Charm of the Soul Pets - Bölüm 755:Doğal Felaket, Barbar Vadisinde Tehlike

---

755. Bölüm: Doğal Felaket, Barbar Vadisi'nde Tehlike

 

Sıradağ Barbar Vadisi'nden uzaktaydı.

 

Sun Qiming canavarını Barbar Vadisi'ne kadar sürdü. Ancak, vadiye yaklaştıkça yüzündeki şok daha da belirgindi!!

 

Çünkü, Barbar Vadisi'ne yaklaşırken büyük bir ceset yığını gördü!!

 

Panter türü cesetleri!!

 

Sun Qiming bile buna inanamadı. Başlangıçta kaybolan panter türlerinin hepsi buradaydı ve hepsi cesetti!!

 

En önemlisi, sıradağda kalan savaş izlerinden bir imparator sınıfının gücü görünüyordu!!

 

“Bu nasıl mümkün olur!! Nasıl!!” Sun Qiming şaşkına döndü. Panter türlerinin tümünün gücü büyüktü, bu yüzden nasıl böyle yok edilebilirlerdi!!

 

Kabile öldürüldü. Panter İmparatoru ölmemiş olsa bile kaçmış olmalıydı.

 

Sun Qiming başta ruh kaynağını alırken tüm panter türlerinin dikkatini dağıtmak için bir oyalama yöntemi kullanmayı düşündü. Beklemediği şey, tüm panter türlerinin öldürülmesiydi.

 

Bu, Barbar Vadisi'ndeki 30.000 kişiyi koruyan uzmanın imparator sınıfına sahip bir uzman olduğu anlamına geliyordu!!

 

Sun Qiming'in kalbi gümledi. İmparator sınıfı bir ruh hayvanı varsa kendisi bile ona rakip olamazdı.. Sonuçta, sadece onda sadece sahte imparator sınıfı vardı!

 

Sun Qiming, sahte imparator sınıfı ruh hayvanı eğitmeni ile kendisinin ruh hayvanlarının muhtemelen üst kademe hükümdar sınıfına ulaştığını biliyordu. Yedi Renkli Şehir'in gizli uzmanının tam olarak ne kadar güçlü olduğunu bilmediğinden pervasızca nasıl gidebilirdi!

 

"Hayır, Luo Hei'yi bulmalıyım. Yoksa benden daha güçlüyse kesinlikle ölürüm.” Sun Qiming aptal değildi. Panter türü kabilesini ve panter imparatorunu yenebilen biri, en azından sahte imparator sınıfına sahip bir ruh imparatoruydu.

 

Sun Qiming Barbar Vadisi'ne baktı ve artık tereddüt etmeyip arkasını döndü ve canavarını uzağa sürdü.

 

……

 

Barbar Vadisi

 

Chu Ailesi'nin endişe duyduğu bir tehlike geldi, hızlı ama şiddetli!

 

Korkunç veba!!

 

Chu Tianlin çoktan Barbar Vadisi'ndeki tüm cesetleri gömmüş olsa da, vadideki hava çok durgundu ve suyun arıtılması çok yavaştı. Nihayetinde, birkaç yüz kişinin hastalanmasına neden olan büyük bir veba patlak verdi ve her gün daha da kötüleşti.

 

Bir türe göre, veba azrailin zehiriydi. Yayıldıktan sonra herkesi öldürürdü.

 

Bu veba, Chu klanının tıbbi personelinin bile hiçbir şey yapamadığı bir şeydi. Vebayı ortadan kaldırmanın tek yolu cesetlerin kokuşmuş olduğu bu vadiyi terk etmekti.

 

“Bu nasıl olabilir!” Chu Tianheng o kadar endişeliydi ki saçında yeni beyaz saçlar çıkıyordu.

 

Chu Ailesi'nin üyelerinin çoğu ruh hayvanı eğitmeniydi, bu yüzden dirençleri daha iyiydi. Ancak, vebalar sessiz ve kokusuzdu. Hiç kimse ruh hayvanı eğitmenlerinin enfekte olmayacağını garanti edemezdi.

 

Chu Mu çadırda kaldı. Bu haber konusunda Chu Mu'nun yapabileceği hiçbir şey yoktu. Sonuçta, güçlü olmasına rağmen veba ruh hayvanlarını öldüremezdi.

 

Bunlar aslında gözle görülemeyen ufacık veba ruh hayvanlarıydı. Rastgele bir alev bu veba ruh hayvanını öldürebilirdi. Ancak, enfekte olmuş herkes öldürülmediği takdirde veba ruh hayvanları çok güçlendiğinde imparator sınıfları dahi bir şey yapamazdı.

 

Chu Mu hep bu gizli tehlikelere dikkat etmezdi. Sadece gerçekten ortaya çıktığında, ne kadar korkunç bir veba olduğunu fark etti.

