Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu savaşmaya devam etmeyi seçti. İnsanların onun biraz korkusuz davrandığını hissettiler ama çağırdığı ruh hayvanını gördüklerinde, onur ödülünü almanın imkansızlığından dolayı aklını yitirdiğini düşündüler!

Sekizinci evrenin yedinci seviyesinde, düşük hükümdar sınıfı Mo Ye!

Chu Mu’nun çağırdığı Mo Ye, sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesindeki Buz Perisi’nden bile daha güçsüzdü! Onuncu evre sahte hükümdardansa, beş seviye daha güçsüzdü!

Böylesine büyük bir güç farkı, bu Dehşet Kurdu’nun herhangi bir saldırısıyla onu tek vuruşta öldürebileceği anlamına geliyordu!

Zhan Ye, havadaki çağırma deseninin içinden çıktı!

Yaşam gücü %50’nin altına düşmüş dokuzuncu evrenin orta seviyelerindeki bir Dehşet Kurdu’na kilitlendi. Mürekkep Dikenleri bu Dehşet Kurdu’nun omurgasını delerken bedeni sarsıldı.

Dokuzuncu evrenin orta seviyelerindeki Dehşet Kurdu bu ciddi yaralanmanın ardından tüm savaş gücünü kaybetti ve kanlar içinde yere yığıldı.

Bir yara olduğunda, Şeytan Ağacı Askeri’nin oluşturduğu Zehir Filizleri’ndeki zehir daha hızlı nüfuz ederdi. Zhan Ye’nin saldırısı Dehşet Kurdu’nu öldüremese de, alabileceği birkaç nefes kalmıştı ancak.

Ama nüfuz eden zehir, ona birkaç nefeslik zaman bile bırakmadı.

“Bu Mo Ye savaş ekipmanlarıyla donatılmış olsa da, savaş gücü orta seviye hükümdar sınıfına ulaşamıyor. Orta seviye hükümdar sınıfı gücüne ulaşabilse de güç farkı ancak bir seviye azalırdı ve tek vuruşta öldürülme kaderinden kurtulamazdı. Bu adamın neden Mo Ye’yi çağırdığını anlamıyorum. İntihardan farksız!” dedi Prenses Jin Rou’nun yanındaki beyaz kıyafetli adam, alaycı bir tonla.

Prense Jin Rou, Chu Mu’nun bu ruh hayvanını daha önce hiç görmemişti. Şu anda onu çağırmasına o da şaşırmıştı.

İlk âlemin onuru önemli olsa da, gerçek bir ikinci sınıf uzman ilk âlemde tüm gücünü göstermezdi.

Bu nedenle, ilk âlemin onuru için şartları bu kadar zorlamaya hiç gerek yoktu.

Öte yandan, Chu Mu’nun çağırdığı Mo Ye’nin ne tür özel yeteneklere sahip olduğunu da merak ediyordu; ama Chu Mu’nun savaşmaya devam etmeyi seçmesinin, tüm gücünü göstermek zorunda kalacağından mantıksız olduğunu düşünmekten de kendini alamıyordu.

“Chu Mu ne yapıyor? İlk âlemin onurunu elde etmek için risk almaya mı karar verdi? Bu, onun karakterine uygun değil. Mo Ye onun gizli silahı. Gücünü rakiplerine göstermesi için henüz çok erken değil mi?” Ye Wansheng, Chu Mu’nun savaşmaya devam etmeyi seçmesinin nedenini anlamadı.

Ye Qingzi güzel gözlerini Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın sırtında oturan Chu Mu’ya dikti. Chu Mu’nun düşüncelerini okuyamıyordu şu anda.

Arenadaki on binlerce kişi de Chu Mu’nun devam etmeyi seçmesini beklemiyordu. Daha yaşlı nesilden olanlar bile, onun gücünü gerçekten şaşırtıcı bulsalar da, dürtüselliği karşısında iç çekmekten kendilerini alamadılar.

Göklerin Altındaki Savaş çok uzun bir süreçti. Vazgeçmek şu anda yapabileceği en akıllıca seçimdi. İkinci sınıfın en güçlüsü olarak kabul edilen kişiler bile ilk âlemin onuru için tüm güçlerini kullanmazdı.

Chu Mu devam etmeyi seçtiğinden, koltuklarından kalkıp ayrılmaya başlayan kişiler durdular. Ama hiçbiri koltuklarına geri dönmedi. Oldukları yerde durup gözlerini tehlikeyle dolu arenaya diktiler, ayrılmaya devam etmeden önce bu gencin onuncu evre Dehşet Kurdu karşısında acı çekişini görmeyi beklediler.

Onlara göre, olaylar çok hızlı gelişeceğinden yerlerine oturmalarına gerek yoktu, zira hemen kalkmaları gerekecekti tekrar.

Chu Mu şeytani ve zarif Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı sürerek havada dolaştı. Gözlerinde emsalsiz savaş alevleri tutuştu.

