Bölüm 638: Ayrılmadan Önce Son Dokunuş Li Hen Günü Kurtarır

avatar
2331 15

Charm of the Soul Pets - Bölüm 638: Ayrılmadan Önce Son Dokunuş Li Hen Günü Kurtarır


 

Bölüm 638: Ayrılmadan Önce Son Dokunuş Li Hen Günü Kurtarır

 

Xian Guanghan'ın Batan Güneş Kartalı yavaş yavaş yaklaşıyordu, yüzünü altından bir miğfer gizliyordu.

 

Biri bir ilaç şişesi açmıştı ve Xia Guanghan bu fırsattan istifade ederek Chu Mu ve diğerlerine yaklaşmıştı. Chu Mu'nun işini halletmeden önce onun gardını indirmesini bekliyordu.

 

Ancak Xia Guanghan, Chu Mu'nun Mo Xie'sinin kokusunu bu kadar net bir şekilde hatırlamasını beklemiyordu. Chu Mu'ya yaklaşması kendini açığa çıkarması demekti.

 

Chu Mu dikkatle altın zırhlı adama bakmaya başladı. Eskiden Chu Mu bu adamın karşısında bir karınca gibiydi. Onu ayağıyla ezebilirdi.

 

Chu Mu o zaman daha 15 yaşındaydı. O yaştayken Chu Mu'nun gözünde Xia Guanghan'ın gücü aşması imkânsız bir engeldi.

 

Ancak aradan o kadar sene geçtikten sonra Xia Guanghan işte tekrar karşısına çıkmıştı. Chu Mu o zamana kıyasla çok güçlenmişti ve artık ondan çok da farklı değildi. Büyük düşmanıyla karşı karşıya gelen Chu Mu korkuya kapılmadı. Hatta korkudan ziyade bu adamı ezip geçmek ve eski düşmanını yenmek istiyordu!

 

“Wu wu wu wu!”

 

Mo Xie'nin Xia Guanghan'a duyduğu öfke çok büyüktü. Chu Mu ona sakin olmasını söylemişti ama Mo Xie gözlerindeki nefreti engelleyemiyordu!

 

Chu Mu ve Mo Xie birbirini uzun süredir tanıyor ve ikisi de birbirine karşı derin duygular besliyordu. Zamanında Xia Guanghan neredeyse onun ve Chu Mu'nun işini bitiriyordu. Ruh anlaşmasının bozulmasıyla oluşan ruhsal acıyı ikisi de hissetmişti. Chu Mu yerde kıvranırken Mo Xie'nin de ruhu titriyordu.

 

O zamanlar Mo Xie zayıftı ve elinden bir şey gelmemişti. Ama şimdi Mo Xie çok güçlenmişti. Neredeyse dokuzuncu fazdaydı.

 

Bu Batan Güneş Kartalı'na saldırıp onu parçalamak ve Xia Guanghan'ı mahvetmekten başka bir şey istemiyordu!

 

“Bu adamı siz mi öldürdünüz?” Xia Guanghan kasıtlı olarak sesini kısmıştı, yerdeki Duan Xinze'nin kafasını gösteriyordu.

 

Xia Guanghan bu kafayı tanımıştı. Bu dokuzuncu seviye mahkum Duan Xinze'ydi, âlemin en yüksek onuru. Gücü büyük ölçüde kısıtlanmıştı ama yarışmacıların çoğu için yine de zorlu biri sayılırdı. Bu dört kişinin onu öldürebilmiş olması Xia Guanghan'ı şaşırtmıştı!

 

Shang Heng “Evet. Ruh Sarayı'ndan Chu Chen onu öldürdü. Aslında biz bir şey yapmadık.” diye Chu Mu'yu övdü.

 

“Oh? O kadar iyi ha?” Xia Guanghan'ın yüzünde hayret belirdi.

 

Xia Guaghan'ın önceden elde ettiği bilgilere göre Chu Mu'nun gücü büyük kuvvetlerin ilk onu arasındaydı. Chu Mu Ruh Sarayı'nda gizlenirken Xia Guanghan yarışmaya girememişti. Bu yüzden Xia Guanghan Chu Mu'nun üstüne Zhuo Xiao'yu salmıştı.

 

Ancak şimdi şaşırmıştı çünkü Chu Mu dokuzuncu seviye mahkum Duan Xinze'yi yenmeyi başarmıştı. Bu da gücünü gizlediği anlamına geliyordu.

 

Ancak hayret etmiş olsa da korkmamıştı. Duan Xinze'nin gücü büyük ölçüde sınırlanmıştı ve Xia Guanghan'la aynı seviyede değildi. Saldırabilirse Chu Mu'yu kolaylıkla öldürebilirdi!

