801.Bölüm: Kontrol Edilen Yüksek Seviye İmparator Sınıfı

Chu Mu nefes aldı. Altı evrede, yedinci evre sahte imparator sınıfı gücü vardı!

Yani tür sınıfı yüksek seviye imparator sınıfı olmalıydı!!

Chu Mu nadiren yüksek seviye imparator sınıfına sahip bir tür sınıfı organizma görmüştü!

“Asil kadın hala Ruh İttifakı On Altı Mücerret'inden biri. Ruh İttifakı On Altı Mücerret'i yaşlı kıdemlilere eşit, bazen onlardan bile daha güçlüler. Majesteleri ruh sarayındaki en güçlü kişi olmasa da kesinlikle en üst sıralarda yer alıyor.” dedi Yaşlı Li.

Chu Mu, asil kadın ruh sarayının saflarındaysa büyük olasılıkla üst kademe imparator sınıfı ruh hayvanlarına sahip olduğunu açıkça biliyordu. Chu Mu hâlâ bu sınıftan uzaktaydı.

    ...

Chu Mu, Xiang Yiyun'un söylediklerini takip etti ve Büyük Chu Ailesi'nde kaldı. Büyük Chu Ailesi'nin Yaşlı Ruh Öğretmeni De yüksek seviye imparator sınıfına sahip bir uzmandı. Bunun dışında, diğer oluşumların bölgeyi koruyabilecek birçok adamı vardı. Bu yüzden, organizma yüksek seviye imparator sınıfı olmasa bile Büyük Chu Ailesi'ne girmeye cesaret edemezdi.

İkinci gün, güvenlik uğruna yine Büyük Chu Ailesi'ne ayrılmadı. Bu yüzden, geceyi ruh gücünü yenilemek için meditasyon yaparak ve Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nu imparator sınıfına güçlendirerek geçirdi.

Bağlayıcı Rüzgar Ruhu dört ayda üst kademe hükümdar sınıfı olmuştu. İnsanlar genellikle üst kademe hükümdar ve sahte imparator arasında yarım yıllık bir boşluk olması gerektiğini söylese de Chu Mu dört ayın yeterli olduğunu düşünüyordu.

Bu nedenle, bu günlerde hiçbir yere gitmedi ve Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nu güçlendirmeye hazırlanmak için Büyük Chu Ailesi'nde kaldı.

    ...

Öğlen vakti, güneş yüksekteydi ve nemin dağdan inmesine sebep oluyordu.

Büyük Chu Ailesi'nin arka dağında, göz kamaştırıcı bir yıldız ışığı alev aldı ve karmaşık chu dağının daha derin kısımlarına doğru uçtu.

Bu yıldız ışığı ruh hayvanlarını sürekli olarak kutsal bir parıltıyla sarıyordu. Yalnızca büyüklüğü ve kaba şekli görülebiliyordu fakat gerçek yüzü görünemiyordu. Gizemli bir parlaklığı vardı.

Yıldız ışığının yanında bir Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu vardı. Bu Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu kanatları neredeyse şeffaftı, vücudu gökyüzünde dans ederek uçarken zarifti.

Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu belli ki çok yüksek seviyeye güçlendirilmişti ve çok da hızlı uçuyordu.

“Kardeş Lan, buradaydı. Birkaç gün önce gece yarısı, Büyük Chu Ailesi'nin sessiz ormanlarından gördüm. Bir çift kırmızı gözü vardı ve şeytani niyetleri var gibi görünüyordu. Nedense bana ve başka bir adama kilitlendi.” Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nu süren kadın konuştu.

Yıldız ışığı ruh hayvanına binen, Kardeş Lan denilen kişi Liu Binglan'dı. Haffiten yanındaki Xiang Yiyun'a baktı.

Xiang Yiyun, kelimelerinin manasını hemen fark etti, gece yarısı bir erkekle ormana kaçmıştı. Hemen kızardı ve “Kardeş Lan, düşündüğün gibi değil, onu eğlenceli buldum…”

“Bayağı büyümüşsün ama hala kendini kısıtlamayı bilmiyorsun.” Liu Binglan yavaştan konuyu değiştirdi.

“Kız kardeşim gibi doğal bir güzel olmadığımdan kendimi ancak başka şekillerde rahatlatabilirim.” dedi Xiang Yiyun, cesurca.

Konuşurken, iki kadın ruh hayvanlarını gizemli imparatorun indiği yere sürdü.

“Şu izlere bak?" Xiang Yiyun, yakındaki kayalarda ondan fazla yarık olduğunu fark etti.

