Çeviri: bebebiskuvisi

Ting Lan’ın söylediklerini duyunca, Chu Mu sonunda şimdiki gücüyle eski gücü arasındaki farkı kavradı. Bunun farkında olmayan insanlar kesinlikle delireceklerdi.

“Âlem Savunucusu, oldukça ilginç olmalı.” Chu Mu genişçe gülümsedi.

“Sık sık dışarıda eğitim yaptığından bölge olarak herhangi bir Büyüleyici Dünya belirlenirse çok büyük avantajın olur. Her ne kadar ruh hayvanı eğitmenlerinin hepsi dışarıda eğitim yapıyor olsa da, senin gibi eğitim delisi nadir bulunur.” dedi Ting Lan.

“Başka usuller var mı?” diye sordu Chu Mu.

“Usullere Tianxia Şehri karar verir ve tüm büyük oluşumların onayı gerekir. Her yarışmada, ölüm savaşı, engel parkuru, avlanma, geçme, patron baskını gibi yeni usuller olur...Daha önce Göklerin Altındaki Savaş’a hiç katılmadığımdan sadece başkalarından duydum.” dedi Ting Lan.

Chu Mu Göklerin Altındaki Savaş’ın pek çok farklı yarışma yönteminden oluştuğunu bilmiyordu. Yarışılacak bir sonraki yöntemi tahmin etmek işin anahtarlarından biriydi. Ve avlanma, engel parkuru ve patron baskını olursa, muhtemelen birçok takımın doğrudan rekabet etmesi daha zor olup daha fazla değişkene bağlı olurdu.

Ama Chu Mu hangi yöntemle karşılaşırsa karşılaşsın, kolayca uyum sağlayıp diğer yarışmacılardan daha iyi sonuçlar alacağı konusunda kendine güveniyordu.

Göklerin Altındaki Savaş, Chu Mu’nun beklentileri artmıştı!

Ting Lan’ın açıklamalarından oldukça önemli bir kısmı anlamıştı.

Takım olan ve olmayan yarışmacılar aslında farklı değildi.

Göklerin Altındaki Savaş bireysel bir yarışmaydı. Her insan turları kendi başına geçerdi ve hatta bazı turlarda kişi kısıtlaması bile vardı.

Takım oluşturan kişiler turları kendi başlarına geçerler ve daha sonraki turlarda tekrar bir araya geldiklerinde tekrar takım olup üst tura geçmek için birbirlerine yardım ederlerdi.

Elbette bazı turlarda daha az kişi bir üst tura geçebilirdi, böyle olduğunda bazılarının gönüllü olarak pes etmesi ve daha güçlü olan takım arkadaşlarının üst tura geçmesini sağlamalıydı.

Bu düzenlemeler ve usuller nedeniyle, çoğu büyük oluşumun gerçekten güçlü genç nesil uzmanları genellikle yalnız başlarına yarışırlardı. Aynı oluşumun uzmanlarıyla takım oluşturup sadece tek kişinin geçebileceği bir turla karşılaştıklarında, kimse vazgeçmek istemediğinden sorunlar yaşanırdı.

“Yani demek oluyor ki, takım arkadaşlarına sahip olsan bile baştan sona yalnızsın, öyle mi?” diye sordu Chu Mu.

“Evet, böyle bir olasılık var. Bununla birlikte, üç tur geçtikten sonra aynı turda yarışmacı olma şansları artacaktır.”

“Ama bu şekilde yapıldığında, oluşumların bir yarışmacıya eşlikçiler ayarlayacağı durumlar ortaya çıkmaz mı? Her turda çok sayıda yarışmacı olabilir ve o kadar yarışmacı içinde elbette kendi oluşumundan veya müttefik oluşumlardann yarışmacılar olacaktır. Oluşum yeterince büyük olduğu sürece, yarışmacının kolayca âlemleri geçmesini sağlayamazlar mı?” diye sordu Chu Mu.

“Daha önce bunun gibi şeyler yaşandı ama artık neredeyse hiçbir oluşum bu yöntemi kullanmıyor. Güçlü genç nesiller için, sıradan genç nesil uzmanların yardımı pek önemli değildir. Örneğin bir dünya geçme turunda, aşırı tehlikeli bir Büyüleyici Dünya’dan geçerken güçsüz ruh hayvanı eğitmenlerinin geride kalması kaçınılmazdır.”

“Üstelik Göklerin Altındaki Savaş’ın ödülleri de oldukça cömerttir. Aynı oluşumdan olsalar da bunlar gözlerini boyayabilir ve son anda âlem onurunu çalmayı deneyebilirler. Oluşumunun en güçlü üyesi bile sadece güvendiği kişileri seçer. Diğerlerinin takımlarına sızmaya çalışacağı gerçeği de eklendiğinde, güçlü uzmanların neredeyse hepsi kendi başlarına yarışmayı seçer. Daha hızlı ve daha az belirsiz olur.” Ting Lan’ın açıklamalarından sonra, Chu Mu olayın özünü büyük ölçüde anladı.

Her oluşumun yan dalları vardı. Nihai onuru sadece bir kişi elde edebileceğinden kimse bunu paylaşmaya istekli değildi. Yani oluşumun gücü başlangıç âlemlerinde kullanılabilse de sonraki âlemlerde kullanılamazdı.

“Göklerin Altındaki Savaş’ta seninle karşılaşabileceğim ve rakip ya da takım arkadaşı olacağımız anlamına mı geliyor bu?” diye sordu Chu Mu.

“Biz takım arkadaşıyız.” dedi Ting Lan gülerek.

Göklerin Altındaki Savaş’ın konseptini anladıktan sonra, Chu Mu’nun güvenebileceği insanlar muhtemelen sadece Ye Qingzi, Ye Wansheng ve Ting Lan’dı. Sonraki âlemlerde onlarla karşılaşırsa onlarla bir takım oluşturabilir ve bir sonraki âleme geçme şansını biraz arttırabilirdi. Sadece bir kişinin geçebileceği bir durum olursa...ona o zaman karar verilirdi.

Ruh Sarayı’na döndükten sonra, Chu Mu topladığı zehri Ye Qingzi’ye verdi.

Ye Qingzi hazırladığı zehrin iki parçasından birini Chu Mu’nun Şeytan Ağacı Askeri’ne, diğerini Ye Wansheng’in Kılıç Böceği’ne verdi.

Ye Qingzi Şeytan Ağacı Askeri’ni güçlendirmek için Ağaç Kökeni Kalbi’ni hazırlamıştı zaten ve zehirle savunmaları aşındıran saldırılar yapabilmesinden önce tek yapması gereken zehir etkisini özümsemesi için Yaşam Gücü Özümseme’yi kullanmaktı!

Chu Mu aradığı nesneler için Jia Jing’i bilgilendirmişti. O da Mo Xie ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın savaş güçlerini ve güç seviyelerini arttırmaları için gereken ruh nesnelerini, Zhan Ye için gereken ruh ekipmanını ve buz tipi ruh nesnelerini bulmayı başarmıştı. Ve bunlar arasında, Karanlık’ın gücünü arttırmak için gereken ruh nesnesini Ye Qingzi hazırladığından, Chu Mu’nun onun için toplam iki yüz milyon harcayarak elli milyon altınlık bir tasarruf yapabilmesini sağlamıştı.

Mo Xie için gereken ruh nesnelerinin neredeyse hepsi dokuzuncu seviyedeydi. Ye Qingzi’nin hazırlamada başarılı olma oranı da çok yüksek değildi; bu yüzden Chu Mu onun için gerken ruh kristalini ve Dokuz Kuyruklu Tilki ruh nesnelerini doğrudan piyasadan almış, verdiği üç yüz milyon altın da içine oturmuştu.

Zhan Ye’de de tasarruf sağlayamamış, yedinci seviye tam teşekküllü saldırı ruh ekipmanı için yüz milyon altın ödemişti. Hiç değilse sonuç almış ve Zhan Ye’nin savaş gücü orta seviye hükümdar sınıfına yükselmişti.

Buz Perisi’nin ruh nesnelerine de iki yüz milyon harcamak zorunda kalmıştı. Tahminlerine göre, iki yüz milyonluk güçlendirmeden sonra Buz Perisi’nin savaş gücü orta seviye hükümdar sınıfına ulaşacaktı ve Sırlı Buz’u kontrol etmeye bir adım daha yaklşacaktı.

Chu Mu Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi’nden geri döndüğünde toplam dokuz yüz milyon altını vardı. Sekiz yüzünü Mo Xie, Karanlık, Buz Perisi ve Zhan Ye için harcamıştı. Kalan yüz milyon altını da Hayalet Kral’ın savunmasını arttıracak bir ruh ekipmanı almak için harcamayı düşünüyordu.