 

Chu Mu bir şey demeden Ye Qingzi'nin yanında duruyor ve kendini hazırlıyordu.

 

Doğrudan çatışma işe yaramazdı. Xia Guanghan'ı yense bile gücü sebebiyle ruh hayvanları yaralanırdı ve bir hayvanının bile yaralanması Chu Mu'nun âlem geçişine devam etmesini zorlaştırırdı.

 

Ye Qingzi, bu değişim ne kadar ani olsa da Chu Mu'daki değişikliği fark etmişti.

 

Önce altın zırhlı muhafıza sonra tekrar Chu Mu'ya baktı. Chu Mu'nun bu adama karşı mesafesini koruduğunu fark etti. Bu tam da savaş için gereken mesafeydi!

 

Ye Qingzi, Chu Mu'nun neden bir muhafıza karşı bu kadar ihtiyatlı davrandığını anlayamamıştı. Muhafızlar Göklerin Altındaki Savaş'taki büyük kuvvetler tarafından seçiliyordu. Bu insanlar sıkı kurallara göre hareket ediyordu ve işleri mahkumların yarışmacılara zarar vermesini engellemekti. Böylesine ihtiyatlı olmaya gerek yoktu.

 

Ye Qingzi ruh andacıyla “Chu Mu sorun nedir?” diye sordu.

 

Chu Mu ruh andacını kullanarak “Bu bahsettiğim düşmanım.” dedi.

 

Ye Qingzi'nin yüzünde hemen bir şok belirdi. Chu Mu'nun büyük düşmanının muhafız kılığında belireceği aklının kıyısından geçmezdi. Bu da Chu Mu'nun düşmanının genç nesilden olmadığı anlamına geliyordu!

 

Ye Qingzi aptal değildi, hemen şokunu gizledi.

 

Savaş daha başlamadığından bu da karşı tarafın bir şeyden korktuğunu ve hemen saldırıya geçmeyeceğini gösteriyordu.

 

Ancak güvenlik için Ye Qingzi yine de ruh hayvanlarına Xia Guanghan'ın Batan Güneş Kartalı'nı izlemelerini söyledi. Bir şey olur olmaz hayvanları Batan Güneş Kartalı'na saldıracaktı.

 

Ye Qingzi ruh andacıyla “Ne yapmalıyız? Savaşacak mıyız?” diye sordu.

 

Chu Mu ruh andacıyla “Şimdilik değil. Ting Lan ve Shang Heng hâlâ burada, bana saldırmaya cesaret etmeyebilir.” diye cevapladı.

 

Xia Guanghan yarışma muhafızı olarak dördünü öldüremezse şüphesiz Göklerin Altındaki Savaş'ın yetkililerinin cezasına uğrardı.

 

Hem Chu Mu'nun hem de Ting Lan'ın Ruh Sarayı'ndaki konumları çok yüksekti. Xia Guanghan başarı şansı çok yüksek değilse harekete geçmezdi.

 

Ting Lan “Muhafız, bizi dağın aşağısına götür. Yarışmadan çekiliyoruz.” dedi.

 

Xia Guanghan kafasını salladı. “Ruh hayvanlarınızı çağırıp Batan Güneş Kartalı'ma çıkın.”

 

Ting Lan ve Shang Heng ‘in savaşmaya devam etmek gibi bir niyeti yoktu. Onların limiti sekizinci âlemdi. Devam etmeye çalışırlarsa muhtemelen mahkumlar karşısında mağlup düşerlerdi.

 

“Ruh hayvanlarınızı geri çağırmayın!” ama tam da ikisi ruh hayvanlarını çağıracakken Chu Mu ruh andacıyla onlarla iletişime geçti.

 

Ting Lan ve Shang Heng ruh hayvanlarını geri çağırıp kartala binerlerse Xia Guanghan şüphesiz ikisini de anında öldürürdü. Xia Guanghan acımasız biriydi ve onları öldürme fırsatını asla kaçırmazdı.

 

Ting Lan donakaldı ve hemen Chu Mu'ya sordu ruh andacıyla: “Neden? Muhafız geldi işte. Güvendeyiz.”

 

Chu Mu ruh andacını kullanarak Ting Lan ve Shang Heng'e “İyi dinleyin beni. Paniklediğinizi sakın belli etmeyin. Sakin davranın ve Ye Qingzi'ye gizli bir şey söylüyormuş gibi yapın.” dedi. “Aslında bu muhafız benim düşmanım. Çok acımasız biridir. Beni öldürmek istiyor. Ruh hayvanlarınızı çağırırsanız hemen sizi öldürüp kendi ruh hayvanlarını çağırır!”

