Çeviri: bebebiskuvisi

"Chu Chen, kararlaştırdığımız savaşımızı hâlâ hatırlıyorsun değil mi?" dedi Yu He yapmacık bir gülümsemeyle.

"Evet." Chu Mu başıyla onayladı ve Ye Qingzi'yle konuşmaya devam etti.

Yu He'nin dudaklarının köşesi seğirdi. Chu Mu'nun davranışları onu gerçekten ökelendiriyordu. Chu Mu'nun yüzüne attığı tokadı hâlâ hatırlıyordu; yirmi yıllık hayatında, evinde ailesinden yedikleri dışında, yediği ilk tokattı bu! "Zehir etkisini zehre sahip ruh hayvanlarının yaşam gücünü özümseyerek elde etmeli, aynı zamanda da kendini koruyarak zehir özniteliğinin ona zarar vermesini engellemeliydi. Diğer bir deyişle, daha güçlü bir zehir, onu koruyacak daha güçlü bir ruh nesnesi gerektirir. Bu da çok pahalı olabilir. Sonuçta ağaç kalbini koruyacak bir ruh nesnesi, bir ruh hayvanının böcek, çiçek ve sarmaşık tipi ruh hayvanlarının zehirlerine karşı bağışıklığı olmasıyla aynı şeydir." dedi Ye Qingzi, Chu Mu'ya.

Chu Mu başını sallayarak sordu: "Öyleyse, Ağaç Ruhun zehir özniteliğine nasıl sahip oldu?"

"Ağaç Ruhum çiçek özniteliğine sahip ve dördüncü evreye geçtiğinde bunu kendisi kavradı." Ye Qingzi gözlerini kırpıştırdı. Chu Mu'nun bu kadar yaygın bir bilgiyi bile nasıl olur da bilmediğini merak ediyordu.

"Oh, sanırım öyle. "Öyleyse hangi ruh nesneleri bu etkiye sahip?" diye sordu Chu Mu.

"Kalp Nektarı; bu, bir ormanın Yanıltıcı Dünyası'nda yoğunlaşan özel bir su nektarıdır. Ama sıvı formunda değil de inci şeklindedir. Genelde çiçek tipi bir ruh hayvanının içinde bulunur. Ama çiçek tipi ruh hayvanları aşırı nadirdir ve Kalp Nektarı olanlar daha da azdır; bu yüzden sekizinci aşama zehre dayanabilecek Kalp Nektarı yaklaşık on milyon altın değerindedir." dedi Ye Qingzi.

Chu Mu, Ye Qingzi'ye oldukça yakın oturuyordu. Yu He daha önce Ye Qingzi'yle karşılaştığında, ona dair birçok arzusu olmuştu. Şu anda o ikisinin onu tamamen görmezden geldiğini ve çiçek tipi zehir hakkında konuştuklarını görünce nasıl rahatsız olmazdı ki? Ses tonları hoştu ve muhabbetlerinden belli olan birbirlerine karşı anlayışları oldukça iyiydi. Aşk hakkında konuşup el ele tutuşan aşıklar gibiydiler...

"Kalp Nektarı. Haha, bu madde sahip olduğum bir şey. Sekizinci aşama bir Kalp Nektarı. Kararlaştırdığımız savaşta neyi bahse koyacağımı düşünüyordum da bana onu kullanmm konusunda fikir verdiniz." Yu He onların daha fazla onun önünde muhabbet etmelerine izin veremeyeceğinden maydanoz oldu. Dahası, konuyu da Chu Mu'yla olacak savaşa getirdi.

"Oh, teşekkürler o zaman." dedi Chu Mu kaşlarını kaldırarak.

"Neden bana teşekkür ediyorsun? Beni yenebileceğine mi inanıyorsun?" Yu He bu insanların onu ciddiye almadığını gördü. Sahte bir nezakete ihtiyaç duymadan soğuk bir sesle konuştu.

Yandaki Ye Wansheng, Yu He'nin sonunda numara yapmayı bıraktığını görüünce gülmeye başladı ve Chu Mu'ya bir başparmak işareti yaparken dedi ki: "Gerçekten çok kötüsün. Adam on milyonluk bir şeyi bahse yatırmaya zorladın!"

Savaşlarda daima ödüller olurdu. Kararlaştırılan savaşlarında ona meydan okuyan kişi Yu He'ydi, ama ona meydan okumasının bir getirisi olması en iyisi olurdu, hiç değilse, savaşırken daha şevke gelirdi.

"Sen ne yatırıyorsun?" Yu He aptal değildi ve karşılığında hiçbir şey almadan Chu Mu'ya avantaj sağlayacak değildi.

