Çeviri: bebebiskuvisi

Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi

Chu Mu her zaman Ruh Sarayı’nın yedi kutsal bölgesinin nerede olduğunu merak etmişti. İçinde yaşayan sınırsız ruh hayvanı varsa, öyleyse kutsal bölge sınırsız alanla ve kaynakla dolu özel bir bölge olmalıydı. Böyle bir bölge, nasıl başkaları tarafından tespit edilemezdi?

Chu Mu’nun bu soruları, Kutsal Bölge Kapısı’na giderken cevaplandı, zira Kutsal Bölge, fiziksel olarak bu dünyayla hiçbir bağlantısı olmayan özel bir dünyaydı!

Kutsal Bölge Kapısı’nın önünde duran Chu Mu’nun şaşkınlığı tarifsizdi. Ruh Sarayı’nın iç işlerini kontrol eden Yedi Kutsal Bölge’nin tamamen bağımsız bir dünya olduğunu asla düşünmezdi. Tianxia Şehri içinde hiçbir bölgede değildiler. Bu dünyada bile değildiler, Ruh Sarayı’nın Kutsal Bölge Kutsal Sunağı’nda sıkı bir şekilde güvende tutulan gizemli bölgelerdi!

Ruh Sarayı’nın iç sarayının ortasında saf gümüşten kutsal bir sunak duruyordu. Sunağın en alt kısmında duran Chu Mu, durduğu yerden sunağın tamamını bile göremiyordu!

Her birine gizemli ve antik semboller oyulmuş sayısız basamak vardı. Büyülü oymalar, yanlarında yürüyenlere uzun bir tarihi anlatıyor gibiydi.

“Bu, Bağlayıcı Rüzgar Sarayı’nın Kutsal Bölge Sarayı. Kutsal sunakta, Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi’ne açılan bir kapı var. Ruh Sarayı’nda yabancıların girmesine izin verilmeyen ve her biri sıkı korunan yedi sunak var.” Ting Lan, Chu Mu bunları bilmediğinden açıklamaya başladı.

Chu Mu yüksek gümüş sunağa bakmak için kafasını kaldırdı. Bir nedenden, bu doğaüstü zanaati gördüğünde, daha önce görmüş gibi hissetti.

Uzak bir anıya benziyordu ama rüyalarında sık sık gördüğü bir yer gibi, Chu Mu’da şaşkınlıkla birlikte başka garip duygular da uyandırdı.

“Buraya daha önce geldim mi? Gelmemiş olmalıyım ama neden böyle bir hisse sahibim, neden…” Chu Mu kendi kendine sordu.

“Chu Chen sorun ne?” Ting Lan, Chu Mu’nun garip bakışını fark ederek sordu.

“Daha önce burada bulunmuşum gibi hissediyorum.” dedi Chu Mu.

“Bu mümkün olmamalı. Yedinci seviye unvanı yeni aldın. Buraya girme ayrıcalığına sahip olmak için yedinci seviye unvan olmalı, elbet…” dedi Ting Lan.

“Sadece Saray Uluları diledikleri zaman girme yetkisine sahipler.” diye ekledi Li Heng.

Saray Uluları’ndan bahsedilince, Chu Mu annesini düşündü. Aniden aklına acı dolu bir anı doldu. Geçmişte süreli bunu unutmaya çalışmıştı ama Kutsal Bölge’ye girdiği an tüm o sahneler geri geldi.

“Burada! Burada! O burada olmalı!” Chu Mu neden burasını daha önce görmüş gibi hissettiğini ve neden kontrol edemediği garip duygular uyandırdığını hatırladı.

“Genç Efendi Chu!!” Chu Mu’nun yanındaki Li Heng heyecanlı bir yüze sahip Chu Mu’ya garip bir şekilde baktı. Bu Kutsal Bölge’ye giren tüm ruh hayvanı eğitmenleri, özellikle de genç nesilden olanlar heyecan gösterirdi ama Li Heng, bu genç adamın heyecan dışında karışık duygulara sahip olduğunu ve her zaman sert olan bu gencin şu anda kontrol edilemez bir şekilde duygusallaştığını hissetti!

Chu Mu gerçekten de duygularını kontrol edemiyordu!