“Lin, gel bakalım hangi organizmanın bu iz bıraktığına bak.” dedi Liu BInglan. Büyülü sözler tamamlandı ve üzerinde gizemli parlaklığa sahip başka bir ruh hayvanını çağırdı.

Bu ruh hayvanı daha küçük ve daha karmaşıktı, bacaklarına kadar inen saçlara sahip küçük bir kıza benziyordu. Her yeri bir parıltıyla doluydu. Yıldız Nehri ile karşılaştırıldığında daha kutsal ve parlaktı.

Xiang Yiyun, havada süzülebilen bu parlayan ruh hayvanına baktı ve “Bu Yedi Diyagram Kutsal Hayvanları'ndan biri olan ışık tipi ruh hayvanı Şafak Piyonu Cariyesi mi?" 

Liu Binglan başını salladı ve yakındaki canavarların bıraktığı bilgileri toplamaya başlamasını söyledi.

Şafak Palmiye Cariyesi bölgede uçuşup durdu. Kısa bir süre sonra, bir cevapla Liu Binglan'a ona doğru uçup kulaklarına bir dizi net ve tiz ses gönderdi. 

“Bir Semavi Şeytan Böceği.” Liu Binglan kaşlarını çatıp düşünmeye başladı.

“Semavi Şeytan Böceği? Yüksek seviye imparator sınıfı Semavi Şeytan Böceği büyük güçlü ordulara sahip olmalıdır. Buraya nasıl yalnız gelebilir. Ayrıca, Semavi Şeytan Böcekleri'nin öyle göz renkleri yok."

Liu Binglan başını iki yana salladı ve neden yüksek seviye imparator Semavi Şeytan Böceği'nin insan dünyasına geleceğini anlamadığını işaret etti.

Yüksek seviye imparator sınıfı Semavi Şeytan Böcekleri'nin zaten çok yüksek zekası vardı. İnsan dünyasına girdiği anda bir grup uzman tarafından kolayca kuşatılıp saldırıya uğrayabileceğini biliyor olmalıydı. Öyle olursa yüksek seviye imparator sınıfları bile düşerdi.

Liu Binglan bir süre düşündü ve bir cevap bulamadı. Xiang Yiyun'un önerisini dinlemek için arkasını döndü.

"N'oldu?" Liu Binglan, Xiang Yiyun'un boş boş bir köşeye baktığını fark etti ve sordu.

Xiang Yiyun çabucak kendine geldi ve çok küçük, önemsiz gibi görünen bir böcek cesedini işaret etti, "Bu... bence bu..."

Liu Binglan, bu küçük böceğin cesedini daha önce görmüştü ama ters bir şey bulamadı. Xiang Yiyun'un neden böyle bir ifade sergilediğini bilmiyordu.

“Kardeş Lan, bu... bence bu Bilge Şeytan Paraziti, vahşi organizmaları kontrol edebilen özel bir tükürük organizması!” dedi Xiang Yiyun.

Xiang Yiyun'un hatırlatmasıyla Liu Binglan da biraz şaşırdı.

Bilge Şeytan Paraziti, bu çok güçlü bir böcek tipi ruh hayvanının özel tekniğiydi. Vahşi ruh hayvanlarının beynine giren ve onları belirli bir süre kontrol edebilen bir organizma!

Bilge Şeytan Parazitleri nadir böcek tipi ruh hayvanlarıydı çünkü sadece vahşi ruh hayvanlarını kendisinden daha düşük seviyelerde kontrol edebiliyordu ve onları büyük sayılarda da da kontrol edemiyordu. Yani, Bilge Şeytan Parazitleri neredeyse ruh hayvanı olarak kabul edilemezdi.

“Küçük piyonlar gibi yüksek seviye imparator sınıfı ruh hayvanlarını kontrol edebiliyorsa, bu Bilge Şeytan Paraziti'nin ana bedeni ne kadar güçlüydü! Eğer bu bir ruh hayvanı eğitmeninin eylemleri ise…” Xiang Yiyun bu inanılmaz fikri düşündü!

Liu Binglan da kalbinin sarsıldığını hissetti. Bilge Şeytan Paraziti, ruh hayvanlarını sadece daha düşük seviyelerde kontrol edebiliyordu. Hükümdar veya sahte hükümdar sınıflarını kontrol ediyor olsa Liu Binglan çok umursamazdı, ancak kontrol edilen yüksek seviye imparator sınıfıydı!