Parlak ve ateşli göz bebeklerinde, insanların söylediği gibi delilik ya da akıl karışıklığı yoktu. Ne yaptığını çok iyi biliyormuş gibiydi.

Shen Yicheng kesinlikle ikinci sınıfın en güçlüsü değildi. Dokuzuncu evrenin üçüncü seviyesindeki orta seviye hükümdar sınıfı Şiddetli Kan Havuzu Hayvanı Chu Mu tarafından öldürülmeseydi, üç tane dokuzuncu evrenin orta seviyelerinde ruh hayvanı olurdu!

Shen Yicheng’in üç tane dokuzuncu evrenin orta seviyelerinde ruh hayvanı olduğu düşünüldüğünde, Ruh Hayvanı Sarayı’ndan, Kabus Sarayı’ndan, Ruh Sarayı’ndan, hatta tüm oluşumlar arasında en güçlü kabul edilen Ruh İttifakı’ndan kaç uzman çıkardı?

Mantık yürütüldüğünde, bu dört oluşumun da dört tane dokuzuncu evre orta seviye hükümdar sınıfı sahibi ruh hayvanı eğitmenlerini sakladığı söylenebilirdi!

Chu Mu, Kabus Sarayı’ndan Lu Shanli ve Prenses Jin Rou’nun oldukça güçlü olduğuna emindi. Ama o ikisi tanınan ve en güçlü kabul edilen insanların arasında değildi. Chu Mu onları önceden tanımasaydı, muhtemelen onların güçlerini göz ardı ederdi.

Ruh Sarayı’ndan Shang Heng, Zhan Hong ve Zhao Cheng, Ruh Sarayı’nın ikinci sınıflar arasındaki en güçlü katılımcıları gibi görünüyordu. Ama Chu Mu, Ting Lan’dan birkaç kez Sekizinci Genç Efendi Fang Ze’nin ve ismini kimsenin bilmediği, gizemli Yedinci Genç Efendi’nin de ikinci sınıfta katılacağını duymuştu.

İkinci sınıftaki bu iki genç efendinin güçleri hakkında hiçbir fikri yoktu. Daha önce onlardan bahsedildiğini bile duymamıştı, sokakta dahi!

Bu, kesinlikle bu genç efendilerin ortalama güce sahip oldukları anlamına gelmiyordu. Güçlerini tamamen gizlemiş oldukları ve muhtemelen son mücadelede her şeylerini ortaya koyacakları anlamına geliyordu!

Alçakgönüllü Ruh Hayvanı Sarayı’na gelince, gerçek ikinci sınıf uzmanları henüz ortaya çıkmamıştı. Chu Mu, böylesine devasa bir oluşumun uzmanlarının zayıf olmayacağını düşünüyordu.

Bunlar dışında, en güçlü kabul edilen Ruh İttifakı da vardı! Shen Yicheng’le ittifak kuran Feng Kun hiçbir şekilde Ruh İttifakı’nın gerçek ikinci sınıf uzmanı olamazdı. Ruh İttifakı’nda dört tane dokuzuncu evre orta seviye hükümdar sınıfı ruh hayvanına sahip uzmanlar vardı ve ne yazık ki, sayıları birle sınırlı değildi!

Chu Mu’nun şu anki ruh hayvanları arasında, sadece Mo Xie ve Bağlayıcı Rüzgar Ruhu ana ruh hayvanı seviyesine ulaşmıştı. Dokuzuncu evre orta seviye hükümdar sınıfı gücüne ulaşmış ruh hayvanları ana ruh hayvanı olarak kabul edilebilirdi sadece.

Zhan Ye Parçalanmış Organ Yeniden Doğuşları ve Cesur Sızlayan Kalp’i sayesinde dokuzuncu evre orta seviye hükümdar sınıfı güce ulaşabilir ve böylece üçüncü ana ruh hayvanı sayılabilirdi!

Ama Chu Mu çok büyük bir dezavantaja sahipti!

Tüm bu uzmanlar dörtlü kontrol kullanabilirken, Chu Mu sadece üçlü kontrol kullanabilirdi! Güçlerini gizleyen bu güçlü uzmanların dışındakilere karşı bile, Chu Mu bu büyük dezavantajın üstesinden gelemezdi!

İkinci sınıfın en güçlü uzmanları arasına girmeyi başaran insanların hepsi zorluklar ve sıkıntılar yaşamıştı. Olağanüstü savaş yeteneklerine sahiplerdi ve Chu Mu, üçlü kontrolüyle, kontrol ve uyum konusunda ne kadar güçlü olursa olsun, dörtlü kontrol karşısında tutunamayacağına inanıyordu.

Tüm bunlardan dolayı, gücünün ikinci sınıfın nihai onurunu kazanmaktan ne kadar uzak olduğunun farkındaydı.

