Bölüm 567: Kabus Alemi Koruyucusu, Kimse Geçemez (5)

Huhuhuhuhuhuhu!!!!!!!!!!

Siyah huni baş aşağı döndü ve toprağa saplandı. Üstünde, elli metrelik bir alanda rüzgârlar esiyor beraberinde üç ruh hayvanını yere çalıyordu.

Bu Çalkantılı Rüzgar yüzünden yerde elli metre genişliğinde bir çukur belirmişti, Wei Xing'in üç ruh hayvanı da çukurun dibinde yaralı...

He Qing'e kıyasla Wei Xing'in ruh hayvanlarının savunmalarının daha güçlü olduğu açıktı. Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun dokuzuncu seviye saldırısı Wei Xing'in üç ruh hayvanını ağır yaralamamıştı, sadece yaralamıştı.

Yine de birinci kademe ruh hayvanı eğitmeni olan Wei Xing'in yüzü buruşmuştu. Dokuzuncu seviye bir tekniği bu kadar kolayca kullanabilmesi rakibinin rüzgâr tipi ruh hayvanının çok güçlü olduğunu gösteriyordu.

Ancak Wei Xing'i rahatsız eden asıl şey bu rüzgâr tipi ruh hayvanı kendi hayvanlarını yaralamışken hâlâ bu rüzgâr tipi hayvanın hangi ruh hayvanı olduğunu anlamamış olmasıydı.

“Huhuhuhu~~~~~~~~”

Gizemli bir gümüş parıltısı olan Çalkantılı Rüzgar tekrar belirdi. Üç ruh hayvanı kendilerine gelmişken güçlü bir rüzgâr enerjisi daha belirmişti!!

"Yukarıda, saldırın!"

Wei Xing sonunda Bağlayıcı Rüzgar Ruhunu efsun söylerken yakalamıştı. Ruh andacı hemen kilitlendi ve ruh hayvanlarına saldırı emrini verdi.

Kırmızı alevler ikiye bölündü ve yukarı doğru uçmaya başladı, birbirini kovalayan yılanlar gibi Bağlayıcı Rüzgar Ruhuna doğru uçuyorlardı.

Bu rakibinin peşini bırakmayan yedinci seviye bir ateş tipi tekniğiydi; Şeytani Alev Damgası. Şeytani Alev Damgasının alevleri sürekliydi, yani ruh hayvanlarını durmadan yakıyordu.

Şeytan Alev Damgasının ardından Gizemli Kristal Buz Perisi sekizinci seviye bir teknik olan Kayan Yıldız Buzunu kullandı. Buz kesen soğuklarla birlikte yıldız ışıkları belirdi. Bu soğuk her bir canlıyı olduğu yerde dondurmaya yetecek kadar soğuktu!

Diğeri de toprak türü tekniğini kullandı. Devasa kayalar yeraltından fırlayıp Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun olduğu yerde çakıştılar, bu çakışmayla birlikte enerji dalgaları ve molozlar her yere dağılıyordu.

"Qin, Rüzgâr Yolu!" Dedi Chu Mu Bağlayıcı Rüzgar Ruhuna. "Qin" Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun adıydı, Chu Mu bu ismi çıkardığı sesten esinlenerek vermişti.

Rüzgâr Yolu, Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun rüzgâr tipi kaçma tekniğiydi. Bağlayıcı Rüzgar Ruhu minicikti ve rüzgârın gücünü istediği gibi kullanabilirdi, bu sayede gökte istediği yere hiç beklenmedik anlarda kaçabilirdi.

Rüzgâr Yolundan sonra gökte birkaç karmaşık yay belirdi. Bu yaylar Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun hareketlerinin bıraktığı izlerdi; üç ruh hayvanının saldırılarından kaçan Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun bıraktığı izler.

"Ne kadar da hızlı!" Şok olan Wei Xing'in gözleri genişlemişti. Çalkantılı Rüzgardaki bu varlık nasıl bir şeydi? Nasıl olur da elemental tip bir ruh hayvanı iblis tipi gibi hızlı kaçabiliyordu?

Bağlayıcı Rüzgar Ruhu kaçmaya ve efsunlarını söylemeye devam ediyordu, yüksek sınıf rüzgâr tipi türlerinin en büyük avantajlarından biri de buydu.