 

Chu Mu, Ting Lan ve Shang Heng'e paniklememelerini söylemişti ama muhafızın kendilerini öldüreceğini duyunca ikisinin de gözleri değişmişti...

 

Xia Guanghan da keskin gözlere sahipti. Chu Mu ve diğerlerinin yüz ifadelerini yakından takip ediyordu. Durumda bir terslik olduğunu fark etti.

 

Xia Guanghan kendi kendine “Acaba beni tanıdı mı? İmkânsız. Yüzüm kapalı ve auram gizli.” dedi.

 

Chu Mu tarafından fark edilmişse harekete geçmesi gerekirdi. Ceza alacak olsa bile sürekli evrim geçiren bir ruh hayvanı ele geçirme şansını kaçıramazdı!

 

Xia Guanghan onları izlerken Chu Mu da onu izliyordu. Chu Mu, hemen Xia Guanghan'ın gözlerinden saldırıya hazırlandığını fark etti!

 

Birden şiddetli bir rüzgâr esti.

 

Havada biri belirmişti. Xia Guanghan ve ruh hayvanı birbirlerinin öldürme niyetlerini keşfederken kanat tipi bir ruh hayvanı havadan önlerine indi.

 

Kanat tipi ruh hayvanının üstünde altın zırhlı bir adam vardı. Hayvanından indi.

 

Bu muhafızın yüzü Xia Guanghan gibi miğferle kaplı değildi. Hatta Chu Mu ve diğerlerini görünce rahatlamıştı.

 

Adam gülümseyerek “Sizi bulmam uzun sürdü. Başka bir muhafızdan burada büyük bir mahkum grubu olduğunu duydum.” dedi.

 

Sözlerini bitirdikten sonra meslektaşını fark edip onu da gülümseyerek selamladı.

 

“Li Hen ağabey!” Ting Lan bu adamı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti.

 

Li Hen'in belirdiğini gören Chu Mu da rahat bir nefes aldı.

 

Chu Mu, Xia Guanghan'ı öldürmek için sabırsızlansa da onun işini Göklerin Altındaki Savaş'tan sonra halletmeyi tercih ederdi. Şimdi Mo Xie evrim geçirmek üzereydi ve evrim geçirdiği vakit Xia Guanghan'ın işi bitmiş demekti!

 

Li Hen tüm samimiyetiyle “Chu Chen ve Ye Qingzi. Siz kardeşimi kurtardınız. İleride ne isterseniz isteyin bana söyleyin. İki elim kanda olsa gelirim!” dedi.

 

Xia Guanghan'ın yüzü kararmıştı. Li Hen'in ortaya çıkmasıyla kenara çekilmişti ve Chu Mu'nun kendisini tanıyıp tanımadığını tartması gerekiyordu. Eğer tanımışsa şüphesiz Li Hen'e ona saldırmasını söylerdi.

 

İblis Evi'nde yıllar önce bir ruhu ağır yaralanmamış olsa Xia Guanghan Li Hen'den korkmazdı. Ancak şu an Li Hen'in rakibi olabilecek bir durumda değildi.

 

Chu Mu, Xia Guanghan'ın geri çekildiğini fark etti. Li Hen'in onu öldürebileceğinin farkındaydı.

 

Chu Mu hemen ruh andacını kullanarak Li Hen'le konuştu: “Li Hen ağabey aslında bir isteğim var. Senin gibi altın zırh giyen adam Kâbus Sarayı'ndan Xia Guanghan. Benim büyük bir düşmanım ve sen gelmeden önce bana saldırmayı planlıyordu. Şükür vaktinde geldin.”

 

“Oh? Demek öyle. Onu öldürmene yardım edeceğim!” Li Hen'in sırtı Xia Guanghan'a dönüktü ve yüzünde bir gülümseme belirmişti.

 

Chu Mu “Kasıtlı olarak kenara çekildi. Saldırdığın an korkarım kaçacaktır. Onu yerinde tutmak zor olur. Birazdan Ting Lan ve Shang Heng'i dağdan aşağı indirirken onu da yanına al. En iyisi ona göz kulak ol, bana karışmasın.” dedi.

 

Chu Munun âlem geçişine devam etmesi gerekiyordu. Sekizinci âlemde elenirse ne Ye Qingzi için mirası elde edebilirdi ne de kendisinden kaçan kadın kuklayı bulabilirdi. Ayrıca bu kaçan kadınla ilgili daha fazla ipucu da elde edemezdi!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44322 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr