Çeviri: bebebiskuvisi

“Şeytan Ağacı Askeri, Zehirli Filizler!”

Dehşet Kurtları’nın onlara doğru saldırıya geçtiğini gören Chu Mu Şeytan Ağacı Askeri’ne emir verdi.

Şeytan Ağacı Askeri’nin kökleri yüz metrelik bir alanı kapladı. Kökler tamamen yere gömülmek yerine yüzeyde kaldılar ve ufak su çimlerine benzer mavi renkli filizler verdiler.

Bu mavi renkli doğal ağaç filizleri birbirlerine bağlı görünüyordu ve aralarından zehir özniteliği yayılıyordu. Yüz metrelik bir alana yayılırlarken her taraf Şeytan Ağacı Askeri’nin zehriyle doldu.

Zehirli filizler gizemli yabani otlar gibiydiler ve Dehşet Kurtları onları görmezden geldi. Önemsemeden bu zehirli alana girdiler.

Zehir onlara saldırmakta oldukça etkili olduğundan Dehşet Kurtları alana girdiğinde hemen uzuvlarına bulaştı ve sonrasında bedenlerine yayıldı.

Acı verici ya da kaşındırıcı değildi ama ne kadar uzun süre o bölgede kalırlarsa yaşam güçleri o kadar çok azalırdı.

Dehşet Kurtları bu önemsiz görünüşlü zehirli filizleri görmezden geldi ve en hızlıları olan dokuzuncu evre Dehşet Kurdu Şeytan Ağacı Askeri’nin önüne fırladı. Kurt pençeleri havada savrulurken bir uğultuyla birlikte kıvılcımlar da sıçradı.

Şeytan Ağacı Askeri, dokuzuncu evre Dehşet Kurdu’ndan doğrudan bir saldırı alırsa kesinlikle öleceğinden geri çekildi. Onu koruması için Hayalet Kral’ın savunmasına ihtiyacı vardı.

Chu Mu emir vermedi, Hayalet Kral Şeytan Ağacı Askeri’nin önüne geçmesi gerektiğini ve Dehşet Kurdu’nun saldırısını durdurmak için savunmasını kullanması gerektiğini biliyordu zaten.

“Si la!!!!!!!!!” On Dehşet Kurdu’dan dokuzu savunması dokuzuncu aşamanın orta seviyelerine ulaşmış Hayalet Kral’ın bedenine vurdu. Akıllı davranarak tüm saldırıların Hayalet Kral’ın aynı noktasına gelmesine özen gösterdiler ve bunun neticesinde, ilk saldırı dalgasında Hayalet Kral’ı yaralamayı başardılar.

Chu Mu Dehşet Kurtları’nın sayıları bu kadar çokken Hayalet Kral’ın savunmasını geçebildiklerini fark etti ve tereddüt etmeden Hayalet Kral’a en güçlü tür tekniğini kullanmasını söyledi!

“Nong!!!!!!!!”

Hükümdar Hayalet Dönüşümü!

Hayalet Kral, önceki savaşta, daha kritik bir anda kullanabilmek için bu tekniği kullanmamıştı.

Chu Mu şu anda onun savunmasını arttırmayı seçmişti!

Hayalet Kral’ın savunması bir anda iki seviye arttı. Bir düzine düşük seviye Dehşet Kurdu aynı anda saldırdığında, Hayalet Kral’ın bedeninde sadece ufak bir çizik bırakabildiler.

“Şeytan Ağacı Askeri, Ağaç Parmak Hapsi!”

Şeytan Ağacı Askeri, Hayalet Kral’ın kaya tipi savunma tekniğinin arkasına saklandı ve iki avucuyla da yere sertçe vurdu!

On ağaç parmak dokuzuncu evrenin düşük seviyesindeki Dehşet Kurdu’nu çevreleyerek onu yere yapıştırdı!

“Kök Delişi!”

Şeytan Ağacı Askeri aynı anda ikinci tekniğini kullandı. Yeraltındaki köklerini fırlatarak sabitlediği dokuzuncu evre Dehşet Kurdu’nun bedenini deldi!

“Yaşam Gücü Özümseme!”

Köklerdeki damarlar kasılıp gevşerken Şeytan Ağacı Askeri yaşam gücü emmeye başladı. Sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesinde olsa da, yaşam gücü dokuzuncu evrenin erken seviyelerindeki Dehşet Kurdu’ndan daha yüksekti. Tekniği kullanarak geçirdiği bir saniye, Dehşet Kurdu’nun yaşam gücünün %10 azalmasına sebep oluyordu.

Dokuzuncu evre Dehşet Kurdu’nun yaşam gücünü onu öldürene kadar özümserse, kaybettiği yaşam gücünü tamamen yenilerdi.