Bağlayıcı Rüzgar Ruhu kaçarken rüzgâr tipi tekniğini yine bitirmişti. Bu sefer Bağlayıcı Rüzgar Ruhunun rüzgâr gücü güçlü ve yıkıcı dokuzuncu seviye bir kasırga yaratmıştı!

Bağlayıcı Rüzgar Ruhu efsunlarını oldukça hızlı söylüyordu. Wei Xing'in üç ruh hayvanı sekizinci sınıf teknikleri bir saniyede oluştururken Bağlayıcı Rüzgar Ruhu bu saldırılardan kaçarken kendi tekniğini oluşturmayı başarmıştı!

“Wuwuwuwu!!!!!”

Rüzgâr yukarıdan aşağı doğru kuvvetle dönüyordu, çapı yüz metre vardı, her yere dehşet saçıyordu!

Yerden göğe doğru yükselen bir kara ejder etrafını lava dönüştürdü. Yakıcı güneş altında bu manzara oldukça belirgindi. Hisardakiler kendilerine doğru gelen bir canavar olduğunu sandı!

Dokuzuncu seviye kasırga tüm kalabalığı şok etmişti!

Üçüncü kademede dokuzuncu seviye teknikler kullanmak çok büyük bir olaydı. Hatta üçüncü kademe üyelerin çoğu o kadar güçlü teknikler kullanamazdı.

Ama bu savaşta üç tane rüzgâr tipi teknik kullanılmıştı ve hepsi de dokuzuncu seviyeydi. Hatta ikinci ve üçüncü teknik o kadar art arda gerçekleşmişti ki insanlar dokuzuncu seviye tekniklerin bu kadar kolay yapılıyor olmasına şaşırıp kalmıştı.

Böyle bir şey ancak orta yaşlı neslin savaşlarında görülürdü ama bu savaşın genç nesil arasında olduğunu herkes biliyordu!

Şiddetli dokuzuncu seviye rüzgâr tekniği binlerce kilometre boyunca sürdü. Hisarın yakınında olanlar bile rüzgâr gücünün keskinliğini hissedebiliyordu.

Dokuzuncu seviye kasırga Wei Xing'in üç ruh hayvanını yaralamıştı; hepsi yorgun argın farklı yerlerde yatıyordu. Biri bilincini tamamen kaybetmişti, diğer ikisi ayağa kalkmaya çalışsa da bir türlü beceremiyordu.

"Huhuhuhuhu!!!!!!”

Dokuzuncu seviye kasırga bitti ama dehşet saldırılar sona ermedi. Çalkantılı Rüzgar yine yükselmişti!
"Do... Dokuzuncu seviye bir rüzgâr tipi saldırısı daha!!"

Dehşet rüzgâr tipi tekniklerin ardı arkası gelmiyordu. Kimse Ruh Sarayından Chu Chen'in rüzgâr tipi saldırılarının bu kadar güçlü olmasını beklemezdi.

Dördüncü dokuzuncu seviye rüzgâr tipi teknikten sonra Wei Xing başka bir ruh hayvanı çağırsa bile bir şey yapamazdı. Rüzgâr tipi tekniklerin saldırı yelpazesi çok genişti. Wei Xing bir ruh hayvanı daha çağırsa bile bu hayvan da darbe alacaktı.

Siyah rüzgâr enerjisi Ayrık Dünya Kapılarının üstündeki toprağı kaplamıştı, göz gözü görmüyordu.
Hemen uzaklardan gökleri kaplayan bir rüzgâr duvarı geldi. Tsunamiyi andıran bu manzara insanı hayretler içerisinde bırakıyordu, birinci kademe yarışmacıların bile ağzı açık kalmıştı.

Wei Xing'in kulakları gümbürtü sesleriyle çınlıyordu. Kendini beğenmiş ve emin hâlinden eser yoktu, birinci kademe bir üye olmasına rağmen üçüncü kademedeki bu Alem Koruyucusunun ne kadar dehşet verici olduğunu anlamıştı. Bu, sıradan bir birinci kademe uzmanının durdurabileceği biri değildi!

Sonunda siyah rüzgâr sürüsü Wei Xing ve ruh hayvanlarına saldırdı. Wei Xing'in elinden gelen tek şey olabildiğince hızlı bir şekilde ruh hayvanlarını toplamak oldu.

"Ahhhhhh!!!!!"

Wei Xing'in çığlığı her yeri inletti.

Savunmak için bir şey yapamayan Wei Xing Chu Mu'nun tekniği tarafından yutulmuştu. Rüzgâr ruh zırhını paramparça etmişti ve göğe fırlamıştı; bir karınca gibi minik ve önemsiz duruyordu.