Onuncu evre sahte hükümdar karşısına çıktığında, aslında bu sorunu düşünmek için gözlerini kapatmıştı!

Sonunda mantıklı olanı yapmayı reddedip ilk âlemin onuru için savaşmayı seçmişti.

İlk âlemin onur ödülüyle, uzun zaman devam edecek Göklerin Altındaki Savaş için ruh hayvanlarını güçlendirecekti. İkinci sınıfın şu anda gizlenen gerçek uzmanlarıyla arasındaki farkı bu şekilde azaltacaktı!

Altı yılda bir yapılan Göklerin Altındaki Savaş başlamıştı ve geçilmesi gereken âlemler uzun süreye yayılacaktı.

Uzmanların çoğu da bu süre zarfında güçlerini saklamaya devam edip bekleyecek, sadece âlem onuruna yetecek kadar güç kullanacaktı.

Chu Mu da aynı şeyi yaparsa belirgin güç farkını kapatamayacak, bu gizli uzmanlarla karşılaştığında onlara rakip bile olamadan yenilecekti.

Genel mantığın karşısında durup ruh hayvanlarını güçlendirmek için her âlemin onur ödülüne oynarsa, ruh hayvanlarının limitlerini sürekli zorladığı gibi onlar için ruh nesnesi alacak parayı da kazanacaktı. Delilik üzerine delilik sergileyecekti yani; ama bu şekilde, nihai onuru elde etme şansını en yükseğe çıkarabilecekti.

Savaş!!! Sürekli sınırları zorlayan savaşlar!!!

Chu Mu’nun şu anda düşündüğü buydu. Çılgınca ya da umursamazca olabilirdi ama bunu da yapmazsa, elenirdi!

Savaşmaya devam etmeyi seçmesinin nedeni buydu!

İlk âlemin onur ödülünü alması gerekiyordu. Üç yüz milyonluk ödülle, ruh hayvanlarının gücünü biraz arttırabilirdi!

“Zhan Ye, Dehşet Kurtları’yla savaşırken Cesur Sızlayan Kalp’i kullanma. Sürekli dokuzuncu ve sekizinci evre Dehşet Kurtları’nı öldürme fırsatı kovala. Sonuna kadar devam et!” dedi Chu Mu kararlı bir şekilde.

Ruh hayvanı eğitmeninin kararlılığı, ruh hayvanının savaşma ruhunu zirveye taşırdı. Zhan Ye, yenilmez bir düşmanın önünde bile geri çekilmezdi!

İlk çatışmada, Zhan Ye’nin zırhının bir kısmı parçalandı ve sertçe geriye doğru uçtu!

Üç seviyelik güç farkı vardı sonuçta. Şiddetli Kan Havuzu Hayvanı’nın ölümsüz Zhan Ye’yi öldürebilmesi için altı teknik kullanması gerekiyordu.

Ondan dört seviye daha güçlü olan onuncu evre sahte hükümdarın karşısındaysa, tüm savaş gücünü kaybetmesi için dört saldırı alması yeterliydi!

“Ne biçim bir Mo Ye bu! Yaşam gücü çok yüksek!” Zhan Ye ikinci kez saldırı aldıktan sonra kurt sürüsünün ortasında kemikleri kırık bir şekilde ayakta durmaya devam ettiğinde, insanlar şaşkın ifadeler sergilediler.

“Sayısız ölümcül saldırı aldı ve bunlardan iki tanesi ondan dört seviye daha güçlü olan onuncu evre Dehşet Kurdu’ndandı...Nasıl hayatta kalabiliyor? Yaşam gücü güçlendirilmiş olabilir mi?”

“Shua!!!!!!!!”

Üçüncü saldırı. Onuncu evre sahte hükümdar Dehşet Kurdu, Zhan Ye’nin başından kıçına kadar uzanan derin bir kesik açtı. Et ve kan her yana uçarken beyaz kemikleri göründü. Tüm izleyiciler nefeslerini tuttu ve daha dikkatli izlemeye başladı. Mo Ye’nin acımasızca öldürülmesinden korkuyorlardı.

Ama Zhan Ye, insanların dehşet dolu bakışları arasında tekrar ayağa kalktı!

Kimse bu Mo Ye’nin bu kadar ağır yaralandıktan sonra bile, titrek bir şekilde de olsa, ayağa kalkmasını beklemiyordu. Bu, eşsiz bir yaşam gücü gerektiriyordu!

“Hou Hou!!!!!!” Yaralı Zhan Ye, kibirli onuncu evre sahte hükümdara karşı boyun eğmez bir şekilde kükredi. Gözlerinde, coşkulu savaş alevleri vardı hâlâ. Bedeninden akan kan görünüşünü daha da vahşileştiriyordu!

Hayatta kalmak adına savaşmak! Zhan Ye ne zaman yenilmez bir rakibe karşı savaşmaktan kaçmıştı? Ne zaman yenilmez bir rakibe yenilmişti?