Hayalet Kral’ın savunması sekizinci aşamanın zirvesine ulaşmıştı. Hayalet Hükümdar Dönüşümü’nü kullandığında sahte dokuzuncu aşamaya ulaşırdı. Onun için bir ruh zırhı alırsa, savunması bir seviye daha yükselirdi. Bu şekilde, dokuzuncu aşama teknikler bile Hayalet Kral’a zarar vermekte zorlanırdı.

Hayalet Kral’ın ruh zırhı yedinci seviye olamazdı elbet. Yedinci seviye bir ruh zırhı, onun sahte dokuzuncu aşmadaki savunmasına hiçbir katkı sağlamazdı.

Sekizinci seviye ruh zırhları içinse dört yüz milyon gerekiyordu. Saray Efendisi Yu, Shen Yicheng olayından sonra, Göklerin Altındaki Savaş’a katılacak genç uzmanlara yardım olsun diye Chu Mu’ya iki yüz milyon altın vermişti.

Onunla birlikte toplam üç yüz milyon altını vardı ve yüz milyon daha bulabilirse sekizinci seviye ruh zırhını alabilirdi. Bu şekilde, Hayalet Kral mutlak savunmaya sahip bir ruh hayvanı olarak yenilmez olurdu.

Geçmişte, yüz milyon kazanmak Chu Mu için çok zordu. Dun Şehri’nde Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi Kalbi’ni satın alabilmek adına para bulabilmek için olmadık işler yapmıştı.

Şimdi yüz milyon altın kazanması gerekiyorsa, tek mesele ne kadar zamanı olduğuydu. Ve sekizinci seviye bir görev alıp tamamlamak için yeterli zamanı vardı.

Elbette zaman kazanmak için, göreve çıkmadan önce hazırladığı nesnelerle ruh hayvanlarını güçlendirecekti. Güçlendirmelerden sonra, bu yüz milyon ödüllü görev, Göklerin Altındaki Savaş’ın ısınması olacaktı.

Mo Xie’nin güçlendirme süreci oldukça sorunsuz geçti, hiçbir sorun yaşanmadan dokuzuncu evrenin birinci seviyesinde orta seviye hükümdara yükseldi.

Güçlendirmenin ardından çift Kraliyet Alevleri de belirgin bir değişime uğradı. Kan Ateşi de Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri de daha yüksek bir seviyeye ulaştı.

Chu Mu oldukça memnundu, zira Mo Xie dokuzuncu evre orta seviye hükümdar olduğunda yeni bir sekizinci aşama ateş tekniği - On Üç Cehennem Ateşi’ni kavramıştı. Bu, Chu Mu için oldukça önemliydi, zira Mo Xie’nin, Beyaz Kabus’un ve kendi ateş tipi tekniğiyle üç katmanlı bir teknik oluşturabilirdi. Kendisinden birkaç seviye daha güçlü düşmanları bir anda öldürebileceği bir kozu olurdu en azından.

Chu Mu’nun tahminlerine göre, Mo Xie’nin On Üç Cehennem Ateşi’ne ve Beyaz Kabus’un ateş tipi tekniğine Chong Mei’yle oluşturduğu kendi tekniğini eklediğinde, tekniğin gücü dokuzuncu aşamanın orta seviyesine ulaşacaktı. Beyaz Kabus da On Üç Cehennem Ateşi’ni kavrarsa, o zaman tekniğin gücü dokuzuncu aşamanın geç seviyelerine yakınsardı.

Dokuzuncu aşamanın geç seviyelerinde bir tekniğin gücüyse, ikinci sınıfta muhtemelen sadece birkaç kişinin dayanabileceği ve nihai onuru elde edebilmesini sağlayacak bir koz olacaktı.

Bu nedenle, Mo Xie bu güçlü sekizinci aşama tekniği kavradığında, Chu Mu gözlerini hemen Beyaz Kabus’a çevirdi. Beyaz Kabus dokuzuncu evreye ulaştığında bu ateş tipi tekniği kavramayı başarırsa, Chu Mu gerçekten de ikinci sınıf uzmanları ezip geçebilirdi!

Chu Mu daha önce Ye Qingzi’den yönlendirilmiş eğitim teorisini dinlemişti. İlerleyen zamanlarda Beyaz Kabus’un sekizinci aşama On Üç Cehennem Ateşi’ni kavrama şansını arttırmak için Beyaz Kabus’a kan alevi ruh nesneleri satın almaya karar verdi!