Çeviri: bebebiskuvisi

Li Bölgesi, Li Şehri, Elemental Tarikatı...

Yu He avluda yüzü kıpkırmızı bir şekilde duruyor, duygularını bastırmakta zorlanıyormuş gibi görünürken göğsü inip kalkıyordu.

“Pai~~~~”

Kolunu savurmasıyla, yanındaki masada duran çay fincanına vurdu. Hemen pahalı çay takımı yere düşüp parçalandı.

"Nehri geçtikten sonra köprüyü yıkıyorlar. Hmph, ne düşündüklerini anlamadığımı mı sanıyorlar!" Yu He'nin gözleri kötü niyetle parladı.

Şu anda, avludaki tek kişi Yu He'ydi. Daha önce duygularını bu şekilde açığa çıkarmaya cesaret edememişti.

"Bana bir şey olursa, siz piçler de yakanızı kurtaramayacaksınız!" Yu He dişlerini sıktı.

Yu He öfkesini kusarken, uzun, şeritli bir cübbe giyen bir genç yavaşça avluya yürüdü.

Genç adam kırık çay fincanlarına baktı ve yüzünde bir gülümseme ortaya çıktı. "Neden bu kadar öfkelendin ki? Onlarla uğraşırken ne tür insanlar olduklarını fark etmiş olmalısın."

"Hmph, bana vadettikleri fayda olmasaydı..." Yu He taş sandalyeye geri oturdu. Kalbindeki öfkeyi biraz bastırdı ve genç adama bakarak konuştu:  "Ruh İttifakı'ndaki insanlar, nadiren Zhanli Krallığı'ndan dışarı çıkarlar. Yine de, neden son birkaç yıldır buraya geldiğinizi düşünüyorum?"

"Haha, neden cevabını bildiğin sorular soruyorsun?" Genç adam konuşurken Yu He'nin yanına oturdu.

Yu He hemen sakinleşti ve ilgisiz bir ses tonuyla sordu: "Tüm ruh hayvanı dünyasını sallayan o ruh hayvanı gerçekten kaçtı mı?"

"Kaçtıysa kaçtı. O kadar da inanılmaz bir şey değil. O Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha, Efendimiz'in bile kontrol edemeyeceği bir şey..." diyerek güldü genç adam.

"Onu kimse kontrol edemez. Sizler de uzun süredir işlerinizi yapması için ona güvenmediniz. Belki de onu kısıtlayabilecek hiçbir şeyiniz kalmamıştır. O ruh hayvanını kontrol edemediğinizi söylemekten utanıyorsunuz ve bu yüzden insanların gözlerini boyamak adına onu kovaladığınızı söylemek için onun kaçmasına izin verdiniz..." dedi Yu He.

Genç adam, Yu He'nin onun sözünü kesmesini görmezden geldi ve elindeki güzel yüzükle oynadı.

"Lu Ying, birbirimize çok yakınız. Neden söylemiyorsun? Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha gerçekten de Sonsuz Okyanus'ta bir yumurta bıraktı mı? Gerçekten oradaysa, bu kadar çok kişiyle aramanıza rağmen onu neden bulamadınız?" diye sordu Yu He.

"Tanrı'nın İç Organları'nın izlerini bulduk zaten. Kabus Sarayı tarafından yönetilen Hapis Adası denilen bir ada üzerinde. Gizli Ejderha yumurtasının oranın yakınlarında olması gerekirdi..." dedi Yu Lang isimli genç adam.

"Hapis Adası mı? Daha önce duymuştum sanırım. Peki Tanrı'nın İç Organları'nın izlerini keşfetmeniz neden bu kadar uzun sürdü? Neredeyse bi yıl oldu, değil mi?" diye sordu Yu He.

"Sonsuz Okyanus'un hoş bir yer olduğunu mu sanıyorsun? Kabus Sarayı'nın yönettiği bölge, tüm Sonsuz Okyanus'un %10'u bile değil. Daha önce hiç Sonsuz Okyanus'un efsanesini duydun mu?" Lu Ying'in sesi oldukça ciddileşti.

"Sonsuz Okyanus'un efsanesi mi? Biraz duymuştum. Sonsuz Okyanus'ta aşırı güçlü ve gizemli bir ruh hayvanı yaşıyormuş. O ruh hayvanının gerçek kimliğini bugüne kadar kimse görmemiş. Tek bildiğim, tüm ruh hayvanı dünyasında o ruh hayvanını kışkırtabilecek neredeyse hiç kimse olmadığı..." Yu He, Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha ile Sonsuz Okyanus'un efsanesi arasında çabucak bağlantı kurarken ifadesi değişti.

"Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'ın yumurtası o gizemli ruh hayvanının ellerine düşmüş olabilir mi demek istiyorsun?" Yu He bir çıkarımda bulundu.

