Çeviri: bebebiskuvisi

"Kız Kardeş, Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nu yakalayan o mu?" Genç bir adam gelip zarif, olgun kadının yanına oturdu.

"Evet." Kadın hafifçe güldü ve başıyla onayladı. Kıyafetleri lükstü ve yanında hizmetçiye benzer birkaç genç kız vardı. Yanındaki kızlara kıyasla, bu olgun kadın zarif ve soyluydu.

Muhtemelen birçok erkek bu kadını gördüklerinde, yüzüne odaklanamazdı. Sıcak ve sakin tavırlarının büyüsüne kapılırdı.

"Bilgilerini göreyim." Genç adam önemli biriymiş gibiydi ve yanındaki aile hizmetçisine bir emir verdi.

Aile hizmetçisi hızla yanına gelip dedi ki: "Genç Efendi, bu adamın ismi Chu Chen. Sıfırıncı seviye unvana sahip ve herhangi bir pozisyonu yok..."

"Sıfırıncı seviye mi?" Genç adam kafası karışmış gibi göründü.

Ruh Sarayı'nda sıfırıncı seviye normalde ya önemsiz şeyler yapan üyeler ya da en düşük seviye üyeleri için kullanılırdı. Bu üyeler hiçbir etkiye sahip değildi ve Ruh Sarayı'nın parçası olarak kabul edilseler bile sadece hizmetçi olabilirlerdi.

Genel olarak konuşmak gerekirse, Ruh Sarayı'na giren her ruh hayvanı eğitmeni birinci seviye unvan kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışırdı. Sonuçta, bir Ruh Öğrencisi için ilk seviye unvan kazanmak çok zor olmazdı, en azından uzun sürmezdi.

"Ruh Sarayı'na yeni katılmış olabilir! Veya kendini gizleyen biri. Unvana çok takılma." dedi kadın.

"Birileri tarafından buraya gönderilmiş de olabilir." Genç adamın düşünme tarzı bu kadar olumlu değildi ve yirmi yaşında gibi görünen Chu Mu'nun hükümdar sınıfı ruh hayvanı elde edebilecek biri olduğuna inanmadı.

Belki kadın da bunu düşünmüştü ama başkalarının gücü hakkında önyargılı olmanın aptalca olabileceğinin farkındaydı.

Aslında, önündeki bu adamın düşük seviye hükümdar sınıfını kendi başına ele geçirip geçiremeyeceğini saptayabilirdi, zira karşılaşması başlamak üzereydi.

    ……

Ön eleme karşılaşması aşırı sıradan bir savaş alanındaydı. Etrafı koruyucu ağlarla çevrili epey geniş bir alandan ibaretti.

Chu Mu'nun rakibi, yirmi metre karşısında durdu. Bu yarışmada özel ayrıcalıklar yoktu ve kişi ne kadar güçlü olursa olsun her tura katılmak zorundaydı. Şansı kötüyse, ilk otuza girebilecek şansı olsa bile ön elemede kaybedebilir, doğrudan elenebilirdi.

Elbette, yarışma görevlileri bunu hesap etmiş ve uzmanları ilerleme potansiyellerine göre değerlendirip denk güce sahip rakipleri ön elemede karşı karşıya getirmemeye çalışmışlardı.

Chu Mu bu görevliler tarafından bilinen uzmanlardan olmadığından onu rastgele bir gruba atmışlardı. İlk turda uzmanlarla karşılaşacağı farz edilebilirdi, belki de dördüncü turda karşılaşacaktı...

Chu Mu'nun rakibi otuz yaşında ya da biraz daha büyük bir uzmandı. Yüzü genişti ve ruh hayvanı eğitmenlerinin çoğunun giydiği kıyafetlerden giyiyordu.

Chu Mu'yu gördüğünde ağzının köşeleri havalanarak bir gülümseme oluşturmuştu. Hiçbir şey söylemese de insanlar yüzündeki 'amma da şanslıyım ha' ifadesini görebiliyordu.

Bu yaş kısıtlaması olmayan bir yarışma olduğundan, gençlerin kesinlikle bir dezavantajı olacaktı. Bu nedenle, gençler genelde bu tür yarışmalara katılmazdı. Katılsalar bile sadece kendilerini eğitmek için katılırlar, yüksek bir sıra elde etme niyetine sahip olmazlardı.

Genç nesilden olanlar azınlıktı ve kendi yaşlarında biriyle karşılaşmaları oldukça zordu.

