Bölüm 580: Bilinmeyen Lider, Tuzağın Yakınlarında

Katillerin lideri çadırındaydı, gözleri kapalı ve sessiz.

Bu lider de genç nesildendi ve ikinci sınıf bir üyeydi. İkinci sınıf Ruh Lorduydu.

Ruh Lordu seviyesine gelindiğinde güç arttırmak çok zor olurdu. Katillerin lideri şu anda ikinci andaçtan üçüncü andaça geçmeye çalışıyordu. 

Katillerin hepsi elitlerden oluşuyordu. Ormanda tuzaklar döşemişlerdi; bırakın kampın merkezine gelmeyi ormandan geçebileceklerin sayısı bile azdı.

Bu sebeple lider çadırında endişesizce oturuyordu. Konsantre olmuştu, yetiştirme yapıyordu.

Birden lider ayak sesleri duydu ve kaşlarını çattı. Burnundan soluyarak, "Size beni rahatsız etmeyin demedim mi?!" 

Katillerin lideri gözlerini açarak kendisini kimin rahatsız ettiğine baktı. Aniden yüz ifadesi değişti ve ayağa kalktı. İçeri giren adamın karşısında diz çökerek korkuyla: "Lordum, kulunuz gelenin siz olduğunu bilmiyordu. Lütfen affedin beni... Lütfen," dedi. 

"Durum nasıl?" diye sordu adam umursamazca. 

"Üç ölümüz var. Muhtemelen ikinci sınıftaki gizli uzmanlardan birinin eseri. Yaşlı Dokuz'un durum raporu daha gelmedi ancak başarılı olmuş olsa gerek," diye cevapladı lider. 

"Buraya gelmeden önce Chu Chen'in elinde ölen o üç kişiyi gördüm. Yoksa bu Chu Chen de gizli uzmanlardan biri mi?" dedi adam.

"Chu Chen mi? Kulunuz onu öldürmeye adam gönderdiğinin farkında değildi," Lider hafifçe başını kaldırdı ancak adamın gözlerinin içine bakmaya cesaret edemiyordu.

"Bir zamanlar Hapishane Adasının Kralıydı, vahşi doğada bir grup tenekeden çok daha iyi hayatta kalabilir. Belki de yakınlarda gizleniyordur da değersiz canlarınızı her an almayı bekliyordur!" Adam gözleriyle ateş saçıyordu. 

"Kulunuz dikkatsiz davrandı. Kulunuz dikkatsiz davrandı," dedi katillerin lideri, "Merak etmeyin Lordum. Kendisini gösterirse onu yakalarım. Shen Efendi bu görevi çoktan bize verdi!" 

"Hao Efendi size başka talimat verdi mi hiç?" diye sordu adam.

"Başka talimatlar?" diye düşündü lider ve sonra da cevapladı, "Hayır. Sizin ve Shen Efendinin emirlerini dinliyoruz biz."

"Efendiniz sizden özellikle bir şey yapmanızı istedi mi?" diye sorularına devam etti adam.

"Kulunuz daha önce efendiyi görmedi ancak yedinci alemde olduğunu biliyor. Lordum, neden geldiniz? Alem geçiş göreviniz..." Katillerin liderinin sesi garipleşmişti.

Sözleri ağzından çıkar çıkmaz adamın gözlerinde bir değişiklik oldu.

"Lue!!!!!”

Birden keskin bir ışık geçti ve kılıcının ucu liderin boğazını kesti; adamın damarı paramparça olmuştu . 
Birden her yer kan gölüne dönmüştü! 

Liderin gözleri genişlemişti. Soruyu sorarken gerçekten de gardını yükseltmişti. 

Ancak yine de geç tepki verebilmişti.

Hayatı ellerinden kayıp giderken önündeki adama bakakaldı. Görüşü yavaş yavaş bulanıklaşırken adamın yüzü ve hâlinin değiştiğini gördü, sanki başka bir insan olmuştu. 

