Çevirmen: Çıngıraklı

Editör: Mariposa

720. Bölüm: Batı Krallığı'na Dönüş

Kıdemli Liu yarı şeytan kasırgasından on gün sonra Chu Mu'nun yanına vardı.

İlk cümlesi neden Tianxia Şehri'nden ayrılmak için bu kadar istekli olduğunu sormaktı.

“Daha fazla eğitim için gitmek istediğimi söyledim." Chu Mu'nun acilen ruh hayvanlarının gücünü arttırması gerekiyordu. Sonuçta, o kadar çok ruh hayvanı eğitmeninin üst kademe hükümdar sınıfı darboğazı Chu Mu için bir engel teşkil etmiyordu.

Kıdemli Liu ona zaten işkolik demeye başladığından dürüstçe konuştu, "Tian Ting öldükten sonra Ruh İttifakı'ndan birkaç kişiden gizlice kurtuldum. Ama sonradan Tian Ting'in yerini alması için başkasını göndereceklerine inanıyorum. O da aynı şekilde, Yedi Günahlı Tilki'ni çekmeni söyleyecek."

Chu Mu başını salladı ve kasvetli bir şekilde, "Biliyorum, ki o yüzden buradan hemen gitmek ve başka büyük şehirlere uğramamak istiyorum." dedi.

Kıdemli Liu başını salladı, "Bence kimliğin daha açığa çıkmadı. O yüzden Chu Chen ismini kullanabilirsin. Birkaç gün önce, Ruh İttifakı Efendisi'nin doğrudan yasaklı aleme gittiğine ve insan dünyamızda olmadığına dair haberler aldım..."

"Yasaklı alemden mi geçmiş?" Chu Mu şok oldu!!

Xiling Bölgesi'nden geçtiğinde orası doğrudan güneybatıya yasaklı alemine bağlanan bir yerdi. O zamanlarda, Chu Mu yalnızca insan aleminden birazcık dışarı çıkmıştı ama çıkar çıkmaz bir imparator sınıfı Krallık Efendisi'yle karşılaşmıştı!

Biri yasaklı alemi engin bir deniz olarak görecek olursa o zaman Mavi Galaktik İblis İmparatoru'nun Büyüleyici Dünya'sı yalnızca ufak bir sahildi. Buradan yasaklı alemden geçmenin ne kadar şok edici bir şey olduğu görülebilirdi!

"Hmm, sadece İttifak Efendisi yasaklı alemden doğrudan geçebilir." Kıdemli Liu söyledi.

“O… Neden doğrudan yasaklı alemden geçti. Yasaklı alemin öteki tarafında özel bir ruh hayvanı falan mı var?" Chu Mu hemen sordu.

Yaşlı Liu başını iki yana salladı, "İşte onu bilmiyorum. Daha ben bile öteki tarafa geçemedim. Ruh İttifakı Efendisi'nde yasaklı alemden geçecek yetenek olsa da geçmesi biraz zaman alacaktır. Yani birkaç yıl yok de sen şuna."

Kıdemli Liu'nun söyledikleri Chu Mu'yu bayağı sakinleştirdi. Hatta içinden dua etmeye başladı, "Ruh İttifakı Efendisi umarım imparator sınıfı ruh hayvanının ötesinden bilinmeyen bir şeyle karşılaşır da oracıkta ölüverir."

İttifak Efendisi birkaç yıl buralarda olmayacağından Chu Mu da rahatça gücünü geliştirebilirdi. Aslında, Ruh İttifakı Efendisi döndüğünde yine Tian Ting gibi birini gönderirse kendisinin rakibi dahi olmazdı.

"Ruh İttifakı Efendisi  yasaklı alemden her geçişinde gücü artıyor. Gerçekten de en güçlü insan. Bunca yıldır hiç kimse düşmanı olmaya cesaret edemedi. Chu Mu, sen, Chu Tianmang ve Liu Binglan'ın ruh hayvanı eğitmeni yeteneğini miras aldığından harika bir temelin var. Büyümek için çok çaba harcıyorsun. Ancak, ona karşı çıkacak olursan sonun baban gibi olabilir. Şanlı geleceğini kaybeder ve hayatının geri kalanını..." Kıdemli Liu'nun sesi alçaldı ve Chu Mu'ya bakıp gerisini söylemeye cesaret edemedi.

Bir ruh hayvanı yüzünden gerçekten İttifak Efendisi'ni kışkırttığını görmek istemiyordu. Chu Mu sonuçta çok iyi bir ruh hayvanı eğitmeniydi ve gerçek uzmanların alemine ulaşma şansı yüksek olan sayılı insanlardan birisiydi.