"Ne, ikiniz arasında kararlaştırılmış bir savaş mı var?" Genç Hanım Sha ve Dong Qing bundan haberdar değildi ve bakışları Yu He'yle Chu Mu'ya düştü.

Yu He kararlaştırılmış savaştan bahsettiğinde, ikisi de Yu He'nin kasten kışkırttığını düşünmüştü. Daha önceden birbirleriyle tanışmış olmalarını beklemiyorlardı.

Kıvılcımlar uçmaya başladı ve Yu He daha fazla sahte bir tavır takınmadı. Küstah ve kibirli bir tavra sahipti ve Chu Mu'nun, neredeyse on milyonluk bahis teklifini görüp görmeyeceğini merak ediyordu!

"Genç Efendi, Şehir Efendisi seni ve arkadaşlarını davet ediyor. Toplantı başlamak üzere." O anda aile hizmetçisi geldi ve herkesle konuştu.

"Bu konuyu daha sonra konuşuruz. Önce toplantıya gidelim?" Dong Qing bu konunun basit olmadığını fark etti ve hemen iki taraf arasındaki gerginliği hafifletti.

Yu He daha fazla konuşmadı. Soğukça gülümsedi ve ayağa kalktı. Ardından alaycı bir tonla dedi ki: "Bence, bana karşı savaşmak için bugünkü gibi boş bir yer seçmelisin. Kaybedersen ve buna birçok insan tanık olursa, arkanda duran Ruh Sarayı Genç Efendisi'ne utanç getirirsin."

Konuştuktan sonra Yu He onları görmezden geldi ve doğruca toplantı salonuna doğru yürüdü.

"Yu He, eşek tepti de beynin mi sulandı...benim evimde nasıl bu kadar küstah davranırsın?" Dong Qing öfkesini yutan biri değildi. Yu He'nin içtenlik numarasını bıraktığını görünce, Yu He de misafirperver ev sahibi tavrını bir kenara attı.

"Sana bir kez daha hatırlatacağım, sadece baban yüzünden genç efendisin. Li Şehri Efendisi olmasaydı, ikinci sınıf bir ruh hayvanı eğitmeninden fazlası olamazdın. Önce git, birkaç yıl daha eğitim yap, ondan sonra konuşmak için karşıma çık." Yu He dostane tavrını tamamen bıraktı ve Dong Qing'le konuşurken bile kibirli davrandı.

Dong Qing'in öfkesi yükseldi ve buz gibi gözlerle Yu He'ye baktı. Sonunda derin bir nefes aldı ve öfkesini bastırdı.

"Aşağılık biri. Bir kişinin ana ruh hayvanının ölümüne neden oldu ve hâlâ burada utanmazca önce birkaç yıl daha eğitim yapmamız gerektiğini söylemeye cesaret edebiliyor. İki yıl önce başkalarını takip eden bir köpekten fazlası değildi. Kuyruk sallayıp yalvarır, yaltaklanmak için elinden geleni yapardı." Genç Hanım Sha da öfkelendi ve uzaklaşan Yu He'nin arkasından yüksek sesle onu haşladı.

Chu Mu bakışlarını Dong Qing'e çevirdi ve onun gerçekten de çok rahatsız olduğunu gördü. Özellikle Genç Hanım Sha iki yıl öncesinden bahsettiğinde yüzündeki damarlar belirginleşmişti.

"Dong Qing? Sorun ne?" Chu Mu Dong Qing'i oturttu ve ona bir soru sordu.

Dong Qing öfkeli biri değildi ve oturduktan sonra ellerindeki çayı bitirdi.

Genç Hanım Sha ağzını kapalı tutamadı ve dedi ki: "Muhtemelen Dong Qing'le benim arkadaşlarımı hatırlıyorsundur. Hepsinin aynı yaşlarda olduğu söylenebilir ve Tüccar Birliği, Ruh Hayvanı Sarayı, Elemental Tarikatı, Zhanli Krallığı, Ruh Kilisesi, Kabus Sarayı, Ruh Sarayı gibi büyük oluşumları temsil ederler..."

"İki üç yıl önce, Yu He de dahil herkes bu grubun lideri olarak Dong Qing'i tanımıştı. O zamanlar Yu He Dong Qing'e yaltaklanmaya çalışmış ve grubumuza girmişti. Ama Yu He gücünü saklayan utanmaz ve aşağılık biriydi. Birkaçımız yabanda eğitimdeyken, Dong Qing'in ona olan güveninden yararlandı ve Dong Qing'in ana ruh hayvanının ölümüne neden olarak onun gücünü azalttı."

