799. Bölüm: Çiçek Tipi Ruh Hayvanı Eğitmeni, Xiang Yiyun

Önündeki kadın gerçekten baştan çıkarıcı derecede güzeldi. Prenses Jin Rou kadar nefes kesici olmasa da çok güzel birisiydi. 

Ancak, Chu Mu daha önce hiç güzel bir kadın görmemiş değildi. Yine de, bu kadın onunla sadece birkaç kez flört etmiş ve o da kendini kontrol etmeyi zorlaştırmıştı. 

Bunun tek açıklaması, havadaki eşsiz kokunun kadının parfümünden değil, daha ziyade yoğun bir afrodizyaktan gelmesiydi. 

Tıpkı çiçek tipi ve çim tipi ruh hayvanlarının genellikle havayı hipnotik veya zehirli polenle kaplaması gibi, dikkat edilmezse ve içine çekilirse sonuç iyi olmazdı. 

Şu anda, Chu Mu bilinmeyen bir çiçek tipi ruh hayvanından testosteron uyandırıcı aura hissedebiliyordu.

Chu Mu hemen ruhunu ve bedenini korumak için ruh andaçını kullandı. Bu uyarıcı maddeyi içine çekmeyi bıraktı. 

O anda, seksi ve olgun kadın küçük dilini çıkardı ve yavaş yavaş Chu Mu'nun dudaklarının köşelerine yaklaştı. 

Şehvetli bir yılan gibiydi ve çekici vücudu çoktan Chu Mu'nun vücudunun etrafına sarılmıştı. İnce kıyafetleri Chu Mu'nun bedenine sürtüşüyordu. 

"Seni kimin gönderdiğini söyleyebilir misin?" Chu Mu ruh andaçıyla korunduktan sonra sakinleşti ve ona bir soru sordu. 

"Başka kim olabilir ki? Beni buraya çağıran kalbindeki en ilkel benliğin değil mi?” Kadın panik yapmadı ve devam etmek istiyormuş gibi göründü.

Chu Mu onu itti. 

Uyarıcı polenin yanı sıra, bu kadının ona saldırmak gibi bir amacı olmadığını hissetmeseydi sadece uzaklaştırmakla kalmayıp boğardı.

Kadın itildikten sonra açıkça şok oldu. Ona düşmek üzere olan genç ve dinç bir adam tarafından reddedilmeyi hiç beklemiyordu. Bu hayatında ilk kez olmuştu. 

“Sana zarar vereceğimi mi düşünüyorsun?” Kadın çabucak tavrına çeki düzen verdi ve bir kahkaha attı. Reddedildikten sonra sakinliği sadece cazibesine ve benzersiz mizacına kat oldu. 

“Normal şartlarda buraya gelmezdim. Fang Li mi seni gönderdi?” diye sordu Chu Mu sakince.

“Fang Li? O kadar çirkin bir ruh imparatoru onu kurtarabilir mi?” Kadın acımasızca gülüp Chu Mu'ya doğru birkaç adım daha yaklaştı.

Bu kadın cazibesini korurken biraz meraklı görünüyordu. Çapkın gözleri onu bir kez daha yakından inceledi.

“Sanırım kendimizi yeniden tanıtmalıyız. Ben Xiang Yiyun'um…” Kadın reverans yapıp dolgun göğüs dekoltesini gösterdi. Sonra kaşlarını kaldırdı ve Chu Mu'ya baktı.  

Xiang Yiyun adlı kadının aniden tavrını değiştirmesine rağmen Chu Mu hala orada kaldı ve hafiften düşmanlığını sürdürdü. 

“Tamam… sana bazı yöntemlere başvurduğumu itiraf edeceğim.” Xiang Yiyun, Chu Mu'nun soğuk bakışlarını gördü ve bu kez baştan çıkarılmasının başarısız olduğunu anladı. Derhal cazibesini geri çekti. 

"Buraya gelmem de senin yüzünden miydi?" diye sordu Chu Mu.

"Evet. Kulağına fısıldadığımda dudaklarımda biraz polen vardı. Bu polenin sadece son derece akıllı insanlar üzerinde hiçbir etkisi olmayacak zihinsel bir öneri yeteneği vardır. Biraz aptal olsan bile bilinçaltında bir öneri ortaya çıkacaktır. Her halükarda, işin ortasında olsan bile baştan çıkarılmazdın. Ama dikkat etmezsen önerinin söylediği gibi yapardın. Aptal olanlara gelince, kesinlikle heyecanlanıp baştan çıkacak ve istediğimi yapacak." Xiang Yiyun'un mizacı normal bir tonda konuşurken biraz değişti. 

Xiang Yiyun'un açıklaması Chu Mu'yu sessizce şok etti.