Açıkçası, yüksek seviye imparator sınıfı Semavi Şeytan Böceği Büyük Kırık Diken Vadisi'nden geliyordu. Büyük Kırık Diken Vadisi'nin yüksek seviye imparator Semavi Şeytan Böcekleri'nin hepsi aslında yedinci sınıf veya üstündeki kabilelerde yaşıyordu. Yedinci sınıf kabileye girip yüksek seviye imparator sınıfı Semavi Şeytan Böceği'ni kontrol edebilmek, bu korkunç bir güçtü!

Liu Binglan'ın yüzü ciddileşti ve Xiang Yiyun'a baktı: “Yüksek seviye imparator sınıfı sana mı kilitlendi?”

"Tam olarak değil. Muhtemelen yanımdaki adama kilitlenmişti ama onun hiç haberi olmadığını düşünüyorum.” dedi Xiang Yiyun.

"Bu küçük bir mesele değil. Beni ona götür." dedi Liu BInglan.

"Hmm, iyi." Xiang Yiyun başını salladı. Çok korkunç bir şey olduğunu fark etti çünkü yüksek seviye imparator sınıfları bile kolayca kontrol ediliyordu!

    ...

Xiang Yiyun, Chu Mu'ya her şey çözülmeden önce özellikle Büyük Chu Ailesi'nden ayrılmamasını söyledi.

Xiang Yiyun, yüksek seviye imparator sınıfının düşmanlığının kendisine yöneltildiğini hissetti. Ve vahşi ruh hayvanının acımasızlığına ek olarak kontrol edilen vahşi ruh hayvanları insan dünyasında kesinlikle büyük yıkımlara sebep olabilirdi. Bu tür eylemler zaten insanlığı tehdit ediyordu ve başa çıkılması gerekiyordu.

"O burada mı?" Liu Binglan avlunun dışına geldi ve odadaki kişinin aurasının oldukça tanıdık olduğunu hissetti.

Liu Binglan'ı pek çok kişi bilmiyordu ve Liu Binglan da pek çok insanı, özellikle de gençleri tanımıyordu. Bu yüzden, avluya girerken bunun garip olduğunu hissetti.

Xiang Yiyun, Liu Binglan'ın tereddütünü hissetmedi ve sadece avluya girdi. Kibar olmak için uğraşmayıp Chu Mu'nun kapısını açarak gülümsedi ve “Chu Chen, kız kardeşin seni görmek için gökten bir melek getirdi.” dedi.

Liu Binglan, Xiang Yiyun'u böyle görmekten hoşlanmadı. Yavaşça odaya girerken tavrı soğuk kaldı.

Xiang Yiyun gülümsemeye devam etti. Chu Mu gibi onurlu bir adamın bile Liu Binglan'a kesinlikle bakacağını ve kısa bir sürede soğukkanlılığını kaybedeceğini düşünüyordu.

Xiang Yiyun, Liu Binglan'ın diğer insanları nadiren gördüğünü biliyordu ama görenlerin neredeyse hiçbiri bir süre normal konuşamıyordu.

Sert ve soğuk Chu Mu'yu ünlü “soğuk güzelin” önünde kekeleyip kalbi küçük bir bakire gibi atarken düşününce daha da mutluydu.

Doğası gereği soğuk ve mesafeli Liu Binglan odaya girdi ve Xiang Yiyun'un bahsettiği adamı gördü. Ancak, adamın yüzünü görünce soğuk yüzü yavaşça eriyiverdi...

Liu Binglan'ın ifadesi aslında karmaşıktı. Bir yandan, Chu Mu'yu görmekten heyecanlı ve mutluydu. Öte yandan, gece Xiang Yiyun'la çıkan adamın Chu Mu olduğuna şok oldu.

Xiang Yiyun hala Chu Mu ile Liu Binglan'ın ilişkisini bilmiyordu. Chu Mu'nun ifadesini gözlemlemeye başladığında gizlice gülüyordu.

Chu Mu çok katıydı. Büyük ziyafette bile çok az insan onu gülerken gördü. Xiang Yiyun yaramaz biri olduğundan böyle sakin ve kendine hakim bir adam gördüğünde, onu rahatsız etmek istedi. Bu yüzden bilinçaltına mesajlar göndermişti. Ancak başarısızlığı onu çok utandırdı.

Sonunda, bu sakin ve soğuk adamın gergin bir çocuk olduğunu görebiliyordu. Liu Binglan ayrıldıktan sonra onunla nasıl eğleneceğini planlıyordu.