Charm of the Soul Pets - Bölüm 654: Yedinci Andaç Ruh Lordu'na Geçiş (1)

---

 

Bölüm 654: Yedinci Andaç Ruh Lordu'na Geçiş (1)

 

Mavi Kâbus'un enerjisi çok büyük değildi, hatta önceki enerjiye kıyasla oldukça azdı. Ancak akmakta olan devamlı üç ruh enerjisi vardı. Güç en yükseklere ulaşmıştı.

 

Ruh gücü bedeninde öylece durmuyordu. Chu Mu ruh andacıyla ruh gücünü kendi ruhuna aktarıyordu.

 

Ancak bu enerjilerin hepsi, ruhları alevli olan Kâbuslar'dan geliyordu. Bu yüzden bu üç enerji akımının negatif bir etkisi de vardı. Chu Mu'nun ruhunu dehşet derecede yüksek bir ısıyla yükseltiyorlardı!

 

Chu Mu'nun ruhu zaten yüksek ısılardaydı ve Kâbus enerjisinin de eklenmesi ateşe benzin atmak gibi olmuştu!

 

Beyaz Kâbus üç Kâbus yutmuştu. Chu Mu'nun ruh dünyasında camgöbeği, mavi ve beyaz renkli şeytan alevleri dönüyordu  Bu üç şeytan alevleri birbirine karışmıştı ve böylece yanma etkisi ikiye katlanmıştı.

 

Bir de Chu Mu ne kadar Kâbus ruh enerjisi kullanırsa ateş o kadar güçleniyordu. Sanki tüm dünyası şeytan alevleriyle kaplanmıştı.

 

Chu Mu'nun ruh dünyası şu anda şeytan alevlerinden oluşan bir araf gibiydi. Ruh, arafın hem efendisi olabilirdi hem de tutsağı. Binlerce kez dövülecekti, ya kül olacaktı ya da küllerinden doğacaktı. Ateş ve sudan geçecekti!

 

Chu Mu, oturduğu yerde oldukça sakin duruyordu. Sakin sakin geçiş yapıyordu. Ancak yedinci andaça geçiş için Chu Mu tüm enerjisini ruhuna vermek istiyordu. Kullandıkça ruh ısısı yükseliyor ve hissettiği acı da artıyordu.

 

Ama dayanması ne kadar zor olursa olsun Chu Mu'nun dayanması ve tüm enerjiyi emmesi gerekiyordu. Yoksa her şey mahvolacaktı!

 

Chu Mu kendi kendine “Biraz daha! Biraz. Biraz daha ruh gücüm olsa...” dedi.

 

Chu Mu ısının fazla yükseldiğini hissettiğinde ruh enerjisinin hâlâ yetersiz olduğunu fark etti. Yedinci andaca geçecek kadar gereken enerjiyi toplayamazsa yakında tüm enerji dağılacaktı...

 

Ama Beyaz Kâbus yutmaya devam edemiyordu. Chu Mu bu gereken son ruh hayvanı enerjisini nereden bulabilirdi? Chu Mu'nun sinirleri bozulmuştu. Yoksa geçişi yapamayacak mıydı?

 

Beceremezse bir ya da iki ay daha beklemesi gerekecekti ancak onun böyle bir vakti yoktu...

 

    ...

 

Ting Lan ağzını eliyle kapatıp “Chu Mu'nun gözleri yanıyor.” dedi. Şok içerisindeydi.

 

Chu Mu gözlerini kapatmıştı ama yine de gözlerinin içindeki alevleri görmek mümkündü. Alevler tarafından yutulan bronzdan bir heykel gibi duruyordu!

 

Li Hen ve Shang Heng de endişe içerisinde Chu Mu'ya baktı. Bu garip bir manzaraydı, sanki vücuduna bir Kâbus yapışıyordu...

 

Kâbus Saraylı yarışmacılar da şok içerisinde Chu Mu'yu izliyordu. Bir Kâbus efendisini yutmasını kontrol edemediğinde, efendisi şeytan alevleriyle yanardı. Chu Mu'nun durumu da aynı böyleydi; sanki bir Kâbus ruhunu yutuyordu!

 

“Jiang Yiteng... Ruh hayvanlarımız bu Beyaz Kâbus'un karşısında duramaz. Pes edelim.” Xing Yang'ın yüzü bembeyaz olmuştu.

 

Jiang Yiteng'in yüzü seğirip duruyordu. Chu Mu'nun şeytan alevleri içerisinde olduğunu görünce solgun yüzünde bir gülümseme belirdi. Heyecan dolu ve çılgınca bir gülümseme!

