Çeviri: bebebiskuvisi

“Ağabey!” Ye Qingzi Ye Wansheng’in ağzından kanlar geldiğini gördü ve ağlamaya başladı. Hemen Mor Kaftanlı Düş Hayvanı’na Ye Wansheng’e doğru ilerlemesini emretti…

Shen Yicheng, Ye Qingzi’nin hareketlerini izlese de onu durdurmaya çalışmadı.

Ye Qingzi’nin Mor Kaftanlı Düş Hayvanı Ye Wansheng’in yanında durdu ve Ye Wansheng’in yaralı bedenini desteklemek için, Ye Qingzi ruh hayvanının sırtından aşağı atladı.

Uzamsal yüzüğünü açtı ve Ye Wansheng’in ağzına bir ilaç attı. Güzel gözleri öfkeyle doluydu, zira Shen Yicheng’in bu kadar acımasız olacağını ve Ye Wansheng’in kemiklerinden birkaçını kıracağını beklememişti.

İlacı aldıktan sonra, Ye Wansheng’in ağzından artık kan gelmemeye başladı ve bedensel durumu düzgünleşmiş gibi göründü.

“İyisin, değil mi? Nefes alabiliyor musun?” diye sordu Ye Qingzi endişeyle.

“İyiyim.” Ye Wansheng derin bir nefes aldı ama midesinde azalmayan bir acı vardı. Büyük zorlukla kayıtsız bir tavır takındı ama çökmek üzereydi.

“Seni iyileştirmek için Çan Sesi Cariyesi’ni çağıracağım!” Ye Qingzi hemen büyü okuyarak çiçek tipi Çan Sesi Cariyesi’ni çağırmaya başladı.

Bu Çan Sesi Cariyesi daha önce Chu Mu’nun yakaladığıydı ve Ye Qingzi onu yedinci evrenin sekizinci seviyesine yükseltmişti. Oldukça güçlü bir iyileştirici destek tipi ruh hayvanı olmuştu.

Ruh İttifakı’ndan Feng Kun Ye Qingzi’nin bir ruh hayvanı çağırmak üzere olduğunu gördü ve gözleri soğudu. Shen Yicheng onu durdurduğunda, karanlıkta saklanan ruh hayvanına Ye Qingzi’ye saldırmasını emretmek üzereydi.

“Endişelenme, sadece çöp kardeşini iyileştirecek. Bu kadını çok fazla zorlayamayız, aksi hâlde hiçbir şey elde edemeyiz.” dedi Ye Qingzi’yi gerçekten anlayan Shen Yicheng.

“Sadece zaman kaybetmekten kaçınmak istiyorum.” Feng Kun emrini durdurduktan sonra kayıtsızca konuştu.

“Endişelenme, kontrolümüz altında zaten. Elindekini bana ver.” dedi Shen Yicheng.

Feng Kun bir süre tereddüt etti ama sonunda uzamsal yüzüğünü açtı ve berrak bir ilaç şişesini Shen Yicheng’e verirken kısık bir sesle dedi ki: “Bu, sekizinci seviye hafıza sıvısı ve dokuzuncu evre orta seviye hükümdar sınıfı ruh hayvanlarının ve onların altındaki seviyelerdeki ruh hayvanlarının üzerinde etkilidir. Fiyatı oldukça yüksek olduğundan başarılı olmazsa kötü olur.”

“Endişelenme, benim ruh andacımla başarılı olacak.” dedi Shen Yicheng endişelenmeden.

Zhuo Xiao sakince kollarını bağladı ve orada kayıtsızca durmaya devam etti.

………….

Çan Sesi Cariyesi’nin çiçek tipi tekniği Ye Wansheng’in etrafını sardı ve çökmüş göğsü yavaşça eski hâline geldi. Solgun yüzüne de biraz kan geldi, yaralarının %80-90’ı iyileşmiş gibi göründü.

“Nasıl hissediyorsun?” diye sordu Ye Qingzi yumuşakça.

“Çok daha iyi.” Ye Wansheng solgun yüzüğüyle güldü. Ardından devam etti: “Her hikayede düşmanlarını acınası bir hâle gelene kadar döven güçlü bir erkek kardeş ve sürekli düşmanlara yakalanarak erkek kardeşinin yardımını isteyen aptal bir kız kardeş vardır. Neden bizim hikayemizde roller değişti?”

“Şimdi bile böyle şeyler söylüyorsun. Şimdi, bundan sonra ne yapmamız gerektiğini düşünmemiz lazım!” dedi Ye Qingzi.