Chu Mu yıllar önce bu nıyı unutmuştu ve ruhunda tozlanan birinci ve ikinci ruh sözleşmelerini de yavaşça unutuyordu.

Ama on yıl önce, bir kez daha bu yola adım atmıştı ve kutsal bölgenin görkemine bir kez daha tanık olmuştu…

Buradaydı! On yıl önce buraya girmişti!

Sıkıca korunan bu kutsal sunak devasa bir sarayın ortasında duruyordu, bir rüyanın içindeki korunaklı bir krallık gibi!

Ve on yıl önce, ilk ruh sözleşmesini burada imzalamıştı!

Sonunda hepsini hatırladı!!

On yıl önce, dördüncü andaç Ruh Öğrencisi seviyesine ulaştı ve Liu Binglan tarafından kutsal bölgeye getirildi. Chu Mu meleğe benzeyen insansı ruh hayvanıyla bu rüya bölgesinde tanışmıştı. Muhtemelen kimsenin reddedemeyeceği mükemmel bir bedene, insan dünyasında hiç görünmemesi gereken güzel bir yüze sahipti ama inanılmaz derecede aşağılık bir kalbe de sahipti!

Ruh sözleşmesini imzalamadan önce verdiği söze uymayarak onu kandırmıştı!

Yıllarca aşağılamalara uğramasına neden olmuş, neredeyse ruh hayvanlarına dair tüm umutlarını yıkmıştı!

Şimdi bile ilk ruhu onun elindeydi ve ilk ruhunu çağırabilmesine engel oluyordu!

Chu Mu’nun bedeni hafifçe titriyordu. Bugün için çok uzun bir süre beklemişti. Sonunda o genç kızla ruh sözleşmesi imzaladığı yeri bulup buraya gelmişti. Bu, artık genç kızı takip etmeye başlamaktan çok uzakta olmadığı anlamına geliyordu!

“Chu Chen, iyi misin?” diye sordu Ting Lan, usulca Chu Mu’ya.

Chu Mu hiçbir şey saklamadı. Şu anda birinci ruh sözleşmesindeki genç kızın nerede olduğuna dair bir ipucu bulduğundan göğsündeki alevler sönmeye başladı. Burnunu her işe sokmadığı sürece onu kesinlikle burada bulurdu. Ondan sonra da ilk ruhundan mahrum olmak zorunda kalmayacaktı!

“Bu kutsal bölgelerden yedi tane olduğunu söylemiştiniz, değil mi? Çiçeklerle dolu bir kutsal bölge var mı?” Chu Mu heyecanla Ting Lan’ın omuzlarını tutarak sordu.

“Ben...Bilmiyorum.” Ting Lan, Chu Mu’nun ellerinden kurtulmak için çabalarken şaşkınlık ve utanç içinde konuştu.

“Genç Efendi Chu, önce bir sakinleş.” Li Heng hızlıca Chu Mu’yu tutarken konuştu.

Ting Lan’ın hem utandığını hem de öfkelendiğini görünce, gerçekten çok heyecanlandığını fark etti. Hemen derin nefesler alarak duygularını kontrol altına aldı.

Li Heng Chu Mu’nun yavaşça sakinleştiğini gördü ve ağzını açarak dedi ki: “Yedi kutsal sunak var. Yedinin içinde, Wanmo Hayvanı’nınki en görkemlisidir, onu da Kutsal Kök Çiçeği takip eder. Genç Efendi Chu’nun bahsettiği çiçeklerle dolu olanın Kutsal Kök Çiçeği olduğunu düşünüyorum. Orada pek çok bitki dünyası ruh hayvanı yaşar. Onlardan biri de Yedi Diyagram Aziz Hayvanları’ndan Kutsal Kök Çiçeği’dir. Onu bulmak da, yakalamak da çok zordur…”

“Kutsal Kök Çiçeği!! Evet, Kutsal Kök Çiçeği’ydi!!” Chu Mu’nun kalbi tekrar hızlandı.

Liu Binglan’ın onu getirdiği, içinde çiçekten doğan ihanet eden genç kızın da olduğu yer, gerçekten de Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ydi!

Kutsal Kök Kutsal Bölgesi olmalıydı! Chu Mu orasının ilk ruh sözleşmesini imzaladığı yer olduğuna emindi!