Lu Ying başını salladı, ama olumsuz yönde değil. Belli bilgiler hakkında konuşup konuşmamak konusunda tereddütlü görünüyordu.

Yu He, Lu Ying'in bazı önemli bilgilere sahip olduğunu fark etti ve yüzüğünü çıkardıktan sonra ona doğru uzattı. "Bunca zamandır kardeşiz, bana söylemenin ne zararı olur? Çok merak ediyorum. Bu yüzük çok fazla değil ama ruh hayvanlarını güçlendirmende bir sıkıntı yaratmamalı..."

Lu Ying güldü ve sakince yüzüğü aldı. Ruh andacını kullanarak Yu He'ye dedi ki: "Sonsuz Okyanus'taki ruh hayvanından ve Kabus Sarayı'nın kısıtlamalarından dolayı, Tanrı'nın İç Organları'nın kalıntılarını bulana kadar Sonsuz Okyanus'ta epey bir zaman harcadık.

"Kıdemlilerin analizlerine göre, Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha yumurtası için üç olasılık var."

"İlki, Sonsuz Okyanus'taki ruh hayvanı tarafından ele geçirilmiş olması."

"İkincisi, Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha tarafından bir yere saklanmış olması ve bizim onu hâlâ bulamadığımız."

"Üçüncüsüyse..." Bu kısma geldiğinde, Lu Ying biraz tereddüt etti.

Yu He açıkça bilmek istedi ve gözlerini Lu Ying'e dikti.

Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'nın yumurtası, sayısız ruh hayvanı eğitmeninin en vahşi rüyalarını süsleyen bir şeydi. Ruh İttifakı'nın ruh hayvanı dünyası içinde bu konumda olmasının nedeni, bu özel ejderha yumurtasına sahip olmasının yanında birkaç aşırı nadir ve aşırı güçlü ruh hayvanını kontrol altında tutuyor olmasıydı.

Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha yumurtasının, hükümdar sınıfı bir Camgöbeği Gizli Ejderha olduğu söylenirdi. Savaş gücü, hükümdar sınıfları arasında neredeyse benzersizdi ve Kabus Sarayı'nın Beyaz Kabusu'ndan daha korkunçtu. Çok uzun zaman önce, yabanda kaçmış Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'nın yumurtasını elde eden genç bir ruh hayvanı eğitmeni olmuştu. Camgöbeği Gizli Ejderha'yı kullanarak genç neslin en iyilerinden biri olmuştu. Genç neslin kapsamından çıktıktan sonra bile, adı tüm ruh hayvanı dünyasına yayılmıştı.

Bir ruh hayvanı, bir ruh hayvanı eğitmeninin hayatını değiştirebilirdi. Yu He Elemental Tarikatı içinde biraz statüye sahipti; ama geniş ruh hayvanı dünyasına kıyasla, bu güç kibirli olmak için yeterli değildi. Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'nın yumurtasını elde edebilirse, statüsü çok hızlı bir şekilde yükselirdi. Tüm uzmanların toplandığı Göklerin Altındaki Savaş'ta bile kendine yeterince güvenebilirdi.

ÇN: Göklerin Altındaki Savaş sık sık olduğu gibi, yine başka bir terimle ifade edilmiş. İngilizce çevirmeni bunun hakkında açıklama yapıyor ama ben Göklerin Altındaki Savaş deyip geçtim.

"Üçüncü olasılık nedir? Konuş hadi..." Yu He'nin endişesi arttı.

Yu He'nin sabırsızlığını görünce, Lu Ying gülerek fısıldadı: "Tanrı'nın İç Organları, Kabus Sarayı'nın Hapis Adası'ndaydı. O zaman, Hapis Adası'nda üç bin mahkum vardı. Bu üç bin mahkum içinden de sadece biri hayatta kaldı. O adam da, Kabus Sarayı'nın Hapis Adası Kralı oldu..."

"Anladım!!" Yu He zeki biriydi ve Lu Ying'in sözleri, üçüncü olasılığı hemen anlamasını sağladı. Yüzündeki şok ifadesi aşırı oldu!

"Haha..."

"O kişinin kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu Yu He.

Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha bir ejderha yumurtası üretmişti!

Bunun muazzam cazibesi, Yu He'nin dişlerini sıkmasına neden oluyordu. Sadece üç olasılıktan biri olsa da, Hapis Adası Kralı'nı kesinlikle bulması gerekiyordu. Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'nın yumurtası ellerinde olabilirdi.

"Çok talihsiz bir durum. Yarım yıl önce haberimiz olsaydı, Hapis Adası Kralı tüm Batı Krallığı'nı sarsarken onu yakalayabilirdik. Ama yarım yıldır Hapis Adası Kralı'ndan haber yok. Kimse nerede olduğunu bilmiyor." dedi Lu Ying.

Yu He gözlerini devirirken çok kısık bir sesle sordu: "Bunu kaç kişi biliyor?"