 

Chu Mu çaresizce ”Qingzi burada olsaydı..." dedi.

 

Böyle bir veba sadece ruh öğretmenleri tarafından halledilebilirdi.

 

Chu Mu dışarıda yürürken daha fazla insanın enfekte olduğunu, çadırlarda zar zor nefes alıp yüzlerinin bitkinlikten solduğunu görünce endişelendi ve bu da onu bir çözüm yolu düşünmeye itti...

 

……

 

Batı Bölgesi Şehri

 

Tüm Batı Bölgesi Şehri organizmaları temizlenmişti. Biraz hasar görmüş şehir efendisi salonunda, Luo Hei öfkeyle Sun Qiming'e baktı.

 

"Yani birinin ruh kaynağımızı çaldığını söylüyorsun! Ve bu kişi imparator sınıfı gücüne sahip bir uzman!” Luo Hei'nin tüm varlığı gergin, patlamaya hazırdı.

 

"Hmm, panter türleri ile savaş Barbar Vadisi'nde gerçekleşmiş. Bu Yedi Renkli Şehir'dekilerin hala hayatta olmasının nedeni kesinlikle bu kişiyle alakalı. Bu kişinin hala mülteci grubunda olup olmadığını bilmiyorum.” dedi Sun Qiming.

 

"Qiu adındaki piç nerede?” Luo Hei sordu.

 

"Batı Bataklıkları'na doğru yol aldı. Kesinlikle on gün boyunca dönmeyecek.” dedi Sun Qiming.

 

“Birlikte Barbar Vadisi'ne gidebilir ve o kişiyi bulabiliriz.” Luo hei soğukça konuştu.

 

"Ya ikimizden de daha güçlüyse?” Sun Qiming düşük sesle sordu.

 

"Hıh, o zaman 30.000 Yedi Renkli Şehir insanı çoktan çıkardı. Coğrafyayı savunma olarak kullanmasına gerek yok. En kötü bir sahte imparator sınıfıdır!" dedi Luo Hei.

 

……

 

Hem Luo Hei hem de Sun Qiming ruh imparatoruydu. Luo Hei, kalan Batı Bataklıkları'nı bir başkasına temizleme emrini verdikten sonra, o ve Sun Qiming sessizce Batı Bataklıkları'ndan geçip Yedi Renkli Şehir'e ulaştı ve daha sonra Barbar Vadisi'ne doğru ilerledi.

 

“Bu cesetler hep birlikte sadece iki tane dokuzuncu sınıf klan ediyor. Panter İmparatoru olsa bile herhangi birimiz bununla başa çıkabilir.” Luo Hei sıradağda durup bölgedeki tüm cesetleri gözlemledi.

 

"O zaman şimdi vadiye girelim mi? Yedi Renkli Şehir'deki insanlarla nasıl başa çıkacağız?” Sun Qiming sordu.

 

Luo hei, ”Orada başka birinin ruh kaynağının sırrını bilip bilmediğini kim bilebilir..." dedi.

 

Luo Hei'in yüzünde aniden iğrenç bir gülümseme belirdi ve aklına iyi bir plan geldi.

 

……

 

……

 

Barbar Vadisi Çadırı

 

"Klan lideri, klan lideri, iki uzman vadi dışından geldi, biri kendisini Luo Krallık Efendisi olarak tanıttı, diğeri ise Tüccar Birliği'nden Patron Sun'muş. İkisi de haberci ruh hayvanlarımızın bilgilerini aldıklarını ve bizi kurtarmaya geldiklerini söyledi.” Vadinin dışında bekleyen bir Chu Ailesi üyesi hızla koştu ve Chu Tianheng'e heyecanla söyledi.

 

Chu Tianheng yüzü yalnızca endişeyle doluydu. Veba sorunu ona başka bir şey düşünecek şans bırakmıyordu. Yine de, bu üyenin getirdiği haber, Chu Tianheng'in aniden ayağa kalkmasına neden oldu!

 

Dış dünya 30.000 kişinin burada sıkıştığını öğrenip haberleri Krallık Efendisi'ne aktardıysa, o zaman Krallık Efendisi bizzat yardım etmeye gelip Yedi Renkli Şehir'i kurtarabilirdi!!

 

“O zaman…...o zaman onları çağır!” Chu Tianheng hızla söyledi.

 

"Evet, Evet!!”

 

Veba ile başa çıkamadıkları için tek yol Barbar Vadisi'nden ayrılmaktı.

 

Bu Krallık Efendisi ve Patron Sun tam zamanında geldi. Herkesi felaketin eşiğinden kurtarıyorlardı!

 

”Bekle..." aniden, Chu Tianheng üyeyi durdurdu.

 

"Klan efendisi, başka bir emriniz var mı?”

 

Chu Tianheng yanındaki Chu Qian'a baktı ve "Chu Mu'yu çağır." dedi.

