Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

735. Bölüm: Dehşete Kapılmak, Yedi Renkli Şehir Kuşatıldı

Chu Mu'nun Beyaz Kabus'u çoktan onuncu evre üst kademe hükümdar sınıfıydı. Ruh eşyalarını aldığı sürece Chu Mu'nun başka bir imparator sınıfı güçlendirme umudu vardı.

Üç imparator sınıfına sahip olduğunda daha da güçlü olacaktı. En azından, tek başına birinci sınıf bir kabileyle başa çıkması sorun olmazdı.

Tabii ki doğru ruh eşyaları ile imparator sınıfı olabilen bir ruh hayvanı yalnızca Beyaz Kabus'tu.

Beyaz Kabus'un alt tipi olduğundan iki kat kaynağa ihtiyacı vardı.

Çoklu tip ruh hayvanları ve tek tip ruh hayvanlarının güçlendirme konusunda net bir farkı bulunuyordu. Tek tip ruh hayvanları için yalnızca doğru tip bir imparator ruh eşyası bulup güçlendirmesi yeterliydi. Bir seferlik maliyet imparator sınıfına ulaşması için yeterli olurdu.

Çoklu tip varsa o zaman çoklu tiplerle aynı bir ruh eşyası bulup imparator sınıfına güçlendirmek için gerekli kaynakların iki katını harcaması zorunluydu. Tipleri ayırıp onları ayrı ayrı güçlendiremezdi.

Kayda değer olan dövüşçü sınıfların ayrılıp güçlenemezdi çünkü bu alt tiplerde kalıcı zayıflamaya yol açardı.

Örneğin, Beyaz Kabus diğer, ateş, canavar ve karanlık tipti. Ana tipi diğer iken alt tipleri en güçlüden güçsüze; ateş, canavar ve karanlık idi.

Güçlendirmeyi ayırır ve Beyaz Kabus'u imparator sınıfına güçlendirmek için diğer tipi ruh eşyaları satın alırsa o zaman böylesi bir güçlendirme Beyaz Kabus'u imparator sınıfına çıkarırdı.  Ancak, ateş, canavar ve karanlık tipleri kalıcı olarak zayıflayacaktı. Hükümdar sınıfının ruh hayvanına kıyasla bu hükümdar sınıfındaki alt tipler işe yaramaz olurdu, bu da Beyaz Kabus'u normal bir imparator sınıfı yapardı.

Ateş tipi, canavar tipi ve karanlık tipine sahip üçlü tip ruh eşyası satın alınsa bile herhangi önemli bir etkisi olmayacaktı.

Chu Mu'nun ruh hayvanlarının gerçekte zayıflama konusunda örnekleri vardı: Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı ve Şeytan Ağacı Askeri.

Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın yıldırım tipi neredeyse gitmişti, Şeytan Ağacı Askeri'nin canavar tipi ise zayıflamıştı..

Chu Mu'nun ana ruh hayvanlarının hepsi çoklu tipti. Zhan Ye canavar ve böcek tipiydi, Beyaz Kabus'un hatta dört tipi vardı. Hepsi dipsiz deliklerdi. Öteki ruh hayvanlarının da imparator sınıfına ulaşması gerekiyordu.

Yaşlı Li yalnızca bir ruh kaynağı biliyordu. Başka bir tane bulmanın ne kadar süreceğini bilmiyordu. Yani, bu fırsatı kaçırırsa Chu Mu'nun büyümesi bayağı yavaşlayacaktı!

Chu Mu ve hain genç kadının anlaşması altı yıl içinde ölüm ve yaşama dairdi. Bu altı yıl içinde, Chu Mu'nun yüksek seviye imparator sınıfına ulaşmak için elinden gelenin en iyisini yapması gerekiyordu, yoksa o kadını nasıl kölesi yapabilirdi? Bu ruh kaynağını eline geçirmek zorundaydı.

    ...

Chu Ailesi'nin üyeleri Luo Bölgesi Tarikatı'nın şehri devralışını düşünürken Chu Mu da doğal olarak sinir bozucu Luo Bölgesi Tarikatı'nın adamlarıyla nasıl başa çıkacağını düşünüyordu.

Tartışmanın büyük bir sorun olduğu ortadaydı fakat Chu Tianheng'in başka planı yoktu. Nihayetinde Chu Tianheng yalnızca "Chu Mu, bu sefer aile tamamiyle sana güvenecek." diyebildi.

"Hmm, plan yapalım ama harekete geçmeyelim, oturup ne olacak görelim." dedi Chu Mu.

    ...

Yedi Renkli Şehir'de birçok uzman ortaya çıktığında felaket sorunu artık asıl sorun değildi.

Ancak, kimsenin beklemediği bir şey oldu!

    ...

Sabahleyin, Chu Ailesi'nin tüm gece devriyeleri aniden temas kurmadan kayboldu. Chu Tianheng'in onlardan istediği periyodik raporlar olmasa ters bir şey olduğunu fark etmezdi.