Chu Mu ruh andacını yayarak kan kokusunu kontrol altına aldı, dağılmasını engelledi.

Katillerin liderinin cesedinin yanında duruyordu. Lider yetiştirmesine dalmışken Chu Mu da bir Hayal Alemi yaratma şansı yakalamıştı.

Hayal Alemine girdikten sonra lider farkında olmadan Chu Mu'yu efendisi sanmıştı. Chu Mu da bundan istifade etmişti.

Liderin sıkı bir eğitim aldığını ve her an tetikte olduğunu biliyordu. Bu yüzden Chu Mu konuşurken oldukça dikkatliydi.

Aynı anda Chu Mu liderin dikkatli cevaplar verdiğinin de farkındaydı. Chu Mu'ya işe yarar bir bilgi vermiş sayılmazdı, ta ki lordunun yedinci alemde olduğunu söyleyene kadar.

Chu Mu bu grubun Shen Yicheng'den emir aldığından emindi bu da Shen Yicheng'in de yedinci alemde olduğu anlamına geliyordu. Dahası muhtemelen yarışma yetkililerini öldüren ve bu katilleri kullanarak ilk bitirmeye çalışan da oydu.

Katillerin lideri Shen Yicheng dışında bir kişiye daha lord diye hitap etmişti. Bu kişi oldukça önemliydi ve muhtemelen perdenin arkasından insanları kontrol eden çocukluğunda karşılaştığı genç kızla bir ilişkisi vardı.

Chu Mu çoktan bu kadına yaklaştığını hissediyordu, kadın adım adım Göklerin Altındaki Savaşındaki planını uyguluyordu.

Chu Mu kadının kafasına eseni yapmasına izin veremezdi. Yedinci alemde nasıl tuzaklar kurmuş olursa olsun Chu Mu'nun bunları bulması lazımdı. 

"Genç efendi, şüpheli biri var gibi hissediyorum..." Yaşlı Li'nin sesi duyulmuştu.

"Kim?" diye sordu Chu Mu.

"Liu Zhang," dedi Yaşlı Li.

"Neden şüpheli olduğunu düşünüyorsun? En azından birlikte yol alırken hiç şüpheli bir davranışta bulunmadı," dedi Chu Mu.

Chu Mu nadiren başkalarıyla takım olurdu. Takım olsa bile her zaman diken üstünde olurdu. Bu yüzden Prenses Jin Rou başka takım arkadaşları da edinmeyi teklif ettiğinde Chu Mu buna karşı gelmişti.

Chu Mu düşmanlarıyla karşılaşırken sözde takım arkadaşlarının her bir adımını kontrol etmemeyi tercih ediyordu. 

"Bir hissiyat sadece. Öncelikle aura gizleme yetenekleri çok üstün. Vahşi doğada çok eğitim gördüğünü söylemişti ama bu muhtemelen katillikten gelen bir yetenek. İkinci olarak da sizin cesetleri taşıdığınızı gördüğünde şoktan yüzü buz kesildi. Son olarak da siz giderken ben Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanının üstündeydim ve yüzünde ufak bir mutluluk ifadesi olduğunu fark ettim," dedi Yaşlı Li.

"Başka bir hedefi mi vardı sence? Yani başka bir deyişle o da mı bir katil? Böyle numaraları daha önce görmüştüm ancak niye böyle bir şey yapmaya ihtiyaç duysun ki?" dedi Chu Mu. 

"Bu o anlama gelmez ki. Örneğin, örnek veriyorum sadece, ya Prenses Jin Rou'ysa hedefi?" dedi Yaşlı Li.

"Prenses mi? Bunun hiçbir mantığı yok. Ayrıca Prenses Jin Rou onunla ilgili daha önce bir şeyler duymuş. Korumalarından biri onu kurtarmış. Bir dakika... Yo yo. Ya Prenses Jin Rou'yu önceden kontrol etmek istedikleri için önceden birini yollamışlarsa?" Chu Mu birden bir şeylerin yolunda olmadığını fark etmişti.  
"Bunu kanıtlamak kolay aslında. Liu Zhang kesinlikle katillerin kampına girdiğinizi biliyordur ve birazdan eğer katillerin oluşumu değişirse bu onun durumu bildirdiğini kanıtlar," dedi Yaşlı Li.