Ama Dehşet Kurtları yalnız başına savaşan ruh hayvanları değildi. Şeytan Ağacı Askeri %10’luk yaşam gücü özümsemişken yakınlardaki Dehşet Kurtları tarafından Ağaç Parmak Hapsi parçalandı. Dokuzuncu evrenin erken seviyelerindeki Dehşet Kurdu başarıyla kaçtı ve kaçar kaçmaz da Şeytan Ağacı Askeri’ne dönüp öfkeyle kükredi.

“Sekizinci evrenin yüksek seviyelerindeki Dehşet Kurtları’na saldır!”

Şeytan Ağacı Askeri’nin tek hedef belirleyerek yaptığı saldırılar oldukça zayıftı; ama grup savaşında işler değişiyordu. Dokuzuncu evrenin erken seviyelerindeki bir Dehşet Kurdu’na saldırması zor olsa da kalan doksan sekizinci evre Dehşet Kurdu, Şeytan Ağacı Askeri’nin besin kaynağı olacaktı!

Şeytan Ağacı Askeri’nin gücü, sekizinci evrenin yüksek seviyelerindeki Dehşet Kurtları’ndan üç seviye daha yüksekti. Bir grup saldırı tekniğiyle gruplarını dağıtabilir, üç doğrudan saldırıyla tüm grubu öldürebilirdi. Öldürdüğü her Dehşet Kurdu’nun yaşam gücünü özümseyebilirdi ki, böylece dokuzuncu evre Dehşet Kurtları’nın saldırılarına maruz kalsa da uzun süre dayanabilirdi.

Hayalet Kral’ın güçlü savunma tekniği ve kendi yaşam gücüyle, sayısız sekizinci evre Dehşet Kurdu’nu öldürdü ve yaşam gücünün %70’ini yeniledi.

Üçüncü dalganın başlangıcından beri üç dakika geçmişti ki, Hayalet Kral’ın koruması altında yaşam gücünü tamamen yeniledi ve dalganın başında yerleştirdiği zehirli filizlerdeki zehir çoktan etkisini göstermeye başladı.

Zehirli filizler yaşam gücüne saldıran ve zaman geçtikçe durmaksızın yaşam gücünü azaltan bir teknikti. Bu üç dakikada hemen hemen tüm Dehşet Kurtları zehirlenmişti ve bu da yaşam güçlerinin azalmasına sebep olmuştu.

Başlangıçta, kimse Chu Mu’nun kalan yirmi iki dakika boyunca devam edebileceğine inanmamıştı, çünkü bir saldırı dalgası Şeytan Ağacı Askeri’nin ölümüne sebep olacaktı onlara göre. Ayrıca, Hayalet Kral’ın savunması yüksek olsa da, o kadar Dehşet Kurdu’yla kendi başına yüzleşemezdi. Saldırılarının çok az kısmı Hayalet Kral’ın savunmasını aşabilse de, sürekli yapılan saldırılar en sonunda onu ağır yaralamayı, hatta işlevsiz kılmayı başaracaktı.

Ama dakikalar yirmi üçü gösterdiğinde, Şeytan Ağacı Askeri, Hayalet Kral’ın savunması altında hâlâ ayakta duruyordu. Saldırılarını yoğunlaştırıyor, daha cesur hareket etmeye başlıyordu!

Hayalet Kral birçok saldırıdan etkilenmiş, bedeninde yaralar ortaya çıkmış olsa bile, güçlü savunması bir süre daha ayakta kalabilmesini sağlayacaktı.

“Lider’in Şeytan Ağacı Askeri’nin anormal bir yaşam gücü özümseme tekniği olduğunu unutuyordum neredeyse. Ayrıca, özümseme hızı da kan özümsemeden birkaç kat daha hızlı. Shen Yicheng’in Şeytan Asma’sıyla savaşırken, Şeytan Asma bu yenilmez Şeytan Ağacı Askeri tarafından öldürülüyordu neredeyse. Şeytan Ağacı Askeri her yaralandığında güçsüz ruh hayvanlarına saldırıp onların yaşam gücünü özümsüyor, kendini iyileştiriyordu!” Zhao Cheng kafasına vurdu ve o zamanı hatırladı aniden.

“Hayalet Kral’ın mutlak savunması var. Onuncu evre komutanın önünde bile çok uzun süre dayanabilir.”

“Bu Dehşet Kurdu sürüsünün saldırıları gerçekten şiddetli ama anormal bir savunmaya sahip Hayalet Kral’ı öldürebilmeleri için epey bir süre gerekli. İşler ters gitmezse, Chu Mu yirmi beşinci dakikaya kadar dayanabilecektir. Saray Efendisi Yu’nun neden onu bizim liderimiz olarak seçtiğini anladım şimdi.” dedi Shang Heng.

“Neden?” Zhao Cheng, Chu Mu hakkında gittikçe daha fazla meraklanıyordu.

“Sen de görebiliyorsundur. Buz Perisi Alev Kuşu’nu sınırlandırabiliyor. Öznitelik zıtlığı olsa da, bir seviye güç farkı olduğu hâlde, sıradan bir ruh hayvanı eğitmeninin kontrolü altındaki ruh hayvanı beş dakikaya kalmadan yenilir. Ama Chu Chen on dakikadan uzun süredir onu tutabiliyor, üstelik dikkatinin sadece Buz Perisi üzerinde kalmasını sağlayarak Şeytan Ağacı Askeri ve Hayalet Kral’ın savaşlarına karışmasını önlüyor. Arenaya çıkartılan rakip ruh hayvanlarının birbirlerine saldırmayacağını biliyorsundur. Bunu anlayıp böyle bir plan yapması ve bu planın işlemesini sağlaması, Buz Perisi’nin ve kendi savaşının kontrolünde çok yetkin olduğu anlamına geliyor. Bu yetenek, sadece sürekli savaşan ve sürekli kendinden daha güçlü varlıklarla savaşan ruh hayvanı eğitmenlerinin edinebileceği bir yetenek!” dedi Shang Heng.

Zhao Cheng de Ruh Sarayı’nın ikinci sınıf uzmanıydı ve bunu çok iyi anlıyordu. Ama Shang Heng’in bunu vurgulayarak belirtmesinden sonra şok olmadan edemedi. Nitekim Chu Chen’in yerinde kendi olsaydı, onuncu evre Alev Kuşu’na karşı sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesinde bir ruh hayvanıyla savaştığında onu tamamen dizginleyemeyeceğini ya da uzun süre dizginleyemeyeceğini biliyordu.

“Dehşet Kurdu sürüsüne tekrar bak. Chu Chen iki ruh hayvanı arasında dolaşıp duruyor ama Dehşet Kurtları ona hiç saldırmıyor, fark etmediniz mi?” dedi Shang Heng.

Shang Heng’in sözleri, Zhao Cheng, Ting Lan, Zhan Hong ve çevredeki Ruh Sarayı uzmanlarını şok etti.

Herkes ruh hayvanlarının savaşına odaklanmış, oradaki ruh hayvanı eğitmenini tamamen unutmuştu!

Ruh Hayvanı Savaşı’yla ilgili en korkunç şey, kişinin bu vahşi yaratıklarla yüzleşmek zorunda olması değildi. Bu tip savaşlarda, sık sık ruh hayvanı eğitmeninin kolayca öldüğü durumlar yaşanırdı. Neredeyse her ruh hayvanı eğitmeni bu tip savaşlarda fazlasıyla deneyimli olmak zorundaydı, yoksa düşman ruh hayvanları savaşın ortasında ruh hayvanı eğitmenini bir anda parçalayıverirdi.

Ama bu Ruh Hayvanı Savaşı’nı izlerken, insanlar Chu Mu’yu unutmuşlardı. Bu genç ruh hayvanı eğitmeninin Dehşet Kurtları’nın saldırısına uğrayıp uğramayacağı neredeyse hiç kimsenin aklına gelmemişti.

“Ne...Neden böyle oluyor? Neden bunu daha önce fark etmedim?” Ting Lan da şaşkınlık ifadesi sergiledi ve ağzı açık bir şekilde konuştu.

Housha Bölgesi’nde Vahşi Çöl Akrepleri’ne karşı savaşırken, o zamanda Chu Mu’nun varlığının savaş alanından silinip gittiğini hatırladı. Shang Heng bunu söylemeseydi, farkına bile varmazdı.

“Bu, yabanda uzun süre eğitim yapmış birinin özelliğidir. Aurasını tamamen gizleyebiliyor ve bu vahşi yaratıkların onu aurasız bir yaşam formu olarak görmesini sağlıyor. Dehşet Kurtları ondan bir tehlike hissetmediklerinden doğal olarak tehlikeli buldukları Hayalet Kral ve Şeytan Ağacı Askeri’ne odaklanıyor. Bu nedenle, Chu Mu’nun saldırıya uğraması çok küçük bir ihtimal. Dehşet Kurtları ona kilitlense bile akıllıca bir kaçma planı vardır. Bu yetenek, yabanda eğitim yapmış ruh hayvanı eğitmenlerinin alametifarikasıdır. Bu, Chu Chen’in yabanda uzun süre eğitim yaptığını ve ayrıca Dehşet Kurtları gibi sürü hâlinde gezen ruh hayvanlarıyla sık sık savaştığı anlamına gelir…” Shang Heng kendi analizini diğerleriyle de paylaştı.

Shang Heng bunları söylemeseydi, hepsi sadece savaş alanında garip bir şey olduğunu düşünürdü ama bu analizi duyduktan sonra hepsi şaşkın ifadeler sergilediler.

Sıradan insanlar bunun gibi bir Dehşet Kurdu sürüsü tarafından saldırıya uğradıklarında uzun süre korkularından kurtulamazdı. Dahası, bu yirmi yaşındaki genç adam, beklenmedik şekilde bunun gibi birçok grup saldırısıyla karşı karşıya kalmıştı.

Bu da, diğerleri için anormal zorluğa sahip bu üçüncü dalganın, bu genç adam için sıradan bir şey olduğu anlamına geliyordu!