Felaket esasında güney yakasından geldiğinden güney yakasındaki devriyeler kaybolsa herkes bunun panter türü birinci sınıf kabilenin gönderdiği birlikler olduğunu tahmin edebilirdi. Ancak, diğer üç yakadan da haber gelmeyince işler garipleşti!

Her tarafla iletişim kesildiği gün birinci sınıf kabilenin hükümdar sınıfı ordusu birliklerinin geri kalanını getirdi!

Felaketin ortaya çıkmasıyla insanların dikkati doğal olarak geri kendini savunmakta olan Yedi Renkli Şehir'e döndü.

İster Luo Bölgesi Tarikatı isterse de Sun Yuan'ın oluşumu olsun, ruh kaynağını kendine istiyordu. Temel olarak Yedi Renkli Şehir'i kullanmaları gerekeceğinden şehri korumak konusunda tembellik edemezlerdi.

Sun Yuan'ın oluşumu aslında Tüccar Birliği'nden geldi. Hükümdar sınıfı ordu geldiğinde Tüccar Birliği Sun Pan adındaki adama yalnızca gidip durumu kontrol etmesini söyledi.

Luo Bölgesi Tarikatı tarafındaysa herkes dövüşmesine rağmen hükümdar sınıfları yok edildikten sonra bile rahat görünüyorlardı. Gerçekten güçlerini saklıyorlarmış gibi görünüyordu. Komutan sınıfı orduyla yüzleşirken bile itibarları lekelenir diye saldırma zahmetine girmemelerine şaşmamalıydı.

Dokuzuncu sınıf klan felaketini çözdükten sonra Yedi Renkli Şehir'in sakinleri rahat bir nefes aldı. O gece, kalan on bin kadar sakinin hepsi haberleri kutladı.

Bu sakinlerin çoğu Yedi Renkli Şehir'de kalmıştı çünkü gidecek yerleri yoktu. Chu Ailesi'nin kaldığını duyduklarından onlara inanlar da kaldı. Artık felaket geçtiğinden doğal olarak onları daha çok destekliyorlardı.

Felaket halloldu. Ancak, Chu Ailesi rahatlayamadı.

Bunun nedeni Chu Ailesi'nden olanların çoktan tüm şehirde sıkı yönetim olduğunu fark etmesiydi!

Chu Ailesi haber göndermek için şehir dışında birçok kişi yollamıştı fakat hepsi kayboldu. Hiçbiri Yedi Renkli Şehir'e dönmedi, hiç felaketin olmadığı kuzeye gidenler bile...

    ...

Felaket sonrası Yedi Renkli Şehir sakinliğe büründü fakat üç dört gün sonra garip bir ölüm hissi tüm şehri kapladı.

    ...

"Klan ustası, büyük lider Zheng Nan döndü." Chu Si, Chu Ailesi salonunda rapor verdi.

“Ne oldu?” Chu Tianheng aceleyle sordu.

Zheng Nan'ın yönettiği paralı askerlerin hepsi Chu Ailesi tarafından altınla tutuldu. Felaketin sonraki aşamalarında, yararları düşük olduğundan felaket sona erdiğinde altınlarını alıp gittiler.

Chu Tianheng, Yedi Renkli Şehir'i çevreleyen havanın çok ters olduğunu fark ettiğinden Zheng Nan'a gitmemesini söyledi. Zheng Nan, paralı ordusunun büyük olduğunu hissettiğinden Yedi Renkli Şehir'in yakınında garip bir şey olsa bile muhtemelen onları durduramayacağından ayrılmayı seçti.

Yine de, az önce ayrılan Zheng Nan'ın dönmesi bir şeyler olduğu anlamına geliyordu!

“Şu anda bilinci yerinde değil. Yanındaki diğer liderler de ağır yaralı. Paralı asker ordusundansa hiç kimse dönmedi. Onları arkada bırakıp gittiler mi gitmediler mi yoksa..." Chu Si devam edemedi.

    ...

Şehrin kuzey yakasında yakışıklı bir rüya canavarı hızla çorak yamaçlarda ilerliyordu.

Bu çevik yaratığı siyah kıyafetli genç bir adam sürüyordu. Yüzü sert, gözleri parlak, gözlerinin arasında soğuk bir parıltı vardı.

Bu adam Chu Mu'ydu. Kısa bir süre önce, Chu Mu birinci sınıf kabileye doğru yola koyuldu.

Birinci sınıf kabilenin çok hareketlenmesi Chu Mu'nun herkesi katlederek oraya girememesine sebep oldu. Biraz bilgi topladıktan sonra Yedi Renkli Şehir'e dönmeye karar verdi.

Ancak, Yedi Renkli Şehir'e döndüğü anda paralı asker ordusu ortadan kaybolmuştu. Chu Mu çabucak durumu görmek için kuzeye koştu.

...

Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı dağın üzerinden geçerken yamacın en yüksek noktasına zıplayıp aşağı doğru baktı...

Tepeler arasında, bir sürü parlak kırmızı şeyin aktığını görebiliyordu. Daha ileride, dağınık beyaz şeyler tepeler arasında hafiften görülüyordu.