“Bırak Shen Yicheng ile pazarlık edeyim. Arkasındaki ihtiyara güvenen bir köpek o. Shen Yicheng onun şakşakçısı sadece…” Ye Wansheng nahoş bir gülümseme sergiledi. Öfkeliymiş gibi görünmese de şu an kalbi öfke alevleriyle yanıyordu ve Shen Yicheng’le ölümüne savaşmaktan başka bir şey istemiyordu.

“Etrafımız onlar tarafından sarıldı. Başka seçeneğimiz yok. Şimdilik onu dinleyelim ve kaçma fırsatı bekleyelim.” Ye Qingzi pazarlığın oldukça akıllıca olduğunu düşündü.

“Pazarlık...İkimizin de sonu trajik olacak. Sakın yaşamamıza izin vereceğine inandığını söyleme. Qingzi, çok iyisin. Nispeten tehlikeli olanlar bu üçü. Mor Kaftanlı Düş Hayvanı’nın güç seviyesi oldukça yüksek. Ben onları oyalayacağım, sen de kaçabileceksin.” dedi Ye Wansheng sakince.

“Hayır…” Kaçmak, ancak binbir zorlukla yapabileceği bir şeydi.

“Bırak konuşmamı bitireyim!” Ye Wansheng daha ısrarcı bir tavır takındı. “Onlar tarafından yakalandığım geçen seferki gibi, seni yakalamadıkları sürece beni öldürmeyecekler. Ama sen onların kontrolü altına girersen istedikleri şeyi elde edecekler. Ondan sonra benim gibi bir çöpün yaşamasına izin vereceklerini mi sanıyorsun?”

“Sen çöp değilsin...” Ye Qingzi’nin gözleri çoktan nemlenmişti.

Sadece Ye Qingzi, Ye Wansheng’in ruh hayvanlarının ne kadar yetenekli olduğunu biliyordu. Daha önce, öğretmeni Ying Rong mirasını ona aktarmıştı ama bunun sebebi Ye Wansheng’in yeteneksiz olması değildi. Öğretmeni, bu mirası Ye Wansheng’e bırakırsa onun ruh hayvanı eğitmeni olma yolunu tıkayacağına inanmıştı. Küçük kız kardeşine bu mirası geçirmenin, Ye Wansheng’in dünyanın zirvesindeki ruh hayvanı eğitmeni olmasına yardımcı olacağını düşünmüştü. Öyle olunca da herhangi bir oluşuma baş eğmeye, onlarla pazarlık yapmaya gerek olmayacaktı!

“Kaçınca hemen buradan ayrıl. Altı yıl sonra Tianxia Şehri’ne dön. Altı yıl, gerçek bir uzman olmanı sağlayacak kadar uzun bir süre. O zaman geldiğinde, beni kurtarmanın bir yolunu düşünürsün.” dedi Ye Wansheng sakince.

Ye Qingzi bu teklifi kabul etmeyerek kafasını salladı.

Altı yıl. Ye Wansheng altı yıl boyunca Shen Yicheng’in elinde kalırsa, muhtemelen bir iskelete dönüşürdü. Ye Qingzi, ağabeyinin onun için tekrar fedakarlık yapmasına izin veremezdi.

Uzun zaman önce, Ye Wansheng onu kurtarmak için iki ana ruh hayvanından olmuştu. Böylesine büyük bir darbe almasaydı, Shen Yicheng nasıl onun rakibi olabilirdi? Ye Wansheng altı yıl boyunca hayatta kalabilse bile, bu kadar önemli bir sürede ruh hayvanı dünyasına girememesi onun tüm hayatı boyunca zirve bir ruh hayvanı eğitmeni olamamasına sebep olurdu. Ye Qingzi, ağabeyinin bir uzman olma arzusunu onun için feda etmesini istemiyordu.

………………..

“Qingzi, üzülme, sadece benimle çalış, eski dostuma zarar vermeyeceğim. İstediğiniz nesneyi elde etmenize yardım bile edebilirim.” Shen Yicheng yavaşça ileri çıktı, elinde Feng Kun’un ona verdiği ilacı tutuyordu.

Ye Qingzi’nin elindeki ilaca baktığını anladı. Elini çevirişiyle onu kol yenine sakladı ve hiçbir şey yokmuş gibi davrandı.

“İlacı hazırlamana yardım edebilirim ama ağabeyimi salmalı ve onu hiçbir şekilde engellememelisin.” dedi Ye Qingzi soğukça.

“Bize ilacı üretme yöntemini verdiğin sürece ikiniz de gidebilirsiniz.” dedi Shen Yicheng.

“Ruh sıvısı sadece benim üretebildiğim bir şey ve mantığı çabucak farkına varabileceğiniz bir şey değil.” dedi Ye Qingzi.