"Amca, merak etme, dikkatli olacağım.” dedi Chu Mu, ciddiyetle.

Kıdemli Liu'nun uyarısını anladı. Ancak, Mo Xie'den vazgeçip hiç endişelenmeden gücünü arttırmasını söylemesi ona kendini daha çok yürüyen bir ceset gibi hissettirecekti. Başarılarının gelecekte ne kadar büyük olacağının bir önemi  yoktu.

Bu yüzden, şu anki düşmanı dünyanın en güçlüsü olsa bile amacından sapmayacaktı.

"Ayy, bu adamın ne kadar güçlü olduğunu daha anlamıyorsun gibi. O kadar güçlü ki dünyadaki Ruh Saraylar'ının hepsi yolundan kaçınır... Her neyse, birkaç yıllığına sorun olmayacaktır. Ruh İttifakı Efendisi hiç ipucu bulmazsa sır öylece kaybolup gidebilir. Kendi yolunu çizdiğine göre onu izle." Kıdemli Liu, Chu Mu'yu artık ikna edemeyeceğini biliyordu.

Daha fazla üstelemek istemediğinden hafiften omzuna vurdu ve ellerini arkasında birleştirip yürüyüp gitti.

Chu Mu gidişini izledikten sonra arkasını dönüp kendi odasına yöneldi.

Kendisi her zaman bir şimşek kadar hızlıydı. Baştan başlamak zorunda olduklarından ikinci şafakta ayrılmak zorundaydılar.

Gitmeden önce Şiddetli Rüzgar İblis İmparatoru genç ruh hayvanını Yaşlı Ruh Öğretmeni De'ye verip ona Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nu güçlendirebilecek rüzgar tipi ruh eşyalarıyla takas edecek iyi bir alıcı bulmasını söyledi.

Yaşlı Ruh Öğretmeni De itiraz etmeden alıp Chu Mu için hesap işlerini halledeceğini söyledi. Bu noktada artık bırak bir kıdemliyi, bir hane hizmetkarı olarak davranıyordu.

Söylense de yapacağı işi reddetmedi ve Bağlayıcı Rüzgar Ruhu'nu imparator sınıfına güçlendirme düşüncesinin imparator sınıfı Şiddetli Rüzgar İblis İmparatoru eğitmekten çok daha akıllıca olacağını ifade etti.

Son gecesinde sessizce Prenses Jin Rou'yla vedalaştı. Prenses Jin Rou onuncu alemden döndüğünden beri bir işle meşgul olduğundan hiç ortaya çıkmamıştı.

Chu Mu bu kadını hiç anlayamıyordu. Vedalaşmaya gittiğinden fazla kafa yormadı ve direkt olarak Tianxia Şehri'nden ayrıldı.

Tianxia Şehri'nden çıktığı anda gökyüzünün yerle birleştiği ve insan içindeki tüm endişeyi söküp atan ufka baktı. Atını dehledi ve Tianxia Şehri'nin ovalarına doğru koşturdu...

    ...

    ...

Yeşil ovalarda, yavaşça uzaklara süzülen bir mavi su kemeri vardı...

Nehir geniş ve derindi, üstünde bir sürü tekne görülebiliyordu.

Bunların çoğu Batı Krallığı ve Zhanli Krallığı arasında ticaret yapan tüccarlarındı.

Batı Krallığı'nın kahverengi toprağı Zhanli Krallığı'nda olmayan bir şeydi. Kahverengi toprak, birçok saray katının yapımında kullanılan önemli bir inşa malzemesiydi. Ne zaman krallık nehri boyunca saray benzeri bir yapı yapılacak olursa bu tüccarlar sürekli Batı Krallığı'ndan gemilerle mal taşırdı.

Tabii, nehir iki krallıktan da geçtiğinden on tane büyük şehrin su kaynağıydı. Bu aynı zamanda nehri bir ulaşım yolu yapıyordu. Seyahatlerde tehlikeyi önlemek için, krallıklardan geçmek zorunda kalan birçok kişi konuk tekneleriyle seyahat etmeyi tercih ediyordu.

Batı Zhan Nehri'nin manzarası çok güzeldi, bu da orayı akademisyenler ve leydiler için popüler bir turistik yer kılıyordu.

Birçok farklı konuk teknesi vardı. Normal tekneler çok düşük evre su elementleriyle nehirden yukarı yavaş yavaş itiliyordu.

Biraz daha yüksek sınıf olanlar daha güçlü su tipi ruh hayvanı teknikleriyle itiliyordu.