 

Jiang Yiteng “Hahaha, ateşle oynadı! O kadar Kâbus yuttu ki ruhları döndü ve kendi ruhunu yaktı. Ruhu çok zayıf ve bu enerjiye dayanamıyor!” diyerek güldü.

 

“Tamam da ruh hayvanlarımız...” Xing Yang çoktan iki ruh kaybetmişti ve Chu Mu'nun Beyaz Kâbus'u savaş alanını tamamen ele geçirmişti. Durum böyle devam ederse tüm ruh hayvanları ölecekti.

 

Jiang Yiteng “Yoksa sen teslim olmak mı istiyorsun? Hıh. Dört ruhum yaralansa bile böyle bir şey yapmam. Zaten yetiştirmesini aştı, şimdi onu öldürme zamanı!” dedi.

 

Jiang Yiteng uzlaşmaya yanaşacak biri değildi. Kaybetmektense her şeyi göze alırdı. İşte böyle biriydi. Chu Mu, en güçlü Kâbus'unu öldürmüştü. O da tüm gücüyle Chu Mu'yu öldürmeye çalışacaktı!

 

Xing Yang acı içerisinde dişlerini sıktı. Savaş hiç beklemediği bir noktaya gelmişti. Kâbus Sarayı'nın en güçlülerinden biri olarak, onun da bir onuru vardı. Jiang Yiteng pes etmediğine göre o da kuyruğunu kıstırıp kaçamazdı. Kâbus Saraylılar yetişirken ölümlerine de hazırlanırlardı!

 

Xing Yang “İblis Peri'min kendi ruhunu yakıp başka bir ruh çalma yetisi var. Beyaz Kâbus'unun on saniyeliğine başka bir teknik kullanmasını engelleyebilir. On saniye içerisinde onu öldürebileceğinden emin misin?” dedi.

 

Jiang Yiteng “Evet!” dedi.

 

Xing Yang'ın İblis Peri'sinin sıra dışı karanlık yetenekleri vardı. Kendi ruh gücünü yakarak başka bir ruh hayvanının ruhunu çalabiliyordu!

 

Tabii ki bu kendinden üç seviye zayıf olan ruh hayvanlarına karşı normalde işe yarıyordu. Ama Xing Yang'ın İblis Perisi Chu Mu'nun Beyaz Kâbus'undan neredeyse üç seviye zayıftı. Bu tekniği kullanıp da Beyaz Kâbus'un bedenine girerse ateşe atlamış gibi olacaktı. 10 saniye içerisinde Beyaz Kâbus onu küle döndürürdü!

 

İblis Perisi, gölgede kamufle olabilen garip bir yaratıktı. Hemen Beyaz Kâbus'una kitlendi ve Beyaz Kâbus'un Tunda Buz Canavarı'yla oyalanmasından istifade ederek gölge oldu ve Beyaz Kâbus'un içine girdi!

 

“Nie!” Bedenine bir şeyin girdiğini fark eden Beyaz Kâbus öfkeyle bağırdı.

 

Beyaz Kâbus, intihar görevine çıkan bu yaratığı dokuz yeraltı şeytan alevleri kullanarak öldürmek istedi. Ancak içindeki alevleri çağırdığında bir şeyin bunu engellediğini fark etti. Bedenindeki şeytan alevlerini kontrol edemiyordu!

 

“Nie!” Beyaz Kâbus öfkelenmişti.

 

Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştı. Chu Mu, ruh andacı geçiş sürecindeydi ve Beyaz Kâbus'a bunu nasıl çözebileceğini söyleyemezdi. Beyaz Kâbus'un elinden gelen tek şey bu garip varlığın bedeninde dolaşmasıydı.

 

Xing Yang “Başardım. Hemen onu öldürüp ruh hayvanlarımızın intikamını almalısın!” diyerek vahşice gülümsedi.

 

Jiang Yiteng başını salladı ve Büyük Yıldırım Yılan Aslanı'na emri verdi!

 

Gök Gürültülü Sonik Patlama!

 

Büyük Yıldırım Yılan Aslanı'nın en güçlü tip tekniği buydu. Gök gürültüsüyle bir patlama gerçekleştirerek kişinin ruhunu delen bir ses yaratırdı.

 

Düşman, bu tekniğe karşı bir savunma yapmazsa mutlaka yaralanırdı!

 

Gök Gürültülü Sonik Patlama çok dehşet bir teknikti. Büyük Yıldırım Yılan Aslanı bu tekniği kullanınca insanın kulakları patlar, gözlerinden ve burnundan kanlar akardı!

 

Tabii ki bu güçlü teknik kişinin kendisine de zarar veriyordu!

 

Büyük Yıldırım Yılan Aslanı bu tekniği kullanınca Chu Mu'nun ve Ye Qingzi'nin ruh hayvanlarının hepsi sesten etkilendi.

