Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

900. Bölüm: Orta İmparator Ning vs Yüksek İmparator Vahşi Buz Şeytanı (2)

“Ling~~~~~~~” Chu Mu dövüşmekte kendine güveniyordu ve Buz Perisi de korkuyor değildi!

“O kadın bana tuzak kurmak istiyor. Ning, bırak önce biraz acı çeksin.” diye bağırdı Chu Mu.

Chu Mu doğal olarak Vahşi Buz Şeytanı'nın Teng Lang'in dövüşünü bölmesine izin veremezdi. Aksi takdirde, beş ruh hayvanından ikisi ölürdü.

Şeytanın, Vahşi Buz Şeytanı'nı kandırırken korkmuş gibi davrandığını görünce bu dövüşten kaçınmanın zor olacağını anladı. Bu yüzden, Buz Perisi'ne kararlı bir şekilde emir verdi!

Normal bir karşılaşmada, Buz Perisi en fazla bu yüksek seviye imparator Vahşi Buz Şeytanı'nın tek bir saldırısına dayanabilirdi. İkinci bir saldırı Ning'i paramparça ederdi.

“Ning, Buz Bataklığı!”

Chu Mu'nun daha sözlerinde açık olması gerekmeden Buz Perisi tüm niyetlerini anladı. Hızlı bir şekilde büyüyü tamamlamak için ellerini kaldırdı ve önündeki donmuş araziyi 2 kilometre boyunca, geçmesi zor olan bir don bataklığına dönüştürdü. Dahası, bu imparator sınıfındaki yaratıkların havaya basmasını önlemek için don bataklığının üstündeki alan bile son derece yapışkan buz kristalleriyle doldu!

“Piç kurusu!” Guan Guan bunu gördükten sonra hemen küfretti!

Ning'in yarattığı don bataklığı şeytanını kuşatıp onu yavaşlattı ve neredeyse anında onu Vahşi Buz Şeytanı'nın saldırı menziline zorladı.

Buz tipi bir yaratık olarak Vahşi Buz Şeytanı kısa bir süreliğine don bataklığından etkilenmedi. Bu yüzden, kan lekeli buz baltasını kaldırıp Guan Guan'ın şeytanına savurabilirdi!

Buz baltası soğuk ışık yaydı, adeta bir buzdağının kenarına andırıyordu!

Sadece şeytanın hızı kısıtlanmadı, aynı zamanda kaçma yetenekleri de etkiledi. Bu balta saldırısı dağların ve toprağın parçalanmasına, Guan Guan ile şeytanın bilinmeyen bir yere savrulmasına sebep oldu!

“Özür dilerim, yanlış değerlendirmişim. Ruh hayvanınızın Göksel Cariye'ye doğru kaçacağını düşündüm.” Saldırıdan yaratılan kar dalgasını görünce, Chu Mu kayıtsızca gözlerinden ateş püskürten Guan Guan'la konuştu.

“Eğer şeytanım ölürse senin hayatını istiyorum!” Guan Guan'ın Chu Mu ile tartışmak için zamanı yoktu, aceleyle düşen buz katmanından geçip şeytanını aradı.

Göksel Cariye, Guan Guan'ın Vahşi Buz Şeytanı'nı kasıtlı olarak çekişinden Chu Mu'nun "yanlış değerlendirme"sine kadar her şey görmüştü. Ancak, kaşlarını çatmak dışında başka bir şey göstermedi.

Guan Guan'ın şeytanının hayatta olup olmadığını görmezden geldi. Chu Mu'nun Vahşi Buz Şeytanı'ndan kurtulmasına yardım etmek için harekete geçmeyi de düşünmüyordu. Sadece yan taraftan izledi.

Ancak, biraz meraklı hissetti çünkü bu adam görünüşte yüksek seviye imparator sınıfı Vahşi Buz Şeytanı ile savaşmak için ikinci bir hayvan çağırmayı planlamıyordu. Bunun yerine buz tipi teknikler kullanmak için don tuzağına düşmesinden faydalandı.

“Daha yüksek bir sınıfa meydan okumak için sadece Buz Perisi'ni mi kullanıyor?” Göksel Cariye gördüğü tutum karşısında şok oldu.

Gizemli buz şeytanının güçlü yetenekleri vardı ve tür teknikleri de avantajlı olduğundan orta seviye imparator gizemli buz şeytanın Kurnaz Donmuş Şeytan İmparatoriçesi ile başa çıkabileceğinden emindi.

Tabii ki, bu buz şeytanı aslında yüksek seviye imparator sınıfına çok yakındı. Bir sınıf üstüyle savaşmak zor olsa da düşmanının hareketlerini elindeymiş gibi kontrol edebileceği gerçeğiyle rakibini alt etmesi imkansız değildi.

