Çeviri: bebebiskuvisi

   ～～～～”

“Ji~~~~~~~~~~~~~~~~~”

Kasırga Perileri’nin öfkeli çığlıkları Chu Mu’nun arkasından geliyordu. Chu Mu Kasırga Perisi’nin rüzgar tipi tekniğinin arkasında olduğunu hissedebiliyordu. Bir kez daha ruh yakalama büyüsü yapacak zamanı kalmadığından Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’na yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu ısırmasını ve rüzgarsız bölgeye götürmesini söyledi.

Kaotik rüzgar bölgesinin içinden, beyaz bir tüy rüzgarsız bölgeye doğru fırladı.

Bu koşu sürecinde, Chu Mu Kasırga Perileri’nin peşlerinde olduğunu hissedebiliyordu. Rüzgar tipi ruh hayvanları, diğer elemental ruh hayvanlarından farklı olarak, hızlarını artırmak için rüzgar kullanabileceklerinden hız avantajına sahiptiler. Sekizinci evrenin yüksek seviyelerinde olan bir Bağlayıcı Rüzgar Ruhu, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın hızına erişebilirdi, aksi hâlde sekizinci evrenin yüksek seviyelerindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu onuncu aşama rüzgar tipi teknikten kurtulup Chu Mu ve Ting Lan’a saldıramazdı zaten.

Sonunda rüzgar zayıfladı ve Chu Mu rüzgarsız bölgeye yaklaştığını anladı.

Aslında Karanlık biraz daha ileri koştu ve yol aniden bir açıklığa ulaştı. Yeşil çimenler toprağı kaplarken taze havayla birlikte parlak güneş ışıkları döküldü.

Chu Mu her zaman iyi bir yer-yön duygusuna sahip olmuştu. Konumunu doğrulamak için etrafına bakındıktan sonra kutsal bölge kapısının olduğu yere doğru ilerledi.

Chu Mu rüzgar bölgesinden ayrıldıktan sonra da Kasırga Perileri peşinden geldi ama rüzgar bölgesinden çıktıklarında hızları çok yavaşlamıştı.

Bu mesafeden Chu Mu için tehdit oluşturamazlardı artık. Karanlık rüzgarsız bölge boyunca koştu ve yavaşça görkemli kutsal bölge kapısına yaklaştı.

“Karanlık, kaya kapıyı görüyor musun? Oraya vardığımızda güvende olacağız.” Chu Mu arazinin kenarında görünen devasa kapıyı işaret ederek konuştu.

“Hui!~~~~~~~~~” Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı kişnedi ve tekrar hızlandı. Siyah bedeni, güneş ışığı altında tamamen kayboldu, sadece beyaz kuyruğu görünür kaldı.

Sonunda kutsal bölge kapısına ulaştılar. Chu Mu devasa kaya kapıya andacını soktu ve kutsal muhafızlara kapıyı açmalarını ve onları Bağlayıcı Rüzgar Sarayı’na almalarını söyledi.

Kapı aralığında gümüş bir ışık belirdi ve Chu Mu’nun üzerinde parladı. Devasa kapı yavaşça açıldı ve Chu Mu’nun gözlerinin bir anlığına kör olmasına neden olan göz kamaştırıcı bir gümüş ışık saçıldı.

Chu Mu daha önce dokuzuncu aşama rüzgar tipi tekniğin saldırısına uğradığından bedeni çok zayıftı. Ayrıca Beyaz Kabus ile bir ruh mücadelesi yaşamak zorunda kalmıştı. Beşinci andaca ulaşmasaydı, bedeni kesinlikle tükenir, bitkinlikten kurtulamazdı.

Buraya ulaşmak için sadece iradesine güvenmişti.

Sonunda güvenli bir yere ulaşabildiğinde iyice yıpranmış sinirleri gevşeyebildi.

Bu rahatlama, aynı zamanda Chu Mu’nun tüm bedenine yayılan bir bitkinlik hissi doğurdu. Gümüş zırhlı iki kutsal muhafızın ortaya çıktığını gördüğünde gözlerini kapattı ve kendini uykuya teslim etti…

Karanlık, kutsal muhafızların Chu Mu’ya zarar vermeyeceklerini bildiğinden, Chu Mu uyuyakaldığında kutsal muhafızların talimatlarını dinledi ve Chu Mu’yla Ting Lan’ı Bağlayıcı Rüzgar Bölgesi’nden çıkararak iyileştirme alanına taşıdı.

Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Sarayı’nın hemen yanındaki yer, Tedavi Sarayı’ydı. Ruh Sarayı’nın özel ruh öğretmenleri hemen Chu Mu ve Ting Lan’ı iyileştirmeye geldiler.

Tedavi Sarayı’nın içinde…

“İki gencin durumu nasıl?” diye sordu orta yaşlı bir kutsal muhafız.

Bu orta yaşlı adam esmerdi, dürüsttü ve ciddi biri gibi görünüyordu. Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Sarayı’nın kutsal muhafızlarının lideriydi. Unvanı Saray Efendileri’ne denk olduğundan dokuzuncu seviye unvana sahip Li Heng bile ona saygılı bir şekilde kıdemli diyordu.

“Dokuzuncu aşama rüzgar tipi teknikle doğrudan vurulmuş olsalar gerek. Ting Lan’ın durumu kötü değil, sekizinci seviye ruh zırhı sayesinde yaraları ölümcül değil. Sadece dokuzuncu aşama rüzgar tipi tekniğin afallatıcı gücü tarafından bayıltılmış ve ruh gücü tükenmiş. Biraz tedaviyle iyi olacaktır.” dedi beyaz sakallı yaşlı ruh öğretmeni.

“Ruhu yaralanmış mı?” diye sordu kutsal muhafız.

“Hayır, muhtemelen saldırıya uğramadan önce tüm ruh hayvanlarını geri çekmiş.” dedi yaşlı ruh öğretmeni.

“Güzel. Peki çocuk nasıl?” Kutsal muhafız beyaz bandajlarla kaplı bir şekilde yatan genç adama baktı.

“Bu gencin bedeni ortalama bir insandan çok daha güçlü. Muhtemelen aynı dokuzuncu aşama teknik tarafından vurulmuş. Normalde, yüksek andaç Ruh Lordu olmadan ve yedinci seviye ruh zırhına sahip olmadan, o saldırı tarafından vurulduğunda ölmesi gerekirdi ama o yaşadı!” Yaşlı ruh öğretmeni Chu Mu’ya bakarak konuştu.

“Ting Lan’ı kurtardı ve kutsal bölge kapısına ulaştığında bayıldı.” dedi kutsal muhafızların lideri.

“Bu imkansız.”

“Bu çocuk yüksek andaç Ruh Lordu olsa bile, dokuzuncu aşama rüzgar tipi saldırıyı altıncı seviye ruh zırhıyla karşıladıktan sonra ölümün kıyısına gelmiş olması gerekirdi. Bir aylık bir komaya girmesi bile olasılık dahilinde. Nasıl Ting Lan’ı rüzgar kuşağından çıkarabilecek zihinsel dayanıklılığa ve güce sahip olabilir?” dedi yaşlı ruh öğretmeni şaşkın bir şekilde.

“Bayılışını kendim gördüm.” dedi kutsal muhafızların lideri ciddi bir sesle.

Yaşlı ruh öğretmeni bir süre ağzı açık kaldıktan sonra devam etti: “Bu çocuk muhtemelen bedeninin diğer ruh hayvanı eğitmenlerininkinden çok daha güçlü olmasına neden olan mucizevi bir ilaç yemiş. Yeri gelmişken, böylesine güçlü bir saldırıyla vurulmuşken başkasını kurtarabilmek gerçek bir anormallik.”

O anda, kutsal muhafızların lideri garip bir şekilde gülümseyerek konuştu: “Sadece bu da değil, geri döndüğünde, ruh hayvanı yüzüğünde sekizinci evrenin yüksek seviyelerinde bir Bağlayıcı Rüzgar Ruhu ve ruh hayvanının ağzında da yaralı bir yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu vardı, dört tane onuncu evre Kasırga Perisi onu kovalarken yakalamış…”

Yaşlı ruh öğretmeni şaşkınlık içinde lidere baktı, küçük gözleri sonuna kadar genişlemişti!

“Öyle yaralanmışken Bağlayıcı Rüzgar Ruhu yakalamayı da unutmamış mı? Bu çocuk hayatta kalmayı umursamıyor mu?” Yaşlı ruh öğretmeninin nutku tutuldu.

