Çeviri: bebebiskuvisi

Gökyüzünün parçalanmasını kim beklerdi ki?

Bu dokuzuncu ve onuncu evre komutanlarla hükümdarların gökyüzünü parçalayan anormal işaretlerin bir darbesine bile dayanamayacaklarını kim beklerdi?

Sefil çığlıkların sonu gelmedi. Uzmanların ikincil ruh hayvanları kaçamadı ve şeytan işaretiyle damgalandıklarında acınası bir ölümle karşılaştılar. Birçok onuncu evre komutan vardı ve bu komutanlar farklı bölgelerde ve şehirlerde olsaydı, kendi bölgelerinin yenilmez egemenleri olurdu...

Bu yüzden, bu inanılmaz br sahneydi. Çeşitli oluşumlardan bir düzineden fazla uzmanın hepsi dört ya da daha fazla ruh hayvanı çağırmıştı ama çağırdıkları ruh hayvanlarının yarısından fazlası yok olmuştu!

Onlarca ölü beden, anormal işaret tarafından parçalara ayrılmıştı. Buna birkaç güçlü onuncu evre hükümdar da dahildi; kaldi ki bu ruh hayvanları, efendilerinin gururuydu ama bu teknik altında canlarından olmuşlardı!

Ruh Hayvanı Sarayı, Tüccar Birliği, Elemental Tarikatı, Li Şehri'nin büyük aileleri, Ruh Sarayı ve birkaç yalnız tarikat uzmanı bu felaketten dolayı bembeyaz kesilmişti. Uzuvlarından bazıları ortadan kaybolmuştu ve hayatta kalan ruh hayvanları acı içindeyken şaşkınlık içinde bu korkunç gökyüzünden kaçıyorlardı.

Büyük oluşumlardan gelen bu uzmanlar iki ya da üç ruh hayvanlarını kaybetmişlerdi. Uzmanlarının büyük bir kısmı dağılmış Ruh İttifakı en kötü durumda olandı.

Luo Ling, Chu Mu tarafından öldürülmüşken, Xiao Ren'in çağırdığı üç ruh hayvanından hiçbiri canlı kurtulamamıştı. Hepsi bu korkunç anormal işaret altında ölmüştü ve Xiao Ren'in kendisi de sadece ruh zırhının koruması nedeniyle hayatta kalmıştı.

Diğer Ruh İttifakı uzmanlarına gelince, ruh hayvanlarının hepsi ölmüştü ve içlerinden ikisi bu kabustan kaçamayarak can vermişti.

Ruh İttifakı üyelerinin en büyük kayıpları yaşayan kişiler oldukları söylenebilirdi. Tüm ruh hayvanı eğitmenlerinin en azından üç ruh yarası vardı. Bedenleri zayıftı ve enerjileri tükenmişti. Beş zirveden biri sayılan orta yaşlı Xiao Ren daha da kötü durumdaydı, öyle ki, ruh hayvanı bile çağıramıyordu.

Xiao Ren favorisi olan ama yaralandığı için geri çağırdığı Üç Başlı Tüylü Hayvanı'nı geri çağırmamış olsaydı, o da kesinlikle hayatta kalamazdı.

Kıdemli Xue'nun durumu nispeten daha iyiydi. Bir Ruh İmparatoru olarak, ruhu diğer uzmanlardan çok daha güçlüydü ve diğerleri hayatta kalırken sadece Ağaç Ruhu ölmüştü.

En güçlü ruh hayvanı olan Gün Alevi Şeytan Kuşu'na gelince, Chu Mu'nun ona odaklanmasından dolayı zor durumdaydı ve bu onuncu evre sahte imparator ölümün hemen kıyısında mücadele ediyordu!

Kazanç tarafından kör edilmiş Li Şehri Efendisi Li Sheng'e gelince, Kıdemli Xue'dan çok uzakta değildi.

Teknik savunması çok güçlüydü. Tekniğin en güçlü kısmına en yakın kişi olsa da, bedenindeki tek şey hafif siyah pençe işaretleriydi...

Ama gözleri bomboş olmuş ve yüzü solmuştu. Epey yaşlanmış görünüyordu.

Kafasındaki beyaz saçlar havada dans ediyordu. İfadesi donmuştu ve boş gözleriyle hınç aurası giderek dağılan şeytan hükümdarına bakıyordu.

Kırmızı Galaktik Şeytan İmparatoru mutlak hıza sahipti ve ulaştığında ölümcül tekniği atlatabilecekti.