Yaşlı Li sözlerini bitirdikten sonra Chu Mu'nun yüzü karardı.

Yaşlı Li'nin bahsettiği bu kanıtta hayatını ipin ucuna koyması gerekiyordu! Çünkü eğer ki katillerin oluşumu değişmişse bu hedefin artık kendisi olduğu anlamına geliyordu. 

Yani tehlikeli bir yerde bulunuyordu! 

"Eh be adam, neden bunu önceden söylemedin?!" dedi Chu Mu.,

Chu Mu daha fazla oyalanmadan hemen çadırı terk etti. Bu tehlikelerle dolu katillerin kampından hemen çıkmak istiyordu.

"Ben kahin falan değilim. Katillerin lideri Yaşlı Dokuzdan bahsedince geldi aklıma bu ihtimal," dedi Yaşlı Li.
Chu Mu'nun Yaşlı Li'yle tartışacak vakti yoktu. Hemen Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanına atladı ve karanlık ormana daldı.

“Sou sou sou!!!!”

“Sou sou sou sou!!!!!!!!!!”

Chu Mu'nun etrafından ayak sesleri geliyordu, her yerde kara gölgeler beliriyordu! 

Gizli iblisler dehşet bir güce sahipti ve Chu Mu'ya tepeden saldırıyorlardı... 

Chu Mu katillerin kampından kaçınca birden sayısız ruh hayvanı etrafını sarmıştı. Ruh hayvanlarının hedefinde o vardı, çünkü belli ki onun yerini bulmuşlardı!

Chu Mu'nun kalbi sıkıştı. Liderin çadırına girdiğinde kimseye fark ettirmeden arkasını temizlemişti. Bu katiller içeri birinin sızdığını fark etseler bile oluşumlarını bu kadar hızlı değiştirmeleri imkânsızdı. Tek bir açıklama vardı, Chu Mu tuzağa düşürülmüştü!! 

İşte bu Liu Zhang'ın Yaşlı Dokuz denen kişi olduğunun kanıtıydı. Chu Mu bu kumpasa aşinaydı ancak daha önce hiç böyle bir şeyin içinde kendini bulmamıştı. 

"Eğer bu önceden hazırlanmış bir tuzaksa bu Prenses Jin Rou'nun da kumpaslarına yakalandığı anlamına geliyor." Chu Mu hemen asıl problemi fark etti! 

Prenses Jin Rou çok güçlüydü ve Liu Zhang'ın ona saldırması çok zor olurdu. Problem Prenses Jin Rou'nun vahşi doğaya alışık olmamasıydı ve eğer dikkatli olmazsa Liu Zhang ve bu katillerin hazırladığı bir tuzağa düşebilirdi! 

“Shi Shi Shi!!!!!!!!!!”

Chu Mu'nun etrafında parlak pençeler savrulup duruyordu. Etraftaki ağaçların çoğu yere serildi. Chu Mu biraz daha yavaş tepki verseydi Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı ve kendisinin işi bitmiş olacaktı! 

Chu Mu'nun yüzünde çok ciddi bir ifade vardı. Bir tuzağa düşmüştü ve ancak buradan kurtulursa Prenses Jin Rou'nun yardımına gidebilirdi. 

“Mo Xie!” Chu Mu'nün gücünü saklaması söz konusu bile değildi, hemen Mo Xie'yi çağırdı! 

Ağaç yaprakları arasından ay ışığı süzülürken Chu Mu'nun önünde Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi belirmişti. Kraliyet Alevli Pençesiyle havayı aydınlattı, Chu Mu'nun yolunu kapatan yeşil gözlü iblis paramparça olmuştu!!