En yüksek sınıf olanlar nehrin içinden ilerliyordu. "Patron" denilen tekneler ise büyük bir su tipi ruh hayvanı grubunca itildiğinden hızı koşan bir ruh hayvanından aşağı kalmıyordu.

"Oh, yolcu gemisi Chu klanınınmış, ilginç." Büyük gemilerden birindeki beyaz kıyafetli genç bir adam düşünceli bir halde çenesini ovuşturdu.

Tekneler çok hızlı olduğundan genç adamın etrafına su sıçratıyordu. Bu his, böylesi sıcak bir yaz gününde cidden ferahlatıcıydı.

“Hehe, daha yeni alındı. Chu klanı Lu klanıyla anlaşma yapıp almak için birçok uzman kullandı. " Kaptan gülümseyerek açıkladı.

Tabii ki de gülümsüyordu çünkü bu önündeki bu genç adam az önce tüm bir komutan sınıfı tekneyi kendine kiralamıştı.

Komutan sınıfı bir tekneye en az yüz kişi binebilirdi ve pahalıydı. Kaptan daha önce bu kadar parası olan birisini görmemişti.

Genç adam ahşap korkuluğun yanında durdu ve sıçrayan suyu izlerken kendi kendine mırıldandı, "Yolumda olduğuna göre bakalım klan ne diyecek. Dedem ve amcam n'apıyor acaba..."

Komutan sınıfı tekneyi kiralayan genç adam elbette ki Chu Mu'ydu.

Tianxia Şehri'nden ayrıldıktan sonra batıya ilerledi ve geri Zhanli Krallığı'na yöneldi.

Tabii rotası farklıydı. Mesela, bu Batı Zhan Nehri Chu Mu'nun önceden geçmediği bir yerdi.

Nehri görünce gece gündüz bilmeden yaptığı seyahate ara vermesi gerektiğini düşündü ve biraz gümüş harcayıp en hızlı konuk teknesini nehirden yukarı, kaynağına doğru açtırdı, ki orası da Chu klanının ana üssüydü.

Chu Mu'yu çok şaşırtan şey klanın bu sınır ötesi anlaşmayı yapacak gücü olmasıydı. Yalnızca bir konuk teknesi olsa da, birçok büyük şehre uzanan bir nehir olduğundan konuk tekneleri kesinlikle kazançlı bir işti...

Chu Ailesi Gangluo Şehri'ndeyken asıl zanaatinin sekizinci ve dokuzuncu sınıf şehir olduğunu hatırladı. Onuncu sınıf bölgeye kadar uzanma şansları yoktu. Şimdi bu kadar büyük bir bölgeye yayıldıklarından klan son birkaç yılda bayağı büyümüş olmalıydı.

"Genç efendi, bir ruh imparatoru bir krallığın gücüne güç katabilirsiniz. Krallık sahibi olursanız tüm kaynakları sizin olur. En kötü krallıklarda bile en kötü bir sahte imparator sınıfı vardır. Genç efendi Batı Krallığı'nın kaynaklarını almayı düşünmelidir. Tahminlerime göre aylık ruh üretimi 100'e yakın olmalı. Hatta, bazı ruh kaynağı daha kazılmadı bile. Hepsi kazılırsa başka bir büyük altın kaynağı çıkar." dedi Yaşlı Li.

"Sadece yüz ruh mu? Eğer altınla hesaplayacak olursak krallığın tümü yalnızca 10 milyar gelir elde ediyor olmaz mı?" diye sordu Chu Mu.

"Genç efendi, daha kaç kere aptal birinin bile 1 ruhu 100 milyon altınla takas etmeyeceğini söyleyeceğim! Ruhlar altınla kıyaslanamaz, tamamen farklı bir seviyedeler! Şimdi, ruhlar az olduğundan her yerde felaket kol geziyor. İmparator sınıfları giderek önem kazanıyor. Böyle zamanlarda, birisi gidip 1 milyonu 1 ruhla takas etmeye çalışsa bile razı olacak birileri çıkar!"

"Ruhlardaki dalgalanmalar hep çok yüksek olduğuna göre felaket falan olmalı. 1 ruha 100 milyon altın en altı sınır..." dedi Yaşlı Li.

"Tamam, gerçi hala kullanacak 1000 ruhum var. Daha fazla imparator sınıfım olduğunda üstümdeki yük kalksın diye sabit bir gelir bulmalıyım. Şu ruh kaynağı sorunundan kurtulmak için ailemi kullanmayı düşüneceğim." dedi Chu Mu.

Chu Mu'nun artık bir Krallık Efendisi'yle savaşacak gücü olduğundan bir klana yardım etmesi büyük sorun olmamalıydı.