Ting Lan ve Li Heng, Chu Mu’nun duygularının kontrolünü kaybetmesine anlam veremeyerek birbirlerine baktılar.

Sonunda Ting Lan garipçe dedi ki: “Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ne girebilmek için en az dokuzuncu seviye unvana sahip olmak ve pek çok başka koşulu da yerine getirmek gerekiyor. Nasıl orada bulunmuş olabilirsin?”

“Genç Efendi Chu, Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ne daha önce bir kere girdim sadece. Bölge hakkında kısıtlamalar olmasa bile, güçlü Bitki Dünyası ruh hayvanları sayısız uzmanın oradan uzak durmasına sebep olabilir.” dedi Li Heng.

“Sadece bir kere mi girdin?” Chu Mu durakladı. Chu Mu, Li Heng’in çok güçlü olduğunu biliyordu. Böyle bir uzman bile oraya sadece bir defa girebildiyse…

Li Heng acı acı gülerek dedi ki: “Dokuzuncu seviye unvana sahip olduktan sonra tüm üyelere herhangi bir kutsal bölgeye bir kez girme hakkı verilir. Girmeden önce kişi biraz katkı yapmalı. Ben o zaman çok yükseği hedef aldım ve sayısız eğitmenin rüyası olan Kutsal Kök Çiçeği’ni görüp göremeyeceğimi görmek için Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ni seçtim. Bana gülmeyin ama, boş ellerle alelacele kaçmadan önce Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’nin dış halkasına girmeyi bile başaramadım.”

Li Heng’in sözleri, Chu Mu’nun da Ting Lan’ın da büyük bir şaşkınlık yaşamasına neden oldu. Li Heng gibi bir uzman bile Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’nin dış halkasına giremiyor muydu? Oradaki ruh hayvanları ne kadar güçlüydüler öyle?

Chu Mu’nun kalbi sıkıştı. Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ne girmek için dokuzuncu seviye unvan gerekiyordu. Ama yedinci seviyeden sekizinci seviyeye uzanan yol bile çok genişti. Dokuzuncu seviyeye ulaşmak için daha büyük bir yolculuk yapmak gerekecekti…

“Şu anki duygularını anlayabiliyorum ama Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ne kolayca girilemez.” dedi Yaşlı Li.

Chu Mu hâlâ sakinleşememişti. Orada dururken gözlerindeki duygular sürekli değişip duruyordu.

Uzun bir süre sonra sonunda yumruklarını sıktı!

Her şey güç sorunuydu sadece. Yeterince güçlü olduğunda Kutsal Kök Kutsal Bölgesi’ne girebilecek ve genç kızın ihaneti konusunda daha fazla ipucu bulabilecekti!

Sonrasında ne yapacağı açıktı!

……………………..

“Genç Efendi Chu, burada kalmak ister misiniz?” Chu Mu’nun yavaşça sakinleştiğini gören Li Heng sordu.

Chu Mu başını sallayarak dedi ki: “Hadi girelim.”

Ting Lan Chu Mu’ya garip şekilde bakıyordu ama Chu Mu’nun söyleyecek bir şeyi olmadığından ileri adım atıp sunağa doğru yürümekten başka bir şey yapamazdı.

Neredeyse her adımda iki Ruh Sarayı muhafızının durduğu görülebiliyordu. Bu kutsal sarayın her yerini çok sıkı bir şekilde koruyorlardı. Birisinin izinsiz içeri girmesi imkansızdı!

“Genç Efendi Chu, yedinci seviye unvana yeni ulaştığından bir kutsal bölgeye girme şansın var. Ama burada israf etmeyin. Bu seferlik sadece yandaş olarak girin. Tekrar gelebilecek kadar güçlü olduğunuzu hissettiğinizde, yeni bir ruh hayvanı yakalamak için büyük bir şansınız olacaktır.” Li Heng hatırlatmada bulundu.

Chu Mu başıyla onayladı. Bu seferki Bağlayıcı Rüzgar Kutsal Bölgesi gezisi sadece tecrübe için olacaktı. Sonuçta, Chu Mu Bağlayıcı Rüzgar Ruhu’nun yeteneklerini ve özniteliğini öğrenmeden önce, rüzgar tipi ruh hayvanı olarak onu yakalamakta karar kılmamıştı!