"Çok değil. Babam, Kıdemli Tian Tang, Kabus Sarayı'ndan biri, ben ve sen. Ayrıca bunu babamdan öğrenmek için çok dil döktüm. Bunun ne kadar önemli olduğu açık olmalı. Bunu sana sadece birlikte büyüdüğümüz için söylüyorum. Bunu meraktan öğrendiğini söylersen bir sorun olmaz. Kesinlikle kimseye bir şey söyleyemezsin..." dedi Lu Ying.

"Elbette. Bu konuda bana güvenmiyor musun?" diyerek güldü Yu He.

"Söyledim ya, daha ne yapacaktım? Şimdi gitmem lazım. Babam, senin evinde uzun süre kalmamı istemiyor." dedi Lu Ying.

"Seni geçireyim. Oh, neredeyse sormayı unutuyordum. Ruh İttifakı'nın insanlarını Li Şehrim'e getiren nedir?" diye sordu Yu He gülerek.

"Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'yla ilgili konulardan dolayı geldik. Gelecekte anlayacaksın. Haha, çok düşünmemek lazım sanırım. Önce kendi durumunla ilgilen; başının büyük belada olduğunu duydum." Lu Ying bunları söyledikten sonra arkasını dönüp gitti.

"Semavi Camgöbeği Gizli Ejderha'yla ilgili konulardan dolayı geldik." Yu He kafası karışmış gibi bir ifade sergiledi ve tahmin etmeye çalıştı...

   ……

   ……

Yuan Ormanı'nın sonu, devasa bir palmiye gibiydi. İki bölgeye uzanıyor ve Li Bölgesi'nin en batısına kadar genişliyordu.

Li Bölgesi'nin en batısında oldukça seyrek bir orman ve bu ormandan da dolaşan birçok ruh hayvanı vardı. Ama burada savaşçı sınıfı ve üstü ruh hayvanı bulmak neredeyse imkansızdı.

Güneş parlıyor, serin bir rüzgar esiyor ve rengarenk bir resim oluşturuyordu...

Bir ağacın altında, yaşlı bir ruh hayvanı eğitmeni, yanında üç tane on üç ya da on dört yaşındaki gençle yavaşça yürüyordu.

"Ruh hayvanları ruha sahiptir ve onları yakaladığınızda, onlarla ilişki kurup birleşmeniz gerek. Bir ruh hayvanının aklının çerçevesinde anlayabileceğinizi keşfederseniz, ruh sözleşmeniz büyük oranda başarılı olacaktır. Bugün, ilk kez gerçek ruh hayvanlarıyla karşılaşacaksınız. Beşinci evre ve üzerindeki ruh hayvanlarını kızdırmamanız en iyisi olur. Zayıf ruh gücünüzle onları yakalayamazsınız." Kıdemli ruh hayvanı eğitmeni konuşurken, arkasındaki üç genç onu yakından takip ediyordu.

Üç genç onun sözlerini can kulağıyla dinledi ve dibinden ayrılmadı. Merakla ve endişeyle çevrelerini izlediler. Biraz korksalar da, ilk ruh hayvanlarını elde etmeye bu kadar yakın olmanın heyecanını bastıracak kadar da değildi.

“Hou Hou~~~~~~~~”

Aniden ürpertici ve kan kokusu taşıyan bir ses üzerlerine geldi. Üç genç ürpermeden edemediler.

Kıdemli ruh hayvanı eğitmeninin yüzü de hafifçe değişti. Dördüncü evrede bir Kan Emici Hayvan'ın burada ortaya çıkacağını düşünmemişti!

Kan Emici Hayvanlar kötü şöhretli ruh hayvanlarıydı. Oldukça vahşiydiler ve bu kıdemli ruh hayvanı eğitmeni, düşük seviye bir ruh hayvanı eğitmeniydi sadece. Bununla başa çıkamayabilirdi.

"Geri çekilin, geri çekilin..." Kıdemli ruh hayvanı eğitmeni aceleyle bir büyü okudu ve korku içinde titreyen gençlerle geri çekildi.

Kan Emici Hayvan'ı yakından izlerken ifadesi kasvetlenmişti. Kalbi çok hızlı atarken, beyni de onunla başa çıkabileceği bir yol düşünüyordu.

Ama tam dördüncü evredeki Kan Emici Hayvan'la ilgilenirken çocukları buradan uzaklaştırmayı düşünürken, ruh hayvanı bir panik çığlığı koyverdi ve başka bir yöne kaçtı.

Kan Emici Hayvan kaçıyor muydu?

Kıdemli ruh hayvanı eğitmeni şok oldu. Gözleriyle etrafı taradı ve ormanın derinliklerinden anormal derecede şeytani bir adamın yavaşça dışarı yürüdüğünü fark etti. Hiç ruh hayvanı çağırmamıştı ama yaydığı gizemli ve anormal şeytani aura, bir insanı korkudan titretecek seviyedeydi...