Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'yı bulmanın neredeyse imkansız olduğunu biliyordu ama bu obur böcek canavarı şans eseri küçük bir iz bulabilmişken Chu Mu onun kaçmasına nasıl kolayca izin verebilirdi?

Neredeyse gece vakti olmuştu ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın algı yeteneği, kara gecenin çöküşüyle kademe kademe güçlenmeye başlamıştı. Daha önce altmış-yetmiş metre olan algı menzili yüz metreye çıkmıştı.

Genelev toplam beş katlıydı ve her kat yüz metrekareydi. Gecenin çökmesi, bu yerin kadın ve erkek bedenleri için bir cennet olacağı anlamına geliyordu.

Beşinci kattaki kadınlar, genelevin en iyileriydi. Görünüş, cilt, figür bakımından, üstün soya sahip asil ailelerinin genç kadınlarıyla karşılaştırılabilir seviyedeydiler. Bazıları düşmüş ailelerin kızlarıydı hatta.

Açık kırmızı renkli odalar, pek çok yüksek yüksek dereceli memur ve soylular tarafından doldurulmuştu. Bazıları kollarında aşırı güzel bir kadın tutup gülüyorken diğerleri oda satın almak için para ödüyor, odadaki güzel kadınla sevişmek için sabırsızlanıyordu...

En sağdaki oda tamamen karanlık değildi ve insanlar bir kadınla bir erkeğin sevişmesinden gelen iniltileri duyabiliyordu...

Ama gizemli bir rüzgar estikten sonra, cinsel ilişkiden kaynaklı zevk sesleri aniden kesildi.

"Sorun ne, Kıdemli. Devam etmeyecek misiniz? Bu hizmetçiniz henüz tatmin olmadı!" Odadaki kadının yumuşak sesi duyuldu. Sevgi dolu bir anne kedi gibi çıplak adamın bedenine dolandı. Ardından adamın arzusunu uyandırmak isteyerek yavaşça çömelmeye başladı.

"Çık dışarı." Adam aniden soğuk bir hava yaydı ve kadına bağırdı.

"Olmaz. Dışarıda, görmelerinin beni utandıracağı kadar çok insan var." Kadın adamın ifadesinin değiştiğini fark etmedi ve kendi bluzunu yukarı doğru çekmeye devam etti.

Adam kayıtsızca yatağın yanına yürüdü ve hızlıca kıyafetlerini giydi. Kadına bir ceket fırlattı ve onu zorla odadan dışarı çıkardı.

Kadın afalladı, ama adamın vücut dilinden anladı ki, Kıdemli'nin şimdik ifadesi çok korkunçtu. Bu nedenle, bedenini bir parça kıyafetle bile örtmeden yandaki kadının odasına koştu.

   ……

"Ruo Shui, bu yakışıklı genç efendiyi görüyor musun? Çabuk git ve onu eğlendir." Genelev sahibesi aşağı yukarı bakındı ve aniden yukarı çıkan bir adam gördü. Gözleri aniden parladı.

Ruo Shui denen kadın biraz bile istekli değildi ama genelev sahibesinin ona olan bakışlarının ardından eteğini bir ucundan kaldırdı ve yavaşça obur böcek canavarını arayan Chu Mu'ya doğru yürüdü.

Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, obur böcek canavarının genelevde saklandığını hissetmişti, ama garip şekilde buraya girdikten sonra bir anda kaybolmuştu!

Bu obur böcek canavarı doğuştan gelen bir aura gizleme tekniğine sahipse muhtemelen onu kullanmıştı, Chu Mu'yu burada atlatacak ve izini kaybettirecekti.

Ama Chu Mu, obur böcek canavarının efendisinin konumuna doğru koşmasını daha olası görüyordu. Bu da demekti ki, acımasız ruh hayvanı eğitmeni bu genelevdeydi.

Chu Mu o ruh hayvanı eğitmeninin çok güçlü olduğunu tahmin ediyordu, bu yüzden içeri girerken Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nı avluda bırakmış, Yaşlı Li'nin tekniğiyle kendi görünüşü değiştirmişti. Ardından aurasını örtmek için uğursuz beyaz şeytan alevlerini kullanmıştı.

"Genç Efendi, bendeniz Ruo Shui..." Ruo Shui onun önüne yürüyüp boynunu eğerken halsiz bir sesle konuştu.

Chu Mu biraz zarif olan bu kadına baktı ama onu umursamadan beşinci kata yürümeye devam etti.