Ancak, bu savaşçı sınıfı Buz Perisi'nin tekniklerinin neredeyse hiç olağanüstü bir yanı yoktu. Güçlü savunma ve saldırılara sahip olmak sadece orta seviye bir imparatorla yüzleşirken yararlıydı. Yüksek seviye bir imparatorla savaşırken ona yaklaştığında ölmüş olurdu.

“Chu Kardeş, hala başka bir ruh hayvanı çağırmayacak mısın?” Teng Lang, Chu Mu'nun Buz Perisi'nin Vahşi Buz Şeytanı'nı dalgalı buzlu topraklara çekmesini şaşırmış bir şekilde karşıladı. Başka bir ruh hayvanı çağırmıyordu!

Chu Mu cevap vermedi. Vahşi Buz Şeytanı'na baktı ve onu çevik bir şekilde takip etti. İlk davranan olup durumu kontrol edebileceğinden emin olmak istedi.

Buz Bataklığı'nı çağırmak, Guan Guan'ın şeytanını tuzağa düşürmekten daha fazlasını yaptı. Vahşi Buz Şeytanı buz bataklığına adım attığında buz vücuduna yapışmaya başladı ve onu bayağı yavaşlattı. Bu Chu Mu'nun Ning ile onun arasında bir boşluk bırakmasını sağladı.

Vahşi Buz Şeytanı bir dev türüydü ve en korkunç yönü, İstediği zaman ellerine yoğunlaşabilen buz baltasıydı.  Hayalet Kral'ın sahip olduğu hükümdar kavisli kılıca benziyordu!

Ne olursa olsun, buz baltası Ning'e vurmadı. Alan saldırısına bile giremedi. Aksi takdirde, Vahşi Buz Şeytanı'nın sonraki saldırısı tarafından yakalanırdı.

“Ning, sırtı daha önce karanlık tarafından aşınmış!” Chu Mu gözlemledikten sonra sırtında siyah bir leke keşfetti.

Bu, Guan Guan tarafından savaşta bırakılmıştı. Dahası, savunmalarını sürekli olarak korozyona uğratıyordu.

Bu yüzden, Ning'in saldırılarının geçebileceği yapabileceği yer orasıydı!

Ning, Vahşi Buz Şeytanı kadar hızlı değildi ve dalgalı buz zemin boyunca uçarken rakibinin ilerlemesini engellemek için sürekli olarak yüz metre kalınlığındaki buz duvarlarını kontrol etti.

Ancak, 100 metre kalınlığında olsalar dahi buz baltasından tek bir vuruşa dayanamazlardı. Vahşi Buz Şeytanı'nın başlangıçta buza hapsolmuş bacaklar yavaş yavaş özgürlüklerine kavuştu!

“Ooo!!!!!!!!!”

Vahşi Buz Şeytanı kükredi ve kalın vücudu aniden yukarı fırladı. Şaşırtıcı bir şekilde, Buz Perisi'nin en son yarattığı yüz metrelik buz duvarının üstünden atlamayı başardı!

Buz baltası havadaki karları kesip Buz Perisi'ne doğru esen devasa bir kar kasırgası oluşturdu!

Beng beng beng beng!!!!!!”

Bu balta dalgalı buzlu zemini parçaladı ve şok edici beş kilometrelik bir yarık oluştu. Birkaç çatlağı geçti ve şu anda dövüşenlerin ayaklarının altında belirdi!

“Bu... O ölmedi, değil mi?!” Xiao Tong hayrete düşmüş bir şekilde yerde açılan yarıklara baktı.

“Ona gösteriş yapmayı denemesini kim söyledi!” Guan Guan önceki hareketlerinden dolayı hala kızgındı. Buz Perisi'nin ölmesi iyiydi, aksi takdirde pahalı ruh zırhını kaybeden şeytanı ile kendisinin neredeyse ölmesini nasıl telafi ederdi ki.

Teng Lang, Chu Mu'nun savaşını takip edemeyecek kadar meşguldü. Sadece dünyayı sarsan bir ses duydu ve kalbinde kötü bir his doğdu.

Göksel Cariye'nin ifadesi normaldi. Ruh hayvanının üst sınıf dövüşünü kontrol etmek için dikkatini ikiye böldüğünden Chu Mu'ya dikkat edebiliyordu. Dahası, gözleri kocaman baltanın iz bıraktığı yere sabitlenmemiş, bunun yerine üç kilometre ötedeki parlak buz duvarına yönelmişti...

Yükselen buz dağında duran Chu Mu'nun yüzünde bir gülümseme ortaya çıktı ve Buz Perisi'ne saldırma emri verdi!

Buz Perisi'nin figürü bu son derece parlak buz duvarının altından yavaşça ortaya çıktı. Bir süredir devam eden büyü sözleri nihayet son aşamalarına ulaştı!

Buz Aynası!

Bu Chu Mu'nun en aşina olduğu teknikti. Gözleri kan çanağına dönmüş Vahşi Buz Şeytanı'nı başarılı bir şekilde kandırıp saldırısını boşa harcamasına neden oldu. Dahası, Buz Perisi'ne büyü yapması için yeterli zaman tanımıştı!

Bir elementel dünyası ruh hayvanı uzun bir büyüyü tamamlayabilirse elementler üzerindeki doğuştan gelen kontrolleri sayesinde yüksek sınıf düşmanlarını geri çekilmeye zorlayabilecek yıkıcı bir güç yaratabilirlerdi!

Vahşi Buz Şeytanı'nın baltası ıskaladı ve Ning'in tam da istediği yere düştü!

Büyü bitti ve Ning bir çığlık attı!

Dokuz Yatay Buz Zinciri!

İlk çığlık kesildiğinde Vahşi Buz Şeytanı'nın tepesinde şaşırtıcı bir şekilde bir buz ejderhası belirdi!

“Beng!!!!!!!”

Buz ejderhası zinciri yere çöküp Vahşi Buz Şeytanı'na çarptı. Vahşi Buz Şeytanı belini bükmeye zorlanınca yer bile darbe aldı.

İkinci çığlıkla beraber başka bir buz ejderha zinciri çöktü ve vücudunun tekrar kısalmasına sebep oldu!

Üçüncü zincir, dördüncü zincir ve beşinci zincir aynı anda dalgalı buzlu zemine çarptı!

Vahşi Buz Şeytanı, buz zincirlerini kırmak için öfkeyle kükredi. Ancak, sadece beş zincirde tek bir çatlak yaratabildiğinden aslında onları kıramadı. Vücudu diz çökmeye zorlandı!

Hemen ardından, son dört zincir üstüne çöktü ve vücudunu dalgalı zemine bastırmaya zorladı!

“Buz Kılıcı Düzeni!” Chu Mu, Buz Perisi'ne emretti!

Vahşi Buz Şeytanı zincirlerle tamamen bağlıydı ve sırtı tamamen açıktı. Buz Perisi'nin bu yüksek seviye imparatoru yenmek için tek şansı buydu!

Buz Perisi durup bir süre dinlendikten sonra tekrar büyü yapmaya başladı!

Buz Kılıcı Düzeni yaygın bir buz tipi teknikti. Bu büyü bittiğinde, on dağ zirvesine benzer halka şeklinde Buz Kılıcı Düzenleri Vahşi Buz Şeytanı'nın üstünde belirdi ve hepsi aynı üstüne indi!

“Beng beng beng!!!!!!!!!”

Kılıç düzeni zemini delip geçecekmiş gibiydi. Uğuldayan rüzgarla Vahşi Buz Şeytanı'nın sırtındaki büyük erimiş kısma saplandılar!

Buz Perisi'nin saldırıları doğuştan güçlüydü ve Vahşi Buz Şeytanı'nın savunması zayıflamıştı. Yüksek seviye imparator olmasına rağmen ağır yaralanmıştı!

Tabii, ikinci Buz Kılıcı Düzeni düştüğünde Vahşi Buz Şeytanı'nın sırtı neredeyse parçalanmıştı ve vücudunu bağlayan zincirler dahi paramparça olmuştu!

Bu noktada Guan Guan ve Xiao Tong hayrete düştü. Orta seviye imparator sınıfı Buz Perisi'nin Vahşi Buz Şeytanı'na böyle bir saldırı yapabileceğini hiç beklemiyorlardı!

Onları öldürebilecek düşmanların önünde, birçok ruh hayvanı eğitmeni korkudan akıllarını kaybederdi. Sakin bir şekilde düşünemezler ve bir savaşta kendilerini savunamazlardı.

Ama Chu Mu yetenekli ve cesur bir insandı. Buz Aynası numarasının görülmesinden korkmuyordu. Sadece küçük bir şaşırtmaydı. Ancak, Buz Perisi'nin yıkıcı gücünü sonuna kadar göstermesine izin verirken aynı zamanda Vahşi Buz Şeytanı'nın aşınmış sırtına da başarılı bir şekilde saldırdı!

Bu teknik yüksek seviye imparatoru öldürememesine rağmen ciddi bir şekilde yaralayıp eski savaş gücünden eser bırakmadı!