Siyah rüzgârın uzaktan geldiğini görünce daha fazla bir şey diyemedi. Şimdiye kadar herkes Ruh Sarayından Chu Chen'in birinci kademe bir üyenin geçmesine izin vereceğini düşünüyordu. Wei Xing'in hâl ve tavırlarından Göklerin Altındaki Savaşında daha bir sürü uzman olduğunu düşünmüşlerdi.

Ancak bu savaş hiç de insanların düşündüğü gibi gitmemişti. Bir savaş bile olmamıştı, Ruh Sarayından Chu Chen rüzgâr tipi ruh hayvanıyla bir gösteri yapmıştı adeta!

"Biri daha yenildi, bu seferki birinci kademeden Wei Xing....."

Rakibi birinci kademe bir üyeydi. Çok önemli bir yarışmacı değildi belki ama yine de Göklerin Altındaki Savaşındaki en güçlü kademenin bir üyesiydi. Ama üç saldırıyla bitmişti savaş, üçüncü kademe He Qing'in savaşına kıyasla sadece iki saldırı fazlaydı!

"Daha önce Chu Chen'in rüzgâr tipi ruh hayvanı olduğunu bile duymamıştım. Bu rüzgâr tipi ruh hayvanının tekniklerinin hepsi dokuzuncu seviyedeydi. Yoksa... Yoksa bu Chu Chen'in asıl ruh hayvanı mıydı?!"

Sessiz kalabalık birden hareketlenmişti.

İnsanlar daha yeni yeni Ruh Sarayından Chu Chen'in daha asıl ruh hayvanını çağırmadığını fark ediyordu. Kademeler arası en yüksek onura asıl gücünü saklayarak ulaşmıştı!! Hisardakilerin içinde olan Ye Wansheng de bunu görüp şok olmuştu.

Ye Wansheng Chu Mu'yu uzun bir süredir tanıyordu. Chu Mu'nun en güçlü ruh hayvanının Dokuz Kuyruklu Tilkisi olduğunu biliyordu. En başta Chu Mu kimsenin geçmesine izin vermek istemiyorsa Mo Xie'yi kullanır diye düşünüyordu . Chu Mu'nun bu kadar güçlü rüzgâr tipi bir ruh hayvanı da olduğunu bilmiyordu. Kullandığı tekniklerden bu hayvanın dokuzuncu fazda orta seviye hükümdar sınıfında bir hayvan olduğu anlaşılıyordu!

"Evet çocuk güçlü ama Wei Xing birinci kademede sıfır sayılır." Dedi Shan Hanım. Yüz ifadesi biraz da olsa değişmişti ancak ses tonu her zamanki gibiydi.

Sözlerini bitirdikten sonra eliyle turnuva üyelerine Wei Xing'i şifa merkezine götürmelerini işaret etti.
Ye Wansheng siyah ve mor elbiseli küstah kadına bakıp gülümsedi. Yanına gidip, "Hey, ilgisiz kadın, hadi bir iddiaya girelim," dedi.

Shan Hanım Ye Wansheng'e baktı ve soğuk bir sesle "İlgilenmiyorum," dedi.

"Demiştin ya ben kimseyi geçirmemiştim diye, iddiaya varım ki Chu Chen de kimseyi geçirmeyecektir. Madem sıkıldık ikimiz de hadi iddiaya girelim. Çok fazlasına girmeyiz iddiaya, 200 milyon falan."

Shan Hanım Ye Wansheng'e baktı ve bir süre sonra "200 milyon belki senin için fazla ama benim için bir hiç. Benle oynamaya çalışma, sizin nasıl düşündüğünüzü gayet iyi bilirim," dedi.

Ye Wansheng gülerek, "Hayatımda böyle narsistini görmedim. O zaman iddiasına varım ki Chu Chen senin onurunu geçmek için dört hayvanını bile çağırmaya ihtiyaç duymayacak. Ne dersin buna?" dedi.

Shan Hanım kaşlarını çattı. Ye Wansheng'in böyle bir şey söyleyebileceğine inanmamıştı. Uzaklardaki Chu Mu'ya baktı, içten içe arkadaşının neden bu kadar kendisine güvendiğini sorguluyordu. Ruh Sarayından Chu Chen yoksa hâlâ gücünü saklıyor muydu?