Ruo Shui, ona bir bakış atan genelev sahibesine baktı ve Chu Mu'yu takip etmeye devam etti. Ne olursa olsun, bu müşteriyi almak zorundaydı.

Chu Mu bir Ruh Lordu'ydu ve doğal olarak giydikleri sıradan insanlarınkine benzemiyordu. Genelev sahibesinin gözleri keskindi ve ne olursa olsun böyle büyük bir balığın elinden kaçmasına müsaade etmezdi. Sonuçta, buranın çevresinde başka genelevler de vardı...

"Genç Efendi, birini mi arıyorsunuz?" Ruo Shui Chu Mu'yu ardından takip etti ve çok acemi bir tonla sordu.

Chu Mu cevap vermedi ve beşinci kat boyunca yürüdü. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, obur böcek canavarının aurasının beşinci katta kaybolduğuna dair onu bilgilendirmişti.

"Gerçekten, o Kıdemli'ye ne olduğunu anlamadım. Aniden durdu ve tam belirsiz bir şey hissetmişken beni odadan dışarı attı..." Odadan çekici bir kadın sesi geldi.

Chu Mu'nun duyma yeteneği çok iyi olduğundan hemen bu konuşmayı yakaladı. Arkasını döndü ve konuşmadan onu takip eden Ruo Shui'ye bakarak dedi ki: "O kadının hangi odada olduğunu öğrenmeme yardım et."

“Oh, oh.” Ruo Shui aceleyle başını salladı ve kapıyı çalarak odaya girdi.

Çabucak odasının beşinci katın en uç kısmındaki oda olduğunu öğrendi.

"Genç Efendi, oraya mı gidi...oh?" Ruo Shui tam bir şey söyleyecekti ki, aniden güçlü bir kolun belinden kavradığını ve onu kucakladığını fark etti.

"Genç Efendi?" Ruo Shui telaşlandı ve ne yapacağını bilemedi.

"Bir şey söyleme, sadece benimle gel." Chu Mu'nun gözleri hiç değişmedi, kollarında bir orospuyla en sağdaki odaya yürüdü.

Bir güzelle keyif çatmak üzereymiş gibi bir gülümseme takındı. Odaya yürüdükten sonra, bu kadını öpmek istermiş gibi görünerek kapıyı açtı.

Kapı açıldığında, içerideki geniş yatakta sessiz bir adamın oturduğunu gördü. Bu adam orta yaşlarına gelmişti zaten ama otuzunda ya da biraz daha yaşlı bir adamdan pek de farklı görünmüyordu. Chu Mu ve Ruo Shui odaya girdiğinde, adamın gözleri bir anda buz gibi oldu ve biraz öldürme niyeti yaydı!

“Ha? Neden burada biri var?" Chu Mu odaya girdikten hemen sonra telaşlanmış gibi yaptı ve aceleyle dışarı çıktı.

Adama bakarken çabucak kapıyı kapattı ve bir yandan da Ruo Shui'yi azarladı: "Bu oda olduğunu söylememiş miydin? Bunu bile mi yanlış anladın..."

Chu Mu'nun bahanesi Ruo Shui'nin kafasının tamamen karışmasına neden oldu ve Chu Mu'nun güçlü kolu tarafından dışarı çekildi.

Odadan çıktıktan sonra, Chu Mu kolunu gevşetmek yerine Ruo Shui'yi tutmaya devam etti. Normal bir genelev müşterisi gibi davranmaya evam etti ve yavaşça genelev merdivenlerinden aşağı indi.

Beklediği gibi, en sağdaki odanın kapısı kapalı değildi ve sessiz adamın bakışları kaygısız Chu Mu üzerindeydi. Sonra bakışlarını koridorun aşağısına çevirdi ve obur böcek canavarının onu takip ettiğini söylediği ruh hayvanı eğitmenine bakındı.

"Genç Hanım, buraya gelemezsiniz. Bu konuyla ilgileneceğiz, rahatlayın..." Aniden aşağıda bir yaygara koptu.

"Hmph, o zaman kıçını kaldır ve arkadaşımın genç kız kardeşini buraya getir!" Biraz kibirli bir kadın sesi duyuldu.

Adamın şüphesini çekmemek maksadıyla, Chu Mu, Ruo Shui'yi sardığı kollarını hiç çekmeyerek merdivenlerden aşağı indi. Ardından bu kaba kadınla yüz yüze geldi...