Shen Yicheng bir süre afalladı ve hemen sonra yüzünde sert bir gülümseme ortaya çıktı. Tam bir şeyler söylemek üzereydi ki, siyah bir silüet aniden önüne atladı ve ona fısıldadı: “Ruh Sarayı insanları yakınlarda. Bir şey tespit etmiş gibiler.”

Shen Yicheng hemen kaşlarını çattı. Ruh Sarayı insanlarını uzağa yönlendirmek için Jiang Zhi’nin onları yanlış yere yönlendirmesini sağlamıştı. Ruh Sarayı’nın burayı bulmasını hiç beklemiyordu.

“Yaklaşık kaç kişiler?” diye sordu Shen Yicheng.

“Çok değil ve onlara liderlik eden hiçbir uzman yok gibi görünüyor.” dedi Shen Yicheng’in astı.

“Onlardan kurtulun.” Shen Yicheng soğukça homurdandı. Rakiplerin sayısı fazla olmadığına göre, burayı bulmamış, sadece rastgele etrafı tarıyor olmalıydılar. Ruh Sarayı, onun eylemlerini tam olarak keşfedememişti.

“Emredersiniz!”

………….

Ye Wansheng, Shen Yicheng’in ve astıyla arasındaki konuşmaları duydu ve Ye Qingzi’ye fısıldadı: “Chu Mu’yla iletişim kurmayı başardın mı?”

Ye Qingzi kafasını sallayarak dedi ki: “Hayır. Onların gelme amacı, benim Tüccar Birliği ve Ruh İttifakı’nın ellerine düşmemi istememeleri olmalı.”

Ye Qingzi kısa süredir Tianxia Şehri’nde olsa da, Chu Mu’yu arayıp aramama konusunda hep tereddütte olmuştu. Chu Mu Ruh Sarayı’nın Onuncu Genç Efendisi’ydi ama aynı zamanda sadece bir Ruh Sarayı Genç Efendisi değildi. Ye Qingzi’nin elinde bulunan şey çok hassastı ve hiç kimseye kolayca güvenemezdi.

Aslında, Ye Qingzi, Chu Mu’nun ona zarar vermeyeceğine inanıyordu ve Chu Mu’yu aramak istememesinin sebebi, bu yükü onun da sırtına yüklemek istememesiydi.

“Biraz zaman kazan. Ruh Sarayı onlarla çatışmaya girerse kaçma fırsatı elde edebiliriz.” dedi Ye Wansheng.

Ye Qingzi başıyla onayladı.

O anda Ruh İttifakı’ndan Feng Kun yavaşça öne çıktı ve gözlerini Ye Kardeşler’e dikti. Ardından Shen Yicheng’e dedi ki: “Bir sorun çıkmaması için önce onları başka bir yere götürelim.”

Shen Yicheng de burada kalmanın akıllıca olmadığının farkındaydı. Hemen Feng Kun ve Zhuo Xiao’ya dedi ki: “Siz onlara göz kulak olun. Önümüzdeki yolu temizleyeceğim.”

Ardından Ye Qingzi’nin yerden kalkmasına yardımcı olmak istermiş gibi elini uzattı. “Bizimle gel.”

Ye Qingzi adamın centilmen jestini görmezden gelerek soğukça dedi ki: “Dükkanda yeni yarattıım birkaç ilaç ve onları üretme yöntemi var. Önce gidip onları alacağım.”

“Endişelenme, astlarımın onları almasını sağlayacağım.” dedi Shen Yicheng.

“İlaç atölyem zehirle dolu. Astlarının ölmesini istiyorsan onları içeri gönder.” dedi Ye Qingzi.

“Haha, o zaman sana ben eşlik edeceğim.” diyerek güldü Shen Yicheng.

Ardından Zhuo Xiao ve Feng Kun’a Ye Wansheng’i yakalamalarını anlatan bir bakış attı. Ye Qingzi bir numara yapmaya çalışırsa, Ye Wansheng ölecekti.

Ye Qingzi, Shen Yicheng’in dikkatli bir insan olduğunu biliyordu ve Ye Wansheng’e bir bakış attıktan sonra Mor Kaftanlı Düş Hayvanı’na atlayarak onu ilaç atölyesine doğru sürdü.

………..

“Chu Chen, bu kişiyi tanıyor musun?” Yalnız başlarına kaldıklarında, Shen Yicheng beklenmedik bir soru sordu ve bunu da garip bir tonda sordu.

Ye Qingzi hemen kaşlarını çattı. Chu Chen, Chu Mu’nun kullandığı sahte isimdi ama bu adamın onu nereden tanıdığını anlamadı. Bu olayın onunla hiçbir ilgisi yoktu!