Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

725. Bölüm: Art Niyetli Luo Bölgesi Tarikatı

Ana salonda otururken ilk gelen dede Chu Ming oldu. Chu Mu dedesini görünce hem sevindi hem de üzüldü. Sonuçta, yaşlı adam git gide zayıflıyordu. Kimse ne kadar dayanabileceğini bilmiyordu. Eğer bu felaketler yüzünden rahatsızlanırsa vefat edebilirdi.

İnsan ömrü ancak kişinin kendi gücünü yükselterek uzatılabilirdi. Normalde, kişinin ömrünü uzatmasının tek yolu ruh imparatoruna ulaşmaktı. Yani, Chu Ming'in yaşlanması konusunda Chu Mu'nun yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Biraz fazla heyecanlanan yaşlı bir adam olarak birkaç cümle eder etmez yoruldu. Chu Mu birkaç kişi çağırıp Chu Ming'i dinlenmeye götürmelerini söyledi.

"Vücudum git gide zayıflıyor, akşam yemeğinde... Önce amcanla ve onlarla konuş... Aile şu anda büyük bir sıkıntı içinde..." Chu Ming öksürdü ama isteksiz olsa da salondan ayrıldı.

Chu Mu başını salladı, yaşlı adamın koluna girip onu biraz yürüttükten sonra ana salona geri döndü.

Chu Mu ana salona döndükten sonra onu gören Chu Tianheng ve Chu Tianlin daha da heyecanlandı.

Chu Mu kibarca onlara seslendi, iki amcaysa onu soru yağmuruna tuttu. Chu Mu hiçbir şey saklamadan hepsini yanıtladı.

“Bu, gücünün bayağı artmış olduğu anlamına geliyor. Bu felakette bayağı stres atabileceksin galiba." dedi Chu Tianheng.

Chu Mu'nun gücü başlangıçta Chu Tianheng'inkine çok yakındı. Bu kadar yıl geçtiğinden Chu Mu artık muhtemelen tüm klandaki en güçlü kişiydi. Büyük Chu Ailesi ve Luo Bölgesi Tarikatı yardıma geldiği sürece bu felaketi gerçekten durdurabilirlerdi.

“Bu felaketi kökünden çözeceğim, amca ve ikinci amca artık endişelenmenize gerek yok.” dedi Chu Mu, ciddiyetle.

“Kökünden çözeceğini söylemek yapmasından kolay..." Chu Tianheng çaresizce başını iki yana salladı.

Kökünden çözmek? Chu Tianheng yılladır buradaydı ve felaketin korkunç gücünü uzun zaman önce anlamıştı. Batı Krallığı Efendisi tüm bölgelerden dövüşmek için uzman getirmediği sürece felaketi kökünden kurtulmanın imkanı yoktu.

Batı Krallığı Efendisi ve bölge efendilerine gelince, kendi bölgeleri güvendeyken neden Yedi Renkli Şehir için saldırıya geçeceklerdi ki?

Chu Tianheng ve Chu Tianling Chu Mu'nun mevcut gücünün hayal edemeyecekleri bir noktaya ulaştığına inanıyordu. Ancak, bir felaket Büyüleyici Dünya'yla karşılaşmak durdurması için tüm bölge uzmanlarını gerektirdiğinden Chu Mu'nun tek başına durdurabileceğine nasıl olur da inanırlardı?

Chu Mu tam konuşacaktı ki özel bir gül kokusu burnuna ulaştı. Daha kokuyu tamalmadan önünde enerjik ve güzel bir kız belirdi.

“Haha, gerçekten döndün. Küçük klanımızı çoktan unuttuğunu sanıyordum." Chu Ying Chu Mu'nun omzuna vurdu ve rahatça konuştu.

Chu Mu, Chu Ying'i tanıdı. Chu Ying'in tavrını bildiğinden şefkat dolu bir biçimde başını sallayıp hiçbir şey demedi.

“Neden şimdi daha çok şu akademisyenler gibi bir his veriyorsun? Önceden bildiğin katiller gibi soğuktun." Chu Ying hemen sordu.

Akademisyen?

Bu kelime Chu Mu için çok fazla kullanılıyordu. Chu Mu yalnızca kendini saklayıp önceki gibi sürekli duygusuz bir yüz sergilemeye alışmıştı.

"Kendine gel, görgü kural nedir unuttun mu? Geç şuraya our, ben sana söyleyene kadar da konuşma!" Chu Tianheng, Chu Ying'ye bir bakış attı.

Chu Ying isteksiz görünüyordu fakat Chu Tianheng'e karşı çıkmaya cesaret edemeyeceğinden usulca kenara oturup öylece parlak gözleriyle Chu Mu'yu izledi. O bir şey söylemese bile Chu Mu, ruh hayvanlarının ne kadar güçlendiğini sormak istediğinin farkındaydı.

