Çeviri: bebebiskuvisi

Li Şehri savaşından sonra, Chu Mu Kutsal Yeşim Kaynağı’yla vaftiz edilmiş, gücü dördüncü andaç Ruh Lordu’na bir adım atmıştı. Tianxia Şehri’ne geldiğinde ise, dördüncü andaca ulaşmıştı.

Ama Kutsal Yeşim Kaynağı’nın etkileri tam olarak bitmedi ve Chu Mu’yu beşinci andaca doğru itti. Beyaz Kabus’un tehdidiyle beraber sonunda beşinci andaca ulaştı!

Ruh andacının yükselmesi ruhunun güçlendiği anlamına geliyordu ve ruhunun güçlenmesi de bilincinin güçlenmesi anlamına geliyordu. Bununla birlikte yavaş yavaş Beyaz Kabus’un ruhunu bastırdı!

Chu Mu’nun ruh andacı yükselirken ruhundaki yanma acısı yavaşça zayıfladı. Bu, ruh sıcaklığının düşmesinden dolayı değil, ruhunun direnme yeteneğinin güçlenmesinden dolayıydı.

Bedenindeki kontrolsüz şeytan alevleri zayıfladı ve bilinci yavaşça iyileşti. Solgun yüzüne kan gelmişti.

Nefes nefese bir şekilde alnındaki teri silerken gülümsedi. Ruh andacının bir seviye yükselmesi, ruh hayvanlarının zihinsel dayanıklılıklarının gelişmesi anlamına geliyordu. Bu da demek oluyordu ki, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın şeytan teknikleri epey güçlenecekti. Bu da Chu Mu için başka bir güç artışıydı.

Beşinci andaç Ruh Lordu. Saf ruh andacı olarak bakıldığında, Chu Mu Ruh Lordu seviyesinde olan ikinci sınıf uzmanların çoğundan daha güçlüydü!

“Nie~~ Nie~~~~”

Beyaz Kabus’un girişimi bir kez daha Chu Mu tarafından önlenmişti. Bu aşağılık kabus, Chu Mu’nun etkileyici görkemini algılıyor gibiydi ve itaatkar bir şekilde ruh hayvanı bölgesinde diz çöktü. Daha fazla hareket etmeye cesaret edemedi.

“Suçlanacak bir şey yok. Başkalarının ruhlarını yemek senin içgüdün.” Chu Mu Yarı Şeytan tehlikesinin önüne geçtikten sonra Beyaz Kabus’un ruh hâlindeki değişimi hissetti. Beyaz Kabus’a karşı öfkeli değildi, ona karşı her zamanki gibi davranıyordu.

“Nie~~~~~~~~”

Beyaz Kabus zayıf bir ses çıkararak orada kaldı. Güçlenmesinin ardından, Chu Mu’dan gerçekten korkmaya başlamıştı. Chu Mu’nun bir gün onun planlarından ve kötücül oyunlarından bıkıp onu kovmasından çok korkuyordu.

Chu Mu’nun ona acımasızca saldırmayacağını hiç beklememişti, bu durum ona içgüdüleri yüzünden suçluluk ve günahkarlık hissettiriyordu. Bu, Beyaz Kabus’un yavaşça olgunlaşan kalbinde bir değişim olmasına sebep oldu…

Chu Mu, çılgın komplolar peşindeki Beyaz Kabus dahil, daha önce ruh hayvanlarından hiçbirine karşı ayrımcılık yapmamıştı. Ona göre, Beyaz Kabus’un onu yutmaya çalışması, kontrol edemediği içgüdüsü yüzündendi. Bundan dolayı Beyaz Kabus’u suçlamak ve cezalandırmak anlamsızdı.

Ayrıca, sürekli olarak Beyaz Kabus tehdidiyle yaşamasaydı bu kadar hızlı güçlenemezdi. Bu yüzden asla ona düşman gibi davranmazdı, her zaman ruh hayvanı olarak kabul etmiş, diğerlerinden ayrı tutmamıştı.

Ruh andacının artması, zihinsel durumunun zirve durumuna ulaşmasını sağladı. Daha önce kullanmadığı bir yoldan bilmediği bir yerin derinliklerine gelmiş olduğunu fark ettiğinde kaşları çatıldı.

Her yönden uzağa baktığında, kaotik rüzgar dışında hiçbir şey göremedi. Bir an için, hangi yoldan gideceğini bilemedi.