Kadını görünce afalladı, zira bu kadın şehre girdiğinde serbest bölgede hız yarışı yaptığı Sha Hanım'dı.

"Sen...piç, sen öldüreceğim!" Sha Hanım Chu Mu'nun Ruo Shui'ye sıkı sıkıya sarıldığını gördü ve yüzü kıpkırmızı oldu. Bir anda astlarına ruh hayvanlarını çağırmalarını emretti.

Chu Mu bu şaşkınlık dalgasının üstesinden geldi ve avluya doğru koşmadan önce Ruo Shui denen kadını aceleyle serbest bıraktı.

Bir soğuk hava dalgası üzerine geldiğinde, Chu Mu yukarıdaki adamın duruma uyandığını ve ona kilitlendiğini anladı. Burada kalmaya devam ederse, kesinlikle o adam tarafından öldürülürdü!

"Kaçmak mı istiyorsun? Siz onu geri götürün, ben o zamparayı yaklayacağım!" Sha Hanım dört astına emir verdi. Konuşurken aceleyle Tek Boynuzlu Işık Atı'na atladı ve şiddetli bir öfke yayarak Chu Mu'yu kovaladı.

"Kaçma!" Sha Hanım hiçbir şey bilmiyordu ve çabucak avluya ulaşmıştı.

"Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı?" Genç Hanım Sha avluya ulaştığında tanıdık bir Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın binayı çevreleyen duvarların üzerinden atladığını ve ana caddeye doğru koştuğunu gördü.

"O adam olabilir mi? Boyu posu benzerdi, peki neden yüzü benzer değildi?" Genç Hanım Sha kendi kendine mırıldandı. Ama Chu Mu'nun Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın çoktan kaçtığını görünce Tek Boynuzlu Işık Atı'na bir şaplak attı ve onun peşine düştü.

Gece, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nın zamanıydı ve bu sefer hızını üçe katlayabilirdi. Bu hız, Genç Hanım Sha ile yarıştığı zamanki hızından daha yüksekti.

Çabucak Genç Hanım Sha'nın Tek Boynuzlu Işık Atı arkada kaldı, ama takip etmeyi bırakmadı ve bir büyü okudu. Tek Boynuzlu Işık Atı'na yedinci seviye hız arttırıcı bir ruh tekniği uyguladı ve sonunda Chu Mu'nun figürünü zar zor görebilecek seviyede kalmayı başarabildi.

Genelevde soğuk bir rüzgar dalgası patladı. Yağmur perdesinin ortasında, bineğini süren bir insanın ana hatları belli belirsiz seçilebiliyordu.

Aniden bir insanın saydam ana hatlarında bir çift göz belirdi. Buz gibi bakışlarla çoktan uzaklaşmış Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'nı ve Tek Boynuzlu Işık Atı'nı izliyordu.

"Genç Hanım Sha...hmph, gerçekten ayak bağı bir kadın..." Kalın bir ses soğukça çınladı. Yüz Anne'nin Efendisi, ana caddedeki veledi öldürüp öldürmeme konusunda tereddüt içindeydi.

Sokağın ortasında o veledi öldürürse, Genç Hanım Sha kesinlikle bunu görecekti, ama Yüz Anne'nin Efendisi, Sha Hanım'a saldırmaya cesaret edemiyordu...

Yüz Anne'nin Efendisi nihayetinde Chu Mu'nun kaçmasına izin vermemeye karar verdi. Güçlü görünmezlik yeteneğine güvendi ve sessizce Chu Mu'nun kaçtığı yöne doğru ilerlemeye başladı.

   ……

Yıllardır ölüm ve yaşam arasında yaşadığı hayat, ona şu anda ölüme çok yakın olduğunu söylüyordu. Yüz Anne'nin Efendisi'nin gücü, Chu Mu'nun hayal gücünü fazlasıyla aşmıştı. Genelevden kaçmakta bir an bile gecikseydi, o adam kesinlikle ruh andacıyla onunkini bastırırdı; ondan sonra da bir büyü okumak bile çok zor olurdu!

"Karanlık, çabuk, acele et!!" Chu Mu endişeyle Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı'na en yüksek hızını kullanmasını söyledi!

ÇN: Işık Gergedanı, Işık Unicornu olarak değiştirilmiş, ben de değiştiriyorum. Bu notu da önceki bölümlerden dolayı bir karışıklık yaşanmaması için buraya bırakıyorum.