 

Ses fiziksel bir zarar vermiyordu ama ruh hayvanının kulak zarını etkileyerek bilincini kaybetmesine sebep olabiliyordu.

 

“Cı!”

 

Beş yüz metre yukarıdaki yarışmacıların hepsi elleriyle kulaklarını kapattı. Ruh andaçları düşük olan ruh hayvanı eğitmenleri de etkilenmişti ve kulaklarından kanlar gelmeye başlamıştı.

 

Sese dayanamayan ruh hayvanları öfkeyle kükremeye başlamıştı. Hatta dayanma gücü zayıf olan birkaç ruh hayvanı gökten düşmüştü. Muhafızlar onları zamanında kurtarmasa paramparça olacaklardı!

 

Jiang Yiteng “Tundra Buz Canavarı, onu öldür!” diye emretti.

 

Tundra Buz Canavarı ruhunu zaten hazırlamıştı ve bu yüzden ses saldırısından çok etkilenmemişti.

 

“"Hou hou!”

 

Tundra Buz Canavarı uzun kollarını salladı ve Mo Xie ile Kara Savaş Canavarı'nı yolundan çekti. Dört nala Chu Mu'ya doğru koşmaya başlamıştı şimdi!

 

Tundra Buz Canavarı dokuzuncu faz üst kademedeydi ve ancak Kâbus'dan başka ruh hayvanları onu kısıtlayabilirdi, onunla gerçek anlamda savaşamazdı. Ayrıca Gök Gürültülü Sonik Patlama'dan etkilenen ruh hayvanları buna tepki vermekte zorlanmıştı.

 

“Beng! Beng! Beng!”

 

Tundra Buz Canavarı iki ruh hayvanını kenara fırlattıktan sonra yukarı sıçradı. Buzulları andıran bedeniyle yüz metreye yükseldi ve Chu Mu'nun yirmi metre ötesine indi!

 

Tundra Buz Canavarı, Chu Mu'ya bu mesafeden tek bir pençeyle ölümcül bir darbe indirebilirdi!

 

Ye Qingzi kulaklarını tutuyordu. Ses saldırısı bilincini dondurmuştu ve görüşü bulanmıştı.

 

Tundra Buz Canavarı'nın Chu Mu'nun önüne geldiğini görünce panikledi.

 

Chu Mu o anda savunmasızdı ve Tundra Buz Canavarı ona saldırırsa şüphesiz hemen ölürdü!

 

Chu Mu tehlikeli bir durumdaydı!

 

Ye Qingzi ruh andacını kullanmak istedi ama konsantre olamıyordu ve bir efsun bile söyleyemiyordu. Kalbi ateşler içerisindeydi. Chu Mu'yu korumak için ne yapması gerektiğini bilemiyordu!

 

“Chu Mu, uyan!” Ye Qingzi zar zor ruh andacını kullandı.

 

Chu Mu bir saniye sonra ölecekti!

 

Yer sarsıldı ama oturan Chu Mu hâlâ bir tepki vermiyordu!

 

    ...

 

Chu Mu'nun ihtiyacı olan bir gıdım daha güçtü. Bu, Chu Mu'yu son derecede sinirlendiriyordu.

 

Bu sefer başaramazsa uzun bir süre beklemesi gerekecekti.

 

Tam da Chu Mu çaresiz bir durumdayken kulaklarından ruhuna bir ses girdi!

 

Ruhunu yakan şeytan alevleri varken bu sesi görmezden gelmek istedi..

 

Ama saldırıya uğrayan Chu Mu çok heyecanlanmıştı!

 

Ses saldırısı ruhunu vurduğunda ruhu en yüksek noktada durmuştu ve sonraki seviyenin tam sınırındaydı. Ses saldırısı da ona yardımcı oldu. Chu Mu'nun güçlü altıncı andaç Ruh Lordu ruh andacını da yönlendirmesiyle Chu Mu'nun ruhu sınırı aştı ve yedinci andaç Ruh Lordu seviyesine ulaştı!

 

Chu Mu bu tekniğin nerden geldiğini bilmiyordu ama sahibine karşı büyük bir minnettarlık duyuyordu. Bu enerji tam da en çok ihtiyacı olduğu anda gelmişti!

 

Yedinci andaç demek kişinin yüksek andaç Ruh Lordu olması demekti. Bu çok iyi bir şeydi.

 

Kişinin ruh andacı güçlenince ruh gücü de artardı. Ayrıca bir ruh anlaşması daha yapabilirdi. Bunlar heyecanlanmaya değecek şeylerdi.

 

Ama en önemlisi de Mo Xie evrim geçirebilecekti!

 

Mo Xie birazcık uyarılmayla sahte imparator olabilirdi!