Kırmızı akarsular belli ki tepeler arasında akan kandı. Beyaz şeyler ise yutulmuş cesetlerin kalıntılarıydı!

Bakan biri hiç tahmin etmeden oraların bin kişilik paralı asker ordusunun mezarı olduğunu söyleyebilirdi.

"Yaşlı Li, Yedi Renkli Şehir'de başka bir sorun mu var?” Chu Mu'nun sözleri ağırdı.

“Cidden bilmiyorum; sanırım durum biraz kontrolden çıktı." dedi Yaşlı Li.

Chu Mu'nun gücüyle, Yedi Renkli Şehir'i terk etmek çok fazla sorun olmazdı. Ancak, Chu Mu Yedi Renkli Şehir çevresinde sinsi sinsi tehlikeli yaratıklar olduğunu hissettiğinden fazla uzaklaşmaya cesaret edemedi. Chu Mu uzaklara gider ve duvarların tek bir tarafı aniden patlarsa Chu Ailesi de dahil olmak üzere Yedi Renkli Şehir'in tümü kesinlikle katledilirdi.

"Hıh, buralara gelecek cesaretin varmış." Başka bir tepeden aniden bir ruh andaçı duyuldu.

Chu Mu baktı ve Boynuzlu Hayvan süren bir ruh hayvanı eğitmeni gördü.

Chu Mu bu adamı daha önce görmüştü; hükümdar sınıfı felakete katılan Sun Pan'dı.

Hükümdar sınıfı felakete Chu Mu katılmadı. Luo Bölgesi Tarikatı ve Sun Yuan'ın oluşumu bununla başa çıkmak fazlasıyla yeterdi. Chu MuŞeytan Ağacı Askeri'ne eğitime devam etmesini söyledi.

"Sen doğuya gitmemiş miydin?" diye cevap verdi Chu Mu.

"Seni ilgilendirmez.” Sun Pan yavaça konuştu.

Gerçekten keşif için doğuya gitmişti fakat...

Gizli gücü olan bu uzman bir gizli klanla karşılaştı!

Gücüne güvenen Sun Pan dış dünyayla temas kurabilmek için doğrudan klanın içine dalmak istedi. Ancak, ruh hayvanları grubu Sun Pan'ın hayal ettiğinden çok daha güçlüydü. Kendisi içeride sıkıştıktan sonra zar zor kaçabildi.

Şehrin kuzey yakasına varana kadar kuzeybatıya doğru kaçtı ve sonra canavar grubundan kurtuldu.

Sun Pan itibarını korumak istediğinden genç adama doğu yakasından kaçtığını söylemesine imkan yoktu.

“Söyle bakalım bu tarafta durum nasıl?" Chu Mu inanılmaz derecede akıllıydı. Sun Pan'ın Boynuzlu Hayvan'ına birkaç bakışla neler olduğunu çoğunlukla tahmin etmişti.

"Çok umutlu değil. Yedi Renkli Şehir'in tamamiyle kuşatıldığı söylenebilir." Sun Pan Chu Mu'nun Şeytan Ağacı Askeri'ni görmüştü. Chu Mu şimdi başka bir yüksek seviye hükümdar sınıfı ruh hayvanı sürünce onun Tianxia Şehri'nin birinci kademe genç nesil uzman olduğunu tahmin edebiliyordu.

Sun Pan ve Chu Mu konuşurken o da Boynuzlu Hayvan'ını Chu Mu'nun bulunduğu tepeye doğru sürdü.

Özellikle kan akan dağa baktı ve bir anlık soğukkanlılığını kaybettikten sonra yavaşça konuştu, "Zayıf olmadığından durumu az çok anlıyorsun."

"Evet, birinci sınıf kabile değil, en azından onuncu sınıf klan. İster siz ister Luo Bölgesi Tarikatı için olsun, zorlu olacak." dedi Chu Mu.

"Bildiğiniz sürece sorun yok.” Sun Pan başını salladı ve konuşmaya devam etti, "Tüccar Birliği'nden geliyoruz. Ailemizden Sun Yuan burada olduğundan yolumun üstünde diye ailenizin sorununu da çözmek istedim. Ancak, karşımıza bu çıktı ve şehirde sıkışıp kaldık. Gerçi bu yaratıkların şehre niye saldırdığını bilmiyorum ama burada kalmak kesin ölüm demek."

"Biliyorum, söyleyecek bir şeyin varsa, sadece söyle.” Chu Mu elbette Sun Pan'ın tamamen dürüst olmadığını biliyordu. Tüccar Birliği'nden geliyordu, muhtemelen ruh kaynağı için gelmişti.

"Luo Bölgesi Tarikatı'ndan olanlar kesinlikle sadece kendilerini umursayacak ve kaçacak bir yön seçecek. Zayıf değilsin ve hala gençsin. Bu kadar küçük bir ailenin yanında kalmanın ve ölmenin bir anlamı yok. Bize katılabilir ve başka bir yönden kaçabilirsiniz.” dedi Sun Pan.