“Ne zaman bu kadar iyi biri oldum ben?” Bedenindeki yaralara bakarken acı acı güldü.

Ting Lan’ı kurtarmamış olsaydı bu tehlikeye kapılmayacaktı. Öyle görünüyordu ki, karakteri yavaş yavaş değişmişti.

“Karanlık!” Chu Mu bir büyü okudu ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı çağırdı.

Sırtına atlayıp belli bir yöne yöneldi ve bu hareketi kullanarak rüzgar gücündeki dalgalanmaları hissetmeye çalıştı.

Şu anda yön algısına sahip değildi ama rüzgarın daha zayıf olduğu tarafa yöneldiğinde önünde sonunda rüzgarsız bölgeye varacağını biliyordu.

İlerlemeye başlayalı çok zaman geçmemişti ki, yere kıvrılmış yatan, yaralı bir kadını fark etti. Kadının bir süredir bilinçsiz olduğu açıktı. Kıyafetleri parçalanmıştı ve beyaz teninin bazı noktaları kanla lekeliydi; uzun saçları rüzgarla savruluyordu.

“Ting Lan?” Chu Mu Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı bilinçsiz kadına doğru yürüttü ve onu kollarına alarak sekizinci seviye iyileştirici ilaçla besledi.

Yaraları iyileşme belirtileri gösterdi ama kendine gelmekte zorluk yaşayacaktı. Sonuçta, dokuzuncu aşama rüzgar tipi tekniğin sersemletici etkisi aşırı güçlüydü ve bu etkinin savunmayla bir ilgisi yoktu…

Ting Lan’ı uyandıramadı ve onu Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’yla taşımaya karar verdi. Rüzgarın zayıfladığı yöne doğru ilerlerken onu da yanında götürdü.

Bir süre boyunca devam ettikten sonra, geldiği yerin rüzgar çukuru bölgesinden pek uzak olmadığını fark etti. Arkasına baktığında muazzam rüzgar çukurunu görebiliyordu; bu belli ki, onuncu aşama rüzgar tipi tekniğin yarattığı etkiden dolayıydı.

“Onuncu aşama! Bu gerçek güç!” Sonunu göremediği rüzgar çukuruna bakarken kalbi dalgalanıyordu. Bu seviyeye ne zaman ulaşabileceğini bilmiyordu, sonuçta, ruh hayvanları şu anda dokuzuncu aşama güç üretebilecek bir teknik bile yapamazdı. Dokuzuncu aşamayla onuncu aşama arasındaki farksa, birkaç seviyelik artış gerektiren muazzam bir farktı.

Bu yer, inanılmaz güçlü rüzgar tipi ruh hayvanlarına hâlâ çok yakın olduğundan, Chu Mu burada uzun süre kalamayacağını biliyordu. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı hızını artırdı ve bu korkunç rüzgar bölgesinden hızla ayrıldı.

“Qin~~~~~~~~~”

Aniden zayıf bir ses Chu Mu’nun kulaklarına ulaştı.

Chu Mu bu sesin Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun sesi olduğunu hatırladı, ama ses eskisi gibi canlı değildi, ölüyormuş gibiydi sanki.

Chu Mu hemen bir şeyi fark etti. Dişlerini sıktı ve güçlü rüzgar tipi ruh hayvanının ortalarda görünmemesinden istifade ederek yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu başarıyla yakalayabileceğini düşündü.

Gerçekten de sola doğru hareket ederken, ufak ve narin yaratık gözlerinin önünde ortaya çıktı. Berrak ve duru gözleri vardı, bedeninin altında özel bir hava akımı dolaşıyordu. Bağlayıcı Rüzgar Ruhu, doğal ortamda yetişmiş küçük bir periye benziyordu aynen. Saldırgan değilken, insanlara zararsızmış hissi veriyor, acıma duygusu uyandırıyordu.

Bu yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun yanında daha olgun bir Bağlayıcı Rüzgar Ruhu daha vardı. Açıktı ki, bu daha önce Chu Mu’ya saldırmış olan sekizinci evre Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’ydu!

Bedeni, güçlü rüzgar tipi teknikten ağır bir darbe aldığından yaralarla kaplıydı. Hiç savaş gücü kalmamıştı ve yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’yla birlikte ölüyordu.