Chu Tianheng, Chu Mu'nun binlerce kilometre öteden geldiğini bildiğinden daha kendine gelemeden felaketten bahsetmenin doğru olmayacağını biliyordu. Bu yüzden, akşam yemeğinde konuşmaya devam edene kadar Chu Mu dinlensin diye kadın bir kahya çağırdı ve ona Chu Mu'yu temiz bir odaya götürmesini söyledi.

Chu Mu dinlenmeye ihtiyaç duymadığından odasına gittikten sonra hiperaktif Küçük Gizli Ejderha'yı dışarı çıkarttı.

İki ay geçmişti, bunun bir ayı savaşla geçmişti. Küçük Gizli Ejderha çoktan ikinci evre dördüncü aşama olduğundan gücü bir bakıma düşük seviye savaşçı sınıfındaydı.

Artık zamanları olduğundan Küçük Gizli Ejderha'yı alıştırma yapmak için avluya çıkarttı.

"Shashasha~~ ~ ~ ~ ~ ~ ”

Küçük Gizli Ejderha egzersiz yapabileceği için mutluydu. Avluda bir kaya görünce camgöbeği vücudu aniden parladı ve camgöbeği parıltı pençelerinde toplandı!

Camgöbeği parıltı bir ejderhanın gücünün temsili olduğundan patlayan güç kendi gücünden çok daha güçlüydü!

“Beng!!!!!!”

Bir insan kadar yüksek olan kaya Küçük Gizli Ejderha tarafından doğrudan paramparça edildi ve parçaları her yere saçıldı.

"Ejderha gücünü kullanınca alt seviye savaşçı sınıfına ulaşıyor. İmparator güçlerini kavradığında gücü yine bayağı artacaktır." Chu Mu, Küçük Gizli Ejderha'nın ikinci evrede bu kadar vahşi olduğunu görünce duygulandı. Kısa ibr süre sonra, Küçük Gizli Ejderha muhtemelen Batı Krallığı'nda savaşma cesaretine sahip olacaktı.

“Ling~~~~~~~~Ling~~~~~~~”

Chu Mu Küçük Gizli Ejderha'yı eğitirken Buz Perisi'nin çan gibi sesi aklında yankılandı.

Ning uyandı!

Chu Mu çok sevindi ve çabucak Ning'i çağırmak için bir büyü kullandı.

Ning'in gücü kesinlikle kat kat artmıştı. Chu Mu onu çağırdığında neredeyse tüm avluyu dondurdu. Chu Mu hemen Ning'e aurasını yaymayı kesmesini söylemese tüm Chu Ailesi malikanesi donmuş olurdu.

"Dokuzuncu evre yüksek aşama üst kademe hükümdar!" Chu Mu çok sevindi. Ölümsüz Buz Toprağı'nın işe yaraması Buz Perisi'ne büyük faydalar sağladı. Onu sadece üst kademe hükümdara çıkarmakla kalmadı, ayrıca dokuzuncu evre yüksek aşamaya çıkardı.

Dokuzuncu evre yüksek aşama üst kademe hükümdar gücü muhtemelen onuncu evre yüksek aşama hükümdara benzerdi. Dokuzuncu evre yüksek aşamadan onuncu evreye yükseltmek ise zor değildi.

“Bu seferki felaket küçük değil. Birkaç gün içinde güçlerini göstermen için sana güveneceğiz.” Chu Buz Perisi'ni okşadı ve gülümsedi.

Chu Mu'nun Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nun elinde elementel grup saldırı vardı ama rüzgari tipi saldırısı nihayetinde buz tipiyle kıyaslanamazdı. Buz Perisi tabii ki de ana gücü olarak hizmet vermeliydi.

”Ling~~~~~" Buz Perisi samimi bir şekilde gülümsedi, Chu Mu'ya yeni güçleri göstermek için yanı tutuşuyordu.

    ......

Chu Mu akşam yemeğe gelenlerden Xiao Yi ve Sun Yuan dışındaki herkesi tanıyordu çünkü hepsi geçmişinden kişilerdi.

Chu Tianheng önce Chu Mu'yu ağırlamak içi birkaç söz söyledi ve ona kadeh kaldırdı. Diğerlerine gelince, doğal olarak Chu Mu'nun Chu Ailesi'ndeki konumu bildiklerinden onunla bir süre hoşbeş ettiler.

Bayan Xiao Yi ve Sun Yuan'a gelince, Chu Ailesi'nin bir genç nesil üyesine karşı neden bu kadar misafirperver davrandıkları konusunda kafaları karışmıştı. Asil konuklar olarak kendileri bile böyle bir muamele görmediği bilinmeliydi.

Gerçi akşam yemeği olsa da, yaklaşmakta olan felaket nedeniyle konu yine oraya vardı.

“Bu seferki hangi sınıf felaketti? Hiç doğru dürüst haber var mı?" Chu Mu da asıl endişenin bu meseleyi çözmek olduğunu hissettiğinden sormak için ağzını açtı.