Ama Bulut Yılan Şeytan Hükümdarı böyle bir hıza sahip değildi ve savunması Camgöbeği Gizli Ejderha tarafından kırılmıştı. Savaş gücünü tamamen kaybettikten sonra, son anormal işaretlere dayanamaz hâle geldi.

Bundan dolayı siyah çatlak tarafından parçalara ayrıldı!!

İç kristali de, yoğun savaşın ardından ganimet olarak Camgöbeği Gizli Ejderha tarafından tek lokmada yutuldu!

Onuncu evre sahte hükümdarın iç kristali, Camgöbeği Gizli Ejderha için en büyük enerji kaynağıydı ve onu yedikten sonra bedenindeki yaralar daha hızlı iyileşmeye başladı. Muhtemelen bu ölümsüz Gizli Ejderha'nın en iyi formuna dönmesi çok uzun sürmeyecekti!

“Hou hou hou hou!!!!!!!”

Camgöbeği Gizli Ejderha kibirlice kükredi. Hasar almaktan kaçarak ona doğru gelen Kırmızı Galaktik Şeytan İmparatoru'nu görmezden geldi ve gözlerini Li Sheng'e dikti. Li Sheng'e bu belayı kendi başına kendisinin açtığını söyleyen korkutucu bir kükreme koyverdi!

Sürekli dolaplar çeviren Li Sheng'in aklı o anda çöktü ve sabırsız ve dürüst benliğiyle Li Şehri'ne böyle korkunç bir felaket getireceğini beklemezdi. Onuncu evre sahte imparator ruh hayvanını bile kaybetmişti!!

Daha önce, Li Sheng bu bölgenin egemeni olmak için bu iki ruh hayvanına güvenmiş ve aşırı prestijli Krallık Efendisi unvanını almıştı. Şimdi Bulut Yılan Maymun Hükümdarı ölmüştü ve bu, onun için saldırı silahlarından birini kaybetmeye eşdeğerdi. Bu ruh hayvanının ölümü yüzünden, pozisyonu bir seviye düşecekti kesinlikle!

   ……

Semadaki çatlaklar çok uzun süre varlıklarını devam ettirmedi ama şehirdeki bir milyondan fazla insan, ruh hayvanı eğitmenlerinin hayal güçlerini aşan bu şok edici ve absürt tekniğe kendi gözleriyle tanık olmuşlardı. Belki de ortalama güçleri yedinci evre komutan seviyesinde olan bu ruh hayvanı eğitmenleri için, bu gökleri yok eden güç, bir tanrının, kötücül bir şeytan tanrısının gücü olarak kabul edilebilirdi!

Şeytan tanrısının daha korkunç olması, şeytan tanrısına iman edenlerin daha ateşli olmasına neden oldu. Kabus Sarayı'ndan Xi Hong, Yarı Şeytan'ın korkunçluğunu biliyordu zaten. Diğer oluşumların uzmanlarının şeytan pençesi işaretinin altında ölümle cebelleştiğini gördüğünde vahşi kahkahalar koyverdi. Kabus Sarayı'nın yüce Yarı Şeytanı!

Bu coşkun öfke gökleri kaplamış, kavurucu güneşin rengini soldurmuştu.

Yarı Şeytan durumundaki Chu Mu gökyüzünde duruyordu. Bir imparatorunki gibi soğuk gözlerle, anormal işaretlerin yıkımından acı çeken ruh hayvanlarına ve ruh hayvanı eğitmenlerine ve Li Şehri'nin afallamış durumdaki milyonlarca siviline tepeden bakıyordu.

Bu milyonlarca insanın gözünde, Yarı Şeytan Chu Mu her şeyin hükümdarıydı. Ama Chu Mu için, kalbindeki ve ruhundaki acı, onu bu sonsuz lanete zorlamıştı!!

Yarı Şeytan durumu zirveye ulaşmıştı ve bu da demekti ki, Chu Mu'nun ruhu, daha yüksek sıcaklıklarda daha yoğun bir acı içindeydi. Aynı zamanda bilincide yanarak hiçliğe karışmıştı.

Gücünün bir anda artmasına neden olan öfkesiyse, garip kalbi için en büyük işkenceydi. Bu duygu sayesinde Yarı Şeytan bedenine daha fazla enerji toplayabilmişti ve bu enerji, her şeyi yok edebilmesine yetecek kadar çoktu!

   ……

O anda, Chu Mu'nun bilinci birazcık iyileşti. Ölü ve yaralı ruh hayvanlarını görünce kendi gücünden korktu.

Öldürdüğü bu ruh hayvanlarını, normalde tüm gücünü toplasa bile öldüremezdi. Dahası, daha kısa süre önce, dişlerini sıkıp tüm gücünü kulanarak dokuzuncu evre komutan sınıfı bir Obur Böcek Canavarı'yla anca savaşabilmişti.