Düş Hayvanı yaralı değildi. Saldırıdan sonra çağrıldığı açıktı. Yüzükte sekizinci evrenin yüksek seviyelerinde bir Bağlayıcı Rüzgar Ruhu varken genç olan da onun ağzındaydı. Sekizinci evrenin yüksek seviyelerindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu yanlışlıkla yakalamış olmalıydı ve görünüşe göre, genç olanı da yakalayacak zamanı kalmamıştı…

Yaşlı ruh öğretmeni ve kutsal muhafızların lideri akıllı insanlardı, bu çocuğun yaralandıktan sonra o ikisini yakaladığını anlayabilirlerdi. Normalde, bu kadar ağır yaralanan hiç kimse ruh hayvanı yakalama konusunu umursamazdı. Ama bu genç ağır yaralandıktan sonra geri dönmüş ve dört tane onuncu evre Kasırga Perisi varken iki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu yakalamıştı. Böyle bir davranış, bu iki kıdemliyi gülseler mi ağlasalar mı bilemedikleri bir konuma soksa da, bu cesaret karşısında saygı göstermelerine neden olmuştu!

“Kutsal muhafız lideri, Li Heng geri döndü ve çok ağır yaralanmış durumda!” Bir muhafız koşarak Tedavi Sarayı’na girdi ve durumu rapor etti.

“Onu çabuk bana getirin öyleyse. Bu üçü neyle karşılaştı? Nasıl bu hâle düştüler? Kaza olmaması iyi bir şey!” Yaşlı ruh öğretmeni derin bir nefes aldı.

Bir süre sonra, iki kutsal muhafız yaralı Li Heng’i Tedavi Sarayı’na taşıdı. Li Heng bagın değildi ama çok sıkı bir savaşa girmiş gibi çok bitkin görünüyordu.

“Geri döndüler mi?” Li Heng Tedavi Sarayı’na girdi ve Ting Lan’la Chu Mu’nun orada yattığını gördü. Onları görünce, solgun yüzünde bir sevinç ortaya çıktı.

Li Heng, güçlü rüzgar tipi ruh hayvanıyla uzun süre savaşmış ve sonunda, binbir zorlukla kaçtıktan sonra oraya geri dönüp rüzgar çukurunun on kilometre yarıçaplık etrafını aramıştı.

Rüzgar tipi ruh hayvanı Li Heng’i yine bulduğundan Li Heng sadece perişan şekile kaçabilmiş ve onları kurtarmak için Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi muhafızlarını göndermeyi planlamıştı.

“Ruhları zarar görmüş mü?” diye sordu Li Heng endişeli bir şekilde.

Genç nesil uzmanlar için en ölümcül yara bir ruh yarasıydı. Göklerin Altındaki Savaş bu kadar yakınken, ruh hayvanları ölürse güçleri büyük ölçüde azalırdı. Li Heng’i en çok endişelendiren buydu.

“Hayır, daha fazla soru sorma. Uzan ve Kutsal Kök Çiçeğim’in seni iyileştirmesine izin ver!” dedi yaşlı ruh öğretmeni.

Li Heng en çok onların nasıl kurtulduklarını merak ediyordu. Durumun aşırı tehlikeli olduğu bilinmeliydi.

Ama Li Heng şu anda aşırı yorgundu. Uzandıktan kısa bir süre sonra uyuya kaldı. Sorularını iyileştiğinde soracaktı.

“Zhuo Nong, Li Heng’in gücü hiç de az değil, peki Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi’nde iki genci korurken nasıl bu hâle geldi?” diye sordu ruh öğretmeni.

“Bir süre önce, Bağlayıcı Rüzgar Bölgesi’nde iki Ruh Sarayı üyesi kayboldu ve hâlâ geri dönmediler. Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi’nde sıra dışı bir şey yıkım yaratıyormuş gibi görünüyor. Durumu anlamak için insanlar göndereceğim.” dedi kutsal muhafız Zhuo Nong.

“Li Heng uyanana kadar bekle ve ona sor. Ondan önce kutsal bölgeyi kapat ve daha fazla insanın zarar görmesini önle.” dedi ruh öğretmeni.

“En, emri verdim bile.” dedi Zhuo Nong.

“Yeri gelmişken, bu genç hangi kıdemlinin öğrencisi? Gücü sıra dışı. Bu yıl üçüncü sınıfın onurunun Ruh Sarayı’nın olma ihtimali artmış gibi görünüyor.” Yaşlı ruh öğretmeni, Chu Mu’ya anormal dese de, gücünden dolayı çok memnundu ve böyle bir genç nesil uzmanı duymadığından onu çok merak ediyordu.

“Bu genç nereden geldi? Ben ilgilenilmesi gereken işlerle ilgilenirken sen onu iyileştir. Uyandığında birisiyle bana haber gönder.” dedi kutsal muhafızların lideri Zhuo Nong.