"Ruh hayvanlarınızı çağırın." Ana hakem ruh andacını kullanarak bağırdı.

"Ruh hayvanlarınızı çağırın." Savaş alanının her iki yanında duran yardımcı hakemler de tekrarladı.

Bu tip geleneksel yarışmalarda iki taraf da aynı anda bir ruh hayvanı çağırdığından, öznitelik karşıtlık durumu şansa kalırdı...

Chu Mu ve rakibi aynı anda büyü okudu. Ruh sözleşmelerinin sarmal hâleleri iki ruh hayvanı çağırma deseni oluşturdu ve ruh hayvanı eğitmenlerinin ruhuna bağlı ruh hayvanlarını çağırdı.

Ana hakem karşılaşmanın başladığını duyurmadan önce iki taraf da saldıramazdı. Bu nedenle ruh hayvanını daha hızlı çağırmaya çalışmak anlamsızdı, taraflar aynı anda başladıkları takdirde ruh hayvanının ne kadar zaman sonra ortaya çıktığı önemli değildi.

Chu Mu şu anda Chu Chen kimliği altında yarışmaya katıldığından kesinlikle Mo Xie'yi ve Beyaz Kabus'u kullanamazdı.

Şimdi ruh hayvanlarının güç seviyeleri arttığından her savaşta onları kullanmasına gerek de yoktu. Savaşın kontrolünü kaybetmediği sürece diğer ruh hayvanları bu ikisinden daha yüksek bir savaş gücü sergileyebilirdi.

Chu Mu'nun çağırdığı ilk ruh hayvanı aşırı hıza sahip Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'ydı!

Karanlık bir aura yavaşça savaş alanına nüfuz etti. Bir gölge, savaş alanının yarısını kapladı. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı gölgenin içinde sessizce duruyordu ve varlığının fark edilmesini sağlayan tek şey boynundan kuyruğuna kadar uzanan sırtındaki beyaz tüylerdi.

"Kız Kardeş, bu ne tür bir ruh hayvanı?" Genç adam ruh andacını kullanarak sordu. Gölgelere karışmış Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nı tam göremediğinden şaşkınlık içinde somuştu.

"Bir Düş Hayvanı. Karanlık özniteliğe sahip bir Düş Hayvanı." Konuşurken kadının ifadesi değişmedi.

Birçok şeytan gizlenme ve rol yapma yeteneğine sahipti. Güçlü algı yetenekleri olmayan insanlar, Chu Mu'nun gölgelerde duran şeytanının sadece güç seviyesini belirleyebilirdi. Aurasından savaş gücü seviyesini belirlemek çok zordu.

Elbette, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı yüksek seviye bir komutandı ve onun ismini bilenler savaş gücünün zayıf olamayacağını tahmin edebilirdi.

"Oh, hatırladım. Birkaç gün önce şehre dönerken Yabani Yıldız Şeytan Atı grubumun yanından son sürat geçen siyah bir Düş Hayvanı sürücüsü görmüştüm. Demek oydu!" dedi genç adam.

"Çok mu hızlıydı?" diye sordu kadın.

"Çok hızlıydı. Sadece sekizinci evrede gibi görünmüyordu. Karşısındaki adam hem güç seviyesi hem de öznitelik avantajına sahip sekizinci evrede bir Uğursuz Alev Şeytanı çağırdı." Genç adam hemen gücünü gizlemeyen Uğursuz Alev Şeytanı'nı gördü.

"Sekizinci evrenin beşinci seviyesinde. Biraz güçlendirilmiş olmalı." Kadının yargısı daha da güçlüydü.

"Bunun gibi bir şeyle savaşmasına gerek yok...Benden sadece birkaç yaş büyük olduğundan bu genç adamın yarışmaya katılarak sadece kendini utandıracağını söylemiştim..." diyerek iç geçirdi genç adam.

"Kendini eğitmek kötü bir şey değil. Diğer gençlere kıyasla, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı çok güçlü zaten." dedi kadın çok ılımlı bir şekilde. Elbette bu ılımlılık içinde başka bir şey gizliydi.

    ……

Sekizinci evrenin beşinci seviyesinde düşük seviye komutan, Uğursuz Alev Şeytanı. Savaş başladığında, Chu Mu kaşlarını çatmadan duramadı. Karanlık öznitelik, ateş özniteliği tarafından belli bir seviyeye kadar bastırılacağından, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı rakibinin ateş tipi tekniğiyle vurulursa ciddi bir şekilde yaralanacaktı.