“Bağlayıcı Rüzgar Ruhu da yaralandı. Onuncu aşama rüzgar tipi tekniği yaratan ruh hayvanının Bağlayıcı Rüzgar Ruhu olmadığı anlamına geliyor bu!” Chu Mu önündeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’na baktı ve yüzünde memnun bir ifade ortaya çıktı.

Bir felaketten kurtulduktan sonra şans yüzüne gülmüş gibi görünüyordu. Chu Mu daha önce Linyin Hayvanı’na karşı savaşan Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu gördüğünde, bu ruh hayvanına karşı büyük ilgi duymuştu. Şu anda bu yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’yla karşılaştığı için oldukça şanslıydı. Bu, kalbinde heyecanın ortaya çıkmasına neden oluyordu.

Chu Mu hemen Ting Lan’ın elini tuttu ve elinden ruh hayvanı yüzüğünü aldı. Hiçbir savaş gücü kalmamış yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun önüne geçti ve yavaşça ruh yakalama büyüsünü okudu.

Chu Mu beşinci andaç Ruh Lordu seviyesine ulaşmıştı ve ruh hayvanı yakalama yeteneği daha da güçlenmişti. Yavru ve yaralı Bağlayıcı Rüzgar Ruhu, Chu Mu’nun güçlü ruh bağlamasından kurtulamazdı!

“Ji~~~~~~~~Ji~~~~~~~~”

Büyüyü okurken, bir ruh hayvanının çığlığı kulaklarına ulaştı.

Kasırga Perisi!!

Chu Mu arkasına bakmaya bile gerek duymadan, dört Kasırga Perisi’nin birkaç yüz metre ötede olduğunu ve bu yana doğru geldiklerini anladı.

Onuncu evre Kasırga Perileri de yaralanmış gibiydiler ama yine de kendi güvenliklerini umursamadan buraya doğru geliyorlardı. Korudukları yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nu bu insana kaptırmamak konusunda kararlıydılar.

Chu Mu yaralı olsalar da, onuncu evre Kasırga Perileri’yle başa çıkmanın zor olacağını biliyordu. Ruh yakalama büyüsünü hızlandırdı.

“Qing~~~~~Qing~~~~~~” Yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun yanında mücadele eden olgun Bağlayıcı Rüzgar Ruhu keskin ve öfkeli çığlıklar attı. Sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun zekası epey olgunlaşmıştı ve bu insanın işi bittiğinde, yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun kesinlikle yakalanacağını biliyordu. Bu nedenle insanı engellemek için yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’na doğru ilerlemeye başladı.

Sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu yaralanmış ve kolayca yakalabilir olsa da, onunla bir ruh sözleşmesi imzalama şansı aşırı düşüktü. Onu almanın bir değeri olmadığından, değeri olan sadece yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’ydu.

Chu Mu’nun hedefi de bu yavruydu.

Kasırga Perileri mesafeyi üç yüz metreye indirdiklerinde Chu Mu sonunda ruh yakalama büyüsünü bitirdi. Ellerinin arasında ruh yakalama ışığı titredi ve yıldıza benzer bir hâleye dönüşerek yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’na düştü.

Ruh yakalama hâlesinin ortaya çıkışını görünce Chu Mu heyecanlandı, çünkü bir saniye sonra bu Bağlayıcı Rüzgar Ruhu onun olacaktı!

Ruh yakalama hâlesinin kuşatması altındaki yavru Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun kaçacak hiçbir yeri yoktu.

Ama tam ruh yakalama hâlesi onun bedenini saracaktı ki, yanındaki yetişkin Bağlayıcı Rüzgar Ruhu aniden onun önüne atladı. Keskin bir çığlık attı ve beklenmedik şekilde Chu Mu’nun daha önce hiç görmediği bir teknik kullanarak ruh yakalama hâlesini zorla kendi bedenine aktardı!

Teknik transferi!

Chu Mu bu Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun başka bir ruh hayvanı üzerinde kullanılan bir tekniği kendi bedenine transfer edebilme yeteneğine sahip olmasını hiç beklemediğinden afalladı!

Ruh yakalama hâlesi sekizinci evrenin dokuzuncu seviyesindeki Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’na düştü. Bağlayıcı Rüzgar Ruhu aslında bu insanın ruh yakalamasına karşı koyabilmek için zekasını kullanabilirdi ama bu insanın zihinsel gücünün ondan daha yüksek olmasını beklememişti!

Uzun bir mücadelenin ardından sonunda Chu Mu’dan kaçamadı ve zorla ruh hayvanı yüzüğüne hapsedildi!