Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu'nun dördüncü savaşı, Ruh Hayvanı Sarayı'ndan bir uzmana karşıydı. Bu savaş daha öncekiler kadar kolay değildi ve Chu Mu'nun zorlukla zafer elde ettiği söylenebilirdi.

Chu Mu'nun üç ruh hayvanı da, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, Şeytan Ağacı Askeri ve Buz Perisi, yaralandı. Neyse ki, beşinci karşılaşmadan önce iki günlük dinlenme süresi vardı. Bu iki gün içinde, Chu Mu ruh hayvanlarının durumunu düzeltebilirdi.

Dördüncü savaştan sonra, Chu Mu biraz bilgi edindi. Bu orta yaşlı uzmanlar, ruh hayvanlarının tekniklerini kullanma konusunda açıkça daha yetkindi ve hazırladıkları tuzaklar daha profesyonelceydi ki, Chu Mu bile zaman zaman neredeyse yakalanıyordu. Neyse ki, Chu Mu savaşırken tetikteliğini koruyabilmiş ve bu sayede dördüncü rakibini yenebilmişti.

Beşinci karşılaşma, yarışmanın başlangıcından sonraki yedinci gündeydi. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı ve Buz Perisi'nin yaralanmaları iyileşmemiş olduğundan bu kez ana savaş gücünü Şeytan Ağacı Askeri ve Zhan Ye oluşturacaktı. Üçüncü olarak da, savaş gücü biraz toparlamış Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nı kullanmaya karar vermişti.

Bu en güçlü savaş dizilimi olmasa da, bu sefer pek çok genç nesil üyesi ilk yirmiye girme fırsatı elde edebildiğinden çok ilginç olacaktı. Dahası savaşacak olan bu genç ilk otuz içindeydi!

Bir genç uzmanın orta yaşlı nesil yarışmasında ilk yirmiye gireceğini düşünmek fazlasıyla olağanüstüydü!

"Bu Chu Chen beklenmedik şekilde iki kez üst üste kazandı, sonra bir kez kaybetti ve bir kez daha kazandı, ilk yirmiye girmesinde belirleyici bir savaş olacak bu..." Genç adam Teng Hai savaş alanında duran Chu Mu'yu görünce gözleri genişçe açıldı.

O ve Luo Peng, Ruh Hayvanı Sarayı'ndan Luo Qi'nin savaş alanında olacağını beklemiştiler ve oldukça ünlü Luo Qi'nin bu genç uzmana yenileceğini hiç düşünmemiştiler...

Luo Qi'nin kaybetmesi önemli değildi ama bu karşılaşma, yeni Avcı Kralı Luo Peng ve Chu Chen arasında olacaktı!

Teng Hai siyah bir maske takan Luo Peng'e bakı ve bir an çaresiz hissetti. Bu karşılaşma, beklenmedik şekilde aynı yaştaki iki kişi arasında belirleyici bir savaş hâline gelmişti...

"Sorun ne? Neden garip bir ifade takındın?" Ting Lan kardeşinin garip ifadesini gördü ve nedenini anlamadığından sordu.

"Oh, bir şey yok...Sadece Chu Chen'in ilk yirmi için rekabet edebileceğini düşünmemiştim." Teng Hai, Luo Peng'in kimliğini açığa çıkarmadı, sonuçta, bir adam sevdiği kadını aşacağına dair mutlak bir güvene sahip olsa da, daha önce ona kaybettiğini itiraf etmek istemezdi. Luo Peng bunun büyük bir utanç sebebi olduğunu düşünmese de, Ting Lan'a kaybetmesinin Luo Peng için bir engel hâline dönüşmesini istemiyordu. Bu nedenle, Luo Peng bilhassa Teng Hai'ye kimliğini açığa çıkarmamasını söylemişti.

"Mhm, bu gerçekten sürpriz. Bu kez, Ruh Sarayı inanılmaz potansiyele sahip birini kabul etti. Tianxia Şehri'ne döndüğümüzde bunu babana söylemelisin." Ting Lan başıyla onayladı ve Chu Mu'yu övdü.

"Ama muhtemelen bu karşılaşmayı kaybedecek." dedi Teng Hai.

Siyah maske takan kişi Avcı Kralı Luo Peng'di sonuçta. Çevredeki krallıkların tüm yirmi yaşındaki gençleri arasında, onu yenebildiği için övünecek cesareti olan biri var mıydı acaba?

Teng Hai, Luo Penng'in gücünü çok iyi bildiğinden Luo Peng'in ilk yirmiye girmesinin çantada keklik olacağını düşünüyordu.

"Kız Kardeş Ting Lan, burada olduğunu duyduğum için ben de buraya geldim." Aniden bir kadının sesi geldi. Ortalama güzellikte ama güzel giyimli bir kadın hemen yanlarına yürüyüp Ting Lan'ın yanına oturdu.

Kadınla birlikte dört adam vardı. Ting Lan'ı gördükten sonra dördünün de gözleri parladı ama bir süre sonra utanmış bir ifade sergilediler.

"Genç Kız Kardeş Yu Sui..." Ting Lan dostça selamladı.

 "Genç Hanım Ting Lan, sizin için Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nu yakalayamadığımız için çok üzgünüm..." Takım Lideri Da Kun, görevi kabul etmelerine rağmen tamamlayamadıkları için özürlerini sundu.

"Aslında sadece birazcık geç kaldık, başka bir veledin bizden önce davranacağını hiç düşünmedik..." dedi Zhang Ying öfkeyle.

Takımları yüksek ödül için değil de bu ünlü kadının önünde iyi bir izlenim kazanmak için bu görevi almıştı. Umutla görevi almıştılar ama elleri boş dönmüştüler. Dört adam da bu yüzden biraz utanç duyuyordu.

"Endişelenmeyin, Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nu aldım bile." Ting Lan ifadelerini gördü ve hafifçe gülümseyerek açıkladı.

Ting Lan beşinin toplam gücünden daha güçlüydü ama nasıl avlanılacağını bilmiyordu. Avcılık teknik bir işti. Örneğin, bir yavru ruh hayvanını nasıl izleyeceğini, onun yaşam ortamını nasıl gözlemleyeceğini bilmiyorsa, hükümdar sınıfı bir ruh hayvanının bölgesinde birçok güçlü ruh hayvanını rahatsız edebilir, onları kendine çekebilirdi...

Ting Lan avlanmak için uzmanlara ihtiyaç duyduğunun farkında olduğundan kasten bir ödül koymuş ve Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nu yakalamak için bu beş uzmanı bulmuştu.

"Satın aldınız mı? Kimden aldınız?" Yu Sui alelacele bir soru sormadan önce şaşkın bir ifade sergiledi.

Diğer dördü de birbirlerine baktılar ama çabucak Ting Lan'ın o ruh hayvanını onlardan önce davranmış veletten aldığını fark ettiler.

"Savaş alanındaki kişiden." Ting Lan Chu Mu'yu işaret ederken kayıtsızca konuştu.

Beşi de aynı anda Chu Mu'ya baktı ve hemen gözleri sonuna kadar açıldı.

"Bu o! Takım lideri, bu o! Neydi...evet, Chu Chen!" Zhang Ying fark eden ilk kişi olmuştu ve sesini kontrol edemeden bağırmıştı.

"Zhang Ying, sakin ol." Da Kun'un ifadesi ciddileşirken, Zhang Ying'e çok duygusal davranmamasını hatırlattı.

Diğerleri de ilk başta şaşırdılar ama sonrasında sessizleştiler.

Aşırı tepki veren Zhang Ying'in yanı sıra, diğer dördü de Chu Chen denilen bu adamın kışkırtabilecekleri biri olmadığını fark etti!

Bu adamın olağanüstü av yetenekleri vardı ve gücü de aşırı yüksekti. Yıllık yarışmada ilk yirmi için belirleyici savaşta olması da bunun en iyi kanıtıydı!

Birkaç yıl daha geçse bile, ilk yirmi için belirleyici savaşa kalabileceklerini söylemeye cesaret edemezlerdi!

Ting Lan, Chu Chen'in, Da Kun'un takımıyla Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu için rekabet ettiğini ve onlardan önce davrandığını tahmin edebildi. Bu tür şeyler sık sık olabileceğinden Ting Lan daha fazla bir şey söylemedi. Nazik ve anlayışlı bir şekilde dedi ki: "Savaş başladı. Oturup izleyin."

Beşi de moralsizdi ama bunu kabul ettiler. Şu anda sadece savaşı izleyebilir ve bu genç adamın olağanüstü ruh hayvanlarını görebilirlerdi.

    ……

Luo Peng Chu Chen'i gördüğünde şaşırdı. Bu, orta yaşlı neslin yarışması olduğundan, rakibinin otuzlarında, deneyimli bir ruh hayvanı eğitmeni olması gerektiğini hissetti. Sonuçta, onun yaşlarında bir adamdı sadece.