"Muhtemelen dokuzuncu sınıf felaket. Yaklaşık üç gün içinde, güçlü ruh hayvanları tarafından sınır dışı edilecek hizmetkar sınıfı klanlar olacak. Ardından, daha güçlü ruh hayvanları ortaya çıkacak." dedi Chu Tianheng.

Dokuzuncu sınıf felaketi duyan Bölge Efendisi prenses Xiao Yi'nin yüz ifadesi değişti, "Dokuzuncu sınıf felaket ise dokuzuncu sınıf bir şehrin yok olacağı kesin. Daha önceden yalnızca sekizinci sınıf olduğunu söylemedin mi?"

Chu Tianheng acı acı güldü, “Dokuzuncu sınıf ancak kaba bir tahmin olabilirdi. Bayan Xiao Yi cidden uygun bir zamanda gelmedi."

“Onuncu günde felaket gelecek."

"Kalmayı seçtğine göre güney, batı ve doğru tarafını da savunmak zorundayız. Doğu tarafı kesinlikle en vahşi saldırılara maruz kalacağından ailemiz orayı savunmakla yükümlü olacak. Luo Bölgesi Tarikatı ruh lordu sınıfında bir grup uzman gönderecek. Yarın gibi burada olurlar, bize batı tarafını savunmak yardımcı olacaklar. Doğu tarafı tuttuğumuz paralı askerler ve Büyük Chu Ailesi'nin yardımcılarınca halledilecek..." Büyük Chu Ailesi iş bölümü yapmaya başladı.

Çoktan şehri nasıl koruyacakları konusunda ayrım yapmışlardı. Ancak, felaket seviyesi yükseldiğinden yeni üyelerle beraber işler tabii ki de biraz değişiyordu.

Chu Tianlin konuştuktan sonra Chu Mu'ya baktı ve sordu, "Chu Mu, ne düşünüyorsun?"

"Luo Bölgesi Tarikatı neden yardım etmeye razı oldu?" Chu Mu merakla sordu.

"Bu... Beşinci amcanın Luo Bölgesi Tarikatı'nda tanıdıkları var. Ancak, amcanın tanıdıkları tarikatta pek yükseklerde olmadığından cidden garip. Yine de bu sefer birkaç ünlü uzman geliyor. Onlar olmasa Yedi Renkli Şehir'de kalmaya ben de cesaret etmezdim." dedi Chu Tianlin.

“Demek öyle... Yardım olması iyi..." Chu Mu bundan başka çıkarımlarda da bulundu.

“Peki senin bir düşüncen var mı, yoksa benim söylediğim şekilde mi savunmalıyız?" diye sordu Chu Tianheng.

Herkes Chu Mu'yu en güçlü kişi olarak gördüğünden doğal olarak tavsiyelerini dinleyeceklerdi.

Chu Mu başını iki yana salladı, verecek bir fikri yoktu.

Hizmetkar sınıfı ordu mu? Mükemmel, Chu Mu'nun Küçük Gizli Ejderha'sının eğitime ihtiyacı vardı ve kaç tane ortaya çıkarsa çıksın öldürecekti.

Savaşçı ve komutan sınıfı ordulara gelince, saldıran gruplarla başa çıkmayı Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'na, Şeytan Ağacı Askeri'ne ve Buz Perisi'ne bırakacaktı. Chu Mu bunu hiç endişe duyulacak bir şey gibi görmedi.

Aksine, Luo Bölgesi Tarikatı'nın gelişi bir şeyler olacağını hissettirdi.

Mantıken, Luo Bölgesi Tarikatı'nın gücü Batı Krallığı'nın çok ötesindeydi, hatta birkaç ruh imparatoruyla bile iyi ilişkileri vardı. Luo Bölgesi Tarikatı çoğunlukla memnun etmek için güçlü veya yüksek potansiyele sahip adaylara bakardı. Chu Mu, Luo Bölgesi Tarikatı'nın neden Chu Ailesi'ne yardım edecek uzman göndermeye bu kadar istekli olduğunu anlayamadı.

"Genç Efendi, fazla kafa yorma. Ya Qin Menger Alem Savaşı'nın kazanının Chu Ailesi'nden olduğu haberini Luo Bölgesi Tarikatı'na götürdü ve tarikat da bir zeytin dalı uzatıyor, ya da bahsettiğim ruh kaynağı için geliyorlar. Gerçekte, arada bir kaynağı ele geçirme şansları var mı diye kontrol etmek için geliyorlar. Bu sefer, Yedi Renkli Şehir'in tehlikeden kaçmasına yardım etmek asıl niyetler değil. Daha fazla bilgi almak ve ruh kaynağının yerini belirlemek için gelmeleri asıl niyetleri. Bence ikinci seçenek daha muhtemel duruyor." dedi Yaşlı Li.