Genç Hanım Sha konuşurken çok duygusaldı ve Yu He'yi binlerce parçaya ayırmak istermiş gibi bir ifadesi vardı. Gerçekten zar zor dayanmaktaydı. Sonuçta toplantı için gelen herkes yüksek statülü insanlardı ve dilediği gibi sorun çıkaramazdı. Kesinlikle Kıdemlileri tarafından azarlanırdı. Chu Mu ve Yu He arasında kıvılcımlar uçmaya başladığında buna daha fazla dayanamamıştı. Sözüm ona ilgisiz ve soğuk bir genç hanım olduğu söylense de, Yu He'nin arkasından onu yüksek sesle azarladı.

Dong Qing de Ye Wansheng gibiydi, sadece öfkesini sessizce bastırıyordu. Dahası, Yu He o aşağılık sözleri söylerken Dong Qing zar zor da olsa buna dayanmak zorunda kalmıştı, zira artık Yu He'nin rakibi değildi.

Çeşitli ailelerin kıdemlileri birbirleriyle eş dosttu ve gençler arasındaki sorunları bastırır, kendileri çözerlerdi. Dong Qing, Yu He'ye meydan okuyacak gücü elde etmeden önce düşüncesizce davranamayacağının farkındaydı.

"Bu bir şey değil. Sonrasında Yu He Li Şehri'nde kendi grubunu kurdu ve Dong Qing'i dışladı. Geriye kalanlar biz ikimiz ve o işe yaramaz adamlardı sadece." Genç Hanım Sha konuşmaya devam etti.

"Demek herkes aynı durumdaydı. Haha, Yu He gerçekten korkunç bir zavallıymış gibi görünüyor!" Ye Wansheng sonunda sahte tavrını bir kenara bıraktı ve gülümsedi.

"Onunla ne sorununuz var?" Dong Qing yavaşça duygularını sakinleştirdi ve bir soru sordu.

Chu Mu, o, Ye kardeşler ve Yu He arasında geçenleri kısaca Dong Qing ve Genç Hanım Sha'ya anlattı.

"Haberleri daha duyduğum anda, Yu Lang ve Feng Ya'nın onun tarafından öldürüldüğüne %100 emin olmuştum. Bu olaya tanık olanlar olmanız çok iyi..ama Yu He kurnazdır ve geride doğrudan kanıt bırakmamıştır. Umarım Ruh Sarayı doğru olanı yapar ve Yu He'yi cezalandırır." dedi Dong Qing.

"Umarım, yoksa yine yasadışı bir şey yapacak. Gelecekte onun tarafından kaç kişinin öldürüleceğini bile bilemeyeceğiz." dedi Genç Hanım Sha.

"Sizler Chu Chen'e inanmıyor musunuz?" Ye Qingzi üzgün bir şekilde iç çeken ikisine baktı ve kafası karışmış bir şekilde sordu.

Chu Mu Yu He'yle savaşacağından, duruşma öncesinde ona sağlam bir ders vermesi mümkün olacaktı. Dahası, Yu He'nin bir iki ruh hayvanını öldürmesi de mümkün olacaktı. Ama Dong Qing ve Genç Hanım Sha, Chu Mu'nun Yu He'yle yapacağı savaşta içlerinin biraz soğumasına yardım edeceğini düşünmüyorlarmış gibi savaştan hiç bahsetmemişlerdi.

"Bu...Yu He iğrenç ve berbat biridir ama gerçekten güçlüdür. Bizim yaşımızdaki insanlar arasında onun rakibi yok. Ondan daha güçlü olanlar da eğitimleri için uzaklar gitmiş durumda..." dedi Genç Hanım Sha, Chu Mu'ya bakarken.

Genç Hanım Sha, Chu Mu'nun sadece Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nı görmüştü. Hızı çok yüksek olsa da, sadece hız savaş kazanmaya yetmezdi.

"Genç Efendi, Şehir Efendisi sizi ve arkadaşlarınızı bekliyor..." Yaşlı hizmetçi tekrar bedenini eğdi ve hatırlatmada bulundu.

"Bu konuyu daha sonra konuşuruz. Önce toplantı yerine gidelim de daha fazla saygısızlık yapmayalım." Dong Qing zamanı geldiğini fark etti ve hemen yaşlı hizmetçinin peşine düştü.

"Tamam, toplantıdan sonra konuşuruz. Yu He'nin toplantı sonunda özellikle beni bekleyeceğinden eminim." dedi Chu Mu.

Bu toplantı Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha hakkındaydı ve Chu Mu bunu kaçırmak istemiyordu. Sonuçta Yu He konusu önemsizken Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha konusu çok önemliydi.