Bununla birlikte, şu anda öldürdüğü bu ruh hayvanlarından hiçbiri Obur Böcek Canavarı'ndan daha düşük seviyede değildi. Oradaki tüm uzmanlar da ondan yüksek seviyedeydi ve bu yaşında onların seviyesine ulaşması mümkün değildi...

Bu insanların ve ruh hayvanlarının hepsi, Yarı Şeytan durumundaki o tarafından öldürülmüştü!

Chu Mu tekniklerini kullandığı zaman, bilinci ateşle yok edilmişti. Ama bilinci yerine gelirken hatırladıkları, şok ediciydi.

Daha birkaç dakika önce, her öldürdüğünde, kalbinin derinliklerinde bir kötülüğü büyüdüğünü hissedebiliyordu...

Kalbi kavruluyordu ama asıl kavurucu sıcaklıkta olan şey, kötücül şeytan alevleriydi. Bu kötücül şeytan alevleri ona sonsuz bir güç verse de, Chu Mu kendini yavaş yavaş kaybettiğini hissediyordu!

Ama bu onun kalbinin tasviri değildi. Chu Mu'nun kavrulan kalbinde hâlâ insanların ve en güçlü ruh hayvanlarının üzerinde durmak ve en muhteşem ve güçlü ruh hayvanı efsanelerini araştırmak vardı...

Hapis Adası'nda yaşaması, bir uzman olmak için öldürmenin kaçınılmaz olduğunu anlamasını sağlamıştı elbette. Ama öldürmek şeytani bir tohum ekmek gibiydi. Öldürmenin bir nedeni yoktu, bunun tek gerekçesi, daha yüksek bir güç elde etmekti.

Chu Mu öldürmeyle kafayı bozmuş biri olmak istemedi ama kalbini ve ruhunu yiyen şeytanı hissedebiliyordu!

   ……

"Kabus'un ruhunu yutan sen olmuşsun veya senin ruhunu yutan Kabus olmuş önemli değil, ruhun bir Kabus'un ruhu hâline geldi zaten. Yarı Şeytan denen şey, insan ve şeytanın dengede olması değildir; insanın şeytana dönüşüm sürecidir. Kontrolü yitirirsen önünde sonunda yutulan şey, senin ruhun olur. Sonun önceki nesillerin Kabus Sarayı uzmanlarıyla aynı olur ve bilinci olmayan, kötülükle dolu şeytani bir ruh hayvanına dönüşürsün!" O anda Yaşlı Li'nin sesi yavaşça zihnine girdi.

Yaşlı Li her zamanki aksi tavrını değiştirmişti ve çok ciddi bir şekilde konuşuyordu.

Yaşlı Li'nin sözleri Chu Mu'nun kalbine dokundu, zira daha demin tam bir şeytana dönüştüğünü ve hain bir yaratık olan Beyaz Şeytan'a indirgendiğini biliyordu. Ayırt etmeksizin öldürmüştü ve başkalarının savaşına giren masum ruh hayvanlarını ve eğitmenlerini bile umursamamıştı...

Yaşlı Li'nin sözleri çok derindi. O kadar ki, Chu Mu'nun zihni bir anda soğudu.

Ama Chu Mu bilincini yavaş yavaş geri kazanmaya başladığında, fırtınaya benzer zihinsel bir güç bilincine vurdu ve ruhuna işkence yapıldığını, aşırı zayıf zihninin her an çökmek üzere olduğunu hissetti.

Bedenindeki öfke alevleri hemen söndü ve görüşü bulanıklaştı...

Sonunda havada kalacak enerji bile bulamadı ve bedeni ağırlaştı. Dümdüz şekilde, gökyüzünden düşmeye başladı!

O anda geride kalan bir parça bilinci ona şunu söylüyordu: 'Bu kez kesinlikle bedenin paramparça olacak ve kemiklerin kırılacak...'

   ……

“Hu hu hu hu~~~~~”

Camgöbeği Gizli Ejderha kanatlarını çırptı ve Chu Mu'nun altında zamanında ortaya çıktı.

“Ao ao ao ao!!!!!!!”

Yeri ve göğü sarsan öfkeli bir kükreme koyverdi. Li Şehri'ndeki tüm uzmanlara şu uyarıyı yapıyormuş gibiydi:

"Bundan böyle Gizli Ejderha türlerini kandırmaya çalışmayın. Gizli Ejderha türlerinin öfkesi gerçekten patladığında, insanoğlunun kıyamet günü gelecek!!"