"Başla!!"

Ana hakem iki tarafın da bir ruh hayvanı çağırdığını ve ikinci ruh hayvanı çağırmaya niyeti olmadığını gördü ve savaşın başladığını duyurdu.

"Öznitelik bakımından dezavantajda olduğunu biliyor ama bunu telafi etmek için ikinci ruh hayvanını çağırmıyor. Bu genç gerçekten inatçı!" diyerek güldü Jia Yingcheng. Hemen Uğursuz Alev Şeytanı'na bir emir verdi.

İki hoş alev, uzun bir büyüleyici kızıl ipek parçası gibi havad çırpındı. İç içe geçerek burgu şekli aldılar ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'na doğru ilerlediler.

Sekizinci evrenin beşinci seviyesindeki uğursuz Alev Şeytanı'nın kullanabileceği tüm teknikler neredeyse sekizinci aşamaya ulaşmıştı. Güzel alevler güçlü gibi görünmüyordu ama düşmanın peşinden ayrılmamalarını sağlayan özel bir özniteliğe sahiptiler. Alevleri dağıtmak için etkili bir teknik kullanılmazsa, bu uzun ipeklere benzer alevler düşman kovalamayı bırakmayacak ve nihayetinde onu yakacaktı.

"Çift Saten Alevleri..." Savaş başladığı an Chu Mu uğraşması zor bir teknikle karşı karşıya geldi. Gerçekten de orta yaşlı ruh hayvanı eğitmenleriyle başa çıkmak kolay değildi. Savaş başladığı andan itibaren, bu durum gayet açıktı.

Çift Saten Alevleri harekete geçmişti ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın içinde durduğu gölgeleri aydınlatıyordu. Gizliliğini sürdürmeye devam etmesi ve etrafında dans eden Çift Saten Alevleri'yle uğraşması zordu, tek yapabileceği çevik bedeniyle kaçınmaya çalışmaktı.

Çift Saten Alevleri havada yüzen iki vahşi yılan gibiydi. Hızlı olmasalar da Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın peşinden ayrılmadılar. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın kaçınma yetenekleri ve hızıyla, bu alevler ona vuramazdı ama alevlerin kaybolması uzun bir süre sürecek ve bu süre içinde Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı belli bir ölçüde kısıtlanmış olacaktı.

"Görünüşe göre savaş gücümü epey koruyabilirim." Jia Yingcheng gülümsedi ve ruh hayvanına emirler vermeye devam etti.

Uğursuz Alev Şeytanı'nın gözlerinde Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri tutuştu. Alev aurası çoğalmaya başladı ve havanın kendisi bile kavurucu oldu.

Bir elemental tipi ruh hayvanı olarak, Uğursuz Alev Şeytanı'nın Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri, Mo Xie'ninkinden çok daha güçlüydü. Bu yüksek sıcaklıklık teknik Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın bedenine çarparsa, düşük savunmaya sahip olduğundan kolayca ciddi bir şekilde yaralanacaktı.

Chu Mu şu anda sadece tekniklerden sürekli kaçınırken rakibin ruh hayvanını yenmek için bir fırsat aramaktan başka bir şey yapamazdı.

    ……

"Pasif kalarak kaçınmasına rağmen, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın sıyrılma yetenekleri gerçekten çok güçlü. Benim ruh hayvanlarıın üçü birlikte çalışsaydı bile bu Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın tek bir tüyüne bile dokunamayabilirdi..." dedi genç adam.

"Mhm." Kadın herhangi bir yorum eklemedi. Duygu bakımından ketum ve parlak gözleri, Chu Mu'nun Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'ndan ayrılmadı. Oldukça ciddi görünüyor ve zaman zaman düşünceli ifadeler sergiliyordu.

"Ama kazanması çok zor yine de." Genç adam savaşın sonucunu kararlaştırmıştı bile.

Kadın yine konuşmadı. Aslında, daha önce bu genç adamla aynı görüşe sahipti ve Chu Chen denen adamın kazanmasının çok zor olacağını hissetmişti.

Ama Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın sıyrılmalarına odaklanmaya başladığında onun sürekli hazır olduğunu hissetti. Belli belirsiz bir şekilde, yaptığı şeyin sadece pasif olarak sıyrılmak olmadığını düşündü...