Yeni Avcı Kralı olarak, yaşıtlarını her zaman aşmıştı ve kendi yaşıtı biriyle savaşalı çok uzun zaman olmuştu. Bu yarışmada, yaşıtı biriyle savaşmayı hiç beklemiyordu. Bu şaşkınlığın yanı sıra, kendi dengi birini bulmanın heyecanına da sahipti.

Rakibinin bu kadar ileri gidebilmesine bakılırsa, gücü kesinlikle abartılı değildi. Farklı bir seviyede bulunan orta yaşlı bir uzmanla savaşmak yerine kendi yaşıtı, zirve bir uzmanla savaşmayı tercih ederdi!

"Neden daha önce adını duymadım?" diye sordu Luo Peng.

"Ben de senin adını hiç duymadım." dedi Chu Mu.

Luo Ling'in yüzünde bir gülümseme ortaya çıktı. Rakibinin adını duymamasının nedeni bu ismi uydurmasıydı çünkü. Gerçek adını kullansaydı, Chu Chen'in şaşkınlık içinde ve nutku tutulmuş bir şekilde kalakalacağına emindi.

Chu Mu'nun kayıtsız ifadesine bakarken içten içe güldü. "Kesinlikle orta yaşlı bir ruh hayvanı eğitmeni olduğumu ve bana kaybetmenin utanç verici bir şey olmadığını düşünüyor. Haha, savaş sona erdiğinde kimliğimi söyleyeyim de görsün. O zaman nasıl bir ifade takınacağını çok merak ediyorum."

Luo Peng zirve bir genç uzmanın nasıl düşündüğünü biliyordu. Onlardan daha büyük uzmanlara kaybetmeyi normal görseler de kendi yaşıtlarına kaybetmeyi hazmedemezlerdi. Kaybetmeleri onlar için büyük bir darbe olurdu. Mevcut durumun biraz gülünç olduğunu hissetti ve rakip şu anda olanı bilmediğinden güldü.

"Ruh hayvanlarınızı çağırın!" diye bağırdı ana hakem!

"Ruh hayvanlarınızı çağırın!" diye tekrarladı yardımcı hakemler!

Chu Mu ve Luo Peng aynı anda büyü okudular. Savaşta ruh hayvanı değiştirmeye izin verilmediğinden ruh hayvanı çağrılırken çok dikkatli olmaları gerekiyordu. Özellikle de ilk ruh hayvanını çağırırken, çünkü tüm savaşın dönüm noktası buydu.

"Şeytan Ağacı Askeri!"

Chu Mu yedinci evrenin yedinci seviyesindeki Şeytan Ağacı Askeri'ni seçti. Yaraları Yaşam Gücü Özümseme ile iyileşebilirdi ve önceki savaştaki yaralarını iyileştiremese bile zaten pek bir şey kalmamıştı.

Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı hâlâ yaralıydı ve savaş gücü tam değildi. Zhan Ye'nin güç seviyesi düşük olduğundan ilk önce savaşması uygun değildi. Chu Mu rakibin çağırabileceği nispeten güçlü bir şeytanın Zhan Ye'nin yeteneklerini kısıtlayabileceğinden korkuyordu. Böyle bir şey olursa, Zhan Ye'nin Cesur Sızlayan Kalbi'nin etkileri baskılanırdı.

Chu Mu'nun ruh hayvanı çağırma deseninde kökler yavaşça ortaya çıktı. Biraz kan rengi taşıyan camgöbeği Doğal Ağaç yavaşça kalın bir Doğal Ağaç Zırhı'na dönüştü.

Doğal Ağaç Zırhı şekil aldı ve Şeytan Ağacı Askeri yavaşça içinde ortaya çıktı.

"Beklendiği gibi, yine Şeytan Ağacı Askeri." dedi Teng Hai.

"Bir Şeytan Ağacı Askeri mi?" Da Kun ve diğer dördü şaşkın ifadeler sergilediler. Bu adam dar geçitten geçmek için bu yüksek seviye savaşçı sınıfı ruh hayvanına güvenmiş olabilir miydi?

"Dikkatli bakın." Ting Lan, Chu Mu'nun Şeytan Ağacı Askeri için nispeten olumlu bir izlenime sahipti. Bir ruh hayvanı eğitmeni olarak, ruh hayvanının tür seviyesini ve savaş gücünü hükümdar sınıfına kadar ulaştırmak fazlasıyla zordu.

Aslında, tür seviyeleri içinde, yüksek seviye savaşçı sınıfı Şeytan Ağacı Askeri böyle büyük bir güce sahipti. Bazı hükümdarlardan aşağı değildi ve Chu Mu dar geçitten geçmek için gerçekten de bu savaşçı sınıfı ruh hayvanını kullanmıştı.