 

Chu Qian durakladı ve biraz tereddüt ederek, "Chu Mu...Chu Mu gitti…”

 

"Gitti mi? Nereye gitti? Neden aniden gitti!” Chu Tianheng endişeyle sordu.

 

Chu Tianheng, Chu Mu'nun kesinlikle güvende olana kadar herkesi korumak için kalacağına inanıyordu. Veba birkaç gün önce gelip insanları daha da tehlikeye atmıştı. Barbar Vadisi için en zayıf andı, Chu Mu habersizce nasıl giderdi? Herkesten vazgeçip kendisi için kaçmış mıydı?

 

İmkansız. Chu Tianheng, Chu Mu'nun kendi ailesini buraya atacağına inanmıyordu.

 

"Çabuk, sorunun cevabını ver!” Chu Tainheng sordu.

 

“Baba, merak etme. Şöyle oldu: Bu seferki veba o kadar düşük sınıf değil. On gün içinde bir tedavi bulamazlarsa muhtemelen insanların yarısından fazlası ölecek, bu yüzden Chu Mu, vebayı bastırmak için bazı ruh nesneleri bulmak için Kabus Sarayı'na gitmeye karar verdi. Ayrıldıktan sonra herkesin daha da korkacağından ve tüm güvenini kaybetmesinden korkuyordu, bu yüzden kimseye söylemedi. Bizi korumak için burada Şeytan Ağacı Askeri'ni bile bıraktı." Chu Qian alçak sesle konuştu.

 

Chu Tianheng, Chu Mu'nun eylemlerinin ardındaki anlamı çabucak fark ederek rahat bir nefes aldı.

 

Gerçekten de, eğer beklemeye devam etselerdi, herkes panik ve hastalık tarafından yok edilirdi. Başka bir çözüm bulmak zorundaydılar, bu yüzden Chu Mu'nun eylemleri doğruydu.

 

“Keşke biraz geç gitseydi. Krallık Efendisi ve Patron Sun'un gücüyle beraber bizi güvene alabilirlerdi. Ancak, neden Batı Krallığı'nın başkentine gitmedi ve bunun yerine Kabus Sarayı'na gitti?” Chu Tianheng sordu.

 

“Bu konuda pek emin değilim.” Chu Qian başını iki yana salladı.

 

"Her neyse, önce Krallık Efendisi'yle tanışalım.” Chu Tianheng pek aldırış etmeyip çabucak çadırdan dışarı çıktı.

 

Luo Hei ve Sun Qiming vadinin dışında olmasına rağmen nasıl bir kimliğe sahipti? Boş boş dışarıda nasıl beklerlerdi? Dışarıdaki muhafızlara söylediklerinde hemen içeri girdiler.

 

Bu yüzden, Chu Tianheng çadırdan dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra yüksek konumlu Krallık Efendisi Luo Hei ve Sun Qiming'in yürüyerek geldiğini gördü.

 

Chu Tianheng Krallık Efendisi'ni hiç görmemişti ama kimsenin bu noktada sahte kimlik sunmayacağı düşüncesiyle saygıyla büyük çadırın içine ikisini de karşıladı.

 

Luo Hei çadırın içine adım attı ve doğrudan ana koltuğa oturdu. Gözleri Chu Ailesi'nin halkına baktı, kibirli ve kayıtsız görünüyordu.

 

Sun Qiming benzer şekilde, bu halka karşı kibar davranmakla uğraşmadı ve tek kelime etmeden oturdu.

 

İkilinin konuşmadığını gören Chu Ailesi üyeleri de önce konuşmaya cesaret edemedi.

 

Koltukta oturan kişi Batı Dünyası Krallık Efendisi'ydi, Batı Krallığı'ndaki en güçlü ve otoriter figür. Herkes onun önünde alçakgönüllü olmalı gerektiğinden kimse onun tavrı hakkında konuşmaya cesaret edemedi.

 

Ancak, Chu Tianheng selam verdiğinde hafiften kaşlarını çattı. İkilinin garip bir tavrı olduğunu hissetti. Herkesin hala hayatta olduğuyla tatmin olmamış gibi kasvetli ifadeler takınıyorlardı.

 

"Sizi kurtaran ve panter türlerini yok eden uzman kim?” Luo Hei sonunda konuştu, işi dolandırmadan doğrudan konuya girdi!

 

Uzmanın lafı açılınca Chu Ailesi üyeleri gururla gülümsedi. Sonuçta, güç bakımından Chu Mu bir Krallık Efendisi'ne benzerdi.

 

“Bu Chu Mu, bizim büyük kahramanımız.” Birisi çabucak cevap verdi.

 

"Evet, tek başına panter türlerinin çoğunu yok etti!!”

 

"Oh, Chu Mu?” Luo Hei, Sun Qiming'e baktı.

 

Sun Qiming başını salladı, bu ismi hiç duymadığını ifade etti.