 

Yedi kadın öğrencisinden Göksel Cariye'nin hiç erkek öğrenci almadığı görülebilirdi. Göksel Cariye bu sefer önlerindeki adamı almak için bu kuralı çiğnemeye hazırdı, bu resmen inanılmazdı!

 

Göksel Cariye arkasını dönmeden sessizce ön tarafta yürüdü. Önden gidiyordu çünkü sonraki bölgelerde yalnızca onun dövüşme niteliği vardı.

 

Göksel Cariye, adamın onu anlayıp anlamadığını kontrol etme zahmetine girmedi. Bu öğrenciyi almak konusunda daha fazla düşünmeliydi.

 

Özellikle erkek öğrencilerden kaçınıyor değildi fakat erkeklerin etrafında garip davranmaya eğilimli olduğunu hissettiğinden genellikle kadınları tercih ediyordu.

 

Ancak, bu kadar yetenekli ve yüksek ruh hayvan kontrolü olan bir adam için o tuhaflığı umursamadı ve onu bir öğrenci olarak almaya istekliydi. Bunun nedeni, biraz yardımla bu adamın en azından On Altı Mücerret'e, hatta biraz şansla Sekiz Issızlık'a bile rakip olabilecek biri olmasıydı.

 

Böyle bir yetenek kaçırılamazdı. Tek pişmanlık, bu adamın Ruh Sarayı'ndan geldiğiydi ve onu kendi tarafına çekmek oldukça zor olacaktı.

 

Tabii, Ruh Sarayı bu adamı aralarındaki ilişkiyi düzeltmek için kullanmak isterse öğrencisi olmasına izin verebilirdi.  Ancak, Göksel Cariye adamın içinden geçenleri, ahlaki değerlerini, geçmişini veya diğer şeyler bilmiyordu. Kararı da bu şeylere göre olacaktı.

 

İnsan aleminin en güçlü üçüncüsü ve aynı zamanda çok güzel bir kadın olan savaş tanrıçasının öğrencisi olabilmek, sayısız ruh hayvanı eğitmeninin kurduğu bir rüyaydı.

 

Chu Mu'nun aynı şeyi düşünmemesi çok kötüydü.

 

Chu Mu her zaman kendi kendine eğitim almıştı. Sahip olduğu tek gerçek öğretmeni muhtemelen iki asır boyunca yaşamış olan Yaşlı Li'ydi.

 

Ona öğretmeni diyecek miydi? En ufak bir şans dahi yoktu!

 

Öğrencisi olarak alınsa bile kendini onları öldürmekten nasıl alıkoyacağını düşünmek zorundaydı.

 

Sonuç olarak, Chu Mu Göksel Cariye'yi anladı. İlk tepkisi de şu oldu: “Öğretmenim mi olacaksın? Hayal kurmaya devam et!”

 

    ...

 

“Chu Mu, bunu düşünüyor musun?” Teng Lang ilerlemeye devam ederken aniden Chu Mu'nun önüne çıktı ve zihinsel sesiyle sordu.

 

“Neden edeyim?” Chu Mu şaşırmışçasına sordu.

 

“Hala inkâr mı ediyorsun? Göksel Cariye'nin tek erkek öğrencisi ve muhtemelen ona en yakın erkek, hem güzel hem de güçlü birinden böyle bir teklif herkesi ikna edebilir!” Teng Lang'in sorusu çok sıradan gibiydi ama gerçekte Chu Mu'nun duruşunu sorguluyordu.

 

Chu Mu başını iki yana salladı ve güldü, “Bir süre önce onu lanetlemene yardım ettim, onu nasıl öğretmenim yaparım?” “Haha, sen ilginç bir adamsın.” Teng Lang kuru kurur güldü ve Chu Mu'nun omzuna vurdu.

 

Guanguan ve Küçük Tong ölü yüzlerle arkalarına döndü. Yüksek sesle gülen adamları görünce geri ileri döndüler. Göksel Cariye hiç umursamıyordu fakat kahkahaları biraz kulak tırmalıyor gibiydi... Teng Lang'in sorusu çok sıradan gibiydi ama gerçekte Chu Mu'nun duruşunu sorguluyordu.

 

Eğer Chu Mu Göksel Cariye'ye katılmak istediğine dair en ufak bir niyet gösterseydi Teng Lang Chu Mu'yu kara listeye almak zorunda kalırdı.

 

Bu onun Ruh Sarayı duruşuyla dahi alakalı değildi. Teng Lang'in aşırı derecede ayaklar altına alınmış ve öfkeli hissetmesine neden olan şey Evren Buz Kapısı'ydı.

 

Ona göre, Evren Buz Kapısı atalarının bıraktığı bir hazineydi. Hep bir gün oraya girmek ve savaşmak istemişti. Ancak, bu kutsal topraklar Göksel Cariye tarafından zorla alındı.

 

Bu Teng Lang'ın onu öldürmek istemesini sebep oldu! Eğer Chu Mu gerçekten teklifi değerlendiriyorsa Teng Lang'ın tek yapabileceği bu yeni arkadaşının ismini zihninden silmek olacaktı.

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr