807. Bölüm: Yeraltı Sarayı, Labirent Hapishanesi

Chu Mu, Mühürlü Şehir'in Denetleme Emri'ni aldı, artık şehre girme yetkisine sahipti.

Normalde, Mühürlü Şehir, Ruh Sarayı, Kabus Sarayı ve Ruh Hayvanı Sarayı'nca denetlenir ve devriye gezilirdi. Ancak, çoğu ruh imparatoru Semavi Şeytan Böcekleri ile mücadelede olduğundan şehrin muhafızlarının gücü büyük ölçüde zayıflamıştı.

Elbette, Ölümsüz Şehri'ne girmeden önce Tianxia yarışma yetkililerini ziyaret etmek zorunda kaldı çünkü Ölümsüz Şehri açma yöntemi onların elindeydi. Chu Mu'nun elindeki emir sadece onun girmesine izin verecekti.

Bir gözetmen olarak kabul edilmesine rağmen içeri girdiğinde Tianxia yarışma yetkilileri ona eşlik etmesi için iki üye gönderdi. Ayrıca şehirden bir şey zimmetine geçirmesini de engelleyeceklerdi.

Chu Mu şaşırdı, eşlik eden iki üyenin birini daha görmüştü. Kibirli ve gururlu mor elbiseli Genç Hanım Shan'dı.

“Güzel göğüsler ve kıç, ince bir bel…” Genç Hanım Shan'ı görünce bir sebepten ötürü Ye Wansheng'in tanımını hatırladı.

Dördüncü alemin Alem Koruyucusu turunda Ye Wansheng vardı. Bu kibirli Genç Hanım Shan'ı görünce ona laf atmıştı. Ne yazık ki, Ye Wansheng o sırada rakibi değildi ve sadece iç çekebildi: Böyle iyi bir kadın, başkalarının yatağını ısıtır olmuştu... yazık...

Genç Hanım Shan Chu Mu'yu görünce biraz şaşırdı. Nedense, Chu Mu'nun gözlerinde bir gülümseme gibi gözükmeyen bir gülümseme görebiliyordu.

“Demek sensin, Chu Chen.” Genç Hanım Shan gülümsedi.

Chu Mu başını salladı ama hiçbir şey söylemedi.

Ona eşlik eden diğer üye Ruh Hayvanı Sarayı'ndan Zhou Jinglong'du Yirmili yaşlarının sonları ile otuzlu yaşların başlarındaydı, ancak bu yaşta insanlar çoğu zaman gerçek yaşını yanlış anlardı çünkü bunların çoğu çoktan ruh imparatoru sınıfına adım atmış uzmanlardı. Açıkçası, Zhou Jinglong, hiçbir şey çalmayacağından emin olmak için Chu Mu'yu denetleyen kişiydi.

“Demek sen Ruh Sarayı'nın Chu Chen'isin. Gerçekten hem yetenekli hem de iyi görünüyorsun.” Zhou Jinglong çok samimiydi. Ayağa kalktı ve kendini tanıtırken iyi niyetini gösterdi.

Hem yetenekli hem de iyi mi görünüyor? Chu Mu, bunun bir kadını tanımlamak için kullanılan bir terim olduğunu hissetti.

...

Ölümsüz Şehri açıldıktan sonra Chu Mu şehre girmek için ruh andaçını mühürlemek zorunda değildi. Bir gözetmen olarak şehrin nerede olduğunu bilme yetkisi vardı.

“Çok şaşırmış olmalısın. Ölümsüz Şehri, Alem Koruyucusu yaptığın yer çıktı.” Genç Hanım Shan konuşurken Chu Mu'ya baktı.

“Evet, gerçekten hiç beklemiyordum. Görünüşe göre, ay tutulması sırasında açılan bu dünya kapılarının efsanesi doğruydu…” Chu Mu kasten iç çekti.

Genç Hanım Shan, ayırt edilmesi çok zor olan bir tatmin olmuş bir bakış ortaya koydu. Fakat çabucak kibirli tavrına geri döndü.

Chu Mu ifadesini fark etmedi ama içten içe gülüyordu çünkü Ölümsüz Şehri'nin burada bulunduğunu zaten biliyordu.

...

Bu harap şehrin havasına sinen karanlık, kasvetli bir ufuk ve uğursuz bir hava vardı. Zaman zaman şimşek çakarak şehri soluk beyaz renkte aydınlatıyordu. Şehir dışında duranlar kanlarının soğuduğunu hissediyordu.

Harap şehir kapılarından Chu Mu'ya doğru garip bir rüzgar esti. Chu Mu ölüm kokusu alabiliyordu.

“Bu Ölümsüz Şehri, ayrılan ruh yaratıklarını doğuruyordur, değil mi?” diye mırıldandı Chu Mu.

Ayrılmış bir ruh dünyası yaratığının doğuşu yoğun bir ölüm havası ve yaratıklar öldükten sonra çıkan yaşam gücünü gerektiriyordu. Eğer biri bu yaratıkların varlığına alışık değilse gerçekten baştan aşağı titrerdi.

“Yaşam beklentilerinin sonuna gelmeden önce gizemli bir şekilde kaldırılmış birkaç mühür oldu. Mührün içindeki yaratıklar büyük olasılıkla Ölümsüz Şehri'nde. Onları bulup yeniden kapatmamız ya da öldürmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, diğer mühürleri yanlışlıkla açabilme şansı var.” dedi Genç Hanım Shan.

"Güçleri nasıl?" diye sordu Chu Mu.

“Korkarım hepsi sahte imparator sınıfına ulaştı.” dedi Zhou Jinglong.

İmparator sınıfının ortaya çıkışı ve ruh hayvanlarının üstünde oluşu kesinlikle Ruh İmparatorları gerektiriyordu. Zhou Jinglong, bir sahte imparator sınıfına sahip bir ruh imparatoru olduğundan kendi başına bu yaratıklarla başa çıkamazdı.

“Chu Chen, bu yüzüğü al. Ölümsüz Şehri'nde dengesiz mühürleri tespit edebiliyor. Devriyede bunu yapacaksın.” Genç Hanım Shan kırmızı bir mücevher yüzüğü Chu Mu'ya teslim etti.

Chu Mu'nun yüzüğü taktığını görünce Genç Hanım Shan şöyle açıkladı: “Bu yüzük güneş ışığına benzer bir ışık yayacak. Bir mühür istikrarsızsa ışık o yere doğru parlar. Tabii ki, bu ışığın varlığını hissetmek için ruh andaçını kullanmalısın. Şimdi deneyebilirsin.”

Chu Mu yavaşça elini uzattı. Gözlerini kapadı ve algısı çevresini kapladı.

Gerçekten de, zihinsel algılama menzilinde birkaç net ışık vardı. Belli yönleri gösteriyorlardı ve ışıkların yoğunlukları birbirinden farklıydı.

“Işık yoğunsa büyük bir mühür anlamına gelir. Zayıfsa, küçük bir mühürdür. Şu anda gördüğün üçü arasındaki en yüksek yoğunlukta olan Xuan Zhen Böceği'nin mührü. Diğer ikisi muhtemelen daha zayıf ruh hayvanlarıdır ve hükümdar sınıfı yaratık mühürleri olmalıdır. Şimdilik onlar için endişelenmene gerek yok.” diye açıkladı Genç Hanım Shan.

“Bu Xuan Zhen Böceği, doğru hatırlıyorsam, bir suç işleyen Ruh Sarayı Saray Lordu'nun ana hayvanıydı. On yıldır burada kilitli.” Zhou Jinglong ekledi.

“Başka bir yaratık mühürden çıkarsa onu yakalayıp geri koyabilirsin. Ama eğer kendiliğinden kaçarsa sadece öldürebilirsin. Ölümsüz Şehri'ne gizlice giren ve cezasını bitirmemiş bu yaratığı kasıtlı olarak serbest bırakan biri olursa bu kişi ciddi bir suç işlemiş olacak.” diye açıkladı Genç Hanım Shan.

Konuşurken Chu Mu'ya, sanki ona kasten bir şey söylüyormuş gibi baktı.

Chu Mu ne demek istediğini biliyordu. Çökük Rüzgâr Ejderhası'nın mührünü kaldırdığı seferden söz ediyordu.

O zamanlarda Tian Ting, Chu Mu'nun Çökük Rüzgâr Ejderhası'nı serbest bıraktığını biliyordu fakat ihtiyaç duyduğu eşyayı almak istediğinden bu konuyu üsteleme zahmetine girmedi. Sonuçta, zirve hükümdar sınıfı Çökük Rüzgâr Ejderhası, Tian Ting için tehdit oluşturmuyordu. Serbest bırakmakla ilgili önemli bir şey yoktu.

Genç Hanım Shan, bir sebepten dolayı şu anda uyuzluk ediyordu.

Ölümsüz Şehri çok büyüktü. Yüzük istikrarsız mühürleri bulabilirdi fakat hangi yaratıkların mühürden kaçtığını belirleyemezdi.

Bütün bir araştırma gününden sonra Chu Mu ve diğerleri sadece ruh lordu sınıfında kaçan yaratıkları bulmayı başardı. Xuan Zhen Böceği'ne gelince, zekalarından onu bulamadılar.

“Görünüşe göre buraya bir araştırmacı ruh hayvanı eğitmeni göndermemiz gerekiyor. Ölümsüz Şehri'nde uçamayız çünkü bu samanlıkta iğne aramak olur."

Bir araştırmacı ruh hayvanı eğitmeni bulmak doğal olarak Genç Hanım Shan ve Zhou Yinglong tarafından ele alındı. Chu Mu'nun kendisi Ruh Sarayı'na geri döndü.

...

“Soruşturma nasıldı?” Liu Binglan, Chu Mu'nun geri döndüğünü görünce dikkatle sordu.

“Sadece kaçan zirve hükümdar sınıfı yaratıklarıyla uğraştık. Xuan Zhen Böceği'ni bulamadık.” dedi Chu Mu.

"Xuan Zhen Böceği?" Liu Binglan'ın kaşları dikildi ve derin düşüncelere dalmış gibi görünürken konuştu, “Bu Xuan Zhen Böceği büyükbaban tarafından hapsedilmişti. Saray Lordu Zhang Siyuan'ın on yıl önceki ana hayvanıydı."

“Bu kişi özel biri mi?” Chu Mu, Liu Binglan'ın ifadesinin ciddi olduğunu gördü.

“Özel birisiydi ama o kadar da özel değildi. Ancak, çok uzun zaman önce Labirent Hapishanesi'ni denetleyen Kutsal Muhafız bana Zhang Siyuan'ın gücünün atılım yaptığını ve hapishaneden kaçtığını bildirdi. Bu biraz fazla tesadüf gibi görünüyor.” dedi Liu Binglan.

“Xuan Zhen Böceği'nin serbest bırakılması onun tarafından yapılmış olabilir mi?” diye sordu Chu Mu.

“Öyle bir şans var. Bu konunun derinlemesine araştırılması gerekiyor…” dedi Liu Binglan. Ancak, bu konuyu kime teslim edeceğini düşünmeye başladığında Ruh Sarayı'ndaki neredeyse tüm ruh imparatoru sınıfı üyelerinin kendi görevlerinin olduğunu fark etti. Dahası, ruh imparatoru Zhang Siyuan ile bir ruh lordu sınıfı birisi başa çıkamazdı.

“Labirent Hapishanesi'ne bir geziye çıkmaya ne dersin? Görevi zaten kabul ettiğime göre sonuna kadar götürebilirim." Chu Mu, Liu Binglan'ın şimdilik birisini bulamayacağını biliyordu.

"Tamam. Yarın Zuo Nong'a seni Labirent Hapishanesi'ni götürteceğim ki kaçışını tam olarak anla.” dedi Liu Binglan.

Chu Mu başını salladı. Chu Mu daha önce hiç Labirent Hapishanesi'ne gitmemişti ve içeride ne kadar insan hapsedildiğini bilmiyordu.

Tianxia Alemi'nde iki büyük hapishane vardı. Biri Ölümsüz Şehri, diğeri Labirent Hapishanesi'ydi.

Tek fark, Ölümsüz Şehri'nin ruh hayvanlarını özel olarak hapsederken Labirent Hapishanesi'nin ise saldırgan ruh hayvanı eğitmenlerini hapsetmesiydi.

Hapsedilen Labirent Hapishanesi üyelerinin ruh hayvanlarının duruşma sonrasında idam edildiği ya da Ölümsüz Şehri'nde mühürlendiği bilinirdi. Bu nedenle, birinin hapis cezası sona erdiğinde veya hapishaneden kurtulduğunda, ruh hayvanı Ölümsüz Şehri'nde mühürlü olduğu için esasen sakatlanmış olacağı birçok durum vardı. Ruh her zaman işgalde kalırdı ve o ruhtan bir ruh hayvanı çağrılamazdı.

Chu Mu, Kutsal Muhafız Kaptanı Zhuo Nong ile başka bir özel alana - Labirent Hapishanesi'ne giderken Genç Hanım Shan ve Zhou Yinglong, Xuan Zhen Böceği'ni aramaya devam edecekti.

...

Labirent Hapishanesi, Chu Mu'nun hayal ettiği gibi Ruh Sarayı'nın Kutsal Bölgesi ve Ölümsüz Şehri gibiydi. Hepsi özel alanlardı.

Labirent Hapishanesi, Ruh Sarayı altına yapılmıştı. Ruh Sarayı'na girdikten sonra bir Saray Lordu sınıfı adamı Chu Mu ile Zhuo Nong'u çok ağır bir şekilde korunan bir taş saraya götürdü.

Taş sarayın çok geniş bir salonu vardı, ancak içinde hiç dekorasyon yoktu. Merkezde karanlığa doğru uzanan tek bir merdiven vardı.

Chu Mu merdivenlerden inerken ne kadar derine gittiğini bilmiyordu.

Yavaş yavaş, merdivenlerin dibinde taş sarayın salonuyla aynı olan bir yeraltı salonu ortaya çıktı. Ancak bu taş saray boş değildi. Aksine, çeşitli onurlu taş heykellerle doluydu.

Taş heykel sıraları sadece bir kişinin alabileceği bir yol oluşturdu. Yolun sonunda bir çift taş kapı vardı, havaya inşa edilmiş Kutsal Bölge girişlerini andırıyordu!!

Ancak, Chu Mu titredi çünkü bu taş giriş birkaç kalın zincirle kaplıydı. Bu, tüm girişin antik havasının birazını kaybedip sert bir aura yaymasına sebep oluyordu!