Chu Mu, zihinsel öneri yeteneğini ilk kez duymuştu. Muhtemelen çiçek tipi ruh hayvanlarından bir özel teknikti. 

“Hangi çiçek ruh hayvanını yetiştirdin?” Chu Mu sormaya devam etti. 

"Altı Arzu Gülü." Xiang Yiyun yanıtladı. Konuşurken alaycı bir şekilde güldü, “Görünüşe göre ruh hayvanımla benden çok daha fazla ilgileniyorsun. Adamım, gerçekten kaybettim.” 

“Bunu bana neden yaptın?” Chu Mu yakınlarda tuzak olmadığını ve onu baştan çıkarmanın dışında başka niyeti olmadığını hissetti. 

Chu Mu'nun sorusunu duyan Xiang Yiyun gülümseyip birkaç adım daha yaklaştı. Nefesi konuşurken orkide gibiydi: “Tabii ki senden hoşlandığım için. İmparator ruh hayvanı oluşumuna sahip en genç kişisin. Gelecekte, hangi yüksekliklere ulaşacağını kimse tahmin edemez. Ayrıca yakışıklı ve kendine güvenen, aynı zamanda etrafında hafif bir gizem olan erkekleri severim. Oldukça dik olduğun gerçeğine ek olarak, senin gibi bir adam bulmak nadirdir.” 

“Sen de zayıf değilsin. Bana bu kadar çaba sarf etmeye gerek yoktu.” dedi Chu Mu.

Xiang Yiyun kesinlikle kendini satan normal bir fahişe değildi. Aksi halde, bir ruh imparatorunu baştan çıkarırken nasıl buraya çekebilirdi?

“Zayıf değil mi? Çok az insan beni böyle değerlendiriyor. Ben sadece savaşan ve öldüren ruh hayvanı eğitmenlerinden farklıyım. Ben çiçek türü ruh hayvanı yetiştirme konusunda uzmanım. Bazen, bu gece olduğu gibi yapacak ilginç bir şey bulurum…” Xiang Yiyun'un bakışları üzerine düştü ve gülümseyerek konuştu, “Eteğimin altında kendilerini secde eden birçok ruh imparatoru var. Dahası, bunu polen olmadan bile yaparlar. Yine de, gizli bir meyveyi gizlice yemek istediğimde başarısız olmayı asla beklemiyordum.” 

“Bir çiçek tipi uzmanısın?” Chu Mu, başka hiçbir kötü niyetinin olmadığını gördü. 

"Elbette. Son derece güçlü bir çiçek tipi ruh hayvanı eğitmeni olduğumu söylediğimde abartmıyordum.” Xiang Yiyun kollarını birleştirip büyük göğüslerini destekledi. Cilveli ve gururlu bir şekilde konuştu. 

“Bana yardım etmeni istediğim birkaç sorum var.” dedi Chu Mu.

"Söyle. Herhangi bir deneyimin yoksa bu kız kardeş sana yavaşça rehberlik edecektir. Korkma.” Xiang Yiyu kıkırdadı ve şeytani cazibesini serbest bıraktı. 

Chu Mu sakin kaldı ve sordu: “Bir kadına dönüşebilen ve başkalarını ikna edebilen bir çiçek tipi ruh hayvanı var mı?” 

Xiang Yiyun işaret parmağını kasıtlı olarak dudaklarına koydu ve sanki düşünüyordu gibi görünüyordu. Bir süre sonra cevap verdi: “Olduğunu sanmıyorum. Çiçek tipi ruh hayvanları halüsinasyon poleni kullanılmadıkça dönüşümle ilgili değildir.” 

“Öyleyse, kök salmış nefreti bile ortadan kaldıracak kadar aşırı bir şekilde kafa karıştaracak bir çiçek tipi ruh hayvanı var mı? Çiçek tipi ruh hayvanlarının bu dünyadaki en kutsal yaratıklar olduğunu hissediyorum.” dedi Chu Mu.

“Bu konuda…” bu sefer, Xiang Yiyun gerçekten kafa yordu. Düşündükten sonra şöyle dedi: “Öyle bir şey olmamalı. Çiçek tipi ruh hayvanlarının gerçekten birinin kafasını karıştıracak teknikler vardır. Ancak, çoğu bilinçaltıyla oynar. Yani sadece bilinçaltında belli bir duygu varsa kafan karışabilir. Ancak, bu kişinin gücü çok daha büyük olsa bile duyguları amaçlananın tam tersidir, yani bir duygu yaratmasını sağlayamazsın. Bu kişinin ruhu kontrol edilmedikçe tek yapabilecek budur fakat öyle bir şey yapılabilse dahi akılsız kukla olurdu." 

Chu Mu'nun kafası, açıklama yüzünden biraz karışmıştı ve tam olarak anlamadı. 

Xiang Yiyun, kişinin ifadesini ayırt etmede çok iyiydi ve Chu Mu'nun bir şey söylemediğini görünce devam etti: “Örneğin, büyük ziyafette, sende bir zihinsel öneri kullandım. Bilinçaltında, zaten bana karşı bir tür düşüncelerin vardır, hatta genel olarak bir kadına karşı isteklerin vardır. Haha, gerçek şu ki, normal bir insan olduğun sürece bu tür bilinçaltı düşünceler her zaman var olacaktır. Yaptığım şey, bu erkek bilinçaltını büyütmek ve seni düşünmeye zorlamak.  

Ama örneğin, bana karşı biraz nefretin olsaydı ve seni ikna etmeye çalışsaydım bu sadece nefretini bana karşı büyütürdü. Beni oracıkta öldürmeye bile çalışabilirdin. Bu nedenle, zihni içeren herhangi bir teknik bir kişinin bilinçaltından kaynaklanmalıdır. Bu kişi tamamen kontrolün altında değilse ikna edildikten sonra birine karşı kök salmış nefretini unutabileceğin seviyeye ulaştırmak imkansızdır.” 

Xiang Yiyun'un açıklamasını dinledikten sonra Chu Mu'nun yüreği parçalandı. 

Hain genç kadını kölesi yapmak isterse, yapması gereken ilk şey çiçek tipi ruh hayvanlarının ne tür garip yeteneklere sahip olduğunu bulmaktı. Anılarında olduğu gibi, zihni tamamen ele geçirilip onun kutsal lekesiz doğasına karşı koyamamıştı. Yoksa onu başka nasıl yenebilirdi? 

“Görünüşe göre, uğraşması çok zor bir çiçek şeytanıyla karşılaştın, değil mi?” Xiang Yiyun'un yüzünde bir gülümseme belirdi. 

"Evet. Hala ne tür bir ruh hayvanı olduğunu bilmiyorum.” dedi Chu Mu.

“Çiçek tipi olmayan ruh hayvanı belli bir yetenek seviyesinin ötesine geçebilir. Yalnızca yöntemi ve kuralı bulman gerekiyor.” Xiang Yiyun ciddi yüzlü Chu Mu'ya bakıp güldü, “Yardıma ihtiyacın olursa sana rehberlik edebilirim. Benim gibi olağanüstü bir çiçek tipi ruh hayvanı eğitmeni bulmak çok nadirdir.” 

"Peki, teşekkür ederim. Sanırım ben önden gideceğim.” dedi Chu Mu.

"Oh?" Xiang Yiyun kaşlarını dikip cilveli bir şekilde konuştu, “Gerçekten bana eşlik etmek istemiyor musun? Gece uzun ve bu kız kardeşin gidecek hiçbir yeri yok. Senin yerine gitmeye ve yavaş yavaş çiçek tipi ruh hayvanlarından bahsetmeme  ne dersin?” 

“Hayır, sevdiğim biri var.” Chu Mu acı bir şekilde güldü ve başını iki yana salladı. 

“Ayy, senin gibi ne istediğini bilen birini bulmak gerçekten nadir. Çok genç ve seçkinsin. Daha fazla temasa geçene kadar bekle ve periler kadar güzel olan ve benim gibi kollarına atılacak çok fazla kadın olacak. Evli olup olmadığınızı umursamayan, delicesine aşık olmuş birkaç kadın bile olacak. O zaman geldiğinde, kararlılığına rağmen kendine yardım edebilirsin.” dedi Xiang Yiyun. 

Chu Mu ilerlemeyi bıraktı ve başını çevirip onu baştan çıkarırken tamamen farklı bir tutumu olan Xiang Yiyun'a baktı. 

Chu Mu, bu kadının özel bir gizemli mizacı olduğunu hissetti. Ancak, her zaman bu çekici gülümseme ile saklanıyordu. 

"Sorun ne? Fikrini mi değiştirdin?” Xiang Yiyun cilveli bir şekilde güldü. 

Chu Mu tam bir şey diyecekti ki Xiang Yiyun'un arkasında gökyüzünde aşırı hızda uçan bir yaratık çıktı! 

Bu yaratık o kadar hızlıydı ki hayal etmek zordu. Gece gökyüzünde ilerleyen siyah bir kuyruklu yıldız gibiydi. Çok uzak olmayan bir dağa güzel ve şeytani bir şekilde indi. 

"O nedir?!" Chu Mu şok oldu. Ruh imparator farkındalığına güvenen Chu Mu, bunun son derece güçlü bir yaratık olduğundan emindi!